SÖMÜRGE

tarafından **tuvana** 2008-04-19, 21:47

SÖMÜRGE

Biz sömürge miyiz?

Lütfen hemen karşı çıkmadan birkaç satır daha okuyun derim.

Sömürgeninkarşılığı sözlüklerde şöyle yazıyor: Sömürgecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri,
toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya
yayılmayı istemesi, müstemlekecilik, kolonyalizm (TDK Sözlüğü)

Şimdi bu açıdan bakarak, yani, geçen yüzyılda, başta İngiltere olmak üzere, diğer
emperyalist devletlerin uygulamalarını, filmlerdeki Tom amcaları veya
romanlardaki ayrıntıları bir yana bırakarak, gerçekçi bir gözle bakalım.

Sömürgecigüçler, az gelişmiş ülkelerin değerlerinden yararlanmak isterler.

Bu değerler maddesel de olabilir, örn. Maden yatakları, petrol gibi doğal yakıt
kaynakları vb.

Bunlardışında, insan gücü de sömürgecilerin en başta gelen sömürme nedenlerindendir.

Sömürgeciler,sadece toprakları işgal etmekle kalmazlar. İşgal ettikleri topraklarda, kendi inançlarını
ve kendi değerlerini (!) yaygınlaştırarak bağımlı bir toplum yaratırlar.

Bu,varlıklarını sürdürebilmeleri için olmazsa olmaz bir kuraldır.

Sömürgecilerin en başta gelen uygulamalarından biri de, sömürdükleri toplumlarda, kendilerine
yandaş, yapay bir sözüm ona aydın kitlesi yaratmalarıdır.

Bu sözümona aydınlar, kendi insanlarından giderek uzaklaşır, her anlamda, bir tür
misyoner gibi çalışırlar. Sömürgeciler tarafından her anlamda memnun edilen bu
sözüm ona aydınlar, kendi halklarının yanında gibi görünerek, aslında
sömürenlerin hizmetindeki uşaklardır.

Biraz sömürgecilik tarihi ne göz atarsak bunların acı verici uygulamalarını görürüz.

Çağımızda, bu tip toprak işgali ile sömürgeleştirmek pek fazla görülmüyor. Çünkü Her
kavram gibi sömürgecilik de şekil değiştirmiştir.

Bir gelişmiş (!) ülkenin, az gelişmiş bir başka ülkeyi sömürge haline getirmesi
için artık bizzat topraklarına yerleşmesine gerek duyulmuyor.

Bu işi, sömürmek istedikleri ülkelerin insanlarına yaptırmayı yeğliyorlar.

Sömürgeciliğin tarihine baktığımızda, pek çok bağımsızlık savaşı vererek, sömürge olmaktan
kurtulmuş ülkeler görürüz.

Bunlara bir örnek Cezayir’dir.

Bir bağımsızlık mücadelesi sonucunda, bağımsızlığını kazanmış ve Fransa’nın
sömürgesi olmaktan kurtulmuştur.

Ancak, bu görüntünün altındaki gerçeği şöyle biraz kazıyınca karşımıza çıkan gerçek
hiç de iç açıcı değildir.

Çünkü sömürge döneminde, Fransa’nın, özellikle gençler arasında yaygınlaştırdığı “
büyük Fransa” görüntüsü, ne yazık ki kuşaklar boyunca sürmektedir. Bu gün Cezayir’de,
hala daha gençlerin en büyük arzuları, bir gün, bir şekilde Fransa’ya kapağı
atmaktır.

Bu inanç, kendi insanını küçümseme, kendi değerlerini küçümseme, buna karşılık
sömürgecilerin çok daha güzel, iyi bir yaşam sundukları şeklinde, insanların
zihinlerine yerleştirilmiştir.

Dolayısıyla, kâğıt üzerinde, hukuken bağımsız olmuş bir devletin, insanlarının hala daha en
büyük hayallerini sömürgeci ülkeye kapağı atmak ise, bu ulusun gerçek anlamda
bağımsız olduğu söylenebilir mi?

Şimdi ülkemize gelelim. Ülkemizin üzerinde tarih boyunca tüm emperyalist güçlerin
sömürgeleştirme hayalinde olduklarını hepimiz biliyoruz.

Bunu hiçbir zaman başaramamanın yenilgisi ile de bu niyetleri her geçen zaman daha
da bilenmiştir.

Dolayısıyla bu sürekli bilenen arzularına bir çözüm bulmak için sürekli olarak taktik
değiştirmişlerdir.

Bana göre bu seferki taktikleri de, her şeyden önce, hedef kitle olarak, yeni nesli,
gençleri ele almışlar ve gençlerimize, kendi ülkelerinin değerlerini (!) çok
yavaş yavaş dayatmakla işe başlamışlardır. Kolalı içecekler ve hazır yemek
zincirleri bu konuda kullandıkları ilk ve ne yazık ki en etkili yöntemdir.

(Bu konu ile ilgili bir başka tezimi de sizlerle daha sonraki bir yazımda paylaşacağım.)

Günümüzde, Amerika’ya veya bir başka Avrupa ülkesine gitme hayalleri içinde olan
insanlarımızın, gençlerimizin sayısını düşünürsek işin vahameti ortaya
çıkmaktadır.

Bu arada, Amerika’da okumak öylesine çekici hale getirilmiştir ki, birkaç aylık uyduruk
kurslar bile Ülkemizde “ Amerika da okudum” gibi ucuz ve komik bir öğünme
nedeni olabilmektedir. Ama tabi alınan bu
diplomalar kağıt üzerinde kalmaktan kurtulamazlar. Asla o konuyla ilgili bilgi, öğretim
vermedikleri için olsa olsa o konuyla ilgili sadece biraz fikir sahibi olmaktan
öteye gidemez.

Bu arada etrafımızdaki, sözüm ona aydınları da gözden uzak tutmamak gerekir.

Sadece bu iki örneği bile incelediğimizde, bu kişilerin, kendi insanlarından nasıl
uzaklaştıklarını, nasıl başka (üstün(!) değerlere sahip) ülkeleri örnek
aldıklarını, nasıl kendi ülkesinin gerçek sorunlarını göremediklerini, sözüm
ona öne sürdükleri çözümlerin de asla ülkemiz gerçekleriyle hiçbir ilgisi
olmadığını görmekteyiz.

İşte arkadaşlar, çağımızın sömürgecilik yöntemleri bunlardır.

Bir anlamda, kaleyi içten fethetmek de diyebiliriz.

İşte, bu oyuna gelmemeliyiz. Bu sömürgeleştirmenin sadece bizzat o topraklara
yerleşmek olmadığını, ülke insanının zihinlerinin sömürgeleştirilmesinin en çarpıcı
örnekleridir.

Zihinsel sömürgeciliğe karşı durmak da, fiili sömürgeye karşı durmaktan çok ama çok daha
zordur. Çünkü insanlar doğaları gereği, her zaman daha iyiye, daha güzele
yönelme eğilimindedirler. İşte bunları kendi devletleri sunmakla yükümlüyken,
sunmadığında, birileri bu boşluğu doldurur ve insanların özellikle gençlerin bu
doğal eğilimini kendi çıkarları doğrultusunda böyle kullanır.

Üstelik bu da önü çok zor alınabilecek bir çığ gibi, nesilden nesile, insandan insana
geçerek büyür.

Fiili işgalleri önlemek, bundan kurtulmak nispeten daha kolay iken, zihinlerin
işgalinden kurtulmak çok zordur..

tarafından **Denizkızı** 2008-04-19, 22:45

Sayın Tuvana başta sorduğunuz soruya evet demek istiyorum.

Evet şu anda sömürgeyiz.Sayın hurricane'nin Çözüm ne olmalı başlıklı yazısına, benimde nacizane üzerinde durduğum düşüncem bağımsızlığımızı yeniden kazanmamızdır.
Artık ulusça küresel dünya düzeni dolmalarını yemiyelim,özellikle gençlerimize ,çocuklarımıza yedirmeyelim.
Tüm dünya üzerinde bilinçli bir oyun oynanıyor,kaynakları azalan devletler bizim gibi güzel ,verimli kaynakları olan ülkeleri tabiki doğal olarak sömürmeye kalkacaklardır.Burada doğadaki kanunlar işlemekte.
İnsan hakları meselesinde bayrağı kimseye kaptırmayan batı ,çoğumuzun farkına varamadığı oyunlarla ülkeleri,kültürleri içten içe sömürmekte.
Ülkelerde aynı insanlar gibi,kişiliklerine sahip çıkmadıkları sürece sömürülmeye devam edileceklerdir.
Nasıl birey dış etkenlere karşı zayıf bir karektere sahip olup zaaflarına yenilirse ,toplumlar ve dolayısıyla koca bir ülkede aynı kaderi yaşamak zorundadır.

Bu sömürüye iktidarların ortak olması ayrı bir acıdır.Çok basit bir örnek ülkemizde yetişen sarımsak yabancılar tarafından alınıp,sonrada oyalı,boyalı paketlenip tekrar bize satılıyor.Neden?
Bu küçük bir örnek bence sömürüye.Binlerce örnek verbiliriz.
Sokaklara bakmak yeterli bir yandan batı sömürüsünün izlerini taşıyan çocuklar ,gençler,bir yandan arap sörüsünün izlerini taşıyan gençler.Buda bana göre bir sömürü göstergesidir.
Biz bizim olana sahip çıkmadıkça sömürülmeye devam edecekler.
Saygılarımla.

Sitemize hoş geldiniz sayın

Misafir

SÖMÜRGE

SÖMÜRGE

Geri: SÖMÜRGE