Neden 19 Mayıs, Atatürk`ü Anma ve Spor ve Gençlik Bayramı ol
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Neden 19 Mayıs, Atatürk`ü Anma ve Spor ve Gençlik Bayramı oldu?
Neden 19 Mayıs, Atatürk`ü Anma Günü oldu?
Doğrusunu söylemek gerekirse, 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı üzerine bir şeyler yazmak içimden gelmiyor. Her yıl 19 Mayıs geldi mi veya yaklaştı mı, başlarız yazmaya: “Mustafa Kemal neden Samsun`a çıktı?”, “Mustafa Kemal`in Samsun`dan duruma bakışı.”, “Kurtuluş Savaşı`mızın başlangıç noktası” vs.
Bu başlıkları attıktan sonra, sıralarız tarihi alt alta. Ne zamana kadar bilmiyorum, ama eskiden 19 Mayıs, 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı olarak kutlanıyordu. Şimdi bu bayram önüne Atatürk`ü Anma sözcüğü eklenerek kutlanıyor. Neden? Ben buna bir anlam veremiyorum. Şimdi Türk toplumu Atatürk`ü anmak için mutkala 19 Mayıs`ı mı bekleyecek? Bir yıl beklemektense, her ulusal bayramın önüne, Atatürk`ü Anma ve 30 Ağustos Zafer Bayramı Atatürk`ü Anma ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Atatürk`ü Anma ve 23 NisanUlusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı diyelim ve yılda 4 kez O, nu analım! Ve bir de yılda bir kez 10 Kasım`da, yıllar önce yaptığımız gibi, ağlayalım. Herhalde karşıdevrim böyle istiyor olmalı ki, 19 Mayıs`ın önüne Atatürk`ü anma sözcüğü eklendi. İşte ben bunun için, 19 Mayıs hakkında bir şeyler yazmak istemiyorum. Çünkü 10 Kasım 1938`den bu yana bütün bayramların içleri yavaş yavaş boşaltılmaya başlandı. Geriye sadece adları kaldı.
20 Mayıs`ta basında, “19 Mayıs Atatürk`ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı bütün yurtta büyük bir çoşku ile kutlandı” diye okuyacağız. Gerçekten de böyle mi?
Unutmadan hatırlayım: Ülkemizin bir çok limanları satıldı. Samsun`da el değiştirdiyse, artık buraya temsili “Bandırma vapuru” nasıl demir atacak?
Dr. Yüksel Cavlak
Doğrusunu söylemek gerekirse, 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı üzerine bir şeyler yazmak içimden gelmiyor. Her yıl 19 Mayıs geldi mi veya yaklaştı mı, başlarız yazmaya: “Mustafa Kemal neden Samsun`a çıktı?”, “Mustafa Kemal`in Samsun`dan duruma bakışı.”, “Kurtuluş Savaşı`mızın başlangıç noktası” vs.
Bu başlıkları attıktan sonra, sıralarız tarihi alt alta. Ne zamana kadar bilmiyorum, ama eskiden 19 Mayıs, 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı olarak kutlanıyordu. Şimdi bu bayram önüne Atatürk`ü Anma sözcüğü eklenerek kutlanıyor. Neden? Ben buna bir anlam veremiyorum. Şimdi Türk toplumu Atatürk`ü anmak için mutkala 19 Mayıs`ı mı bekleyecek? Bir yıl beklemektense, her ulusal bayramın önüne, Atatürk`ü Anma ve 30 Ağustos Zafer Bayramı Atatürk`ü Anma ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Atatürk`ü Anma ve 23 NisanUlusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı diyelim ve yılda 4 kez O, nu analım! Ve bir de yılda bir kez 10 Kasım`da, yıllar önce yaptığımız gibi, ağlayalım. Herhalde karşıdevrim böyle istiyor olmalı ki, 19 Mayıs`ın önüne Atatürk`ü anma sözcüğü eklendi. İşte ben bunun için, 19 Mayıs hakkında bir şeyler yazmak istemiyorum. Çünkü 10 Kasım 1938`den bu yana bütün bayramların içleri yavaş yavaş boşaltılmaya başlandı. Geriye sadece adları kaldı.
20 Mayıs`ta basında, “19 Mayıs Atatürk`ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı bütün yurtta büyük bir çoşku ile kutlandı” diye okuyacağız. Gerçekten de böyle mi?
Unutmadan hatırlayım: Ülkemizin bir çok limanları satıldı. Samsun`da el değiştirdiyse, artık buraya temsili “Bandırma vapuru” nasıl demir atacak?
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
Geri: Neden 19 Mayıs, Atatürk`ü Anma ve Spor ve Gençlik Bayramı ol
Çok güzel ve çok anlamlı yazınız, eminim ki pek çoğumuzun duygularını aynen yansıtmakta...
Ne yazık ki daha Atatürk ün sağlığında başlayan, dışa bağımlı olmak hevesi, günümüzde, had safhaya geldi. Üstelik bir zamanlar ayıp sayılan sözcükler, en yüksek devlet adamlarımızın ağzından umarsızca dökülüyor.
Bu karanlık zihniyetin bizlere bağışladığı(!) ise, yılda bir kez Atatürk ü anmak.
Ölmüş olanlar duyamaz, konuşamaz, göremez. Bedenler ölüdür. Ancak, eğer bir kşi, hele ki Atatürk gibi bir dahi, fikirleriyle sürekli yaşamın içindedir, hep canlıdır..
Ama bir şartla,fikirler, benimsenip, gereği yapıldıkça ancak yaşatılır. Dolayısıyla, eğer bu fikirler, sadece sembolleştirilip, sürekli olarak tekrarlanan sözcükler olarak kalırsa, işte o zaman bu büyük dehayı, ATATÜRK'Ü gerçekten öldürmüş oluruz.
Bizlerden istenen ve hevesle, ağızlar sulanarak beklenen budur.
Çok yazık ki, pek çok kişi de bu isteğe boyun eğmiş görülüyor.
Evet çok haklısınız Sayın Yüksel Cavlak.
Artık karar vermek zorundayız.
Bizden beklendiği gibi ATATÜRK'Ü öldürecekmiyiz, yoksa yaşatacakmıyız?
ATATÜRK'ÜN fikirlerini, ilkelerini, yaşamımıza geçiremediğimiz ve anlatamadığımız
sürece, her 19 Mayısı, her 29 ekimi, her 30 Ağustosu, ATATÜRK'TEN özür dileme günü olarak geçirmek zorundayız..
Ne yazık ki daha Atatürk ün sağlığında başlayan, dışa bağımlı olmak hevesi, günümüzde, had safhaya geldi. Üstelik bir zamanlar ayıp sayılan sözcükler, en yüksek devlet adamlarımızın ağzından umarsızca dökülüyor.
Bu karanlık zihniyetin bizlere bağışladığı(!) ise, yılda bir kez Atatürk ü anmak.
Ölmüş olanlar duyamaz, konuşamaz, göremez. Bedenler ölüdür. Ancak, eğer bir kşi, hele ki Atatürk gibi bir dahi, fikirleriyle sürekli yaşamın içindedir, hep canlıdır..
Ama bir şartla,fikirler, benimsenip, gereği yapıldıkça ancak yaşatılır. Dolayısıyla, eğer bu fikirler, sadece sembolleştirilip, sürekli olarak tekrarlanan sözcükler olarak kalırsa, işte o zaman bu büyük dehayı, ATATÜRK'Ü gerçekten öldürmüş oluruz.
Bizlerden istenen ve hevesle, ağızlar sulanarak beklenen budur.
Çok yazık ki, pek çok kişi de bu isteğe boyun eğmiş görülüyor.
Evet çok haklısınız Sayın Yüksel Cavlak.
Artık karar vermek zorundayız.
Bizden beklendiği gibi ATATÜRK'Ü öldürecekmiyiz, yoksa yaşatacakmıyız?
ATATÜRK'ÜN fikirlerini, ilkelerini, yaşamımıza geçiremediğimiz ve anlatamadığımız
sürece, her 19 Mayısı, her 29 ekimi, her 30 Ağustosu, ATATÜRK'TEN özür dileme günü olarak geçirmek zorundayız..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz