BKK Neferleri

Herşey güzel başlamıştı “Biz Kaç Kişiyiz” hareketi ile. 1 milyondan fazla insan, gönüllü olarak bu harekete katıldı, destek verdi ve bir Biz Kaş Kişiyiz Neferleri bir araya geldi. Böylece bu kuruluşun öncüsü Sayın Özkan ve arkadaşları, topluma her alanda umut dağıtıyor, ateşli konuşmalarıyla yürekleri serinletiyordu. Ne yapılmazdı ki, bu bir milyonu aşkın neferlerle! Kendisinin ifadesiyle, bu büyük toplulukla, bu neferlerle Anadolu, tekrar fethedilirdi. Bu büyük toplulukla bir ulusal parti kurulurdu. BKK neferleri olarak hep bunları bekledik. Ve günler su gibi akıp gitti. Geriye sadece bölgesel toplantılar ve cumhuriyet mitinglerinden hoş sedalar, kanaltürk ekranlarında hoş sohbetler kaldı taki, o mel`un acı haber gelinceye, toplumun ve BKK Neferleri`nin inanamadığı bir haber internette ve haberlerde çıkıncaya kadar. Acı haber çabuk yayıldı;Kanaltürk satılmıştı hem de yıllarca karşı geldiği bir kuruluşa...
Kanaltürk izleyicilerini ve BKK Neferlerini hayal kırıklığına uğratan, üzüntüye boğan kanalın satılması değil, tam tersine kime satıldığı oldu. Savaş alanında bozguna uğrayan askerler gibiydiler BKK Neferleri. Ne söyleyeceklerini şaşırmışlardı. Elden giden, kanalı satan kişi mi, yoksa satın alan kuruluş mu eleştirilmeliydi. Bütün emekler, bütün umutlar bir anda yok olmuştu. BKK`un kurucusu Sayın Özkan`dan Pazartesi akşamı bir açıklama beklenirken, kanaltürk sessizdi. Ancak Salı günü, açıklama geldi. Duygulu hisler içinde, Sayın Özkan ve Sayın Kamal`dan kanalın neden satıldığı göz yaşları içinde anlatılmaya çalışıldı. Ve ardından bu ulusal kanalı satın alan Koza Grubu`na defalarca teşekkür edildi. Fakat bu duygusal açıklama BKK Neferleri`ni yatıştırmaya yetmemişti. Ertesi günü, kanaltürk haberde, Koza Grup yetkilisi, Sayın Özkan`dan daha da ateşli konuşarak, kanaltürk`ün emin ellerde olduğunu, şimden sonrada aynı politikayı devam ettireceklerini, yolsuzlukların üstüne gideceklerini altına birkaç kez çizerek anlattı.
Bilmiyorum, ama belirli bir düşünceyi savunan bir kuruluşun neden kanaltürk çizgisinde devam etsin? Ben böyle bir duyguya kapıldığıma göre, herhalde BKK Neferleri`de aynı hisse kapılmışlardır.
“Biz Kaç Kişiyiz” sitesine bir göz attığımızda şu sözleri görüyoruz: “
“BKK, Türkiye`yi satılık kalemlerden, alçaklardan kurtaracak. Fethullacısına da, yobazına da, döneğine de haddini bildirilecek.”
“Yeni kanal kurulacak Atatürk`ün ve cumhuriyetin sancağı orada dalgalanacak. Yemin ettik ölümüz bile o sancağı bırakmayacak.”
Peki, nasıl olacak da söylenenler yerine getirilecek?
Peki, nasıl bunlara hadleri bildirilecek? Artık kanal onlaın değil mi?
Hem parasızlıktan yakınılıyor, hem de satışın arkasından “yeni kanal kuaracağız” deniliyor. Madem ki, kanal kurma gücü var bu hareketin, neden o zaman eldeki kanal yabancıya satıldı?
Diyelim ki, yeni kanal kuruldu ve bu kurulan ulusal kanal iktidarı ve diğer yandaşlarını ağır bir şekilde eleştirmeye başlayacak. İktidarın baskısı altında, bu yeni kanal tekrar reklam almazsa, maddi kaynağı nereden bulacak Sayın Özkan ve arkadaşları? Eğer bulacaklarsa, neden bu maddi kaynağı kanaltürk elden gitmeden önce bulmadılar?
Görüldüğü gibi, satılştan sonra biri sürü karanlık noktalar ortaya çıktı ki, zamanla gerçekler ortay çıkacaktır.
Fakat bilinen bir husus vardır ki o da şudur:
Birincisi, Sayın Özkan`a olan güven sarsılmıştır. İkincisi, kendisine güvenmiş olan BKK Neferleri`nin umutlarının tekrar canlanıp canlanmayacağıdır.

Dr. Yüksel Cavlak