Gammaz Bakan!

tarafından **Mustafa MUTLU** 2008-05-30, 04:34

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, 'Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor' diyerek kendi devletini şikâyet etmiş...

Bu sözlerle 'bakanı olduğu ülkeyi yabancılara ihbar eden ilk devlet yöneticisi' olma unvanına erişmekle kalmıyor, aynı zamanda yalan söylüyor...

Yalan söylüyor; çünkü bu ülkede namaz kılmak mı yasak?

Hacca gitmek mi yasak?

Zekât vermek mi yasak?

Toplu halde dua etmek mi yasak?

Cami kurmak mı yasak?

Sünnet mi yasak?

Cenazeleri İslami esaslara göre toprağa vermek mi yasak?

Kur'an kursları mı yasak?

İmam hatip liseleri mi yasak?

İlahiyat Fakültesi mi yasak?

Bunları geçtik; bütün devlet dairelerinde 'mescit' açmadınız mı?

Yasaların yasakladığı 'tarikatlar' bile yüksek hoşgörünüz sayesinde cirit atmıyor mu her yerde? 'Kurtarılmış bölgeler' de diledikleri gibi varlıklarını sürdürmüyorlar mı?

***

Bu 'ihbarcı Bakan'ın verebileceği tek yanıt var:

'Okullarda ve devlet dairelerinde baş örtüsü yasağı var... Bu halkımızın dini özgürlüğünü yaşamasını engelliyor!'

Hepsi bu işte...

O zaman neden genelleme yapıyorsun? Sadece bu özel durumu vurgulasan olmaz mı?

Olmaz...

Abartacak, kanırtacak, büyütecek ki; nihai amaçlarına 'Avrupalı engeli'ne takılmadan ulaşabilsinler!

***

Bu 'ihbarcı' arkadaşa, 'Tayyip Erdoğan'dan sonraki Başbakan' gözüyle bakılıyor...

Çünkü geçmişi, geleceğinin teminatı!

Kim var geçmişinde?

Örneğin, halası var!

Türbanı bayrak yapan din tacirlerinin sembolü bir hanımefendi...

Adı, Hatice...

1967'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başını örterek girmeye çalıştığı için okuldan ihraç edilen ilk Türk kadını...

Böyle halanın da böyle yeğeni olur işte!

***

Ey Ali Babacan:

İhbarcısın...

Gammazsın...

Ve bu ülkeye zarar veriyorsun...

Haydi dava aç hakkımda...

Aç ki bu söylediklerim, mahkeme tutanaklarına da geçsin!

*****

TELEKULAK ÇÖZÜMÜ!

Gündemdeki 'telekulak' iddialarından sonra dün de ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz dinlenildiğini söylemiş...

'Telefonumun içinden bir takım anlaşılmayan sesler geliyor ve kesiliyor. Tedirginim' demiş...

Kim değil ki? İktidar yanlısı olmayan herkes, aynı endişeyi yaşıyor...

Size 12 Eylül döneminde büyük baskılar yaşamış bir meslektaşımın dinlemeye karşı geliştirdiği formülü anlatayım:

Dinlendiğini hissettiği anda küfrediyormuş!

Bir keresinde karşıdan, 'Ben de senin' diye yanıt bile gelmiş...

Tabii; o günden sonra da dinleme kesilmiş...

Deneyin; belki yararı olur!

*****

GÜNÜN SORUSU

Futbolculara 38 yaşına kadar askerlikten muafiyet getiren yasa tasarısı Meclis'te...

İyi de ayrıcalıkları ne? Hani anayasamıza göre tüm vatandaşlar yasalar önünde eşitti?

*****

Gün gelir sen de tedavülden kalkarsın Sayın Başbakan!

Toplumun her kesimiyle kavga eden, çiftçiye 'Ulan, ananı da al git' diye hakaret yağdıran, işçileri 'ayak' diye aşağılayan, gazetecileri, hâkimleri, akademisyenleri yerden yere vuran Başbakan şimdi de 'emeklileri' küçümsemiş!

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nu eleştirirken, 'Bazı emekli, tedavülden kalkmış tipler' demiş...

Ey Başbakan:

Bu ülkede 8 milyondan fazla emekli vatandaş yaşıyor...

Yani İsviçre, Danimarka, Finlandiya, Bulgaristan gibi 100 ülkenin nüfusundan fazla insanımız, emekli!

Evet emekliler; ama asla 'tedavülden kalkmış' değiller...

Kimle kavga edersen et ama bunu yaparken hayatlarını bu ülkeye adayan, üreten, pırıl pırıl insanları aşağılama, küçümseme, onlara hakaret etme!

Hoş; 'Ben bunu hep yapıyorum ama seçimlerde aldığım oy azalmıyor' deme...

Gün gelir seni de siyasetten 'emekli' eder bu halk, seni de eski siyasetçilerin yanına iter...

O zaman anlarsın 'tedavülden kalkmanın' ne demek olduğunu!

tarafından **alanon** 2008-05-30, 13:01

Geri: Gammaz Bakan!

Mesaj tarafından alanon 2008-05-30, 13:01

Eğerki bu ülkede din kısıtlaması var ise oda ben ve benim gibi düşünenler için uygulanmaktadır.

Nedenmi?

Ben kendi ana dilimle ezanı duyamıyorsam!

Ben kendi ana dilimle ibadet edemiyorsam!

Ben inanmış olduğum din'in kitabını eğitim kurumlarında arapça olarak öğreniyorsam!

İşte en büyük din kısıtlaması bana yapılmaktadır.

Ben Türkiye Cumhuriyeti'nde ne dediğini anlamadığım bir dille namaza çağrılmak istemiyorum. Kutsal ibadetimi yaparken, ne anlama geldiğini bilmeden tekerleme gibi tekrarladığım cümlelerle ibadet etmek istemiyorum.

Sitemize hoş geldiniz sayın

Misafir

Gammaz Bakan!

Gammaz Bakan!

Geri: Gammaz Bakan!