Vatanına çamur atan ve ihbar eden Ali Bey...Neden susuyorsun?
Mustafa MUTLU1 sayfadaki 1 sayfası
Vatanına çamur atan ve ihbar eden Ali Bey...Neden susuyorsun?
tarafından Mustafa MUTLU 2008-05-31, 09:24
Vatanına çamur atan ve ihbar eden Ali Bey...Neden susuyorsun?
Avrupa
Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar
değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor” diyerek
Türkiye Cumhuriyeti’ne tarihin en büyük çamurunu atan iftiracı ve muhbir
Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan dün bütün gün yanıt bekledik...
Neredeyse
tuvalete gidişini bile basın açıklaması olarak yayınlattığı Dışişleri
Bakanlığı’nın internet sitesini 10 dakikada bir tıkladık...
Biz tıkladık ama
Ali Bey’den “tık” çıkmadı!
Başını kuma gömdü ve Avrupalı meslektaşlarına
kendi ülkesini neden jurnallediğini açıklamadı!
Türkiye’de yaşayan “Müslüman
çoğunluğun” hangi dini özgürlüklerinin kısıtlandığını söylemedi!
Durup
dururken böyle bir çamuru atmasının gerekçesini anlatmadı!
Sustu... Sindi...
Kayboldu...
Sustukça küçüldü ve kendisine güvenmemiz için hiçbir neden
kalmadığını kanıtladı!
Ettiğin lâfı dini bütün bir tüccar olan babanla
tartıştın mı Ali Bey?
Beş vakit namaz kılan annenle konuştun mu?
“Aferin
oğlum” mu dediler sana, “Sen ne demişsin be Ali” mi?
Haydi onların karşısına
çıkacak yüzü de bulamadın... Peki, hiç mi düşünmedin, eğer Türkiye’de
Müslümanlar üzerinde dinlerini yaşamalarını engelleyen bir baskı olsaydı, sen
siyaset koltuklarını bu kadar hızla çıkabilir miydin?
Türkiye’nin en önemli
ve şerefli koltuklarından birine oturup, yanındaki türbanlı ve tesettürlü eşinle
beraber krallarla, kraliçelerle, başkanlarla, cumhurbaşkanlarıyla, başbakanlarla
aynı sofralarda yemek yiyebilir miydin?
Seni geçtik; bu ülkede Müslümanlara
baskı olsaydı, bugün Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, onlarca bakanın, onlarca
müsteşarın, binlerce genel müdürün, daire başkanının eşleri hep “türbanlı”
olabilir miydi?
***
Bu ülkede din her zaman kutsal kabul edildi Ali Bey
ve dine saygı duyuldu...
Tamam; sizden önceki iktidarlar tarafından da
kullanıldı ama hiçbiri sizin kadar din üzerinden prim toplamaya
çalışmadı...
Halkın inancını bu kadar sinsice kullanmadı...
İnananları,
kendi devletlerine karşı böylesine kışkırtmadı...
Ve çok daha önemlisi, elin
yabancısına, kendi vatanını jurnallemedi!
***
Yüzüne bakınca pırıl pırıl adamsın Ali Bey!
Ama o
masum yüzün bir maske olduğunu; taktığın kravatın, giydiğin takım elbisenin
altında cüppeli bir adamın yaşadığını gösterdin bize...
Seni artık “bakanım”
olarak kabul etmiyorum; git kendine “bakacak” başka birilerini bul!
Birazcık
onurlu davran, ülkene ettiğin bu büyük hakaretten sonra istifa et...
*****
BUNLAR MI EKSİK?
Ali Babacan’ın
“Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor” derken şu
sorunları mı kastetti?
* Dört kadınla evlenememe özgürlüğü!
* Mirastan
erkeklerin daha fazla pay alması özgürlüğü!
* Devlet dairelerinde ve
okullarda harem-selamlık uygulamasına geçme özgürlüğü!
* Kadınları dövebilme,
okutmama ve çalıştırmama özgürlüğü!
* Mahkeme yerine kadıya, üniversite
yerine medreseye gitme özgürlüğü!
* Dini kurallara uymayanları asma veya
taşlama özgürlüğü!
*****
GÜNÜN SORUSU
Başbakan dün, telekulak
iddiaları konusunda CHP’yi hedef alan bir basın toplantısı yaptı ama internet
sitelerinde saatler önce yayınlanan Türk Telekom’un görüşme belgelerine
değinmedi...
Neden?
*****
‘AKP kapatılmayacak’ diyen Anayasa Mahkemesi
üyesi kim?
İktidar yanlısı Taraf Gazetesi’nde dün Amberin Zaman
imzalı bir haber manşete taşınmıştı... Amberin Zaman bu haberde, ismini
vermediği bir Anayasa Mahkemesi üyesinin, yine ismi belirtilmeyen bir
büyükelçiye “AKP kapatılacak diye bir şey yok. Hazine yardımını keseriz olur
biter” dediğini iddia ediyordu.
Ben Anayasa Mahkemesi’nin hiçbir üyesinin,
yüce heyet adına böyle bir boşboğazlık yapacağına ihtimal bile
vermiyorum...
Bakalım Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin
itibarını hedef alan bu haberle ilgili nasıl bir tavır alacak?
Avrupa
Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar
değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor” diyerek
Türkiye Cumhuriyeti’ne tarihin en büyük çamurunu atan iftiracı ve muhbir
Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan dün bütün gün yanıt bekledik...
Neredeyse
tuvalete gidişini bile basın açıklaması olarak yayınlattığı Dışişleri
Bakanlığı’nın internet sitesini 10 dakikada bir tıkladık...
Biz tıkladık ama
Ali Bey’den “tık” çıkmadı!
Başını kuma gömdü ve Avrupalı meslektaşlarına
kendi ülkesini neden jurnallediğini açıklamadı!
Türkiye’de yaşayan “Müslüman
çoğunluğun” hangi dini özgürlüklerinin kısıtlandığını söylemedi!
Durup
dururken böyle bir çamuru atmasının gerekçesini anlatmadı!
Sustu... Sindi...
Kayboldu...
Sustukça küçüldü ve kendisine güvenmemiz için hiçbir neden
kalmadığını kanıtladı!
Ettiğin lâfı dini bütün bir tüccar olan babanla
tartıştın mı Ali Bey?
Beş vakit namaz kılan annenle konuştun mu?
“Aferin
oğlum” mu dediler sana, “Sen ne demişsin be Ali” mi?
Haydi onların karşısına
çıkacak yüzü de bulamadın... Peki, hiç mi düşünmedin, eğer Türkiye’de
Müslümanlar üzerinde dinlerini yaşamalarını engelleyen bir baskı olsaydı, sen
siyaset koltuklarını bu kadar hızla çıkabilir miydin?
Türkiye’nin en önemli
ve şerefli koltuklarından birine oturup, yanındaki türbanlı ve tesettürlü eşinle
beraber krallarla, kraliçelerle, başkanlarla, cumhurbaşkanlarıyla, başbakanlarla
aynı sofralarda yemek yiyebilir miydin?
Seni geçtik; bu ülkede Müslümanlara
baskı olsaydı, bugün Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, onlarca bakanın, onlarca
müsteşarın, binlerce genel müdürün, daire başkanının eşleri hep “türbanlı”
olabilir miydi?
***
Bu ülkede din her zaman kutsal kabul edildi Ali Bey
ve dine saygı duyuldu...
Tamam; sizden önceki iktidarlar tarafından da
kullanıldı ama hiçbiri sizin kadar din üzerinden prim toplamaya
çalışmadı...
Halkın inancını bu kadar sinsice kullanmadı...
İnananları,
kendi devletlerine karşı böylesine kışkırtmadı...
Ve çok daha önemlisi, elin
yabancısına, kendi vatanını jurnallemedi!
***
Yüzüne bakınca pırıl pırıl adamsın Ali Bey!
Ama o
masum yüzün bir maske olduğunu; taktığın kravatın, giydiğin takım elbisenin
altında cüppeli bir adamın yaşadığını gösterdin bize...
Seni artık “bakanım”
olarak kabul etmiyorum; git kendine “bakacak” başka birilerini bul!
Birazcık
onurlu davran, ülkene ettiğin bu büyük hakaretten sonra istifa et...
*****
BUNLAR MI EKSİK?
Ali Babacan’ın
“Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor” derken şu
sorunları mı kastetti?
* Dört kadınla evlenememe özgürlüğü!
* Mirastan
erkeklerin daha fazla pay alması özgürlüğü!
* Devlet dairelerinde ve
okullarda harem-selamlık uygulamasına geçme özgürlüğü!
* Kadınları dövebilme,
okutmama ve çalıştırmama özgürlüğü!
* Mahkeme yerine kadıya, üniversite
yerine medreseye gitme özgürlüğü!
* Dini kurallara uymayanları asma veya
taşlama özgürlüğü!
*****
GÜNÜN SORUSU
Başbakan dün, telekulak
iddiaları konusunda CHP’yi hedef alan bir basın toplantısı yaptı ama internet
sitelerinde saatler önce yayınlanan Türk Telekom’un görüşme belgelerine
değinmedi...
Neden?
*****
‘AKP kapatılmayacak’ diyen Anayasa Mahkemesi
üyesi kim?
İktidar yanlısı Taraf Gazetesi’nde dün Amberin Zaman
imzalı bir haber manşete taşınmıştı... Amberin Zaman bu haberde, ismini
vermediği bir Anayasa Mahkemesi üyesinin, yine ismi belirtilmeyen bir
büyükelçiye “AKP kapatılacak diye bir şey yok. Hazine yardımını keseriz olur
biter” dediğini iddia ediyordu.
Ben Anayasa Mahkemesi’nin hiçbir üyesinin,
yüce heyet adına böyle bir boşboğazlık yapacağına ihtimal bile
vermiyorum...
Bakalım Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, mahkemenin
itibarını hedef alan bu haberle ilgili nasıl bir tavır alacak?
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
Similar topics1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz