Nedense hep böyle oluyor!

Uzun zamandan beri Avrupalı Hürriyet Gazetesi`in Avrupa ekinde ilginç ilanlar çıkmaktadır. Hepsi ilginç de, bunlardan birisi daha da ilgimi çekti.
Oldukça büyük büyük bir ilan; ilanın ortaında büyük boyda bir resim var. Hepinizin bildiği, AP milletvekili ve büyük bir turizm şirketinin sahibi Vural Öğer ve kızı Nina Öger. Resmin sol tarafında, Şiddete karşı el ele!” Çocuklarımızın geleceği için.” yazılı. Sağ tarafta ise “Sevgi olmayan yerde saygı da olmaz!” yazılı. Ve alt tarafa bakıyoruz, burada ise, “Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Onlara el kaldırmayalım!” yazını görüyoruz.
Şimdi bu kampanya Göç ve uyumdan Sorumlu Devklet Bakanı Prof. Dr. Maria Böhmer`in himayesi altında ve destekleyenlerin arasında da Hürriyet ve EuroD var.
Yazılanların hemen hepsi çok güzel ve bütün anne – babaların çocukları üzerine titremeleri gerekmektedir. Bu ilan şunu anlatmak istiyor Türk toplumuna: “Şiddet kullanarak hiç bir yere varılamaz.
Aynı şekilde, internetteki www. polizei-beratung. de sitede de Türkçe olarak ve bazı bilinen deyimleri belirterek, şiddetin günümüzde geçerli olmadığını anlatılmaktadır. Hepsi de güzel sözler, güzel deyimler, ama bu öneriler uygulamada teoriden öteye gidemiyorlar. Neden mi diyeceksiniz? Dilimin döndüğü kadar kısaca anlatmaya çalışayım:
Almanya gibi 10- 13 yıllık eğitime sahip bir ülkede, değil tokat atma, en ufak bir taciz etme bile yasak iken, her fırsatta bu konu üzerine toplum bilgilendirilirken, kadınlara ve çocuklara şiddet ugulanırken, 3 milyona yaklaşmış Türk toplumu arasında buna nasıl mani olunacak? Birincisi, elimizdeki malzeme belli. İkincisi, toplumun düşük bir eğitimle buralara geldiği biliniyor. Üçüncüsü bu tür ilanlarla, söylemlerle, sözde şiddete mani olmaya, Türk çocuklarının geleceğini kurtarmaya çalışılıyor.
Şiddete mani olmak ve Türk çocuklarının geleceğini kurtarmak için, ilada ünlülerin resimlerini, adlarını kullanmak diye bir şart var mı? Elbette böyle bi kural yoktur. Gerçekten de ünlülerin yardımı ile hedefe aracaksak, neden o zaman sadece manevi değil, maddi destekle birlikte hedefe erişmek daha da etkili olabilmektedir. Kampanyanın destekleyicilrine bakarsak, hepsi de bu yüjü kaldıracak güçtedirler. Yapılacak en basit yöntem, yanlız sözle, yazı ile, ilan değil, ayrıca topluma eğilerek, onlarla bir araya gelerek, onları bilgilendirmektir.
O zaman “sevgi olmayan yerde saygı da olmaz!” ve “Şiddete karşı el ele!” cümleleri bir anlam kazanır. Bunlar yapılmadığı takdirde, gerisi kişileri tanıtmaktan ve hikâye olmaktan öteye gidemez. Gitmediğini de gösteren birçok olaylar, gerek aile içi şiddet olsun gerekse, Türk çocuklarının okullardaki başarısızlığı hakkında çıkan çıkan haberler, teyit etmektedir.

Dr. Yüksel Cavlak