İşte AKP MKYK'sında alınan gizli karar
1 sayfadaki 1 sayfası
İşte AKP MKYK'sında alınan gizli karar
Daha önce de yazdık. Tayyip Erdoğan Prof. Erbakan misali yargı hükmüne boynunu uzatmayıp harekete geçecek.
Öyle, çünkü Erdoğan, etrafının dış baskı ile sonuç alırız gazlamalarına rağmen netice alamayacağını görüyor.
Peki, ne mi olacak?
Yakın bir gelecekte mutlak bir biçimde seçim var.
AKP’deki tereddüt seçimin ara mı yoksa genel mi olmasınadır.
Tayyip Bey aday olabilir ise ara seçim bankodur, ancak Erdoğan’ın aday olamama ihtimali bu seçeneği gündemden çıkarabilir.
Sabih Kanadoğlu’nun “Erdoğan ara seçimde aday olamaz” sözüne Tayyip Bey’in verdiği sert tepki her şeyi anlatmıyor mu?
Bir başka boyut da seçim takvimi ile ilgilidir ki AKP’nin Anayasa Mahkemesi kararı erken açıklamalı baskısı bunun eseridir.
Görünen, erken genel seçimin daha ağırlıklı olduğudur.
Böyle bir karar alınırsa mahalli seçimler de beraber yapılacak ve bu durum avantaja çevrilecektir.
İki iki daha dört, Erdoğan’ın seçime gitmekten başka çıkışı yok.
Yasaklama gelir ve dokunulmazlık kalkarsa hiç kuşkunuz olmasın Tayyip Bey’ye ilgili olarak eski ve yeni pek çok dosya havalarda uçuşacak ve yargı da harekete geçecektir.
İşte bunun için de Erdoğan seçimi tek çıkış yolu olarak görüyor.
Diyeceksiniz ki mevcut Parlamento henüz özlük hakkını kazanamadı, vekiller seçime parmak kaldırmaz!
Kaldırmayanlar olacaktır da göreceksiniz AKP böyle bir teşebbüsten sonuç alır.
Dahası, muhalefeti de seçimden kaçamayacak bir pozisyona bile sokar.
Peki, ne mi bekleniyor?
Önce Anayasa Mahkemesi’nin türban kararı ile dış baskıların sonuç verip vermeyeceğine bakıldı ve ardından ortaya çıkan tablo sonrasında ise düğmeye basıldı.
AKP’nin son MKYK toplantısı sonuçları basından saklanmasına rağmen dün dinlediğime göre bu toplantıda aslında erken seçim kararına fiilen start verildi.
AKP MKYK’sının topu Meclis Başkanına atması ise hazırlanan taktiğin eseridir.
Buna göre, güya AKP’nin değil ama TBMM Başkanlığının önderliğinde yeni bir Anayasa değişikliği sürecine start verilecektir.
AKP hazırlayacağı yeni Anayasa taslağını seçimde manifesto yapıp meydanlara çıkmayı düşünüyor.
Evet, AKP tıpkı 22 Temmuz seçimleri misali ekonomi, pahalılık, yoksulluk ve yolsuzluk yerine yine kavramlar ekseninde bir seçim stratejisinin peşinde.
Halka, siz mi onlar mı ajitasyonları yapılıp geçen seçimde askerin oturtulması misali bu sefer yargı hedefe oturtulacak.
Olmaz, olamaz demeyin, bir yıl önce benzer bir şey olmadı mı?
Diyeceksiniz ki böyle bir şey devletin paramparça olması anlamına gelir!
Kuşkusuz öyle de maalesef gidişat orayadır.
AKP yargının vereceği muhtemel hükmü bu metotla güya milletin onayına sunacak.
Kuşkusuz bu plan kör göze parmak misali uygulanmayıp ambajlanacak ama hedef ya da strateji budur.
Gidilecek bir genel seçimde kazara AKP büyük bir fark atarsa da siz o zaman görün kaos’u... Hiç istemeyiz ama o tablo gerçek bir fetretin ilanı olacaktır... Dahası, işte o gün K. Irak’ta Kürdistan’ın bağımsızlığı ilan edilecektir.
Perde gerisi başka
Toptan liderlere ne diyecek?
Köksal Toptan’ın son açıklamaları ilginç. Senatoyu gündeme getirmesi de hayli tartışılacak bir teklif. Toptan’ın TBMM Başkanı olarak böyle bir açıklama yapması belki oyunun kuralı olarak görülebilir de işin perde gerisi başka. Ana yazımızda belirttiğimiz gibi Toptan aslında AKP’nin planını uyguluyor.
Tabii Köksal Bey bunu yaparken AKP’lilerin istediği gibi bir görüntü vermek yerine herkesi kucaklayan ve partilerüstü olmaya çalışan biri imajında ısrarlı oluyor. Nitekim Toptan’ın o tavrı AKP’lileri de memnun etmiyor...
Gelelim Köksal Bey’in yapacağı liderler zirvesine? Belli ki bu teklif de AKP zirvelerinden gelmiş ve kamuoyu yaratmaya matufdur. Dolayısı ile bu toplantılardan herhangi bir şeyin çıkması mümkün değildir. Liderler zirvesi daha çok fotoğraf çektirme amaçlıdır.
İlginç gelişmelere hazır olun
Gül, bağımsız Erdoğan’ı başbakan atamaz, çünkü...
Tayyip Bey için önerilen bağımsız Başbakanlık formülünün teknik engellerin ötesinde başka başka engellerinin de olduğunu düşünüyoruz. Mesela böyle bir modelin önündeki en büyük engelin Cumhurbaşkanı sayın Gül’ün olduğunu düşünüyoruz... Şaşırdınız mı?. İzah ede-
yim... Sayın Gül olası bir ara seçimde Tayyip Bey eğer teknik engelleri aşar ve bağımsız mebus seçilse bile onu Başbakan olarak atamaz... Atarsa o zaman alenen taraf olduğunu ilan eder ve o koltuğunda oturmakta zorlanır. Tersine Sayın Gül bu atamayı yapmayarak kendi üzerinde oluşacak tartışmaları dağıtma yoluna gidecektir... Ara seçim sonrasında Gül’ün Erdoğan’ı ataması adeta savaş ilanı olacaktır ki, Gül bunu yapmaz.. İlginç olan bu hususu Erdoğan da biliyor ve müthiş içerliyor... Türban değişikliğini gerginlik olmasın diye onaylamamak için Abdullah Bey’in günlerce diken üstünde olduğunu bilmiyor musunuz?
11’i bile belli değil
Milli Takım’ın problemi
Fatih Terim’in adamlığına bir lafım yok. Kariyerine ve futbol bilgisine de şapka çıkarırım ama son Milli Takım aşısı tıpkı Galatasaray’a ikinci dönüşü misali tutmamıştır. Düşünün, Terim yıllar yılı Milli Takımı yönetmesine karşın hâlâ bir iskelet ya da omurga bile oluşturamamıştır. Her ay yüz küsür milyar TL maaş alan ve ekibine de buna yakın oranlarda büyük paralar ödenen teknik bir yapı yıllar içinde bunu yapması gerekirdi. Bakar mısınız takımın hâlâ on biri bile belli değil. Önümüzdeki İsviçre maçına aynı 5 futbolcu ile çıkılacağı konuşuluyor. Eğer bu doğru ise bu tablo teknik heyetin iflas etmesi demek değil midir: Bir takım böylesine önemli bir turnuvada nasıl hâlâ takım oluşturamaz... Dileriz yanılırız ama bu kafayla İsviçre önünde de zorlanacağız.
Öyle, çünkü Erdoğan, etrafının dış baskı ile sonuç alırız gazlamalarına rağmen netice alamayacağını görüyor.
Peki, ne mi olacak?
Yakın bir gelecekte mutlak bir biçimde seçim var.
AKP’deki tereddüt seçimin ara mı yoksa genel mi olmasınadır.
Tayyip Bey aday olabilir ise ara seçim bankodur, ancak Erdoğan’ın aday olamama ihtimali bu seçeneği gündemden çıkarabilir.
Sabih Kanadoğlu’nun “Erdoğan ara seçimde aday olamaz” sözüne Tayyip Bey’in verdiği sert tepki her şeyi anlatmıyor mu?
Bir başka boyut da seçim takvimi ile ilgilidir ki AKP’nin Anayasa Mahkemesi kararı erken açıklamalı baskısı bunun eseridir.
Görünen, erken genel seçimin daha ağırlıklı olduğudur.
Böyle bir karar alınırsa mahalli seçimler de beraber yapılacak ve bu durum avantaja çevrilecektir.
İki iki daha dört, Erdoğan’ın seçime gitmekten başka çıkışı yok.
Yasaklama gelir ve dokunulmazlık kalkarsa hiç kuşkunuz olmasın Tayyip Bey’ye ilgili olarak eski ve yeni pek çok dosya havalarda uçuşacak ve yargı da harekete geçecektir.
İşte bunun için de Erdoğan seçimi tek çıkış yolu olarak görüyor.
Diyeceksiniz ki mevcut Parlamento henüz özlük hakkını kazanamadı, vekiller seçime parmak kaldırmaz!
Kaldırmayanlar olacaktır da göreceksiniz AKP böyle bir teşebbüsten sonuç alır.
Dahası, muhalefeti de seçimden kaçamayacak bir pozisyona bile sokar.
Peki, ne mi bekleniyor?
Önce Anayasa Mahkemesi’nin türban kararı ile dış baskıların sonuç verip vermeyeceğine bakıldı ve ardından ortaya çıkan tablo sonrasında ise düğmeye basıldı.
AKP’nin son MKYK toplantısı sonuçları basından saklanmasına rağmen dün dinlediğime göre bu toplantıda aslında erken seçim kararına fiilen start verildi.
AKP MKYK’sının topu Meclis Başkanına atması ise hazırlanan taktiğin eseridir.
Buna göre, güya AKP’nin değil ama TBMM Başkanlığının önderliğinde yeni bir Anayasa değişikliği sürecine start verilecektir.
AKP hazırlayacağı yeni Anayasa taslağını seçimde manifesto yapıp meydanlara çıkmayı düşünüyor.
Evet, AKP tıpkı 22 Temmuz seçimleri misali ekonomi, pahalılık, yoksulluk ve yolsuzluk yerine yine kavramlar ekseninde bir seçim stratejisinin peşinde.
Halka, siz mi onlar mı ajitasyonları yapılıp geçen seçimde askerin oturtulması misali bu sefer yargı hedefe oturtulacak.
Olmaz, olamaz demeyin, bir yıl önce benzer bir şey olmadı mı?
Diyeceksiniz ki böyle bir şey devletin paramparça olması anlamına gelir!
Kuşkusuz öyle de maalesef gidişat orayadır.
AKP yargının vereceği muhtemel hükmü bu metotla güya milletin onayına sunacak.
Kuşkusuz bu plan kör göze parmak misali uygulanmayıp ambajlanacak ama hedef ya da strateji budur.
Gidilecek bir genel seçimde kazara AKP büyük bir fark atarsa da siz o zaman görün kaos’u... Hiç istemeyiz ama o tablo gerçek bir fetretin ilanı olacaktır... Dahası, işte o gün K. Irak’ta Kürdistan’ın bağımsızlığı ilan edilecektir.
Perde gerisi başka
Toptan liderlere ne diyecek?
Köksal Toptan’ın son açıklamaları ilginç. Senatoyu gündeme getirmesi de hayli tartışılacak bir teklif. Toptan’ın TBMM Başkanı olarak böyle bir açıklama yapması belki oyunun kuralı olarak görülebilir de işin perde gerisi başka. Ana yazımızda belirttiğimiz gibi Toptan aslında AKP’nin planını uyguluyor.
Tabii Köksal Bey bunu yaparken AKP’lilerin istediği gibi bir görüntü vermek yerine herkesi kucaklayan ve partilerüstü olmaya çalışan biri imajında ısrarlı oluyor. Nitekim Toptan’ın o tavrı AKP’lileri de memnun etmiyor...
Gelelim Köksal Bey’in yapacağı liderler zirvesine? Belli ki bu teklif de AKP zirvelerinden gelmiş ve kamuoyu yaratmaya matufdur. Dolayısı ile bu toplantılardan herhangi bir şeyin çıkması mümkün değildir. Liderler zirvesi daha çok fotoğraf çektirme amaçlıdır.
İlginç gelişmelere hazır olun
Gül, bağımsız Erdoğan’ı başbakan atamaz, çünkü...
Tayyip Bey için önerilen bağımsız Başbakanlık formülünün teknik engellerin ötesinde başka başka engellerinin de olduğunu düşünüyoruz. Mesela böyle bir modelin önündeki en büyük engelin Cumhurbaşkanı sayın Gül’ün olduğunu düşünüyoruz... Şaşırdınız mı?. İzah ede-
yim... Sayın Gül olası bir ara seçimde Tayyip Bey eğer teknik engelleri aşar ve bağımsız mebus seçilse bile onu Başbakan olarak atamaz... Atarsa o zaman alenen taraf olduğunu ilan eder ve o koltuğunda oturmakta zorlanır. Tersine Sayın Gül bu atamayı yapmayarak kendi üzerinde oluşacak tartışmaları dağıtma yoluna gidecektir... Ara seçim sonrasında Gül’ün Erdoğan’ı ataması adeta savaş ilanı olacaktır ki, Gül bunu yapmaz.. İlginç olan bu hususu Erdoğan da biliyor ve müthiş içerliyor... Türban değişikliğini gerginlik olmasın diye onaylamamak için Abdullah Bey’in günlerce diken üstünde olduğunu bilmiyor musunuz?
11’i bile belli değil
Milli Takım’ın problemi
Fatih Terim’in adamlığına bir lafım yok. Kariyerine ve futbol bilgisine de şapka çıkarırım ama son Milli Takım aşısı tıpkı Galatasaray’a ikinci dönüşü misali tutmamıştır. Düşünün, Terim yıllar yılı Milli Takımı yönetmesine karşın hâlâ bir iskelet ya da omurga bile oluşturamamıştır. Her ay yüz küsür milyar TL maaş alan ve ekibine de buna yakın oranlarda büyük paralar ödenen teknik bir yapı yıllar içinde bunu yapması gerekirdi. Bakar mısınız takımın hâlâ on biri bile belli değil. Önümüzdeki İsviçre maçına aynı 5 futbolcu ile çıkılacağı konuşuluyor. Eğer bu doğru ise bu tablo teknik heyetin iflas etmesi demek değil midir: Bir takım böylesine önemli bir turnuvada nasıl hâlâ takım oluşturamaz... Dileriz yanılırız ama bu kafayla İsviçre önünde de zorlanacağız.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz