DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Siyasette dört sürpriz isim

Aşağa gitmek

Siyasette dört sürpriz isim Empty Siyasette dört sürpriz isim

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2008-06-12, 09:09

Siyasette dört sürpriz isim
Baştan söyleyeyim; Bu yazı kesin bilgilere değil, izlenim ve hislerimle dayanıyor.

Yaygın kanıya göre AKP kapatılacak. Yargıtay’ın iddianamesinde adı geçen
isimlerin çoğu da 5 yıllık siyaset yasağı kapsamına alınacak. Ayrıca
Anayasa Mahkemesi 5 yıllık siyaset yasağı yaptırımına yorum getirmek
zorunda kalacak. Böylelikle AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ı bağımsız
seçtirerek yola devam planı da suya düşecek.

Bu ilk izlenimim ve hissim.

AKP’nin
başsız kalması sonucu 300 milletvekiliyle tek vücut halde kalması
teknik olarak olanaksız. Zaten daha şimdiden olası bir kapatmaya karşı
parti içinde gruplaşmaların olduğu biliniyor. Belki de kapatma kararı
bile alınmadan kimi ayrılıklar baş gösterecektir.

Bu da yakın bir gelecekte siyasette yeni şekillenmeler olacağını gösteriyor. İşte merak konusu da bu: Ne olacak? Kim olacak?

Önce
sürpriz olmayan görüşümü söyleyeyim. CHP, AKP’nin olası parçalanma
sürecinde çok etkin konuma gelecektir. Baykal’ın Başbakan olması bile
kimseye sürpriz olmamalı.

Sürpriz ise eskiden tanıdığımız ama unuttuğumuz ya da unutmak istediğimiz isimlerden çıkacak.

Bunlardan
ilki Tansu Çiller. Kapısına gelen DP’lilere, “Şimdilik siyasete
dönmüyorum” demesine rağmen Çiller’in yeni dönemde siyaset dışında
kalacağına asla inanmıyorum. Çiller anladığım kadarıyla şartların biraz
daha olgunlaşmasını bekliyor.

Çiller, dağılan AKP’deki
muhafzakâr laik isimler üzerinde etkili olabilecek konumda. Erdoğan’ın
katı tutumundan aslında rahatsız olan ama şimdilik seslerini
çıkaramayan cumhuriyet ve laiklikle barışık AKP’liler Çiller’e karşı
çıkmayabilir.

İkinci sürpriz isim, yeniden ama sessizce ANAP’a
dönen Hüsnü Doğan. Muhafazakâr ama laik ve cumhuriyetçi tavrı ile
tanınan Hüsnü Doğan’ın AKP içindeki huzursuz bazı gruplar üzerinde çok
etkili olduğu biliniyor. Burada beklenmedik gelişme Ahmet Özal’ın da
ANAP’a başkan olmak istemesi. Sorunu aile içinde çözeceklerini
sanıyorum.

Üçüncü sürpriz Mesut Yılmaz. Meclis’te tek başına
oturan Mesut Yılmaz’ın merkez sağda oluşturulmaya çalışılan yeni
olumuşun başına geçmesi şaşırtıcı olmaz. Yılmaz’ın bu yönde yoğun
çalışmalar içinde olduğunu duyuyorum.

Son sürpriz isim ise İlhan
Kesici. Şu anda herhangi bir oluşumun içinde olduğunu duymadığım
Kesici, kapatma sonrası oluşacak yeni parlamento aritmetiğinin
yardımıyla ulusal birlik hükümetini kurabilir.

VE BİR DEKİKODU:
AKP içindeki kaynaşmalarla ilgili pek çok bilgi geliyor. Çok şaşırtıcı
isimlerin gemiyi ilk fırsatta terk edeceklerine dair iddiaya bile
girebilirim. Alacağım bilgileri bir süre sonra paylaşacağım.


***



Balık avı


Yıldırım
Tuna’dan: Bob, gürültülü şehir hayatından kaçıp kafasını dinlemek için
hafta sonununu balık avlayarak geçirmek istemiş. Gittiği kasabadaki
gölde yarım gün uğraşmasına rağmen bir şey tutamamış. Teknesiyle yanına
gelen kasabalının av çantasını açtığını ve içinden bir ayna çıkardığını
görünce merak edip aynanın ne işe yaradığını sormuş. “Burada balık
avlamanın tek yolu budur” demiş kasabalı, “Güneşin ışığını bu aynayla
göl yüzeyine yansıtırız, balıklar ışığı görüp yukarı doğru yüzerler,
biz de kepçeyle avlarız onları.” Bob şaşırarak, “Vay be..? İşe yarıyor
mu gerçekten?” diye sormuş. “Evet..” cevabını alınca da “Bu aynayı bana
satar mısın? Sana 100 dolar veririm” demiş. “Tamam” demiş kasabalı,
paralar yan tekneye uzatılmış, ayna alınmış. “Teşekkürler” demiş Bob,
“Bu arada öğrenmek isterim” diye eklemiş, “Bu hafta bu metotla kaç
balık avladınız?” Kasabalı teknenin motorunu çalıştırıp uzaklaşırken,
“Şeyy” demiş, “Sizinle birlikte 6 oldu!”



***



Herkesin üç kişiliği vardır: Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.

Alphonse Karr




***



Savcılara neden Cumhuriyet Savcısı denilir?


Okuyacağınız
yazı son günlerde internet üzerinden yüzbinlerce kişiye ulaştı. Bana da
birçok kişiden e-posta geldi. Tarihsel açıdan doğruluğunu da kontrol
ettikten sonra okumayanlarla paylaşmak istedim:

“Lozan’da
doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından ‘Hukuk Reformu yapmakla’
görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için
‘Cumhuriyet Savcısı’ unvanının isim babasıdır. Bozkurt’a ‘Neden sadece
savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?’ diye sorulur.

Cumhuriyet
Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, neden Cumhuriyet Savcısı?

Atatürk,
Bozkurt’a ‘Ne diyorsun?’ diye sorar. Bozkurt’un cevaplar: ‘Çünkü öyle
zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan,
müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte
o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı’dır.’

Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. ‘Devam et Bozkurt’ der.

Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk’ün yorumuna kadar uzanır.”



***

Ben aslında...

AKP’li
olmayan, bu partinin ve yandaşlarının zihniyetini benimsemeyen, hatta
bu zihniyeti hem ülke hem de kendisi için tehlike olarak gören, çoğunu
yakından da tanıdığım kimi gazetecilerin üslubu beni çok rahatsız
ediyor.

Örneğin şöyle başlıyorlar yazılarına: “Ben aslında
türbanın üniversitelerde yasaklanmasına karşı değilim...” ya da, “Ben
aslında parti kapatılmasına karşıyım...” Sonra yazının devamını
okuyorsunuz. Anlıyorsunuz ki bu yazarımız AKP’nin yanlış politikaları
nedeniyle bir eleştiride bulunuyor.

Peki “Ben aslında” diye
başlayan cümlelere ne gerek var? Gerek var, çünkü serde demokratlık da
var. AKP ve yanlı medya gerçekten demokrasi ve hukukun üstünlüğüne
inananları bu silahla vuruyor. Hiç inanmadıkları halde sürekli
demokrasi ve hukuktan söz ederek, aslında gerçekten hukuktan ve
demokrasiden yana olanları bu yolla sıkıştırıp kendi görüşlerini
söyletmeye çalışıyor.

İyi niyetli “ama demokrat” arkadaşlarımız
da bu tuzağa düşüyor. Ve tabii “Aslında parti kapatılmasına karşıyım”
diyerek bir anlamda “Ben Anayasa’ya da hukuka da karşıyım” diyorlar.
Farkında değiller.

Bunu şunun için güvenle söylüyorum. “Ben
aslında” diye başlayan bu yazarların aklına Anayasa’daki maddelerin
değiştirilmesi bugüne kadar hiç gelmedi, parti kapatmanın Anayasa’dan
çıkarılmasını hiç istemediler, laikliği gerçek anlamıyla anlatmaya
çalışmadılar.

Ne zaman ki AKP’nin başı sıkıştı ve demokrasiyle
hukuka sarıldı, onlar da demokrasi baskısı altında buna ortak oldular.
İnsanın içi eziliyor!
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz