Dinleme ve izleme çetesinin son fütursuzluğu!
1 sayfadaki 1 sayfası
Dinleme ve izleme çetesinin son fütursuzluğu!
Dinleme ve izleme çetesinin son fütursuzluğu!
AKP
tarafından verilen tam sayfa kamu ilanları ile beslenip desteklenen
Taraf Gazetesi önceki gün Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman
Paksüt’ün Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile
karargahta görüştüğü haberini yayınladı.
Haberde ilginç ayrıntı
komutanın bu görüşme öncesinde karargahı boşaltması ve kameraları
karartmasıydı ki, bu iddia fevkalade komiktir.
Önce bir hususun altını çizelim.
Böyle bir görüşme var mı yok mu bilmiyoruz. Bu yazının yazıldığı saate kadar herhangi bir açıklama yoktu.
Velev ki Anayasa Mahkemesi Başkanvekili ile Kara Kuvvetleri Komutanının görüşmesi ve konuşması da yadırganacak bir şey değildir.
Görüşme eğer farklı amaçları içerseydi bu buluşma herhalde karargahta değil, gizli bir yerde yapılırdı.
Belli ki bu haber sadece bir manipülasyon değil aynı zamanda yapılacak bir operasyonun işareti gibidir.
Yüksek Askeri Şûra öncesinde böylesi haberlerin niçin yapılabileceği sır değildir.
Amaç sadece Osman Paksüt’ü hedef almak değil aynı zamanda İlker Paşa’yı da
yıpratmaktır.
Vahim olan, gelinen dehşet noktasıdır.
İki
ay sonra, Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturacak olan Kara Kuvvvetleri
Komutanı ile ilgili olarak böylesine yalan ve rezil bir haber
üretilebiliyorsa, devletin ne hale sokulduğunu siz düşünün.
Türkiye’de bir birim yasa dışı olarak devlet görevlilerini izliyor ve dinliyor.
Dahası, manipülasyonlar yaparak projeler
uyguluyor.
Bu hal işgal altındaki Osmanlı’da bile görülen bir rezillik değildir.
Bunların amaçları belli, devleti ele geçirmek ve Cumhuriyetten rövanşı almaktır.
Bu satırları okuyan herkesin dikkatini
çekiyorum:
Bunlar bırakın kanun ve hukuku, değer, ölçü, ahlak ve insaf ölçülerini de paspas yaptılar ve hücuma geçtiler.
Yaptıklarının Allah (cc) katında cihat olduğunu düşünüyorlar.
Vahim olan öyle düşünmeyenlerin de AKP iktidarına yaranmak için onlara destek olmalarıdır.
AKP karşıtı olan herkesi dinleyip, kılını zerre kıpırdatana da alçakça saldırıyorlar.
Endişem, bu saldırıları son Taraf Gazetesi örneğinde olduğu gibi daha da yoğunlaştırmalarıdır.
Peki, bu çeteler kim midir?
Devletin içine sızan Hitler’in SS’lerini çağrıştıran örgütlenmelerdir.
Vahim olan hükümetin bu örgütlenmelere kayıtsızlığıdır.
Sorarım
size Adalet Bakanlığı yargının verdiği dinleme kararında Jandarmanın
uygulamasına set olurken Emniyet’e neden olur vermiştir? Başka bir
ifade ile AKP hükümeti niçin Emniyet dinleyebilir derken jandarma
dinleyemez
demiştir.
Yoksa yoksa AKP bu ülkenin askerine yani jandarmasına güvenmiyor mu?
Yazacak çok şey var da devlet zarar görmesin diye ayrıntıya girmiyorum.
Ey sevgili okur, görüyorsunuz Türkiye’de artık her şey şirazesinden çıkmıştır.
Devlet ve en hayati kurumları ortasında ikiye bölünmüştür.
Kimimiz polise kimimiz jandarmaya şüpheli bakar hale sokulduk!
Soruyorum böyle bir şey AKP öncesinde
var mıydı?
Devleti kurtarmak için AKP’den kurtulmak artık hayat-memat meselesidir.
Bekleyİp görelİm
AKP’den kopmalar olacak!
Tayyip
Erdoğan’ın “Trenden inen binemez” korkutması sadece endişe ürünü değil
aynı zamanda aldığı bilgilerin dışa vurumudur... Belli ki Sayın
Erdoğan’ın elinde AKP’den kopma bağlamında ciddi bilgiler vardır.
Başbakan’ın ettiği o söz sonrasında iki gündür araştırıyorum.Vardığım
sonuç şudur: AKP’den kopmanın olacağı kesin. Merak edilen bu kopuşla
339 olan AKP milletvekili sayısının 276’nın aşağısına düşüp
düşmeyeceğidir. Eğer kopuş büyük olursa AKP erken genel seçim kararını
almakta da zorlanacaktır. Nitektim AKP zirvelerinde de böyle bir endişe
var. Peki önce kimler mi kopar?
1) ANAP ve DYP patentliler bahane arıyorlar.
2) Ülkücü kökenliler ilk fırsatta
ayrılacaklar.
3) Sosyal demokrat ve Alevi kökenli iki isim gidecek.
4) Abdüllatif Şener’le ilişkisi olan 10’a yakın ismin gidebileceği kaydediliyor.
5) Köksal Toptan ayrılırsa onu takip edecek birkaç milletvekili var.
6) Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu kıpırdanırsa sayı artar.
7)
Gül işaret verirse ayrılanların toplamı kalanları bile geçer... Peki,
bunlar olur mu diye sorarsanız, bunu gelişmeler belirleyecek cevabını
veririz.
YazIklar olsun
Talat’ın nefes kesen hezeyanı!
Adı
Mehmet Ali Talat. KKTC’nin Cumhurbaşkanı... Ettiği söz şu: TSK
çekilseydi, Kıbrıs sorunu bu güne kadar çözülürdü... Evet, yanılmayın
bu sözü Rum Cumhurbaşkanı değil Türk Cumhurbaşkanı ediyor... İnsanın
nefesini kesen bu hezeyan sonrasında ne yapmak lazım emin olun
bilmiyorum... Behey Talat, Türk Silahlı Kuvvetleri EOKA çetesinin
Türk’e yaptığı katliamı durdurmak amacı ile yasaların kendine verdiği
yetkiyle Kıbrıs’a çıktı... Beyeh Talat Türk Silahlı Kuvvetleri
Kıbrıslı Türk için kan verdi, can verdi... Behey Talat Türk Silahlı
Kuvvetleri uluslararası yasaların kendine verdiği yetkiyle orada
duruyor.TSK olmasaydı bugün Kıbrıs’ta Türk varlığı diye bir şey olur
muydu?. İşte bak gör Girit’te var mı böyle bir şey... Yazıklar olsun
sana Talat... Verilen onca şehide rağmen Rum tezine destek vermen
hicabın ötesi bir garabet değil midir?.. Soruyorum Türk Silahlı
Kuvvetlerini bu biçimde hedefe oturtan birinin Kıbrıs davasında milli
bir çözüm üretmesi nasıl mümkün olabilir?
AKP mİlİtanlIĞI
Baykal, Yargıtay Başkanı ile buluşmuşmuş!
AKP
matbuatının amiral gemilerinden Yenişafak’ta dokuz sütuna manşet:
“Deniz Baykal Danıştay’da Yargıtay başsavcısı ile görüştü ve kapatma
davasını konuştu...” CHP lideri Deniz Baykal dün bu haberi yalanladı ve
şunları söyledi: “Danıştay’a her zaman yapıldığı gibi yeni seçilen
başkanı tebrik için gittik. Bu gidişte Yargıtay Başsavcısı ile ne
Danıştay Başkanının makamında, ne merdivenlerde veya asansörde ne de
girişte karşılaşmadım ve görüşmedim..” Buyurun şimdi... Olmayan bir
görüşme ya da konuşma AKP gazetesi tarafından neredeyse tam sayfa CHP
lideri hedef alınarak duyuruluyor... Kaldı ki böyle bir karşılaşma ya
da görüşme de olabilirdi. Bunun ne anlamı olabilir... Görüyorsunuz AKP
matbuatı artık çamur at izi kalsın anlayışını icra ediyor... Sorarım
size bu peşin hükmü gördükten sonra artık Sabah, Star,Yenişafak, Vakit,
Zaman, Bugün ve Türkiye gazetelerindeki haberlerin doğruluğuna nasıl
inanabiliriz... Bu gazeteler maalesef AKP militanlığı yapıyor ve türlü
manipülasyonlara imza atıyorlar.
AKP
tarafından verilen tam sayfa kamu ilanları ile beslenip desteklenen
Taraf Gazetesi önceki gün Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman
Paksüt’ün Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile
karargahta görüştüğü haberini yayınladı.
Haberde ilginç ayrıntı
komutanın bu görüşme öncesinde karargahı boşaltması ve kameraları
karartmasıydı ki, bu iddia fevkalade komiktir.
Önce bir hususun altını çizelim.
Böyle bir görüşme var mı yok mu bilmiyoruz. Bu yazının yazıldığı saate kadar herhangi bir açıklama yoktu.
Velev ki Anayasa Mahkemesi Başkanvekili ile Kara Kuvvetleri Komutanının görüşmesi ve konuşması da yadırganacak bir şey değildir.
Görüşme eğer farklı amaçları içerseydi bu buluşma herhalde karargahta değil, gizli bir yerde yapılırdı.
Belli ki bu haber sadece bir manipülasyon değil aynı zamanda yapılacak bir operasyonun işareti gibidir.
Yüksek Askeri Şûra öncesinde böylesi haberlerin niçin yapılabileceği sır değildir.
Amaç sadece Osman Paksüt’ü hedef almak değil aynı zamanda İlker Paşa’yı da
yıpratmaktır.
Vahim olan, gelinen dehşet noktasıdır.
İki
ay sonra, Genelkurmay Başkanı koltuğuna oturacak olan Kara Kuvvvetleri
Komutanı ile ilgili olarak böylesine yalan ve rezil bir haber
üretilebiliyorsa, devletin ne hale sokulduğunu siz düşünün.
Türkiye’de bir birim yasa dışı olarak devlet görevlilerini izliyor ve dinliyor.
Dahası, manipülasyonlar yaparak projeler
uyguluyor.
Bu hal işgal altındaki Osmanlı’da bile görülen bir rezillik değildir.
Bunların amaçları belli, devleti ele geçirmek ve Cumhuriyetten rövanşı almaktır.
Bu satırları okuyan herkesin dikkatini
çekiyorum:
Bunlar bırakın kanun ve hukuku, değer, ölçü, ahlak ve insaf ölçülerini de paspas yaptılar ve hücuma geçtiler.
Yaptıklarının Allah (cc) katında cihat olduğunu düşünüyorlar.
Vahim olan öyle düşünmeyenlerin de AKP iktidarına yaranmak için onlara destek olmalarıdır.
AKP karşıtı olan herkesi dinleyip, kılını zerre kıpırdatana da alçakça saldırıyorlar.
Endişem, bu saldırıları son Taraf Gazetesi örneğinde olduğu gibi daha da yoğunlaştırmalarıdır.
Peki, bu çeteler kim midir?
Devletin içine sızan Hitler’in SS’lerini çağrıştıran örgütlenmelerdir.
Vahim olan hükümetin bu örgütlenmelere kayıtsızlığıdır.
Sorarım
size Adalet Bakanlığı yargının verdiği dinleme kararında Jandarmanın
uygulamasına set olurken Emniyet’e neden olur vermiştir? Başka bir
ifade ile AKP hükümeti niçin Emniyet dinleyebilir derken jandarma
dinleyemez
demiştir.
Yoksa yoksa AKP bu ülkenin askerine yani jandarmasına güvenmiyor mu?
Yazacak çok şey var da devlet zarar görmesin diye ayrıntıya girmiyorum.
Ey sevgili okur, görüyorsunuz Türkiye’de artık her şey şirazesinden çıkmıştır.
Devlet ve en hayati kurumları ortasında ikiye bölünmüştür.
Kimimiz polise kimimiz jandarmaya şüpheli bakar hale sokulduk!
Soruyorum böyle bir şey AKP öncesinde
var mıydı?
Devleti kurtarmak için AKP’den kurtulmak artık hayat-memat meselesidir.
Bekleyİp görelİm
AKP’den kopmalar olacak!
Tayyip
Erdoğan’ın “Trenden inen binemez” korkutması sadece endişe ürünü değil
aynı zamanda aldığı bilgilerin dışa vurumudur... Belli ki Sayın
Erdoğan’ın elinde AKP’den kopma bağlamında ciddi bilgiler vardır.
Başbakan’ın ettiği o söz sonrasında iki gündür araştırıyorum.Vardığım
sonuç şudur: AKP’den kopmanın olacağı kesin. Merak edilen bu kopuşla
339 olan AKP milletvekili sayısının 276’nın aşağısına düşüp
düşmeyeceğidir. Eğer kopuş büyük olursa AKP erken genel seçim kararını
almakta da zorlanacaktır. Nitektim AKP zirvelerinde de böyle bir endişe
var. Peki önce kimler mi kopar?
1) ANAP ve DYP patentliler bahane arıyorlar.
2) Ülkücü kökenliler ilk fırsatta
ayrılacaklar.
3) Sosyal demokrat ve Alevi kökenli iki isim gidecek.
4) Abdüllatif Şener’le ilişkisi olan 10’a yakın ismin gidebileceği kaydediliyor.
5) Köksal Toptan ayrılırsa onu takip edecek birkaç milletvekili var.
6) Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu kıpırdanırsa sayı artar.
7)
Gül işaret verirse ayrılanların toplamı kalanları bile geçer... Peki,
bunlar olur mu diye sorarsanız, bunu gelişmeler belirleyecek cevabını
veririz.
YazIklar olsun
Talat’ın nefes kesen hezeyanı!
Adı
Mehmet Ali Talat. KKTC’nin Cumhurbaşkanı... Ettiği söz şu: TSK
çekilseydi, Kıbrıs sorunu bu güne kadar çözülürdü... Evet, yanılmayın
bu sözü Rum Cumhurbaşkanı değil Türk Cumhurbaşkanı ediyor... İnsanın
nefesini kesen bu hezeyan sonrasında ne yapmak lazım emin olun
bilmiyorum... Behey Talat, Türk Silahlı Kuvvetleri EOKA çetesinin
Türk’e yaptığı katliamı durdurmak amacı ile yasaların kendine verdiği
yetkiyle Kıbrıs’a çıktı... Beyeh Talat Türk Silahlı Kuvvetleri
Kıbrıslı Türk için kan verdi, can verdi... Behey Talat Türk Silahlı
Kuvvetleri uluslararası yasaların kendine verdiği yetkiyle orada
duruyor.TSK olmasaydı bugün Kıbrıs’ta Türk varlığı diye bir şey olur
muydu?. İşte bak gör Girit’te var mı böyle bir şey... Yazıklar olsun
sana Talat... Verilen onca şehide rağmen Rum tezine destek vermen
hicabın ötesi bir garabet değil midir?.. Soruyorum Türk Silahlı
Kuvvetlerini bu biçimde hedefe oturtan birinin Kıbrıs davasında milli
bir çözüm üretmesi nasıl mümkün olabilir?
AKP mİlİtanlIĞI
Baykal, Yargıtay Başkanı ile buluşmuşmuş!
AKP
matbuatının amiral gemilerinden Yenişafak’ta dokuz sütuna manşet:
“Deniz Baykal Danıştay’da Yargıtay başsavcısı ile görüştü ve kapatma
davasını konuştu...” CHP lideri Deniz Baykal dün bu haberi yalanladı ve
şunları söyledi: “Danıştay’a her zaman yapıldığı gibi yeni seçilen
başkanı tebrik için gittik. Bu gidişte Yargıtay Başsavcısı ile ne
Danıştay Başkanının makamında, ne merdivenlerde veya asansörde ne de
girişte karşılaşmadım ve görüşmedim..” Buyurun şimdi... Olmayan bir
görüşme ya da konuşma AKP gazetesi tarafından neredeyse tam sayfa CHP
lideri hedef alınarak duyuruluyor... Kaldı ki böyle bir karşılaşma ya
da görüşme de olabilirdi. Bunun ne anlamı olabilir... Görüyorsunuz AKP
matbuatı artık çamur at izi kalsın anlayışını icra ediyor... Sorarım
size bu peşin hükmü gördükten sonra artık Sabah, Star,Yenişafak, Vakit,
Zaman, Bugün ve Türkiye gazetelerindeki haberlerin doğruluğuna nasıl
inanabiliriz... Bu gazeteler maalesef AKP militanlığı yapıyor ve türlü
manipülasyonlara imza atıyorlar.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz