Türkçe Gönüllüleri= Çıkmaz sokak
1 sayfadaki 1 sayfası
Türkçe Gönüllüleri= Çıkmaz sokak
Türkçe Gönüllüleri= Çıkmaz sokak
Türkçemizi kurtarmak için harekete geçen gönüllüler, 30 Mart’ta bir yürüyüş düzenlediler. Bu yürüyüşte, verilen bilgilere göre, ancak 20 bin imza toplanmış. Eyalet parlamentosuna dilekçeyi verebilmeleri için 65 bin imza gerekiyormuş. Bu şu demektir: Demek ki bu yürüyüşe pek ilgi gösterilmedi. Gösterilemezi, çünkü tutulan yol yanlıştı. Yani başka bir deyimle, Türkçe Gönüllüleri çıkmaz sokağa girmişlerdi. Bunun böyle olacağını birkaç yazımda belirtmişti. Gene de belirtmekte fayda var diye düşünüyorum.
Hürriyet Gazetesi’nin Avrupa ekindeki ‘Söz Sizin’ köşesinde 3 gönüllü bir araya gelip ‘ Türkçe için mücadeleye devam’ başlıklı bir yazı yazmışlar. Bu yazıda da belirtildiği gibi, istenilen olmadığı yani hedefe erişilemediği için, bu yazı kaleme alınmış: Yazıyı hem özetleyelim hem de ardından yorumunu yapalım:
‘… Anadilimiz Türkçe’ ye sahip çıkma mücadelemiz elbette bu yürüyüş ve mitingle son bulmuş değildir, bu sade bir başlangıçtır. Hepimiz Alman kuruluşlarından destek almak için kolları sıvamalıyız.’
30 Mart’tan bu yana yaklaşık olarak 3, 5 ay geçti. Herhangi bir hareket yok. Durum gerçekten ciddiyse, neden sessiz kalınıyor bu bir? Bu dil bizim dilimiz ve mücadelemizde bizim mücadelemiz olduğuna göre, neden Alman kuruluşlarından destek bekleyelim? Zaten davamıza destek veriş olsalardı, çoktan verirlerdi.
‘Türkçe’ye gönül vermiş tüm yurttaşlarımız, öğretmenlerimiz ve derneklerimiz, bulundukları bölgelerde toplantılar yapmalı, bu toplantılara Türk basını yanı sıra Alman basınını, politikacıları çağırmalı.’
Şimdiye kadar nerede bu gönüllüler? Nerede Türk vatandaşları, özellikle öğretmenlerimiz? Sayısız veli ve öğretmen dernekleri var, neden sessiz dururlar 30 Mart’ tan bu yana? Hemen her bölgede dernekler vardır, yeteri kadar da salonlar mevcuttur. Neden kimin aklına gelmez, velileri bir araya toplayıp, olayın ciddiyetini anlatmaya? Yoksa onlar gönülden’ gönüllü’ değiller mi?
Alman yetkileri bakın ne demiş: ‘ Sizlerden bu Türkçe konusu hakkında ne herhangi bir teklif ne de bir şikâyet geldi.
Alman yetkileri olayı bizden önce kavramışlar. Onun içindir ki, bu ilgisizliğin karşısında okullardan Türkçe dersini kaldırmaya karar vermişler. Biz hala gönüllü ve derdimize çare arıyoruz!
‘Hepimize düşen ilk görev, çevremizde Türkçe dersi verilmeyen okulları tespit etmek ve bu okullara Türk öğretmenleri atanması için imza toplamak’
Bu yöntem çözüm değil ki. Türkçe dersinin kaldırıldığı okuldaki öğretmen ya işsizdir ya da başka bir okula gidiyordur. Onlardan tespit edilebilir. Ama çözüm değildir tutulan yol. Peki, mademki olay çok ciddi, neden şimdiye kadar öğretmenler harekete geçmedi ve imza toplamadı? Demek ki herkes durumdan memnun!
‘Önümüzdeki dönemde bayram kutlamalarında anadilimize sahip çıkmak, kutlamalarda bunu yazılı ve sözlü olarak dile getirmek imza toplamak gerekiyor.’
Bu nasıl bir yöntemdir? Anadil elden gidiyor ve gönüllüler gelecek dönemi ve gelecek bayramı bekliyorlar. Yani hem eğlenecekler hem de imza toplayacaklar! Peki, o zamana kadar atı alan Üsküdar’ ı geçmeyecek mi? İş işten geçtikten sonra ne toplantıya ne de imzaya gerek var!
‘Sivil toplum kuruluşları Eyalet Meclis’ine giderek görüşmeler yapmalıdırlar.’
Dedik ya sayısız veli ve öğretmen dernekleri var, birde üstelik veli akademisi mevcut. Biri çıkıp, ‘Şimdiye kadar neden harekete geçmediniz? ‘ diye sorsa, ne cevap verecekler? Alman yetkilileri bunu zaten dile getirmişler.
Hakkımızı elde etmek için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ ne başvurulmalıdır.’
İyi güzel de neden şimdiye kadar beklenildi? Neden okullarda anadili yasak edilinceye sessiz kalındı? Bu anadil sorunu, Türk çocuklarının okullardaki başarısızlığı yeni bir sorun değil ki!Yıllardan beri süre gelmektedir.
Türk toplumu zamanla kendi sorununu çözemez hale geldi ve her bir çıkmaz karşısında çareyi AİHM`de arıyor. Mademki 30 Marttaki yürüyüş başarılı olmuştu, o zaman ne bu yazı ile topluma çağrı yapılır ne de yabancılardan ve AİHM`den destek bekleniyor? Ver ilan, miting için topla insanları. Buradan da anlaşılıyor ki, atılan adım yanlış ve Türkçe Gönüllüleri girdi bir çıkmaz sokağa! Nedeni de çok basit; çünkü aileler ile eğitimciler arası güven ve ahenk bozulmuştur. Bu düzeltilmeden, ne Türkçe kurtulur ne de çocukların okullardaki başarı oranı artar.
Dr. Yüksel Cavlak
Türkçemizi kurtarmak için harekete geçen gönüllüler, 30 Mart’ta bir yürüyüş düzenlediler. Bu yürüyüşte, verilen bilgilere göre, ancak 20 bin imza toplanmış. Eyalet parlamentosuna dilekçeyi verebilmeleri için 65 bin imza gerekiyormuş. Bu şu demektir: Demek ki bu yürüyüşe pek ilgi gösterilmedi. Gösterilemezi, çünkü tutulan yol yanlıştı. Yani başka bir deyimle, Türkçe Gönüllüleri çıkmaz sokağa girmişlerdi. Bunun böyle olacağını birkaç yazımda belirtmişti. Gene de belirtmekte fayda var diye düşünüyorum.
Hürriyet Gazetesi’nin Avrupa ekindeki ‘Söz Sizin’ köşesinde 3 gönüllü bir araya gelip ‘ Türkçe için mücadeleye devam’ başlıklı bir yazı yazmışlar. Bu yazıda da belirtildiği gibi, istenilen olmadığı yani hedefe erişilemediği için, bu yazı kaleme alınmış: Yazıyı hem özetleyelim hem de ardından yorumunu yapalım:
‘… Anadilimiz Türkçe’ ye sahip çıkma mücadelemiz elbette bu yürüyüş ve mitingle son bulmuş değildir, bu sade bir başlangıçtır. Hepimiz Alman kuruluşlarından destek almak için kolları sıvamalıyız.’
30 Mart’tan bu yana yaklaşık olarak 3, 5 ay geçti. Herhangi bir hareket yok. Durum gerçekten ciddiyse, neden sessiz kalınıyor bu bir? Bu dil bizim dilimiz ve mücadelemizde bizim mücadelemiz olduğuna göre, neden Alman kuruluşlarından destek bekleyelim? Zaten davamıza destek veriş olsalardı, çoktan verirlerdi.
‘Türkçe’ye gönül vermiş tüm yurttaşlarımız, öğretmenlerimiz ve derneklerimiz, bulundukları bölgelerde toplantılar yapmalı, bu toplantılara Türk basını yanı sıra Alman basınını, politikacıları çağırmalı.’
Şimdiye kadar nerede bu gönüllüler? Nerede Türk vatandaşları, özellikle öğretmenlerimiz? Sayısız veli ve öğretmen dernekleri var, neden sessiz dururlar 30 Mart’ tan bu yana? Hemen her bölgede dernekler vardır, yeteri kadar da salonlar mevcuttur. Neden kimin aklına gelmez, velileri bir araya toplayıp, olayın ciddiyetini anlatmaya? Yoksa onlar gönülden’ gönüllü’ değiller mi?
Alman yetkileri bakın ne demiş: ‘ Sizlerden bu Türkçe konusu hakkında ne herhangi bir teklif ne de bir şikâyet geldi.
Alman yetkileri olayı bizden önce kavramışlar. Onun içindir ki, bu ilgisizliğin karşısında okullardan Türkçe dersini kaldırmaya karar vermişler. Biz hala gönüllü ve derdimize çare arıyoruz!
‘Hepimize düşen ilk görev, çevremizde Türkçe dersi verilmeyen okulları tespit etmek ve bu okullara Türk öğretmenleri atanması için imza toplamak’
Bu yöntem çözüm değil ki. Türkçe dersinin kaldırıldığı okuldaki öğretmen ya işsizdir ya da başka bir okula gidiyordur. Onlardan tespit edilebilir. Ama çözüm değildir tutulan yol. Peki, mademki olay çok ciddi, neden şimdiye kadar öğretmenler harekete geçmedi ve imza toplamadı? Demek ki herkes durumdan memnun!
‘Önümüzdeki dönemde bayram kutlamalarında anadilimize sahip çıkmak, kutlamalarda bunu yazılı ve sözlü olarak dile getirmek imza toplamak gerekiyor.’
Bu nasıl bir yöntemdir? Anadil elden gidiyor ve gönüllüler gelecek dönemi ve gelecek bayramı bekliyorlar. Yani hem eğlenecekler hem de imza toplayacaklar! Peki, o zamana kadar atı alan Üsküdar’ ı geçmeyecek mi? İş işten geçtikten sonra ne toplantıya ne de imzaya gerek var!
‘Sivil toplum kuruluşları Eyalet Meclis’ine giderek görüşmeler yapmalıdırlar.’
Dedik ya sayısız veli ve öğretmen dernekleri var, birde üstelik veli akademisi mevcut. Biri çıkıp, ‘Şimdiye kadar neden harekete geçmediniz? ‘ diye sorsa, ne cevap verecekler? Alman yetkilileri bunu zaten dile getirmişler.
Hakkımızı elde etmek için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ ne başvurulmalıdır.’
İyi güzel de neden şimdiye kadar beklenildi? Neden okullarda anadili yasak edilinceye sessiz kalındı? Bu anadil sorunu, Türk çocuklarının okullardaki başarısızlığı yeni bir sorun değil ki!Yıllardan beri süre gelmektedir.
Türk toplumu zamanla kendi sorununu çözemez hale geldi ve her bir çıkmaz karşısında çareyi AİHM`de arıyor. Mademki 30 Marttaki yürüyüş başarılı olmuştu, o zaman ne bu yazı ile topluma çağrı yapılır ne de yabancılardan ve AİHM`den destek bekleniyor? Ver ilan, miting için topla insanları. Buradan da anlaşılıyor ki, atılan adım yanlış ve Türkçe Gönüllüleri girdi bir çıkmaz sokağa! Nedeni de çok basit; çünkü aileler ile eğitimciler arası güven ve ahenk bozulmuştur. Bu düzeltilmeden, ne Türkçe kurtulur ne de çocukların okullardaki başarı oranı artar.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz