AKP'nin 10 milyar dolarlık gıda bankaları rezaleti!
1 sayfadaki 1 sayfası
AKP'nin 10 milyar dolarlık gıda bankaları rezaleti!
AKP'nin 10 milyar dolarlık gıda bankaları rezaleti!
Aktaracaklarım kurgu değil yaşananlardır ve AKP tarafından 70 milyonun gözünün içine baka baka gerçekleştirilmiştir.
Hatırlayın AKP ile beraber her şey bedava dönemi başlatıldı.
Kömür bedava, erzak bedava.
Giysi bedava, kırtasiye ve diğer bilumum masraflar bedava.
AKP 22 Temmuz seçimleri öncesinde örtülü olarak al kömürü, al erzağı, al parayı ver oyu demiş ve bunun karşılığını da almıştır.
İşte size bir istatistik:
AKP
22 Temmuz’da kömür ve erzak dağıttığı köylerde ya da kırsalda yüzde 72
oy almış, buna mukabil kömür ve erzak dağıtımının az yapılabildiği
merkezlerde ise 2002’deki oy oranını geçememiştir.
Bu da gösteriyor ki toplum olarak avantacı olmuşuz ve rüşveti kim verirse oyumuzu ona verebiliyoruz.
Biz bugün burada AKP’nin kurduğu avanta çarkının mali boyutunu dikkatinize sunacağız.
AKP’nin seçim öncesinde dağıttığı kömür, nevale ve nakit toplamı 10 milyar dolar olarak hesaplandı.
Peki ama bu kaynak nereden bulundu?
Söylenen, hayırsever işadamlarımızın bağış yaptığıdır.
Hayır bu doğru değildir.
AKP’nin seçim öncesinde adeta rüşvet misali dağıttığının kaynağı vergilerdir.
Evet yanlış okumadınız, AKP kendi adına oy için dağıttığı kömürleri vergi gelirlerinden karşılamıştır.
Peki bu çark nasıl mı kuruldu?
Malum
AKP ile beraber 40’ın üstünde adına ’Gıda Bankası’denen bir sürü dernek
ve vakıf kuruldu. Deniz Feneri, Deniz Yıldızı ve Hızır Yardım bunlardan
bazılarıdır.
AKP bu gıda bankalarını bütün vergilerden muaf tuttu.
Bitmedi buraya bağış yapanların vergilerini de yaptıkları bağış miktarında düşürdü.
Dahası, yaptığı bağış fazla, vergisi az ise sonraki seneye mahsup ettirdi.
Bu
şekilde acayip bir çark kurularak devlete vergi ödemesi gerekenler,
dolaylı olarak AKP propagandasına su taşımaya, yani AKP’ye kömür ve
erzak katkılarını yapmaya başladı.
Başka bir ifadeyle müteşebbis
vergi dairesine gideceğine AKP ile organik bağı olan bu gıda
bankalarına giderek adeta vergilerini oraya yatırdı.
AKP bunun için gelir vergisinin 40. maddesinin 10. bendi ile 89. maddenin 6. bendini değiştirerek uygun ortamlar hazırladı.
Bu şekilde de devlet ve millet kesesinden AKP adına ianeler dağıtılmaya başlandı.
Bazılarımız ne var bunda, sosyal yararı olan dernek ve vakıflarda vergi muafiyeti olur derse onlara hemen şunu sormak isteriz:
Be
hey utamazlar bu ülkede Mehmetçik Vakfı’ndan sosyal yararı daha fazla
olan bir yapı düşünülebilir mi? O Mehmetçik Vakfı ki bu ülke için
ölenlerin aileleri ile gazileri için kurulmuştur.
Peki O Mehmetçik Vakfı’nın vergi muafiyeti ne kadar mı?
Sadece ve sadece yüzde 5.
Peki ya AKP’ye oy devşirmek için kurulan gıda bankalarının vergi muafiyeti ne kadar?
Yüzde 100.
Bu
gıda bankaları vergiden muaf oldukları için isterlerse 100 bin YTL’lik
bir bağış için pekâlâ 500 bin YTL’lik bir fatura da kesebilir ve
bağışçı 500 bin YTL’lik bir vergiden bile kurtulabilir...
Sorarım size bu tezgâh değil de nedir?
Yapılan
hesaplara göre Türkiye’nin bu işten zararı devlet olarak 10 milyar
dolar civarıdır ki bu parayla bu ülkede onlarca fabrika kurulur ve
binlerce işsize iş bulunurdu.
AKP devletin kasasına girecek parayı
kendi siyasi faydası uğruna ambalajlamalar yaparak kullanmıştır.
Dramatik olan muhalefetin bu durumu tespit edip afişe edememesidir...
Olmuyor, olmuyor, bu muhalefetle olmuyor... Koca CHP ile MHP bir Erhan
Göksel’in yaptığı muhalefeti yapamıyor.
15 DAKİKALIK OYUN...
Destan değil, şans
Türk
Milli Takımı’nın Çekleri geçmesi bazılarının iddia ettiği gibi destan
değil şanstır.. Hayır hayır galibiyeti küçümsüyor değiliz, ama
galibiyet sonrasında estirilen havanın mübalağalı olduğu kanaatindeyiz.
Kendimizi kandırmayalım Türkiye hem İsviçre hem de Çek maçında şansıyla
galip gelmiştir. İsviçre’de atılan gol son dakikada, keza Çek
galibiyeti de son üç dakikada atılan iki tesadüfi gol sebebiyledir. O
itibarla bütün bunları pas geçerek kahramanlık türküleri çığırmanın
kendimizi kandırmak olacağı kanaatindeyiz. Hayır biz oyun sebebiyle
Fatih Terim’in hedefe oturtulmasına da karşıyız. Ne yani Çek maçının
son 15 dakikasında iyi oynayan futbolculara Terim, 75 dakika kötü
oynayın mı dedi?.. Efendim Hamit’in geride oynatılması ve Arda konusu
demeyin, bunlar teferruattır. Maalesef biz üzüntülerimizi de,
sevinçlerimizi de çok abartarak yaşıyoruz. Dahası, kahraman ve hain
kavramlarını da birbirine çok yakın tutuyoruz.. Duyguları aşalım ve
hadiseye akıl ile hükmedelim...
BRAVO
Şimdi de ÖSS oportünizmi!
Duydunuz
mu Tayyip Erdoğan dershanelerin varlığından ve ÖSS giriş sisteminden
şikâyetçiymiş.. Vallahi bravo.. 6 senedir nihayet farkına varmış
Erdoğan!.. Yahu dershane sistemi ya da rezaletini Erkan Mumcu Milli
Eğitim Bakanı iken gündeme getirip alternatif model teklif ettiğinde,
“Hayal bunlar” diyen sen değil miydin?.. Açın sorun Mumcu’ya, ne diller
dökmüş ve ne sonuç almış!.. Diyeceksiniz ki 5 yıl sonra olsa da
kavraması iyi... Hayır hayır kavradığı falan yok, olay gündemdeki
konuyu istismardır. Eşikte seçim var ya, anlatacak icraatı olmadığı
için soyut ses bombaları patlatıyor.. Öyle olmasa konuşmaz ve gerekeni
yapardı.. Öyle ya Tayyip Erdoğan’ın partisi muhalefette değil iktidarda
ve kendisi de Başbakan’dır. Üstelik müthiş bir çoğunluğa sahiptir..
Dershanelerden şikâyetçi isen gereğini yapsana... Yapmaz ama onu
istismar eder. Bunun adı oportünizm değil de nedir?
ÇEVİR ÇEVİR OKU...
Gerekçeli karar istismarı...
Dedik
ya bu AKP ve Tayyip Erdoğan’ın her şeyi istismar. Son olarak da Anayasa
Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararını istismar ediyor.. Neymiş efendim
bu karar gerekçesi olmadan nasıl açıklanırmış!Geriye bakın ve Anayasa
Mahkemesi’nin buna benzer davalarındaki tutumuna görün, hep aynı şey
var, yani önce karar, ardından gerekçe açıklanır... Hatırlayın
cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin reddedilmesi teklifinde
de önce karar, ardından gerekçe açıklanmıştı.. O zaman Tayyip Erdoğan
buna itiraz etmemişti, zira mahkemenin kararı işine geliyordu. Şimdi
karar işine gelmediği için gerekçe niye yok diye feveran ediyor.
Sorarım size bunun adı tutarlılık mıdır? İlkeli olmak her olayda aynı
tutumu takınmak değil midir?.. Birileri Tayyip Erdoğan ve AKP’lilerin
bu çifte standartlarını kitaplaştırmalıdır.. Emin olun böyle bir
teşebbüste ciltleri dolduracak malzeme bulacaklardır...
Aktaracaklarım kurgu değil yaşananlardır ve AKP tarafından 70 milyonun gözünün içine baka baka gerçekleştirilmiştir.
Hatırlayın AKP ile beraber her şey bedava dönemi başlatıldı.
Kömür bedava, erzak bedava.
Giysi bedava, kırtasiye ve diğer bilumum masraflar bedava.
AKP 22 Temmuz seçimleri öncesinde örtülü olarak al kömürü, al erzağı, al parayı ver oyu demiş ve bunun karşılığını da almıştır.
İşte size bir istatistik:
AKP
22 Temmuz’da kömür ve erzak dağıttığı köylerde ya da kırsalda yüzde 72
oy almış, buna mukabil kömür ve erzak dağıtımının az yapılabildiği
merkezlerde ise 2002’deki oy oranını geçememiştir.
Bu da gösteriyor ki toplum olarak avantacı olmuşuz ve rüşveti kim verirse oyumuzu ona verebiliyoruz.
Biz bugün burada AKP’nin kurduğu avanta çarkının mali boyutunu dikkatinize sunacağız.
AKP’nin seçim öncesinde dağıttığı kömür, nevale ve nakit toplamı 10 milyar dolar olarak hesaplandı.
Peki ama bu kaynak nereden bulundu?
Söylenen, hayırsever işadamlarımızın bağış yaptığıdır.
Hayır bu doğru değildir.
AKP’nin seçim öncesinde adeta rüşvet misali dağıttığının kaynağı vergilerdir.
Evet yanlış okumadınız, AKP kendi adına oy için dağıttığı kömürleri vergi gelirlerinden karşılamıştır.
Peki bu çark nasıl mı kuruldu?
Malum
AKP ile beraber 40’ın üstünde adına ’Gıda Bankası’denen bir sürü dernek
ve vakıf kuruldu. Deniz Feneri, Deniz Yıldızı ve Hızır Yardım bunlardan
bazılarıdır.
AKP bu gıda bankalarını bütün vergilerden muaf tuttu.
Bitmedi buraya bağış yapanların vergilerini de yaptıkları bağış miktarında düşürdü.
Dahası, yaptığı bağış fazla, vergisi az ise sonraki seneye mahsup ettirdi.
Bu
şekilde acayip bir çark kurularak devlete vergi ödemesi gerekenler,
dolaylı olarak AKP propagandasına su taşımaya, yani AKP’ye kömür ve
erzak katkılarını yapmaya başladı.
Başka bir ifadeyle müteşebbis
vergi dairesine gideceğine AKP ile organik bağı olan bu gıda
bankalarına giderek adeta vergilerini oraya yatırdı.
AKP bunun için gelir vergisinin 40. maddesinin 10. bendi ile 89. maddenin 6. bendini değiştirerek uygun ortamlar hazırladı.
Bu şekilde de devlet ve millet kesesinden AKP adına ianeler dağıtılmaya başlandı.
Bazılarımız ne var bunda, sosyal yararı olan dernek ve vakıflarda vergi muafiyeti olur derse onlara hemen şunu sormak isteriz:
Be
hey utamazlar bu ülkede Mehmetçik Vakfı’ndan sosyal yararı daha fazla
olan bir yapı düşünülebilir mi? O Mehmetçik Vakfı ki bu ülke için
ölenlerin aileleri ile gazileri için kurulmuştur.
Peki O Mehmetçik Vakfı’nın vergi muafiyeti ne kadar mı?
Sadece ve sadece yüzde 5.
Peki ya AKP’ye oy devşirmek için kurulan gıda bankalarının vergi muafiyeti ne kadar?
Yüzde 100.
Bu
gıda bankaları vergiden muaf oldukları için isterlerse 100 bin YTL’lik
bir bağış için pekâlâ 500 bin YTL’lik bir fatura da kesebilir ve
bağışçı 500 bin YTL’lik bir vergiden bile kurtulabilir...
Sorarım size bu tezgâh değil de nedir?
Yapılan
hesaplara göre Türkiye’nin bu işten zararı devlet olarak 10 milyar
dolar civarıdır ki bu parayla bu ülkede onlarca fabrika kurulur ve
binlerce işsize iş bulunurdu.
AKP devletin kasasına girecek parayı
kendi siyasi faydası uğruna ambalajlamalar yaparak kullanmıştır.
Dramatik olan muhalefetin bu durumu tespit edip afişe edememesidir...
Olmuyor, olmuyor, bu muhalefetle olmuyor... Koca CHP ile MHP bir Erhan
Göksel’in yaptığı muhalefeti yapamıyor.
15 DAKİKALIK OYUN...
Destan değil, şans
Türk
Milli Takımı’nın Çekleri geçmesi bazılarının iddia ettiği gibi destan
değil şanstır.. Hayır hayır galibiyeti küçümsüyor değiliz, ama
galibiyet sonrasında estirilen havanın mübalağalı olduğu kanaatindeyiz.
Kendimizi kandırmayalım Türkiye hem İsviçre hem de Çek maçında şansıyla
galip gelmiştir. İsviçre’de atılan gol son dakikada, keza Çek
galibiyeti de son üç dakikada atılan iki tesadüfi gol sebebiyledir. O
itibarla bütün bunları pas geçerek kahramanlık türküleri çığırmanın
kendimizi kandırmak olacağı kanaatindeyiz. Hayır biz oyun sebebiyle
Fatih Terim’in hedefe oturtulmasına da karşıyız. Ne yani Çek maçının
son 15 dakikasında iyi oynayan futbolculara Terim, 75 dakika kötü
oynayın mı dedi?.. Efendim Hamit’in geride oynatılması ve Arda konusu
demeyin, bunlar teferruattır. Maalesef biz üzüntülerimizi de,
sevinçlerimizi de çok abartarak yaşıyoruz. Dahası, kahraman ve hain
kavramlarını da birbirine çok yakın tutuyoruz.. Duyguları aşalım ve
hadiseye akıl ile hükmedelim...
BRAVO
Şimdi de ÖSS oportünizmi!
Duydunuz
mu Tayyip Erdoğan dershanelerin varlığından ve ÖSS giriş sisteminden
şikâyetçiymiş.. Vallahi bravo.. 6 senedir nihayet farkına varmış
Erdoğan!.. Yahu dershane sistemi ya da rezaletini Erkan Mumcu Milli
Eğitim Bakanı iken gündeme getirip alternatif model teklif ettiğinde,
“Hayal bunlar” diyen sen değil miydin?.. Açın sorun Mumcu’ya, ne diller
dökmüş ve ne sonuç almış!.. Diyeceksiniz ki 5 yıl sonra olsa da
kavraması iyi... Hayır hayır kavradığı falan yok, olay gündemdeki
konuyu istismardır. Eşikte seçim var ya, anlatacak icraatı olmadığı
için soyut ses bombaları patlatıyor.. Öyle olmasa konuşmaz ve gerekeni
yapardı.. Öyle ya Tayyip Erdoğan’ın partisi muhalefette değil iktidarda
ve kendisi de Başbakan’dır. Üstelik müthiş bir çoğunluğa sahiptir..
Dershanelerden şikâyetçi isen gereğini yapsana... Yapmaz ama onu
istismar eder. Bunun adı oportünizm değil de nedir?
ÇEVİR ÇEVİR OKU...
Gerekçeli karar istismarı...
Dedik
ya bu AKP ve Tayyip Erdoğan’ın her şeyi istismar. Son olarak da Anayasa
Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararını istismar ediyor.. Neymiş efendim
bu karar gerekçesi olmadan nasıl açıklanırmış!Geriye bakın ve Anayasa
Mahkemesi’nin buna benzer davalarındaki tutumuna görün, hep aynı şey
var, yani önce karar, ardından gerekçe açıklanır... Hatırlayın
cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin reddedilmesi teklifinde
de önce karar, ardından gerekçe açıklanmıştı.. O zaman Tayyip Erdoğan
buna itiraz etmemişti, zira mahkemenin kararı işine geliyordu. Şimdi
karar işine gelmediği için gerekçe niye yok diye feveran ediyor.
Sorarım size bunun adı tutarlılık mıdır? İlkeli olmak her olayda aynı
tutumu takınmak değil midir?.. Birileri Tayyip Erdoğan ve AKP’lilerin
bu çifte standartlarını kitaplaştırmalıdır.. Emin olun böyle bir
teşebbüste ciltleri dolduracak malzeme bulacaklardır...
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz