İsmi çizilen Erdoğan'ın koalisyon hesabı!
1 sayfadaki 1 sayfası
İsmi çizilen Erdoğan'ın koalisyon hesabı!
Tayyip Erdoğan hem dışarıda hem içeride üstünün çizildiğini görüyor.
Çabası da bu çizikten en az hasarla kurtulmak.
Bunun için erken genel seçim dahil her yolu deneyecek.
Hedefi dokunulmazlık zırhından fazla uzak kalmamak.
Aksi olursa hapse gireceğinden kendisi de emin.
Bazıları hâlâanlamak istemiyor.
Bu bir süreç ve hatta projedir.
2007 Nisan’ında verilen gece muhtırası da bunun miladıdır.
Sakın muhtıra seçimle ters yüz edildi demeyin.
Öyle olsaydı bu kapatılma davası açılmazdı.
Açılan dava o sürecin devamıdır.
Abdullah Gül’ün Çankaya’ya teklif edilmesi ve çıkışı ile AKP ve kadrolarının tasfiyesi için karar verilmiş ve harekete geçilmiştir.
Kuşkusuz metot ne 27 Mayıs’a, ne 12 Mart’a, ne 12 Eylül’e ne de 28 Şubat’a benziyor ama iradenin merkezi aynıdır.
Erdoğan gideceği yeni bir seçimle bunu da aşar demeyin.
O iş bitti...10 seçim daha yapılsa bile dışarı çıkan macunu tüpe geri alamazsınız...
Erdoğan gidecek...
Bunu Tayyip bey kendisi de biliyor.
Onun derdi ya da hesabı nasıl gideceğidir.
Yapılan hesap şudur.
Erken genel seçime gidilirse Erdoğan bağımsız aday olacak ve dokunulmazlık zırhına kavuşacak.
Hesapları, bazıları şaşıracak ama AKP’nin yerine kurulacak olan partinin tek başına iktidarı değil.
Hedefleri koalisyon ortağı olmak...
Peki kiminle mi?
AKP dünyası seçimde yeni bir siyasi oluşumun her hal ve şartta karşılarına çıkarılacağını biliyor.
İşte hedefi de bu yeni oluşumla beraber hükümet olmak.
Yeni hükümete bağımsız Tayyip Erdoğan girmeyecek ve hem ismini dinlendirip hem de yeni bir imaj oluşturup Gül sonrasında cumhurbaşkanlığına aday olmayı hedefleyecek.
Hesap bu, zira Tayyip Erdoğan var olan tabloda ne kendisi ne de partisinin patronajında yürünemeyeceğini görüyor.
Hesabı ya da planı uygun bir ortakla yumuşak bir geçişi sağlamak.
Bunun içindir ki Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi daha önce zılgıt çektiği TÜSİAD yönetimine mesaj göndererek Kemal Derviş, Rıfat Hisarcıklıoğlu, Abdüllatif Şener ve Mustafa Sarıgül’ün önderliklerinde kurulacak yeni bir yapıya muhalefet etmeyecekleri mesajını iletti.
Bu mesaj sonrasında da TÜSİAD baronları kendilerini gizlemeksizin böyle bir oluşum için kollarını sıvadı.
Tayyip Erdoğan’a göre Derviş, Hisarcıklıoğlu, Şener ve Sarıgül isimleri AKP dünyasına da çok ters gelmeyen ve beraber çalışılması kolay isimler.
Evet dinlediklerime göre AKP’nin hesabı budur.
Peki ama Tayyip Erdoğan ve partisini tasfiye için düğmeye basanlar böyle bir formüle rıza gösterir mi?
İşte ondan emin değiliz ve hatta rıza gösterilmesi noktasında da kuşkularımız var.
Öyle, çünkü ’müesses nizam’a göre böyle bir formüle rıza göstermek devleti tehdit eden türlü kadrolaşmalara örtü çekilmesi demek olacak ki, bu da devletin geleceği için tehdit olarak değerlendiriliyor.
Kısacası AKP ve Erdoğan sığınacak liman arıyor ama emin olun fırtına öyle büyük ve kararlı geliyor ki Erdoğan’ın bir yerlere sığınması kolay olmayacak.
MEÇHUL
Erken seçimde MHP ne yapar?
Devlet Bahçeli önceki günkü grup toplantısında erken seçime mesafeli durdu. Kuşkusuz bu duruşta AKP’ye payanda olmamak gibi haklı gerekçenin yanı sıra gidilecek bir erken genel seçimde geri dönmeme ihtimali de mevcuttur. Sonbaharda yapılacak bir erken seçimi düşünün ve seçmen olarak MHP’nin cazibesini tartışın... Soruyorum MHP’nin burada işi zor değil midir?.. Bakın insanlar umuda ve geleceğe oy verir.. MHP kendi doğal tabanının dışında -ki orada da sorunları var- toplumun hangi kesimine ümit ve gelecek vaat edebilmiştir?.. MHP bugünkü görüntüsüyle aksiyon değil, reaksiyon partisi görüntüsündedir ve geleceğe umut vaat eden iktidar alternatifi bir yapı değildir. En önemlisi MHP 22 Temmuz’da merkez ve hatta sol ve Alevi kesimlerinden aldığı oyları da yitirmiştir. Diyeceksiniz ki muhafazakâr oylarını geri almaya başladı.. Dileriz öyledir ama ondan emin değiliz. MHP’nin muhafazakârlığının şekilci olduğunu ahali biliyor ve görüyor, dolayısıyla MHP o cenahtan bu haliyle yekün teşkil edecek oy alamaz.. Bu bir dost uyarısıdır. MHP’li dostlarımızı ikaz ediyoruz. Seçim kapıda, derhal projeler üretilmeli ve yeni bir imaj inşa edilmelidir.
KORKUYORUM...
Erdoğan Milli Takım’a uğursuzluk götürür mü?
Tayyip Erdoğan ve bakanlarının Viyana’ya Türkiye-Hırvatistan maçını izlemeye gideceğini duyunca eyvah dedim... Niye mi?Uğursuzluk götürürler diye... Ne yalan söyleyeyim, ben Erdoğan’ın yıldızının bu aralar parlamadığına ve şansının döndüğüne inanıyorum. Korkum da Tayyip bey ve şurekasının bu şanssızlıklarını Milli Takım’a da taşımalarıdır.. Bunun için teklifim maça gitmemeleridir... Kuşkusuz onlar yerini ayırttı ve gidecekler, dahası galibiyet halinde bunu siyasi faydaya dönüştürmeye de çalışacaklar ama benden söylemesi.. Sahi galip gelindiğinde şans getirdik diyeceği kesin olan Tayyip bey ve bakanları mağlubiyet halinde de şanssızlık getirdik diyebilecekler mi? Hiç sanmıyorum... Hırvatistan maçından galip geleceğimizden emindim, ancak ne zaman ki Tayyip Erdoğan da gidiyor dendi içime bir korku girdi.. Dilerim bu korku Rahmani değil şeytanidir.
FISILTI BUYRUK...
Durmuş Yılmaz garabeti!
Türkiye’nin şanssızlığı sadece AKP iktidarı değil böyle bir Merkez Bankası Başkanı’na sahip olmasıdır. Kapitalizmin Kâbe’si olan Batı ülkelerinde bile merkez bankaları ülkenin ekonomik koşullarına göre politika belirleyip uygularken bizim guvernörümüz teorik kapitalizmi harfiyen uyguluyor.. Neymiş efendim merkez bankalarının görevi sadece fiyat istikrarı imiş... Soralım bu Durmuş arkadaşa, bunu FED ya da Bernanke bilmiyor mu?.. Vallahi pes.. Durmuş Yılmaz son faiz artırımlarıyla adeta birilerinden buyruk alan merkez bankalarının başkanı gibi hareket etti. Üretimin stop ettiği, piyasadan paranın çekildiği bir süreçte faizi bu biçimde artırmak hangi ekonomik anlayışın sonucu olabilir? Sakın sakın ha, bazıları Durmuş beyi hükümete karşı bağımsız diye lanse ediyor, bu asla doğru değil. Tersine Yılmaz, Tayyip beyin fısıltılarıyla yol alıyor. Aldığı son fısıltılı buyruk ise, eşikte seçim var, enflasyon şahlanmasın, faizi yükselt olmuş ve o da gereğini yapmıştır.. Durmuş Yılmaz’ın bu yaptıkları hiç kuşkunuz olmasın finans tarihimize garabet olarak geçecektir.
Çabası da bu çizikten en az hasarla kurtulmak.
Bunun için erken genel seçim dahil her yolu deneyecek.
Hedefi dokunulmazlık zırhından fazla uzak kalmamak.
Aksi olursa hapse gireceğinden kendisi de emin.
Bazıları hâlâanlamak istemiyor.
Bu bir süreç ve hatta projedir.
2007 Nisan’ında verilen gece muhtırası da bunun miladıdır.
Sakın muhtıra seçimle ters yüz edildi demeyin.
Öyle olsaydı bu kapatılma davası açılmazdı.
Açılan dava o sürecin devamıdır.
Abdullah Gül’ün Çankaya’ya teklif edilmesi ve çıkışı ile AKP ve kadrolarının tasfiyesi için karar verilmiş ve harekete geçilmiştir.
Kuşkusuz metot ne 27 Mayıs’a, ne 12 Mart’a, ne 12 Eylül’e ne de 28 Şubat’a benziyor ama iradenin merkezi aynıdır.
Erdoğan gideceği yeni bir seçimle bunu da aşar demeyin.
O iş bitti...10 seçim daha yapılsa bile dışarı çıkan macunu tüpe geri alamazsınız...
Erdoğan gidecek...
Bunu Tayyip bey kendisi de biliyor.
Onun derdi ya da hesabı nasıl gideceğidir.
Yapılan hesap şudur.
Erken genel seçime gidilirse Erdoğan bağımsız aday olacak ve dokunulmazlık zırhına kavuşacak.
Hesapları, bazıları şaşıracak ama AKP’nin yerine kurulacak olan partinin tek başına iktidarı değil.
Hedefleri koalisyon ortağı olmak...
Peki kiminle mi?
AKP dünyası seçimde yeni bir siyasi oluşumun her hal ve şartta karşılarına çıkarılacağını biliyor.
İşte hedefi de bu yeni oluşumla beraber hükümet olmak.
Yeni hükümete bağımsız Tayyip Erdoğan girmeyecek ve hem ismini dinlendirip hem de yeni bir imaj oluşturup Gül sonrasında cumhurbaşkanlığına aday olmayı hedefleyecek.
Hesap bu, zira Tayyip Erdoğan var olan tabloda ne kendisi ne de partisinin patronajında yürünemeyeceğini görüyor.
Hesabı ya da planı uygun bir ortakla yumuşak bir geçişi sağlamak.
Bunun içindir ki Tayyip Erdoğan ve yakın çevresi daha önce zılgıt çektiği TÜSİAD yönetimine mesaj göndererek Kemal Derviş, Rıfat Hisarcıklıoğlu, Abdüllatif Şener ve Mustafa Sarıgül’ün önderliklerinde kurulacak yeni bir yapıya muhalefet etmeyecekleri mesajını iletti.
Bu mesaj sonrasında da TÜSİAD baronları kendilerini gizlemeksizin böyle bir oluşum için kollarını sıvadı.
Tayyip Erdoğan’a göre Derviş, Hisarcıklıoğlu, Şener ve Sarıgül isimleri AKP dünyasına da çok ters gelmeyen ve beraber çalışılması kolay isimler.
Evet dinlediklerime göre AKP’nin hesabı budur.
Peki ama Tayyip Erdoğan ve partisini tasfiye için düğmeye basanlar böyle bir formüle rıza gösterir mi?
İşte ondan emin değiliz ve hatta rıza gösterilmesi noktasında da kuşkularımız var.
Öyle, çünkü ’müesses nizam’a göre böyle bir formüle rıza göstermek devleti tehdit eden türlü kadrolaşmalara örtü çekilmesi demek olacak ki, bu da devletin geleceği için tehdit olarak değerlendiriliyor.
Kısacası AKP ve Erdoğan sığınacak liman arıyor ama emin olun fırtına öyle büyük ve kararlı geliyor ki Erdoğan’ın bir yerlere sığınması kolay olmayacak.
MEÇHUL
Erken seçimde MHP ne yapar?
Devlet Bahçeli önceki günkü grup toplantısında erken seçime mesafeli durdu. Kuşkusuz bu duruşta AKP’ye payanda olmamak gibi haklı gerekçenin yanı sıra gidilecek bir erken genel seçimde geri dönmeme ihtimali de mevcuttur. Sonbaharda yapılacak bir erken seçimi düşünün ve seçmen olarak MHP’nin cazibesini tartışın... Soruyorum MHP’nin burada işi zor değil midir?.. Bakın insanlar umuda ve geleceğe oy verir.. MHP kendi doğal tabanının dışında -ki orada da sorunları var- toplumun hangi kesimine ümit ve gelecek vaat edebilmiştir?.. MHP bugünkü görüntüsüyle aksiyon değil, reaksiyon partisi görüntüsündedir ve geleceğe umut vaat eden iktidar alternatifi bir yapı değildir. En önemlisi MHP 22 Temmuz’da merkez ve hatta sol ve Alevi kesimlerinden aldığı oyları da yitirmiştir. Diyeceksiniz ki muhafazakâr oylarını geri almaya başladı.. Dileriz öyledir ama ondan emin değiliz. MHP’nin muhafazakârlığının şekilci olduğunu ahali biliyor ve görüyor, dolayısıyla MHP o cenahtan bu haliyle yekün teşkil edecek oy alamaz.. Bu bir dost uyarısıdır. MHP’li dostlarımızı ikaz ediyoruz. Seçim kapıda, derhal projeler üretilmeli ve yeni bir imaj inşa edilmelidir.
KORKUYORUM...
Erdoğan Milli Takım’a uğursuzluk götürür mü?
Tayyip Erdoğan ve bakanlarının Viyana’ya Türkiye-Hırvatistan maçını izlemeye gideceğini duyunca eyvah dedim... Niye mi?Uğursuzluk götürürler diye... Ne yalan söyleyeyim, ben Erdoğan’ın yıldızının bu aralar parlamadığına ve şansının döndüğüne inanıyorum. Korkum da Tayyip bey ve şurekasının bu şanssızlıklarını Milli Takım’a da taşımalarıdır.. Bunun için teklifim maça gitmemeleridir... Kuşkusuz onlar yerini ayırttı ve gidecekler, dahası galibiyet halinde bunu siyasi faydaya dönüştürmeye de çalışacaklar ama benden söylemesi.. Sahi galip gelindiğinde şans getirdik diyeceği kesin olan Tayyip bey ve bakanları mağlubiyet halinde de şanssızlık getirdik diyebilecekler mi? Hiç sanmıyorum... Hırvatistan maçından galip geleceğimizden emindim, ancak ne zaman ki Tayyip Erdoğan da gidiyor dendi içime bir korku girdi.. Dilerim bu korku Rahmani değil şeytanidir.
FISILTI BUYRUK...
Durmuş Yılmaz garabeti!
Türkiye’nin şanssızlığı sadece AKP iktidarı değil böyle bir Merkez Bankası Başkanı’na sahip olmasıdır. Kapitalizmin Kâbe’si olan Batı ülkelerinde bile merkez bankaları ülkenin ekonomik koşullarına göre politika belirleyip uygularken bizim guvernörümüz teorik kapitalizmi harfiyen uyguluyor.. Neymiş efendim merkez bankalarının görevi sadece fiyat istikrarı imiş... Soralım bu Durmuş arkadaşa, bunu FED ya da Bernanke bilmiyor mu?.. Vallahi pes.. Durmuş Yılmaz son faiz artırımlarıyla adeta birilerinden buyruk alan merkez bankalarının başkanı gibi hareket etti. Üretimin stop ettiği, piyasadan paranın çekildiği bir süreçte faizi bu biçimde artırmak hangi ekonomik anlayışın sonucu olabilir? Sakın sakın ha, bazıları Durmuş beyi hükümete karşı bağımsız diye lanse ediyor, bu asla doğru değil. Tersine Yılmaz, Tayyip beyin fısıltılarıyla yol alıyor. Aldığı son fısıltılı buyruk ise, eşikte seçim var, enflasyon şahlanmasın, faizi yükselt olmuş ve o da gereğini yapmıştır.. Durmuş Yılmaz’ın bu yaptıkları hiç kuşkunuz olmasın finans tarihimize garabet olarak geçecektir.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz