"Egemenlik milletinse AKP kapatılmamalı" diyenlere bir çift söz!
1 sayfadaki 1 sayfası
"Egemenlik milletinse AKP kapatılmamalı" diyenlere bir çift söz!
AKP’nin kapatılması davasına tepki gösterenler, “Millet bu partiyi istiyor. Kapatamazsınız” diyor... Sonra da devam ediyor:
“Madem egemenlik kayıtsız şartsız milletin, o zaman buna saygı göstereceksiniz... Milletin yüzde 47’yle tek başına iktidar olabilme yetkisi verdiği bir siyasi partiyi kapatamazsınız... O da millet adına istediği yasayı yapacak ya da anayasayı dilediği gibi değiştirecek... Halk ne derse o olur. Halkın istediği yasaların çıkarılmasını hiçbir güç engelleyemez!”
***
Bu arkadaşlara çok basit birkaç soru sormak istiyorum:
Diyelim ki halkın oylarıyla seçilen bir iktidar...
*Çocuk istismarını serbest bırakan...
*İnsanların birbirlerini öldürmelerine izin veren...
*Tecavüzü hak sayan...
* İktidardakiler gibi düşünmeyenlere ölüm cezası öngören...
*Mahkemeleri kaldırıp yerine kadılık müessesesini getiren...
*Yurttaşların eğitim görmelerini yasaklayan...
*Yurt içi ve yurt dışı seyahatleri kısıtlayan...
*Meslek seçimi özgürlüğünü engelleyen...
...yasalar çıkardı...
Ve varsayalım ki; daha da ileri giderek anadilde konuşmayı yasakladı, İspanyolca konuşma şartı koydu...
Topraklarımızın bir bölümünü de komşu devletlere vermek için Anayasa’yı değiştirdi...
Böyle bir iktidara sırf, “arkasında millet desteği var. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek, hoşgörüyle bakabilir misiniz?
Böyle bir sisteme “demokrasi ve özgürlükler” adına sahip çıkabilir misiniz?
Bu gariplikleri hayata geçirmek isteyen parti hakkında açılması muhtemel kapatma davasına itiraz edebilir misiniz?
***
Egemenlik elbette kayıtsız şartsız milletindir...
Bu konudaki tek kayıt, “hukuk” kurallarıdır...
Yetkisini nereden ve kimden alırsa alsın hiçbir iktidar, temel ve evrensel hukuk kurallarına, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ters düşen yasalar ve yönetmelikler çıkartamaz!
Şimdi “gözleri türbanla bağlı” bazı arkadaşlar çıkıp diyecek ki, “Örtünmek de bir insan hakkıdır. Türbanın üniversitelerde ve kamusal alanda takılmasını engellemek inanç özgürlüğüne müdahaledir...”
İyi de bu tezle defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiniz ve haklı bulunmadınız...
“Millet”i bahane ederek bu konuyu kaşıyıp durmanın, yine aynı millete zarar verdiğini neden görmüyorsunuz?
Neden işinize gelmeyen “temel hukuk kuralları”nı yok saymak için “millet”i paravan etmeyi sürdürüyorsunuz?
***
Kısacası, hukuk devletlerinde siyasi partiler kapatılabilir...
Buna da “millet” değil, “hukuk” kurallarının uygulayıcısı olan mahkemeler karar verir!
Mahkemelerin “yandaşlaştığını” düşünenler, AİHM’e kadar gidebilir...
Milletin temsilcilerini “seçme” yetkisiyle “hukuk”un yargılama yetkisini birbirine karıştıranların sonu ise hüsran olur!
*****
GÜNÜN SORUSU
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan dün imam hatip liselerinden söz ederken, “Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım” demiş...
Bu ülkede herhangi bir siyasetçi imam hatiplerden “zıkkım” diye söz etseydi, acaba başına neler gelirdi?
*****
Pentagon’un senaryoları!
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a bağlı ‘araştırma-geliştirme’ kuruluşu Rand Corporation, ‘Türkiye’de siyasal İslam’ın yükselişi’ başlıklı 135 sayfalık bir rapor yayımlamış...
Bu raporda Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılı için öngörülen dört senaryo yer almış:
1) AKP ılımlı, AB yönelimli bir yol izler, iktidardaki gücünü somutlaştırır. İslami yasaları getirmeye yönelik çaba göstermez.
2) ‘Sinsice İslamileştirme’ yaşanır, yeniden seçilmiş bir AKP hükümeti daha saldırgan bir İslami gündem izler.
3) Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatır, kriz derinleşir. AKP muhtemelen başka bir isimle yeniden ortaya çıkarken, AB’yle ilişkilerdeki gerginlik artar.
4)Sosyal gerilimler öyle artar ki, ordu ya ‘yumuşak darbe’ yapar ya da doğrudan müdahale eder.
***
AKP’nin en büyük suçu, gerilimi tırmandırarak birinci senaryonun uygulanmasına olanak bırakmaması ve Pentagon’a diğer üç senaryoyu yazdırması!
Ama bu gerçeği AKP’lilerin görmesi o kadar zor ki!
“Madem egemenlik kayıtsız şartsız milletin, o zaman buna saygı göstereceksiniz... Milletin yüzde 47’yle tek başına iktidar olabilme yetkisi verdiği bir siyasi partiyi kapatamazsınız... O da millet adına istediği yasayı yapacak ya da anayasayı dilediği gibi değiştirecek... Halk ne derse o olur. Halkın istediği yasaların çıkarılmasını hiçbir güç engelleyemez!”
***
Bu arkadaşlara çok basit birkaç soru sormak istiyorum:
Diyelim ki halkın oylarıyla seçilen bir iktidar...
*Çocuk istismarını serbest bırakan...
*İnsanların birbirlerini öldürmelerine izin veren...
*Tecavüzü hak sayan...
* İktidardakiler gibi düşünmeyenlere ölüm cezası öngören...
*Mahkemeleri kaldırıp yerine kadılık müessesesini getiren...
*Yurttaşların eğitim görmelerini yasaklayan...
*Yurt içi ve yurt dışı seyahatleri kısıtlayan...
*Meslek seçimi özgürlüğünü engelleyen...
...yasalar çıkardı...
Ve varsayalım ki; daha da ileri giderek anadilde konuşmayı yasakladı, İspanyolca konuşma şartı koydu...
Topraklarımızın bir bölümünü de komşu devletlere vermek için Anayasa’yı değiştirdi...
Böyle bir iktidara sırf, “arkasında millet desteği var. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek, hoşgörüyle bakabilir misiniz?
Böyle bir sisteme “demokrasi ve özgürlükler” adına sahip çıkabilir misiniz?
Bu gariplikleri hayata geçirmek isteyen parti hakkında açılması muhtemel kapatma davasına itiraz edebilir misiniz?
***
Egemenlik elbette kayıtsız şartsız milletindir...
Bu konudaki tek kayıt, “hukuk” kurallarıdır...
Yetkisini nereden ve kimden alırsa alsın hiçbir iktidar, temel ve evrensel hukuk kurallarına, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ters düşen yasalar ve yönetmelikler çıkartamaz!
Şimdi “gözleri türbanla bağlı” bazı arkadaşlar çıkıp diyecek ki, “Örtünmek de bir insan hakkıdır. Türbanın üniversitelerde ve kamusal alanda takılmasını engellemek inanç özgürlüğüne müdahaledir...”
İyi de bu tezle defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiniz ve haklı bulunmadınız...
“Millet”i bahane ederek bu konuyu kaşıyıp durmanın, yine aynı millete zarar verdiğini neden görmüyorsunuz?
Neden işinize gelmeyen “temel hukuk kuralları”nı yok saymak için “millet”i paravan etmeyi sürdürüyorsunuz?
***
Kısacası, hukuk devletlerinde siyasi partiler kapatılabilir...
Buna da “millet” değil, “hukuk” kurallarının uygulayıcısı olan mahkemeler karar verir!
Mahkemelerin “yandaşlaştığını” düşünenler, AİHM’e kadar gidebilir...
Milletin temsilcilerini “seçme” yetkisiyle “hukuk”un yargılama yetkisini birbirine karıştıranların sonu ise hüsran olur!
*****
GÜNÜN SORUSU
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan dün imam hatip liselerinden söz ederken, “Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım” demiş...
Bu ülkede herhangi bir siyasetçi imam hatiplerden “zıkkım” diye söz etseydi, acaba başına neler gelirdi?
*****
Pentagon’un senaryoları!
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a bağlı ‘araştırma-geliştirme’ kuruluşu Rand Corporation, ‘Türkiye’de siyasal İslam’ın yükselişi’ başlıklı 135 sayfalık bir rapor yayımlamış...
Bu raporda Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılı için öngörülen dört senaryo yer almış:
1) AKP ılımlı, AB yönelimli bir yol izler, iktidardaki gücünü somutlaştırır. İslami yasaları getirmeye yönelik çaba göstermez.
2) ‘Sinsice İslamileştirme’ yaşanır, yeniden seçilmiş bir AKP hükümeti daha saldırgan bir İslami gündem izler.
3) Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatır, kriz derinleşir. AKP muhtemelen başka bir isimle yeniden ortaya çıkarken, AB’yle ilişkilerdeki gerginlik artar.
4)Sosyal gerilimler öyle artar ki, ordu ya ‘yumuşak darbe’ yapar ya da doğrudan müdahale eder.
***
AKP’nin en büyük suçu, gerilimi tırmandırarak birinci senaryonun uygulanmasına olanak bırakmaması ve Pentagon’a diğer üç senaryoyu yazdırması!
Ama bu gerçeği AKP’lilerin görmesi o kadar zor ki!
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz