Emekliye yılda yüzde 2, çaya kahveye günde 800 milyar!
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Emekliye yılda yüzde 2, çaya kahveye günde 800 milyar!
Tayyip Erdoğan’ın kapatılma davasındaki asıl korkusunun siyasete ara vermekten ziyade hesap vermek olduğu kaydediliyor.
Öyle, çünkü AKP ve Erdoğan için hesabını vermekte zorlanacağı korkunç iddialar ortaya atılıyor.
Bu iddiaların yüzde 99’u somut ya da belgeli olarak bilinmiyor ve sızmıyor, zira devletin o yakası ele geçirilmiş.
Bizim Erhan Göksel’le yaptığımız siyasi sohbeti bile kayda alıp bunları soru olarak tarafıma yöneltiyorlar, ama devlette olanlara karşı değil izleme zerre tık yok!
Bugün çetelerin etkisine giren devletin o yakasında kazara bir namuslu ortaya çıkıp örneğin enerji işine çomak soktuğunda ise o bürokrat soluğu derhal Edirne’de alıyor.
Gelelim ortaya çıkarılan yüzde 1 oranındaki usulsüzlüklere?
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Meclis’te bir soru önergesi veriyor ve Erdoğan’a soruyor:
“2007 yılında özel kalem müdürlüğünüz 290.7 trilyon harcadı. Bu paralar nereye gitti?”
Evet soru açık ve nettir!
Yasama görevini yapan bir vekil günlüğü 800 milyara gelen harcamanın nereye yapıldığını soruyor.
Tam bu noktada bir parantez açalım ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nün yasayla belirlenen görevlerinin ne olduğunu hatırlatalım:
1) Resmi ve özel yazışmaları yapmak.
2) Konuklara çay-kahve-meşrubat ikram etmek.
3) Başbakanın protokol işlerini yürütmek.
Evet yukarıda kanuni gerevini özetle sunduğumuz Özel Kalem bu görevler için geçtiğimiz yıl tamamı tamamına 290 trilyon harcamış ki bunun günlüğü yukarıda sunduğumuz gibi 800 milyara denk geliyor.
Sorarım size bu rakam açıklanmaya muhtaç değil midir?
Bakın aynı rakamlar Tayyip Erdoğan öncesi başbakanlarda değil onda bir, yirmide bir bile değildi.
Bırakın eski başbakanları Tayyip Erdoğan’ın özel kalemi 2005’te yılda 37 trilyon harcamıştı. Bugün ise onun 7-8 katı bir harcama var.
Efendim bir yıl için istisnai bir harcama oldu da diyemeyiz, zira miktar 2006’da birden 250 trilyona yükseldi.
Tayyip Erdoğan sorulan bu soruya Batman’da yaptığı gibi “Ben gazetecilere ve gazete sahiplerine hesap vermem” deyip işin içinden çıkamaz, zira kamu vicdanını tatmin şarttır.
Emekli, dul ve yetimlerin yılda yüzde 2, yani enflasyon oranının yarısının yarısı kadar fark alabildiği ya da verildiği fakir bir ülkede değil seçilmiş bir başbakan, kral ya da padişah olsanız bile bu hesabı belki kanunen olmasa bile vicdanen vermek durumundasınız.
Veremezseniz emin olun kafalar karışacak ve kamu vicdanı kanayacaktır.
Kuşkusuz söylemek istediğimiz elbette Başbakan o paraları kendine kanalize etti gibi bir şey asla değildir, ama yapılan harcamanın çarçur olup olmadığının bilinmesi gerekiyor.
Ağırlama, çay-kahve için günde 800 milyar çok büyük bir paradır ve böylesi işler için bu oranda para harcanan bir sekreteryanın dünyada örneği de yoktur.
Beyaz Saray ve Kremlin patronlarının özel kalem bütçeleri bile bu miktarın çok çok altındadır.
Çağrımızı yineliyoruz:
Sayın Başbakan lütfen bu korkunç harcamayı kalem kalem kamuoyuna açıklayınız.
Açıklamazsanız spekülasyonların önünü alamaz ve makamınızı yıpratırsınız.
DEĞİRMENİN SUYU...
Kim bu finansör?
Hatırlayın bu sütunda birkaç kez Taraf gazetesinin finansörünü sormuş ve cevap alamamıştık. Aynı soru iki gün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından da soruldu. Tabii Genelkurmay Başkanı’nın böyle bir soru sorması önemlidir, zira o makamda oturanlar afaki konuşmaz ve devlet bilgilerini en yakından bilen insanlardır... Ben hayatım boyunca gazetecilikten başka hiçbir iş yapmadım. Bu meslekte de pek çok büyük kurumda üst-düzey yöneticilik yaptım. Bu bilgilerle söyleyeceğim. Taraf gibi birkaç bin satan bir gazetenin çıkmasının maddi anlamda mümkün olamayacağıdır. Taraf çıktığı her gün büyük zararlar yazıyor. Hal böyleyken bu gazete her gün yine çıkıyor... Büyüme ve tiraj alma ihtimali de hiç yok. O zaman sorarım size böyle bir gazete nasıl olur da yayımlanmaya devam edilir? Bu sorunun cevabı Taraf’ın attığı manşetlerde, yani icra ettiği fonksiyonda gizlidir.. Taraf aslında bir gazete değil bir psikolojik harekât ürünüdür. Onu finans edenler de attığı manşetlerde yararları olanlardır... Evet Taraf’ın gizli finansörünü arıyorsanız onun yayınları ile kimlerle kol kola olduğuna bakın ve hükmünüzü ona göre verin!.. Ben AKP güruhunun bu Taraf’tan bir gün bile şikâyetçi olduklarını hiç işitmedim. Tersine ilan destekleri verdiklerini de biliyorum.. Ne dersiniz Taraf’ın ardında AKP’nin bilinmeyen yakası olabilir mi?
HANİ YASAKTI?
TSK’ya küfredene Taksim’i tahsis ettiler!
Hatırlayın Taksim Meydanı, Güneydoğu Şehitleri için yapılmak istenen yürüyüşe kapatılmıştı. Yasaklama ’Bayrak Mitingleri’nde de devam etti. Keza 1 Mayıs’ta işçilere de yasak dendi.. Söylenen gerekçe hep aynıydı: Taksim artık yürüyüş ve toplantı merkezi olmayacak... Derken garip bir hadiseye şahit olduk. Güneydoğu Şehitleri ve Türk Bayrağı için yapılmak istenen mitinge kapatılan Taksim Meydanı, Hrant Dink adını istismarla devlete küfür etmeyi esas alan malum miting ve gösteriye tahsis edildi... Dahası, devletin polisi o göstericilere korumalık yaptırıldı.. Bitmedi, dün benzer bir hadiseye ikinci kez şahit olundu.. Aralarında AKP’li kalemşörlerin de bulunduğu sözde anti-darbeci yürüyüşçülere Tünel-Taksim arası yine altın tepside sunuldu... Sorarım size nedir bunun adı? Yoksa bu ülkede bayrak ve şehitlerden daha mukaddes şeyler mi var? Bayrağımıza tahsis edilmeyen meydan nasıl oluyor da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hücum eden türedilere tahsis ediliyor? Muhatabı kimse bunun hesabını vermelidir!
VATANDAŞTAN SONRA...
Türkiye’yi haczettirecekler
Kısa bir süre önce bir yakınımın vefatı nedeniyle memleketim Ardeşen’deydim. Orada kaldığım iki gün içinde dinlediğim en ilginç hadise bankaların hacizde topladıkları araba ve ev eşyaları için çok sayıda depo ve arsayı kiralama olayı idi. Ardeşen nihayet 50 bin nüfuslu küçük bir merkez, orada bunlar oluyorsa siz İstanbul ve Ankara gibi metropolleri düşünün. Dün ATO’nun bu konuyla ilgili araştırmasını görünce eyvah dedim. Bizim yakın bir zaman memleketimizde şahit olduklarımız belli ki büyük kentlere de sıçradı. Ankara Ticaret Odası bankaların bundan böyle öncelikli görevlerinin haciz olacağını söylüyor. Maalesef ATO’nun araştırması doğrudur. Evet AKP iktidarıyla beraber sadece Türk Devleti değil, vatandaşı da artık ipotekli hale getirilmiştir. Ama kredi kartı, ama başka şey herkesin bankalara borcu var. AKP bir süre daha kalırsa korkarım Türkiye’yi topyekûn haczettirecektir.
Öyle, çünkü AKP ve Erdoğan için hesabını vermekte zorlanacağı korkunç iddialar ortaya atılıyor.
Bu iddiaların yüzde 99’u somut ya da belgeli olarak bilinmiyor ve sızmıyor, zira devletin o yakası ele geçirilmiş.
Bizim Erhan Göksel’le yaptığımız siyasi sohbeti bile kayda alıp bunları soru olarak tarafıma yöneltiyorlar, ama devlette olanlara karşı değil izleme zerre tık yok!
Bugün çetelerin etkisine giren devletin o yakasında kazara bir namuslu ortaya çıkıp örneğin enerji işine çomak soktuğunda ise o bürokrat soluğu derhal Edirne’de alıyor.
Gelelim ortaya çıkarılan yüzde 1 oranındaki usulsüzlüklere?
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Meclis’te bir soru önergesi veriyor ve Erdoğan’a soruyor:
“2007 yılında özel kalem müdürlüğünüz 290.7 trilyon harcadı. Bu paralar nereye gitti?”
Evet soru açık ve nettir!
Yasama görevini yapan bir vekil günlüğü 800 milyara gelen harcamanın nereye yapıldığını soruyor.
Tam bu noktada bir parantez açalım ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nün yasayla belirlenen görevlerinin ne olduğunu hatırlatalım:
1) Resmi ve özel yazışmaları yapmak.
2) Konuklara çay-kahve-meşrubat ikram etmek.
3) Başbakanın protokol işlerini yürütmek.
Evet yukarıda kanuni gerevini özetle sunduğumuz Özel Kalem bu görevler için geçtiğimiz yıl tamamı tamamına 290 trilyon harcamış ki bunun günlüğü yukarıda sunduğumuz gibi 800 milyara denk geliyor.
Sorarım size bu rakam açıklanmaya muhtaç değil midir?
Bakın aynı rakamlar Tayyip Erdoğan öncesi başbakanlarda değil onda bir, yirmide bir bile değildi.
Bırakın eski başbakanları Tayyip Erdoğan’ın özel kalemi 2005’te yılda 37 trilyon harcamıştı. Bugün ise onun 7-8 katı bir harcama var.
Efendim bir yıl için istisnai bir harcama oldu da diyemeyiz, zira miktar 2006’da birden 250 trilyona yükseldi.
Tayyip Erdoğan sorulan bu soruya Batman’da yaptığı gibi “Ben gazetecilere ve gazete sahiplerine hesap vermem” deyip işin içinden çıkamaz, zira kamu vicdanını tatmin şarttır.
Emekli, dul ve yetimlerin yılda yüzde 2, yani enflasyon oranının yarısının yarısı kadar fark alabildiği ya da verildiği fakir bir ülkede değil seçilmiş bir başbakan, kral ya da padişah olsanız bile bu hesabı belki kanunen olmasa bile vicdanen vermek durumundasınız.
Veremezseniz emin olun kafalar karışacak ve kamu vicdanı kanayacaktır.
Kuşkusuz söylemek istediğimiz elbette Başbakan o paraları kendine kanalize etti gibi bir şey asla değildir, ama yapılan harcamanın çarçur olup olmadığının bilinmesi gerekiyor.
Ağırlama, çay-kahve için günde 800 milyar çok büyük bir paradır ve böylesi işler için bu oranda para harcanan bir sekreteryanın dünyada örneği de yoktur.
Beyaz Saray ve Kremlin patronlarının özel kalem bütçeleri bile bu miktarın çok çok altındadır.
Çağrımızı yineliyoruz:
Sayın Başbakan lütfen bu korkunç harcamayı kalem kalem kamuoyuna açıklayınız.
Açıklamazsanız spekülasyonların önünü alamaz ve makamınızı yıpratırsınız.
DEĞİRMENİN SUYU...
Kim bu finansör?
Hatırlayın bu sütunda birkaç kez Taraf gazetesinin finansörünü sormuş ve cevap alamamıştık. Aynı soru iki gün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından da soruldu. Tabii Genelkurmay Başkanı’nın böyle bir soru sorması önemlidir, zira o makamda oturanlar afaki konuşmaz ve devlet bilgilerini en yakından bilen insanlardır... Ben hayatım boyunca gazetecilikten başka hiçbir iş yapmadım. Bu meslekte de pek çok büyük kurumda üst-düzey yöneticilik yaptım. Bu bilgilerle söyleyeceğim. Taraf gibi birkaç bin satan bir gazetenin çıkmasının maddi anlamda mümkün olamayacağıdır. Taraf çıktığı her gün büyük zararlar yazıyor. Hal böyleyken bu gazete her gün yine çıkıyor... Büyüme ve tiraj alma ihtimali de hiç yok. O zaman sorarım size böyle bir gazete nasıl olur da yayımlanmaya devam edilir? Bu sorunun cevabı Taraf’ın attığı manşetlerde, yani icra ettiği fonksiyonda gizlidir.. Taraf aslında bir gazete değil bir psikolojik harekât ürünüdür. Onu finans edenler de attığı manşetlerde yararları olanlardır... Evet Taraf’ın gizli finansörünü arıyorsanız onun yayınları ile kimlerle kol kola olduğuna bakın ve hükmünüzü ona göre verin!.. Ben AKP güruhunun bu Taraf’tan bir gün bile şikâyetçi olduklarını hiç işitmedim. Tersine ilan destekleri verdiklerini de biliyorum.. Ne dersiniz Taraf’ın ardında AKP’nin bilinmeyen yakası olabilir mi?
HANİ YASAKTI?
TSK’ya küfredene Taksim’i tahsis ettiler!
Hatırlayın Taksim Meydanı, Güneydoğu Şehitleri için yapılmak istenen yürüyüşe kapatılmıştı. Yasaklama ’Bayrak Mitingleri’nde de devam etti. Keza 1 Mayıs’ta işçilere de yasak dendi.. Söylenen gerekçe hep aynıydı: Taksim artık yürüyüş ve toplantı merkezi olmayacak... Derken garip bir hadiseye şahit olduk. Güneydoğu Şehitleri ve Türk Bayrağı için yapılmak istenen mitinge kapatılan Taksim Meydanı, Hrant Dink adını istismarla devlete küfür etmeyi esas alan malum miting ve gösteriye tahsis edildi... Dahası, devletin polisi o göstericilere korumalık yaptırıldı.. Bitmedi, dün benzer bir hadiseye ikinci kez şahit olundu.. Aralarında AKP’li kalemşörlerin de bulunduğu sözde anti-darbeci yürüyüşçülere Tünel-Taksim arası yine altın tepside sunuldu... Sorarım size nedir bunun adı? Yoksa bu ülkede bayrak ve şehitlerden daha mukaddes şeyler mi var? Bayrağımıza tahsis edilmeyen meydan nasıl oluyor da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hücum eden türedilere tahsis ediliyor? Muhatabı kimse bunun hesabını vermelidir!
VATANDAŞTAN SONRA...
Türkiye’yi haczettirecekler
Kısa bir süre önce bir yakınımın vefatı nedeniyle memleketim Ardeşen’deydim. Orada kaldığım iki gün içinde dinlediğim en ilginç hadise bankaların hacizde topladıkları araba ve ev eşyaları için çok sayıda depo ve arsayı kiralama olayı idi. Ardeşen nihayet 50 bin nüfuslu küçük bir merkez, orada bunlar oluyorsa siz İstanbul ve Ankara gibi metropolleri düşünün. Dün ATO’nun bu konuyla ilgili araştırmasını görünce eyvah dedim. Bizim yakın bir zaman memleketimizde şahit olduklarımız belli ki büyük kentlere de sıçradı. Ankara Ticaret Odası bankaların bundan böyle öncelikli görevlerinin haciz olacağını söylüyor. Maalesef ATO’nun araştırması doğrudur. Evet AKP iktidarıyla beraber sadece Türk Devleti değil, vatandaşı da artık ipotekli hale getirilmiştir. Ama kredi kartı, ama başka şey herkesin bankalara borcu var. AKP bir süre daha kalırsa korkarım Türkiye’yi topyekûn haczettirecektir.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
Geri: Emekliye yılda yüzde 2, çaya kahveye günde 800 milyar!
Vatandaşı düşünmüş olsalardı öncelikle enflasyon hesabını yaparken vatandaşın kullandığı ürünlerden yaparlardı. Lastik zinciri ve soba borusundan değil. Kimi kandırıyor bunlar millet sürünüyor yaaaaaa :&ddkk:
izmir- ALTIN ÜYE
- KATILIM ÖDÜLÜ :
Mesaj Sayısı : 194
Yaş : 54
ŞEHİR : izmir
Meslek : muhasebe
Öğrenim Durumu : lise
Kişisel Mesaj : BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR, TOPRAK; EĞER UĞRUNA ÖLEN VARSA VATANDIR.
Ruh Halim :
Aldığı Teşekkür : 5
Kayıt tarihi : 10/03/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz