Anayasa Mahkemesi Başkanı'na bazı sorular
1 sayfadaki 1 sayfası
Anayasa Mahkemesi Başkanı'na bazı sorular
Sayın Haşim Kılıç!
Merak etmeyin; size Aydınlık Dergisi'nde üç haftadır sizinle ilgili olarak yayımlanan o haberi sormayacağım. İBDA-C örgütünün çıkardığı ve İslam devrimi için silahlı mücadele çağrısı yapan Gölge Dergisi'nin Ankara temsilcisi olup olmamanız başka bir konu.
Benim derdim hukuk.
Başında bulunduğunuz Anayasa Mahkemesi, kararlarını, hukuka göre mi yoksa üyelerin keyfi tutumlarına göre mi almaktadır? Örneğin; size göre; mahkemenizin aldığı son karar (türban düzenlemesi denilen anayasa değişikliğinin iptali kararı) hukuka aykırı mıdır? Karar hukuki ise; AKP yandaşı gazetelerde bu konuda kopartılan gürültülere cevap vermediniz? Suskun kalarak yüksek mahkemenizi zan altında bırakanlara geçit vermiş olmuyor musunuz?
Sayın Haşim Kılıç!
Başkanlığını yürüttüğünüz bu mahkememize karşı yürütülen yönlendirme kampanyası konusunda ne düşünüyorsunuz?
Özellikle AKP hakkında kapatma davası açılmasından sonra yürütülen etkileme, yönlendirme kampanyalarını biliyorsunuz. İçeride; iktidar yanlısı gazeteler; Yargıtay Başsavcısı'na saldırarak, hatta hakaretler ederek açılan davayı gayrimeşru göstermeye çalıştılar. Bu kampanya aslında sizin mahkemenizi etkilemeye yönelikti. Sizin; 'Bu gazetelerde, televizyonlarda, açılan kapatma davası kötüleniyor. Biz bu davada Yargıtay Başsavcısı'nın isteği doğrultusunda karar verirsek; bu yayın organları bize etmediğini bırakmaz!' diye düşündüğünüz oldu mu?
Sayın Kılıç! Hükümet yanlısı gazetelerin baskısı, kararınızı etkileyecek mi; etkilemeyecek mi?
***
Sayın Haşim Kılıç!
İçeride yürütülen kampanyadan çok daha acısı; dışarıda devam ettiriliyor. Avrupa Birliği'nden ve ABD'den durmadan emirler geliyor. 'AKPyi kapatırsanız, haliniz kötü olur. Sizi AB'ye almayız!' diyorlar. Barosso, Rehn, Lagendijk gibi isimler döne döne sizi tehdit ettiler. Son olarak Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering sopa gösterdi ve dedi ki: 'Eğer AKP kapatılırsa ve Başbakan Erdoğan siyasetten yasaklanırsa; AB ile müzakereniz durur!'
Avrupa'dan gelen bu tehdidi desteklemek için hemen ABD Dışişleri Bakanlığı devreye girdi ve bakanlık sözcüsü Casey; AKP'nin kapatılmasına bakan mahkemenin, (Yani sizin başkanlığını yaptığınız Anayasa Mahkemesi'nin) karanını verirken halkın iradesini göz önüne alması gerektiğini söyledi.
Amerikalı bürokrat; görüldüğü gibi size emir veriyor. 'Halkın iradesini temel al; AKP'yi kapatma!' diyor.
Sayın Başkan; bu emir karşısında sizde oluşan duyguları öğrenmek istiyorum. Bunu halkımız da çok merak ediyor.
-Ne diyorsunuz? Amerika'dan gelen bu emre evet mi yoksa hayır mı diyeceksiniz?
Bir sorum daha var: Anayasa Mahkemesi; davalara bakarken; varolan hukuk kurallarını mı yoksa halkın iradesini mi (yani Meclis çoğunluğunu mu) dikkate alıyor.
Anayasa Mahkemesi; 'Meclis'te çoğunluğu alan parti halkın iradesini temsil eder. Biz de o iradeye uyalım; Meclis'ten ne gelirse hiç karşı çıkmadan kabul edelim. Hükümet ne yaparsa yapsın ona dokunmayalım.' mı diye iş yapıyor ki bu 'Çirkin Amerikalı' size böyle emir ve yön vermeye kalkışıyor?
Ve bu emirler karşısında siz; Türkiye'nin sanki bir sömürge parçası gibi görüldüğü duygusuna kapılıyor musunuz; kapılmıyor musunuz?
Yüksek mahkememizin başkanı olarak; size ve dolayısıyla da bize emir veren bu Batılı sömürgecilere karşı; Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsız ve çok yüksek hukuk kurumlarının olduğunu ortaya koyacak bir açıklamanız olmayacak mı?
Sayın Başkan!
Sorular çok ama cevabı tek.
O da sizlerin ABD'nin; AB'nin emireri konumunda olmadığınızı ortaya koymanızdır.
Millet olarak; onurumuzu ayaklar altına alan; sizleri hukukçu olarak bile görmeyen bu küstahlara gereken cevabı beklenen kararınızla vermenizi umut ediyoruz.
Merak etmeyin; size Aydınlık Dergisi'nde üç haftadır sizinle ilgili olarak yayımlanan o haberi sormayacağım. İBDA-C örgütünün çıkardığı ve İslam devrimi için silahlı mücadele çağrısı yapan Gölge Dergisi'nin Ankara temsilcisi olup olmamanız başka bir konu.
Benim derdim hukuk.
Başında bulunduğunuz Anayasa Mahkemesi, kararlarını, hukuka göre mi yoksa üyelerin keyfi tutumlarına göre mi almaktadır? Örneğin; size göre; mahkemenizin aldığı son karar (türban düzenlemesi denilen anayasa değişikliğinin iptali kararı) hukuka aykırı mıdır? Karar hukuki ise; AKP yandaşı gazetelerde bu konuda kopartılan gürültülere cevap vermediniz? Suskun kalarak yüksek mahkemenizi zan altında bırakanlara geçit vermiş olmuyor musunuz?
Sayın Haşim Kılıç!
Başkanlığını yürüttüğünüz bu mahkememize karşı yürütülen yönlendirme kampanyası konusunda ne düşünüyorsunuz?
Özellikle AKP hakkında kapatma davası açılmasından sonra yürütülen etkileme, yönlendirme kampanyalarını biliyorsunuz. İçeride; iktidar yanlısı gazeteler; Yargıtay Başsavcısı'na saldırarak, hatta hakaretler ederek açılan davayı gayrimeşru göstermeye çalıştılar. Bu kampanya aslında sizin mahkemenizi etkilemeye yönelikti. Sizin; 'Bu gazetelerde, televizyonlarda, açılan kapatma davası kötüleniyor. Biz bu davada Yargıtay Başsavcısı'nın isteği doğrultusunda karar verirsek; bu yayın organları bize etmediğini bırakmaz!' diye düşündüğünüz oldu mu?
Sayın Kılıç! Hükümet yanlısı gazetelerin baskısı, kararınızı etkileyecek mi; etkilemeyecek mi?
***
Sayın Haşim Kılıç!
İçeride yürütülen kampanyadan çok daha acısı; dışarıda devam ettiriliyor. Avrupa Birliği'nden ve ABD'den durmadan emirler geliyor. 'AKPyi kapatırsanız, haliniz kötü olur. Sizi AB'ye almayız!' diyorlar. Barosso, Rehn, Lagendijk gibi isimler döne döne sizi tehdit ettiler. Son olarak Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering sopa gösterdi ve dedi ki: 'Eğer AKP kapatılırsa ve Başbakan Erdoğan siyasetten yasaklanırsa; AB ile müzakereniz durur!'
Avrupa'dan gelen bu tehdidi desteklemek için hemen ABD Dışişleri Bakanlığı devreye girdi ve bakanlık sözcüsü Casey; AKP'nin kapatılmasına bakan mahkemenin, (Yani sizin başkanlığını yaptığınız Anayasa Mahkemesi'nin) karanını verirken halkın iradesini göz önüne alması gerektiğini söyledi.
Amerikalı bürokrat; görüldüğü gibi size emir veriyor. 'Halkın iradesini temel al; AKP'yi kapatma!' diyor.
Sayın Başkan; bu emir karşısında sizde oluşan duyguları öğrenmek istiyorum. Bunu halkımız da çok merak ediyor.
-Ne diyorsunuz? Amerika'dan gelen bu emre evet mi yoksa hayır mı diyeceksiniz?
Bir sorum daha var: Anayasa Mahkemesi; davalara bakarken; varolan hukuk kurallarını mı yoksa halkın iradesini mi (yani Meclis çoğunluğunu mu) dikkate alıyor.
Anayasa Mahkemesi; 'Meclis'te çoğunluğu alan parti halkın iradesini temsil eder. Biz de o iradeye uyalım; Meclis'ten ne gelirse hiç karşı çıkmadan kabul edelim. Hükümet ne yaparsa yapsın ona dokunmayalım.' mı diye iş yapıyor ki bu 'Çirkin Amerikalı' size böyle emir ve yön vermeye kalkışıyor?
Ve bu emirler karşısında siz; Türkiye'nin sanki bir sömürge parçası gibi görüldüğü duygusuna kapılıyor musunuz; kapılmıyor musunuz?
Yüksek mahkememizin başkanı olarak; size ve dolayısıyla da bize emir veren bu Batılı sömürgecilere karşı; Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsız ve çok yüksek hukuk kurumlarının olduğunu ortaya koyacak bir açıklamanız olmayacak mı?
Sayın Başkan!
Sorular çok ama cevabı tek.
O da sizlerin ABD'nin; AB'nin emireri konumunda olmadığınızı ortaya koymanızdır.
Millet olarak; onurumuzu ayaklar altına alan; sizleri hukukçu olarak bile görmeyen bu küstahlara gereken cevabı beklenen kararınızla vermenizi umut ediyoruz.
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz