Futbolla gelen dostluğun temeli ne kadar sağlamdır?

Çarşamba günü futbol savaşı var; Almanya milli takımı ile Türkiye milli takımı karşı karşıya gelecek. Heyecan dorukta! Çarşamba günü oynanac maç için Avrupalı Hürriyet`in Avrupa ekinde, bakın kimler neler söylemiş neler yazmışlar:
SPD milletvekili Leyla Akgün:
“...Futbolcular maçı izleyen milyonlarca gence örnek olsun.”
ATİAD Başkanı Recep Keskin:
“Bu maç bazı ön yargıları yıkmak için fırsat...”
AP milletvekili Vural Öger:
“...Alman arkadaşlarım bana sen hangi takımı tutacaksın diyorlar. Ben de onlara kusura bakmayın, ben Türkiye`nin yanındayım. Eğer Türkiye ile Almanya maç yapacaksa Türkiye`yi tutarım. Ancak Almanya başka ülkelerle karşılaşırsa, o zaman Almanya`nın yanındayım. Türk milli takımıyla gurur duyduk. Alman galibiyetleriyle çok duygulandık.”
Bochum Almanya Türk Toplumu Başkanı Sabriye Supçun:
“Yaşasın futbol, yaşasın dostluk. İşte dostluğumuzu göstermek için tarihi bir fırsat.
Suat Türker (SC Freiburg)
“ Bu maç dostluğumuzun ilerlemesi açısından büyük bir şanstır.”
DPS milletvekili Sevim Dağdelen:
“...yıllardır bir arada yaşyan insanların kardeşçe seyredeceği ve bir aile şenliği içinde geçecek bir maç olacak. Sporun insanları birleştirici özelliği de kattığımız zaman tam bir şölen olacağını düşünüyorum.”
Dikkat edilirse, bütün bu klasik sözlerin ortak bir noktada birleştiğini görüyoruz. Nedir bu önemli nokta?
Tarihi fırsat
Ön yargıları yıkmak
Kardeşlik ve
Dostluk.
Bütün bu ortak kavramlardan ortaya şu çıkıyor: Demek ki, geçen bu 48 yıl içinde, ne tarihi fırsatı yakalamışız ne ön yargıları yıkabilmişiz ne kardeşlik ve ne de bir dostluk kurabilmişiz. Kala kala tek ümit, Çarşamba günü oynanacak futbol maçına kalmış...
Peki, ümit ettiğimiz veya etmek istediğimiz bu kardeşliğin, bu dostluğun temeli ne kadar sağlam? Öyle ya, maç 90 dakika, bilemedin 120 dakika sonra sona erecek. Bu demektir ki, beklenen dostluğun, kardeşliğin temeli de 90 veya 120 dakika kadar sağlam olacaktır. Fakat bu dostluk sağlam temel üzerinde oturmuyor ki’ Almanya Türk toplumu Bocum yetkilisi,”yaşasın futbol, yaşasın dostluk. Bu bir tarihi fırsattır.” Derken neyi anlatmak istiyor? Futbol bir spordur, dostluk ise ondan çok farklıdır. Hele hele tarihi fırsat hiç olamaz. Eğer bu gerçekten tarihi bir frısat ise, bu fırsatı 48 yıldır kaçırtan onlar değiller mi? Diğer birisi, “Ön yargıları yıkalım” diyor. Ön yargı 48 yıldan beri yoktu. Yoktu, çünkü dostumuz(!) Almanya`nın bize, bilek gücümüze şiddetle ihtiyacı vardı. 48 yılının ikinci yarısında “ön yargı başladı”. Bunun da nedeninde, aydınların, işte böyle iki tarafı kesin bıçak gibi olan smzleri oldu. Yani basit Türkçe tercümesi; hiç bir şey yapmadılar...
Şimdi kalkmışlar, hem Türklere hem de Alman dostlarımıza, “Aman bu tarihi fırsatı kaçırmayalım!” diyorlar. Merak ediyorum, Çarşamba`dan sonra nasıl bir dostluk, kardeşlik havası esecek Almanya`da.
Yani Perşembe’den sonra, eğitim, işsizlik, çifte vatandaşlık gibi sorunlarda hafifleme olacak öyle mi?
Bilmem siz de hatırlıyor musunuz, Türkçe`de bir deyim vardır.
“Perşembe`nin gelişi Çarşamba`dan bellidir.”

Dr. Yüksel Cavlak