DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türk halkı okumayı yeni harflerle öğrendi

Aşağa gitmek

Türk halkı okumayı yeni harflerle öğrendi Empty Türk halkı okumayı yeni harflerle öğrendi

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2008-06-26, 09:06

Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat; Amerikalı gazeteciye söylediklerinizi ilk okuduğumda çok şaşırdım. Sözlerin içeriğine değil, söylediğiniz zamana. Elbette her devrim toplumun bazı kesimlerinde travma yaratabilir ama söyleyiş ve sonradan da arkasında duruş biçiminiz, aslında Cumhuriyet ve devrimlerle ilgili yüreğinizde bir intikam hissi olduğunu gösteriyor.

Ancak Sayın Bakan; toplumun travma geçirdiği yolundaki tespitinizde hata değil ama eksiklikler var. Şunu unutmamalıyız ki, yeni alfabeye geçtiğimiz sırada toplumun yüzde 90’ı okuma yazma bilmiyordu. Bir başka deyişle Türk halkı okuma yazmayı yeni harflerin kabulünden sonra öğrenmeye başladı. Bugün okuma yazma oranı yüzde 95’in üzerinde.

Ayrıca Türkler olarak ilk kez alfabe değiştirmedik. Türk tarihi boyunca kullandığımız benim bildiğim 4 alfabe var. Yazı, ifade biçimi olarak bir ülkenin dış ilişkileri ve nüfusla da yakından ilgilidir. Yarın Latin alfabesinden daha basit ve kullanışlı bir alfabe olursa, ona da geçebiliriz.

Sayın Bakan; kıyafet konusunda travma geçirdiğimiz tespiti de yanlış değil ama eksik. Kıyafet devrimi ile kadınların başlarını açmaları emredilmedi. Zorunlu olarak giydirilen çarşaf kaldırıldı. Erkeklerin de fes, sarık takmaları, cüppe giymeleri yasaklandı. Bunun dışında bir yasak getirilmedi.

Sadece, daha önceki benzer devrimlerde olduğu gibi resmi kurumlarda çalışma koşulları düzenlenirken kıyafet yönetmelikleri yayımlandı. Kadınların da bu kurumlarda başlarının açık olması öngörüldü.

Alfabede olduğu gibi kıyafet konusunda da ilk değişiklik Cumhuriyet’le birlikte olmadı. Türk tarihine baktığımızda kıyafetlerin pek çok kere değiştirildiğini görürüz. Nitekim 1826’da II. Mahmut’un Islahat hareketinde de örneğin fes giyilmesi kabul edilmişti ve o da resmi kurumları kapsıyordu, halkın bütününü değil.

Sayın Bakan; bir günde dini yaşam biçimimiz de değiştirilmedi. Tekke ve zaviyeler kapatıldı. Eğitimde birlik kabul edildi. Dini inançların yerine getirilmesinde hiçbir engel konulmadı. Bu nedenle travma geçirenler varsa dinsel nedenlerle değil çıkarları bozulduğu için olabilir.

Son olarak Sayın Bakan; “Devrim kanunlarını okudularsa anırırım” gibi bir ifade kullandınız ki, bu size hiç mi hiç yakışmadı. Bu yazıyı bir tespit olarak yazdım.



***



Maçın sonucu ne olursa olsun

Bu yazıyı Türkiye Almanya maçından önce kaleme aldım. Sonuç ne olursa olsun yazıyı değiştirmeme kararındayım. Siz bu satırları okurken Türkiye, umuyorum finale yükselmiştir. Tabii tersi de olabilir. Önemli değil.

Ama sonuç ne olursa olsun Milli Takım futbolcularına başarıları için teşekkür etmek istiyorum. Türk Milli Takımı’nı buraya getirmek bile hepimize sonsuz bir moral ve güven verdi. Ve tabii Fatih Terim. Günlerdir Terim hakkında yazılanları okuyor, söylenenleri dinliyorum. Bir başarının böylesine gölgelenmek istenmesine herhalde hiç tanık olmadık.

Elbette Fatih Terim’in gazetecileri çok kızdıracak sözleri ve tavırları oldu. Bir çoğuna benim de canımın sıkıldığını itiraf etmeliyim. Ancak her şeye rağmen ortaya konan başarıyı şansla, balla açıklamaya kalkmak da haksızlık. Fatih Terim’in aşırı güveni, kendini beğenmiş tavırları sinir bozucu olabilir. Ama şunu unutmayalım ki, futbolcular üzerindeki etkisi, disiplini ve motivasyon gücü çok yüksek. Bakın, dünyanın hiçbir ülkesinde milli takıma ilk kez giren ve henüz 20 yaşında olan bir futbolcu, bir kader maçında ilk penaltıyı atmaya talip olmaz. Penaltı atmaya gidenler, önce antrenörüne koşup “Hakkını helal et” demez.

Dünyanın hiçbir milli takımında futbolcular bitime bir dakika kala gol yedikten sonra birbirlerini yerden kaldırıp, son 60 saniyede gol atmak için çaba harcamaz.

Fatih Terim hiçbir şey öğretmedi, hiçbir taktik vermediyse bile futbolcularına bu ruhu aşılamış.

Fatih Terim megaloman olabilir, basına ağır sözlerle sataşabilir, bunların hiçbiri mazur gösterilemez. Ama bunları öne sürüp bir başarıyı gölgelemek ve küçümsemek de hiç kimseye yakışmaz.

Fatih Terim’e ve oyuncularına binlerce teşekkürler.



***



Derviş faktörü nasıl etkiler?

Pazartesi günü haftalık değerlendirme yazısında Kemal Derviş’ten “kalite” olarak söz edince hayli eleştiri mesajı aldım. AKP’yi Türkiye’nin başına Derviş’in getirdiğini, tarımın Derviş yüzünden öldüğünü, çalışan kesimin ezildiğini, işçinin perişan edildiğini savunanlar “Böyle bir adama nasıl kaliteli dersin” diye tepki gösterdi.

Bence aşırı tepki bu. Sorun kalitenin tanımındadır belki de. Bana göre bilgi birikimi, deneyimi ve uygulamaları ile Derviş, Türkiye standartlarının üzerinde bir isim.

Ancak yeniden gündeme getirilmesinin arkasında bir şey var mı sorusu ister istemez benim de kafamı çok kurcalıyor. Öyle ya da böyle, Derviş’in çok etkili olduğu dönemin sonunda iktidara AKP geldi. Tayyip Erdoğan ismi parlayıp yıldızlaştı.

Erdoğan’ın yıldızı şimdi sönüyor. Yerine kimin parlayacağı ise merak konusu. Gözlediğim kadarıyla bazı çevreler, Erdoğan yerine Gül’ü parlatmayı düşünüyorlar. Derviş de bu operasyonun bir parçası olsun istiyorlar.

Mantık şu: AKP gerçeğini göz ardı edemeyiz. Ama bu işin Erdoğan ve katı ekibiyle sürdürülmesi de zor. Buna karşın Fethullah Gülen tarikatına yakın Gül, Erdoğan’ın yerine geçerse toplumdaki gerginlik azaltılabilir, laiklik konusundaki endişeler de giderilebilir.

Tutar mı? Sanmıyorum. Ama çok konuşuluyor bu nedenle yazıyorum. Hatta bu operasyonda Çiller’in yer almasının bile sürpriz olmayacağı söyleniyor. Bu yorumların Fethullah Gülen’in beraatinin kesinleşmesinden sonra çıkması da manidar. Üstelik Fethullah Gülen artık Amerika’da sürekli yaşama olanağını da kaybetti. Amerika kendisine Green Card vermedi. Yani Gülen dönebilir.

Dedikodular da tam bu sırada alevlendi. İlginç değil mi?



***



Bugün Ülke TV’deyim

Son zamanlarda ekranlara pek çıkar oldum galiba. Yine önceden haber verdikleri için size de iletmek istiyorum.

Bu akşam saat 21.00’de Ülke TV’de Ersoy Dede’nin sunduğu “Bıçak Sırtı” programına katılıyorum. Programda benden başka yeni kurulan ve billboard’ları afişlerle donatan “Ortak Akıl” adlı bir kuruluşun temsilcisi ile “70 milyon” oluşumundan bir temsilci olacakmış.

Her iki grup da “darbe karşıtı” söylemleriyle öne çıkıyor. Benim için de yararlı olacağını sanıyorum, çünkü belki “darbe olacak, karşı çıkalım” diye sloganlar atanlardan darbenin nasıl olacağını öğrenirim.

Merak edenler için tekrarlıyorum, program saat 21.00’de başlıyor. Eski adı Kanal 7 Haber olan Ülke TV’de.



***



Yanlışlık fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz

Bernard Shaw
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz