DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mesut Yılmaz ve Çiller gibilerin yeni oluşumu tutar mı?

Aşağa gitmek

Mesut Yılmaz ve Çiller gibilerin yeni oluşumu tutar mı? Empty Mesut Yılmaz ve Çiller gibilerin yeni oluşumu tutar mı?

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2008-06-26, 09:13

Tansu Çiller peronda bekliyor.
Ahali , “Gel bacı, kurtar bizi” desin istiyor.
Aynı şekilde Mesut Yılmaz da çırpınıyor.
Her ne kadar, “Ben liderlik istemem” dese de yan cebini göstermekten geri durmuyor.
Japon modeli hikâyesi bunun kılıfı.
Neymiş efendim koalisyon örgütlenirken kurulacakmış.
Bütün eğilimler bu şekilde kucaklanacakmış!
Kulağa hoş geliyor da bu işin pratiği var mı?
Bizim siyaset kültürümüz yüzyıllardan beri öndere, yani lidere endeksli. Dolayısıyla bu model tutmaz.
Efendim ANAP da tuttu!
Doğru değil...
ANAP’ı tutturan Özal’ın liderliğiyle 12 Eylül sonrası konjonktürdür.
İksir gerçekten eğilimlerin birleşmesi olsaydı ANAP Özal sonrasında tarih olmazdı.
Buradan hareketle Mesut beyle Tansu hanıma bir adım geri tavsiyesinde bulunuyoruz.
Hayır bu iki isim bugünün Türkiye tablosunda emin olun en donanımlı ve yetişmiş isimler ancak Türkiye’de Vukuu değil, Şuyuu yani imaj iş yapıyor.Yılmaz ve Çiller isimlerinin imajı da ortada.
Bir başka şey yeni oluşumun Yılmaz ve Çiller gibi isimlerin ekseninde gündeme gelmesi de sakıncalıdır.
Öyle, çünkü yeni oluşum arayışlarında bu iki isim gündeme geldi mi toplumun yeni oluşuma olan ilgisi ve güveni o an sona eriyor, yani heyecan
kayboluyor.
Açık açık söyleyeyim bugün yeni oluşumdan fazla bir beklenti yoksa bunun müsebbibi eski siyaset profesyonellerinin yeniden zirveye çıkma hesaplarıdır.
Sadece Çiller ile Yılmaz değil, kendini merkez sağın ya da solun doğal lideri gibi görüp ona göre tutum takınanlar da bu günahın ortaklarıdır.
Yeni süreçte bunlar eğer bugünkü gibi ön safta olursa AKP’nin yerine kurulacak olan parti yine iktidarda demektir.
Söylemek istediğim bunlar siyasetten kaydını düşürsünler değildir, tersine onlar da olmalıdır ama ön planda değil. Mesut Yılmaz’ın bu anlamda baştaki çizgisi doğruydu lakin Japon Modeli hikâyesi ile o çizgiden sapılmıştır.
Peki kim mi yeni oluşuma önderlik edebilir?
Korkan, hesap yapan, herkesi ve her şeyi idare eden biri bunu yapamaz.
Risk alacak, meydan okuyacak, projeler koyacak ve de güven verebilecek donanımlı birine ihtiyaç var.
Bir başka ayrıntı da manevi mesaj verebilecek bir isim
olmalı.
Önce gündemde olanları alt alta sıralayalım: Abdüllatif Şener, Rifat Hisarcıklıoğlu, Kemal Derviş, Mustafa Sarıgül, Faik Öztrak, Köksal Toptan, Melih Gökçek, Murat Yalçıntaş, Koray Aydın, İlhan Kesici, Sadettin Tantan, Mehmet Ali Bayar, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Turan Çömez, Sinan Aygün ve Deniz Ülke Arıboğan.
Bunların hangisi öne çıkar ya da dışarıdan gelecek biri bunların önüne geçer, bunu kapatma davası ile beraber göreceğiz.
Bizim dileğimiz bütün bu kıymetlerin bir arada olması, dahası Yılmaz ve Çiller gibi isimlerin de bu birlikteliğe gerilerden
katılmasıdır.
Biliyorum böyle bir özlemin pratiği kolay değildir ama din ve hamaset avcılığı yapan AKP mirasi heyülasını bertaraf etmenin başka bir yolu da yoktur.
Son sözümüz kişisel feragatlar olmaz ve sağlıklı bir oluşuma gidilemezse Türkiye’de
demokrasi gerçekten tehlikeye girecektir.

PES DOĞRUSU
Başbakan’ın kriz geçirttiği vali...
Telefonda eski Batman Valisi Salih Şarman var: “Sabahattin bey sizi hastaneden arıyorum, kalbimde bir sorun oldu onun için geldim. Anjiyo olmayı beklerken neredeyse kriz geçiriyordum, müdahale ile kurtuldum. Sebebi nedir biliyor musunuz?” Araya girip “nedir” diye sordum ve başladı anlatmaya: “Odamda TV açıktı. Başbakan’ın TBMM’de parti grubunda yaptığı konuşmayı dinliyordum. Konuşmanın bir yerinde Batman’ı örnek vererek buralara bugüne kadar bir çivi bile çakılmadı, her şeyi biz yaptık demez mi. Vallahi altüst oldum ve krize girdim. Doktorlar hastanede olmasaydın sizi kurtaramazdık dedi...” Eski Vali Salih Şarman devam ediyor : “Batman’da bırakın başka dönemlerde yapılanları sadece benim dönemimde yapılanlar AKP’nin yaptığının toplam üç katından fazladır. Bakın neler yaptım ben...” Salih bey uzun uzadıya kendi valilik döneminde yapılan yatırımları aktarıyor. Okullar, köy yolları, elektrik ve telefon götürme, altyapılar, sosyal tesisler gibi abartısız onlarca büyük yatırım... Vali Şarman listeyi bitirdikten sonra soruyor: “Hal bu iken bunu görmezden gelmek ve hadiseyi çarpıtmak ahlaka ve vicdana sığar mı?..” Valahi sığmaz ama AKP ahlakına her şey sığar.

YADIRGAMADIM...
Erdoğan, Başbuğ Paşa ile ne konuştu?
Başbakan Erdoğan’ın İlker Başbuğ Paşa ile bir akşam yemeğinde buluşup konuşması rutin dışı olsa da çok yadırganacak bir şey değildir. İlker Paşa sonuçta bir ay sonra Genelkurmay Başkanlığı’na atanacak olan ve de hakkında tezviratlar yapılıp yıpratılmak istenen bir isimdir. Dolayısı ile böyle bir ismin Başbakan’la bir araya gelmesi eşyanın tabiatına uygundur. Hatırlanacaktır benzer bir görüşme Yaşar Büyükanıt’la Erdoğan arasında Yaşar Paşa Kara Kuvvetleri Komutanı iken de yapılmıştı. Gelelim nelerin konuşulduğuna: Ağırlıklı konu muhtemelen K. Irak, Kerkük ve terör olmuştur, zira İlker Paşa’nın bu konulardaki uzmanlığı biliniyor. Keza yapılan resmi açıklamadan hareketle Osman Paksüt görüşmesi ile Paşa’ya yapılan son yıpratma kampanyaları da gündeme gelmişe benziyor. Bu arada TSK’ya karşı başlatılan psikolojik operasyonların da masaya yatırıldığı kanaatindeyiz. Yapılan görüşme ve yenilen yemek İlker Paşa’nın Genelkurmay Başkanlığı’na atanması ile ilgili olarak bazı karanlık odaklarda üretilen çirkin spekülasyonları da sonlandıracaktır.

SERVİS NEREDEN...
Askere ihanet suçlamasına Başkomutan neden sessiz?
Taraf gazetesi misyon ya da görevini icra etmeye devam ediyor. Taraf dün de rezil bir iddiayla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ihanet suçlamasını yaptı. Taraf’a göre TSK, Dağlıca baskınının yapılacağını telefon dinlemeleriyle günler öncesinden bilmesine rağmen önlem almamış ve katliamın yapılmasına seyirci kalmışmış. Bu alçak itham Taraf’ın bir süredir sürdürdüğü psikolojik operasyonun yeni versiyonudur. Taraf gazetesi bu yayınlar ve oradan yapılacak alıntılarla askerin toplumda var olan kurumsal imajını yere sermeye çalışıyor... Bu hadisede üstünde durulması gereken husus Taraf’a bu dezenformasyon servislerinin kimlerin tarafından yapıldığıdır? Bazı bulgular yabancı istihbarat örgütlerini işaret etse de asıl sorumlunun devletin içindeki çeteler olduğu ifade ediliyor. Bu tablo da Türkiye’nin sadece güvenlik değil beka anlamında da çok çok büyük bir tehditle yüz yüze olduğunu ortaya koyuyor. 1920 tablosunda Türkiye dış işgal altındaydı, oysa bugün bu işgal içerdendir ve bu çok daha tehlikelidir. Bunun için de TSK tıpkı Kurtuluş Savaşı günlerindeki gibi iç düşmanlara karşı yeni bir kurtuluş savaşını derhal başlatmak durumundadır... Vahim olan TSK böylesine hedef alınırken Anayasa’ya göre Başkomutan konumunda olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bütün bunları sadece seyrediyor olmasıdır. Söyler misiniz ordusunu savunmayan başkomutan olur mu?
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz