DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kapatılma kaçınılmaz oldu

Aşağa gitmek

Kapatılma kaçınılmaz oldu Empty Kapatılma kaçınılmaz oldu

Mesaj tarafından Rıza ZELYUT 2008-06-30, 12:09

AKP hakkında kapatılma davası açıldığında, ilk tepkim, 'Beklenen gelişme!' demek olmuştu.
İsterdim ki bu dava açılmasın...
İsterdim ki AKP; Türkiye Cumhuriyeti ile kavga edeceğine, onun partisi olsun.
Bu partinin yöneticileri; 'Cumhuriyet rejimi bizleri sıfırdan bu noktalara taşıyacak yolları yapmış. Biz de o rejime uygun yönetim gösterelim!' desinler.
Partileri de kapatılmasın.
Lakin; geldiğimiz noktada AKP'nin kapatılması kaçınılmaz olmuştur.
Çünkü, bu dava; bir iç sorun olmaktan çıkartılmış; uluslar arası dava haline getirilmiştir.
Kim ne derse desin; Yargıtay Başsavcılığı'nın açtığı kapatma davası; hukuk kurallarına uygun biçimde yürütülmüştür.
Lakin; Avrupa Birliği; bu davayı kullanarak 'Türkiye'yi kontrol eden güç benim!' mesajı vermeye çalışmıştır.
Bunu da nasıl yürüttüğü bellidir: TC'nin bağımsız yüksek yargı organına dışarıdan emir vererek...
AB yetkilileri sırasıyla ve devamlı surette; 'AKP'yi kapatamazsınız. Kapatırsanız, Türkiye için kötü olur!' tehdidi savuruyorlar. En son tehdit de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nden (AKPM) geldi. Bu tehdit, Türkiye'yi AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne verdiği savunmadan yola çıkarak hazırlanan AKPM raporunda yer alıyor.
Öyle ki; raporun üslubu bile AKP'lilerin üslubu... Raporda, AKP'nin resmi adı olan Adalet ve Kalkınma Partisi bile AK Parti olarak kullanılmış.
AKPM adına Türkiye hakkında rapor hazırlayan Belçikalı parlamenter Van den Brande, bu Meclis'te bulunan CHP'li ve MHP'li üyelerle hiçbir görüş alışverişinde bulunmamış. Yani; AB raporu; tamamen AKP'lilerin yönlendirdiği ve AKP'yi savunan bir rapor olarak ortaya çıkmış bulunuyor.
Bellidir ki AKPM; Türkiye'yi değil de AKP'yi daha fazla önemsemektedir.
Avrupa Birliği'nin AKP sevgisinin sebepleri üzerinde duracak değilim. Bankalarımızın; ulusal kuruluşlarımızın, en kıymetli toprak parçalarımızın sömürgecilere satılmasını; Kıbrıs'ta çırak çıkarılmamızı; Ege kıta sahanlığı konusunda Yunanistan karşısında sessiz kalmamızı; Güneydoğu'da ve Kuzey Irak'ta AKP hükümetinin verdiği tavizleri hatırlatarak bu konuyu, şimdilik sağduyu sahibi okurlarımın yargısına bırakıyorum.
Bu tehditin öncesindeki tehditleri de hatırladığımızda geldiğimiz nokta çok kritiktir:
Eğer Anayasa Mahkemesi; AKP hakkında kapatma kararı vermez ise; Avrupa'dan ve ABD'den gelen bu yönlendirmelere göre karar vermiş sayılacaktır. Bu yüzden de AKP'nin kapatılmasını içermeyen bir sonuç; hukuki değil de siyasi karar olarak kabul edilecektir.
***
İşte Avrupa Birliği; Türk yargısından hukuka göre değil de kendilerinin işine gelecek biçimde siyasi bir karar vermelerini istiyor. Böyle bir istek Avrupa Birliği ülkelerinde ortaya çıksa, yer yerinden oynardı. AB içinde; yargıya en küçük biçimde müdahale olsa; o müdahaleyi yapan hükümet kısa sürede yıkılır giderdi.
Bu dayatma gösteriyor ki; AB tarafı; Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak değil de bir sömürge parçası gibi görmektedir. Onlara göre Türk yargısı; Avrupa ne isterse ona göre karar veren oyuncak bir kurum haline gelmelidir. Türkiye'de kimin haklı kimin haksız olduğuna AB karar vermeli; hatta suçlu-suçsuzu da AB yönetimi belirlemelidir.
Avrupa tarafı açıkça kendisini efendi; bizleri ise köle gibi görmektedir.
Böyle bir uygulama; cumhuriyet tarihinde şimdiye değin görülmüş değildir. En antidemokratik dönemlerde bile Avrupa tarafı Türkiye'ye böyle açıkça, küstahça emir veremiştir.
Böyle bir küstahlık karşısında Anayasa Mahkemesi'ne düşen görev bellidir: Türkiye'de yüksek yargının bağımsız olduğunu Batılı sömürgecilere göstermek. Bundan AKP zarar görecekmiş.
Varsın görsün...
Türkiye'nin bağımsızlığını ortaya koymak için bir değil birkaç AKP'nin bile kapatılmasına razıyız.
Kendisini; Türk milletinin efendisi sanan küstah Avrupalıya başka türlü bir cevap da verilemez.

YARGITAY'A SAYGI DUYUN
Yargıtay Genel Kurulu; Fethullah Gülen hakkında, 'düzeni yıkacak biçimde örgüt oluşturmak' iddiasıyla açılan davada, Gülen lehinde beraat kararı verdi.
Şimdi ben yeri göğü inleterek Yargıtay üyelerini; tarikatçi birisini akladı diye suçlamaya kalkışırsam haksızlık yapmış olurum.
Bu karara saygı duyuyorum. Yüksek yargı, işi benden daha iyi bilir.
Benim bu tavrımı acaba tarikatçi veya işbirlikçi holding yazarlarında görüyor musunuz?
Ne gezer?
Fethullah Gülen'i aklayan mahkemenin başsavcısı AKP hakkında kapatma davası açtı diye; yüksek mahkemeye nasıl hakaretler yağdırıldığını biliyorsunuz...
Görüyorsunuz ki paracı ve tarikatçi takımında ne insaf vardır ne de aydın namusu...
Rıza ZELYUT
Rıza ZELYUT
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz