DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Her yıl aynı tavsiye

Aşağa gitmek

Her yıl aynı tavsiye Empty Her yıl aynı tavsiye

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2008-08-13, 13:31

Her yıl aynı tavsiye

Almanya`da yılda iki kez, okullar yaz tatili dolaysıyla kapanırken ve 6 hafta sonra okullar açılırken aynı tavsiyeleri dinler dururlar aileler. Uzmanlar harekete geçerek, ailelere çocukları hakkında akıl üstüne, tavsiye üstüne tavsiye verirler.
Birinci tavsiye:
11 Ağustos`ta NRW`de ( Kuzey Ren Vestfalya) okullar açıldı. İlk demeç Düsseldorf Eğitim Ataşesi Mehmet Bektaş` tan geldi: “Çocuklarınızın eğitimleriyle yakından ilgilenin. Öğrencilerimizin okuldaki başarısı, dersleri iyi izleme, verilen ödevleri zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirme, derslerine düzenli çalışmanın yanında, boş zamanlarını iyi ve yararlı etkinliklerle değerlendirmelerine de bağlıdır” Doğru mu? Hem de nasıl!
Fakat burada bir parantez açalım: Eğitim Ataşesi ne diyor, demeçinde? “boş zamanlarını iyi ve yararlı etkinliklerle...” Kendisi acaba biliyor mu, çocukların, özellikle kız çocuklarının tatiller de ve hafta sonlarında boş zamanlarını Kur an kurslarında geçirdiklerini? Hele hele yaz tatilinde, Alman öğrenciler, beyinlerini dinlendirirken, Türk minikleri yatılı Kur`an kurslarına gitmektedirler. Demekki söylemek ile ixraat arasında büyük fark varmış. Eğer çocuklarımızın okullarda başarılı olmalarını istiyorsak, topu ne anneye ne de babaya atalım. Eğer topu atmak ihtiyacını duyuyorsak, ilk önce kendimizi atalım ve onların eğtitimiyle ciddi bir şekilde ilgilenelim.
İkinci tavsiye:
Bu tavsiye de bir öğretmenden geliyor.
Bakın öğretmen ne diyor:
“...geçtiğimiz yıllarda öğretmenlerin en çok şikâyetçi olduğu konulardan birisi de, öğrencilerin büyük bir kısmının ev ödevlerini hep ihmal ettikleri ve düzenli bir şekilde ev ödevi yapma alışkanlığını edinemedikleriydi. Bu öğretmen bu konuda kafa yormuş ve düşüncelerini kaleme almış. Öğreniye evde kimler yardım edebilir? Anne- baba ya da abi ve abla ev ödevini konuunda öğrenciye yardım edebilir. Etmelidir de...
Öğretmen soruyor: “Öğrencilerin çalışmalarından daha verimli olmasında bulundukları ortamın etkisi var mı?” Cevaplıyor öğretmen: “Zira ödevin yapılacağı bir yer, bir de zamanı olmalı. Çünkü bu iki kıstas ödevin kalitesini belirliyor... Ödevin yapılacağı yer de çok önemli. Ödev yapılacak yer televizyondan ve diğer uyaranlardan uzak bir yer olmalı. Ödev yapılacak masa düzenli olmalı ki, öğrencinin dikkatini dağıtmamalı...”
Bu yazıyı size kısaltarak aktardım. Bu yazıda daha nşce nice tavsiyeler var...
Bu öğretmenin yaısındaki tavsiyeleri okudutan sonra, anladım ki, öğretmen hiç bir aileyi evinde ziyaret etmemiş...
Bütün yazdıkları doğru, eleştirmek mümkün değil. Fakat hepsi teoriden ve öneriden ibarettir. Gerçekler bambaşka!
Ben öğretmen değilim, ama doktor olarak onları ziyaret ettiğimde çok farklı bir tablo ile karşılaştım. Bir katta birkaç kişinin yaşadığı ve evde bir değil birkaç çocuğun olduğu bir gerçek. Oturma odasındaki televizyon gece gündüz açık. Hele hele mevsim kış ise, herkes bu odada oturmaktadır. Masa düzenli olmalıymış, masada kalem, kâğıt bulunmalıymış ve hatta içilecek su da olmalıymış. Yazıda “mış”lar o kadar çok ki!
Eğri oturup doğru konuşmak veya doğru yazmak gerekir. Ortada bir gerçek var ve bu gerçeği görmemezlikten gelemeyiz. Anne ve babaları eğitim düzeyi oldıukça düşük bu bir. Eğer öğrencinin abisi veya ablası varsa, o da zorunlu okul olan Hauptschule`yi ya bitirmiştir ya da bitirmemiştir. Peki, o zaman nasıl kardeşine yardımcı olabilecek? Bu da iki eder.
Peki, bütün gerçekler ortada iken, kalkıp, tavsiyelerde, önerilerde bulunmak ne derecede fayda verir ki? Bu tarz tavsiyeler yerine, eğitimciler, bu konuda öneri üretenler ellerini taşın altına koymaları, yani konuya tam eğilerek, çözüm aramaları, başrının yolunu açar. Hayatta ne tavsiyeleri ne önerileri sevebildim, daha doğrusu bunlara karşı allerjim var. Yıllar önce ADD dernek başkanı iken, toplantılarda, derneğin maddi sıkıntılarına değindiğimde, bir üyemiz ki, da öğretmendi, hep aynı telden çalardı: “Bir kişi para cezasına çarptırıldığında hâkimden, bu paranın herhangi bir derneğe veya kuruluşa verilmesi istenebilir.” diyordu. Bir gün olsun ağzından, “Başkanım müsade edersen, ben bu görevi üstlenmek istiyorum. Hakimle konuşup, paranın bizim derneğe verilmesini sağlayacağım” İşte böyle bir öneriyi getirenin önünde saygıyla eğilinir. Demek istiyorum ki, tavsiyenin, önerinin vs. bence hiç bir faydası olamaz. Olsaydı, şimdiye kadar çocuklarımızın büyük kısmı liseleri, üniversiteleri doldururdu.
Benim öğretmenlerden, yetkililerden, aydınlardan bir ricam var: Lütfen, önermeyiniz. Elinizi, gerekirse iki elinizi taşın altına koyunuz, gerçekleri görünüz ve ondan sonra sorunlara temelden sarılınız.
Eğer böyle yapılmazsa, ne öneriler ne de tavsiyeler ailelerden destek görürler...

Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz