Bağımsız Türkiye ve diğer bağımsız ülkeler

Dünyamızda mevcut sayısız ülkelerin hemen hepsi bağımsızlığını ilan etmiş durumda. Bunlar daha önce bağımlı mıydılar? Hayır! Bunların hepsi “sömürülen” ülkelerdi. Sömürenler hangi ülkelerdi? Tarihin sayfalarına göz attığımızda, Sanki sadece bu ülkelerin sömürme imtiyazları varmış gibi belirli ülkelerin adlarını görürüz: İngiltere, Portekiz, İspanya, Hollanda ve Fransa. Asya, Afrika, Güney Amerika`daki ülkelerin tarihlerine baksak, bu adları görürüz.Yüzyıllarca Çin ve Hindistan`ı İngiltere`nin sömürdüğünü görürüz. Orta doğuda İngilizler cirit atarken, Fransızlar da Kuzey Afrika`da istediklerini yapıyorlardı. Portekiz hızını alamayıp, Amerika`nın yanı sıra Macao`ya kadar uzandığını biliyoruz. Hollanda da aynı şekilde. Adlarını saydığımız bu sömüren ülkeler, yüzyıllarca, bir limonun sıkılması gibi, girdikleri ülkelerin yer altı yer üstü kaynaklarını sonuna kadar kendi çıkarları için kullandılar. Ve hatta o kadar ileri gittiler ki, o ülkede yatan tarihi eserlerini de ülkelerine taşımaktan çekinmediler. Örnek verecek olursak, Mısır`daki mumyaları gösterebiliriz. Bugün Londra`da Mısır`daki müzelerden daha çok mumyalar ve diğer değerli, tarihi eserler görmek mümkün. 20`inci yüzyılının ortaların doğru sömüren ülkeler baktılar ki, sömürdükleri ülkelerde alacak pek fazla bir şey kalmadığından, bu sömürülen ülkelere bağımsızlıklarını geri verdiler. “Ne olur ne olmaz, belki geride bazı işe yaracak kalmıştır” düşüncesiyle de uyduruk bir şeçim yaptırtarak kendi kukla adamlarını da başa getirtmeyi ihmal etmediler. Bir bayrak, bir de ulusal marş da devreye girince, oldu bu ülkeler bağımsız!.. Bakıyoruz; bu ülkeler bağımsız oldular, ama sömürme gene başka bir ad altında devam ediyor. Kendileri direk olarak, tarihte olduğu gibi, iştirak etmiyorlar. İktidardaki işbirlikçiler sayesinde dolaylı yoldan alıştıkları soyguna devam ediyorlar. Demek ki, sonradan bağımsızlığını kazanan ülkelerdeki bu “bağımsızlık” yapay bir bağımsızlıkmış!
Türkiye`ye gelince:1919`a kadar Osmanlı İmparatorluğu çetin bir cevizdi. Kırılıp içinin yenmesi oldukça zordu. Yıl 1919`u gösterdiğinde, “Hasta adam” olarak adlandırdıkları Osmanlı devletinin herhangi bir şekilde yutulması gerekiyordu. Ama nasıl? İşte bu durumda I. Dünya Savaşı bu sömürmeye alışmış ülkelerin imdadına yetişti! 900 bin km2 kare yüzölçümüne sahip Türkiye yer üstü ve yer altı kaynakları oldukça zengin bir ülke. Osmanlı devletinin I. Dünya Savaşı`nda yenilmesini bahane eden sömürmeye alışmış ülkeler, Türkiye topraklarını paylaşmaya başladılar. Bu işe girişenler,bu ulusun bağımlı yaşamaktansa ölmeyi tercih edeceklerini hiç hesaba katmamışlardı Ve öyle de oldu. Ölümü göze alan Türk toplumu, Mustafa Kemal`in önderliğinde, tarihte görülmemiş bir şeyi yaparak, ülkesine saldıran bütün düşmanları kovabildi ve bilindiği gibi 1923 yılında bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Onun için Türkiye Cumhuriyeti`nin bağımsızlığı ile sonradan bağımsız olan ülkelerin bağımsızlığı arasında çok büyük fark var.Bizim bağımsızlığımız, soyulduktan sonra lütuf olarak verilmiş bağımsızlık değil, kan dökülerek kazanılmış bir bağımsızlıktır. Ayrıca bu büyük zaferden sonra ( 26-30 Ağustos 1922) kazandığımız kutsal bağımsızlığımız, diğer sömürülen, bağımlı ülkelere yol göstericisi de olmuştur.

Dr. Yüksel Cavlak