Milli şirketlere saldırı
1 sayfadaki 1 sayfası
Milli şirketlere saldırı
2001 yılında çıkartılan ekonomik krizin; ülkeyi uluslar arası sermayeye ve onun yerli işbirlikçilerine teslim etme operasyonu olduğunu en başından beri yazdık çizdik. Pamukbank dosyası bunun en bilinen örneklerinden birisidir. Benim Anadolu'da gezide olduğum dönemde patlayan bir konuşma, Pamukbank olayını yeniden tartışmamıza yol açtı.
İşin içinde dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz var. BDDK yöneticileri var. İddiaya göre Aydın Doğan var. En önemlisi de Citibank diye bilinen çokuluslu sermaye bankası var. Bunların dediği şu: Pamukbank'ın da yer aldığı Çukurova Grubu aldı başını gidiyor. Bunun sahibi Mehmet Emin Karamehmet ileride başımıza bela olabilir. Bunu parçalayıp bölüştürelim.
Sayın Karamehmet'in elinde Türkcell gibi sıfırdan 15 milyar dolar değere ulaştırdığı Türkcell var. Turizmden otomotive onlarca büyük şirket var. Ve de en önemlisi; bankacılık piyasasında Yapı Kredi ile Pamukbank ile özel sektör birincisiÖ İşte Pamukbank üzerinden yola çıkılarak Çukurova Grubu yamyamlara yem edilecek...
Mehmet Emin Bey'i azçok tanırım. İşi gücü çalışmak olan tam bir Anadolu insanı... Kimsenin malında gözü olmayan, kendisi sürekli bir değer yaratan önemli bir işadamı.
Hükümeti devirmek, Türkiye'yi dışarıda ve içeride ABD-AB emperyalizmine muhtaç halde tutmak için yapılan 2001 operasyonunun siyasal sonuçlarına hiç girmiyorum. Lakin; bugün bankalarımızın yüzde 50'ye yakınının Batılı sömürgecilerin eline geçtiğini söyleyelim yeter.
Dışarıya bağlanmadan, Türk milletinin işgücünü ve yaratıcı zekasını kullanarak ekonomik değer yaratabilen insan tipinin örneği Mehmet Emin Karamehmet de bu süetçe uluslararası yamyamlar ile yerli hainler tarafından parçalandı. Türkiye'nin en seçkin bankalarından olan Pamukbank yok edildi. Bu arada Yapı Kredi Bnkası, Çukurova'dan ölmüş eşek fiyatına satın alındı. Yapı Kredi'nin şubesi konumundaki bankalar daha sonra Yapı Kredi'nin iki misli fiyata yabancılara satıldı.
Dönen oyunu anlamak için daha önce çıkan bir haberi özetleyerek yeniden veriyorum:
Pamukbank'a el konulduğu dönemin BDDK Başkan Yardımcısı Teoman Kerman bankayı sistemin içinde tutmak için 'Varlık Karşılığı Kredi' önerisi hazırladıklarını ve bunun Meclis Genel Kurulu'na kadar getirildiğini söyledi ve 'Ama ne olduysa Genel Kurul aşamasında oldu. Birileri bunun yasalaşmasını engelledi ve Pamukbank'a el konuldu. Benim en büyük hatam o dönem BDDK'dan istifa etmememdi' dedi.
Kerman şöyle devam ediyor: 'Pamukbank'a el konulmasına üzüldüm. Neden üzüldüm biliyor musunuz? Bireysel olarak banka açısından değil sistem açısından. Yapı Kredi ile Pamukbank bir portföy olarak sistemin yüzde 25'ini oluşturuyordu. Türkiye'de özel bankaların verdiği her 100 kredinin 25'ini bu iki banka veriyordu. Dolayısıyla ben onun için zaten bu varlık karşılığı kredi önerisinde bulundum.
O madde metinden çıkmasaydı, Turkcell'in hisselerini TMSF teminat olarak alacaktı. Ondan sonra onun karşılığında Pamukbank'ın içindeki kredileri çekecekti, yerine Hazine kağıdı koyacaktı. Ondan sonra da Çukurova Grubu'yla protokol yapacaktık. Planladığımız kurgu buydu. Maddenin metinden çıkarılması aşamasında ben şiddetle karşıydım. Niye çıkarılsın. Çünkü bu bir çözüm yöntemiydi. Yalnızca şu veya bu gruba yönelik değil. Bir sistem getiriliyordu. Madde çıkarılmasaydı tabii ki el konulmayacaktı. Bu böyle olduğu için uygulama da bu şekilde yapıldı. Ama ne yazık ki çıkarttırmadılar.'
***
İşin özü belli oluyor: Bülent Ecevit'in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti döneminde dış güçlerin planladığı ekonomik darbe ile hükümet göçürülürken, içerideki milli şirketler de yabancılara ve onların içimizdeki işbirlikçilerine peşkeş çekiliyor. Organizasyonu da Kemal derviş yapıyor. Bu süreçte basın grupları da yeni dalga ile işbirliği halinde çalışarak yağma sofrasından pay kapmaya uğraşıyorlar.
O günleri iyi hatırlayan, sıkıntılarını yaşayan birisi olarak diyeceğim şudur:
Batılı sömürgecilerin planladığı 2001 ekonomik krizi ile Türkiye yağmaya açıldı. Bu yağmada; hem devletin elindeki karlı kuruluşlar hem de Çukurova gibi milli şirketler yağmalandılar. Çukurova'yı yöneten Sayın Karamehmet direndi, işleri yeniden toparladı; BDDK'ya borcunu kuruşu kuruşuna ödedi ama yakasını hala kurtarabilmiş değil. Bir kuruş vermeden devlet şirketlerini ele geçirenler şişine şişine gezerken; BDDK bugün bile başka yerlerden dalıp Çukurova'dan para sızdırmaya uğraşıyor.
Dedim ya; Türk milletinin bir çocuğunun Batılı şirketlerle yarışan değerler üretmesi kimsenin hoşuna gitmiyor.
Sayın Karamehmet, uluslarascep telefonu şirketinin adını Türkcell gibi Türk geçen bir kelimeden oluşturmasaydı, belki de başına bunlar gelmeyecekti.
İşin içinde dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz var. BDDK yöneticileri var. İddiaya göre Aydın Doğan var. En önemlisi de Citibank diye bilinen çokuluslu sermaye bankası var. Bunların dediği şu: Pamukbank'ın da yer aldığı Çukurova Grubu aldı başını gidiyor. Bunun sahibi Mehmet Emin Karamehmet ileride başımıza bela olabilir. Bunu parçalayıp bölüştürelim.
Sayın Karamehmet'in elinde Türkcell gibi sıfırdan 15 milyar dolar değere ulaştırdığı Türkcell var. Turizmden otomotive onlarca büyük şirket var. Ve de en önemlisi; bankacılık piyasasında Yapı Kredi ile Pamukbank ile özel sektör birincisiÖ İşte Pamukbank üzerinden yola çıkılarak Çukurova Grubu yamyamlara yem edilecek...
Mehmet Emin Bey'i azçok tanırım. İşi gücü çalışmak olan tam bir Anadolu insanı... Kimsenin malında gözü olmayan, kendisi sürekli bir değer yaratan önemli bir işadamı.
Hükümeti devirmek, Türkiye'yi dışarıda ve içeride ABD-AB emperyalizmine muhtaç halde tutmak için yapılan 2001 operasyonunun siyasal sonuçlarına hiç girmiyorum. Lakin; bugün bankalarımızın yüzde 50'ye yakınının Batılı sömürgecilerin eline geçtiğini söyleyelim yeter.
Dışarıya bağlanmadan, Türk milletinin işgücünü ve yaratıcı zekasını kullanarak ekonomik değer yaratabilen insan tipinin örneği Mehmet Emin Karamehmet de bu süetçe uluslararası yamyamlar ile yerli hainler tarafından parçalandı. Türkiye'nin en seçkin bankalarından olan Pamukbank yok edildi. Bu arada Yapı Kredi Bnkası, Çukurova'dan ölmüş eşek fiyatına satın alındı. Yapı Kredi'nin şubesi konumundaki bankalar daha sonra Yapı Kredi'nin iki misli fiyata yabancılara satıldı.
Dönen oyunu anlamak için daha önce çıkan bir haberi özetleyerek yeniden veriyorum:
Pamukbank'a el konulduğu dönemin BDDK Başkan Yardımcısı Teoman Kerman bankayı sistemin içinde tutmak için 'Varlık Karşılığı Kredi' önerisi hazırladıklarını ve bunun Meclis Genel Kurulu'na kadar getirildiğini söyledi ve 'Ama ne olduysa Genel Kurul aşamasında oldu. Birileri bunun yasalaşmasını engelledi ve Pamukbank'a el konuldu. Benim en büyük hatam o dönem BDDK'dan istifa etmememdi' dedi.
Kerman şöyle devam ediyor: 'Pamukbank'a el konulmasına üzüldüm. Neden üzüldüm biliyor musunuz? Bireysel olarak banka açısından değil sistem açısından. Yapı Kredi ile Pamukbank bir portföy olarak sistemin yüzde 25'ini oluşturuyordu. Türkiye'de özel bankaların verdiği her 100 kredinin 25'ini bu iki banka veriyordu. Dolayısıyla ben onun için zaten bu varlık karşılığı kredi önerisinde bulundum.
O madde metinden çıkmasaydı, Turkcell'in hisselerini TMSF teminat olarak alacaktı. Ondan sonra onun karşılığında Pamukbank'ın içindeki kredileri çekecekti, yerine Hazine kağıdı koyacaktı. Ondan sonra da Çukurova Grubu'yla protokol yapacaktık. Planladığımız kurgu buydu. Maddenin metinden çıkarılması aşamasında ben şiddetle karşıydım. Niye çıkarılsın. Çünkü bu bir çözüm yöntemiydi. Yalnızca şu veya bu gruba yönelik değil. Bir sistem getiriliyordu. Madde çıkarılmasaydı tabii ki el konulmayacaktı. Bu böyle olduğu için uygulama da bu şekilde yapıldı. Ama ne yazık ki çıkarttırmadılar.'
***
İşin özü belli oluyor: Bülent Ecevit'in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti döneminde dış güçlerin planladığı ekonomik darbe ile hükümet göçürülürken, içerideki milli şirketler de yabancılara ve onların içimizdeki işbirlikçilerine peşkeş çekiliyor. Organizasyonu da Kemal derviş yapıyor. Bu süreçte basın grupları da yeni dalga ile işbirliği halinde çalışarak yağma sofrasından pay kapmaya uğraşıyorlar.
O günleri iyi hatırlayan, sıkıntılarını yaşayan birisi olarak diyeceğim şudur:
Batılı sömürgecilerin planladığı 2001 ekonomik krizi ile Türkiye yağmaya açıldı. Bu yağmada; hem devletin elindeki karlı kuruluşlar hem de Çukurova gibi milli şirketler yağmalandılar. Çukurova'yı yöneten Sayın Karamehmet direndi, işleri yeniden toparladı; BDDK'ya borcunu kuruşu kuruşuna ödedi ama yakasını hala kurtarabilmiş değil. Bir kuruş vermeden devlet şirketlerini ele geçirenler şişine şişine gezerken; BDDK bugün bile başka yerlerden dalıp Çukurova'dan para sızdırmaya uğraşıyor.
Dedim ya; Türk milletinin bir çocuğunun Batılı şirketlerle yarışan değerler üretmesi kimsenin hoşuna gitmiyor.
Sayın Karamehmet, uluslarascep telefonu şirketinin adını Türkcell gibi Türk geçen bir kelimeden oluşturmasaydı, belki de başına bunlar gelmeyecekti.
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz