DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Başörtüsü –türban sorularına yanıt

Aşağa gitmek

Başörtüsü –türban sorularına yanıt Empty Başörtüsü –türban sorularına yanıt

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2008-08-28, 20:13

Başörtüsü –türban sorularına yanıt

Internet`te bir kaç günden beri “başörtüsü” üzerine yazılar yazılmakta ve çeşitli cevaplar verilmektedir. Bazıları başörtüsünü doğal bulmakta, bir sakıncası olmadığı ve bunun başını örten kadının kendi istediği olduğu ifade edilmektedir. Bu görüş bir noktaya kadar doğru, eğer kadın kendi isteğiyle başını örterse. Ne zaman ki bu örtünme siyasallaşma olursa, bir zihniyetin arka zihniyeti olursa ve devletin resmi kamu alanına sokulursa, bu konu kişisel özgürlükten çıkar. Ayrıca bundan yıllar önce kadınların elde etmiş oldukları haklar geri alınmak istenirse, işler büsbütün karışır. Üstelik bu kılık kıyafetler üzerine Anayasa`da bir yasa öngörülmekte ise, bu yasaya herkesin uyması gerekmektedir. Uyulmadığı takdirde, neden bir ülkede Anayasa var diye de birileri çıkar sorar herhalde.
Burada size bu konuda yani verilmiş haklar hakkında bir örnek vermek istiyoruz:
Yıl 1928. Mustafa Kemal, yurt gezilerinin birinde Kayseri`ye uğrar. Şehrin meydanında toplanan halka harf inkılabı üzerine bilgiler verir. İşte bu ziyaretinde bir fotoğraf çekilir. Bu fotoğrafta görünen kadınlara bakıldığında, kadınların modern giyimli oldukları ve başlarını bir eşarp veya şapka ile örtüklerini görürüz. Anadolu kadınının başını bir yemeni veya benzer bir bağlama usulü ile örtmesinin alışılagelmiş bir gelenek olduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz tek şey, son yıllarda moda olmaya başlayan ve dayanıksız zorlamalarla dini kurallara bağlanmaya çalışılan sıkma baş veya türban olayı. Hatırlanacağı gibi 1925`te Mustafa Kemal, fes yerine modern olan şapkayı Türk toplumuna anlatmaya çalıştığında hep bir ağızdan “Din elden gidiyor” diye feryatlar yükselmişti ülkede. Şimdi aynı sesler kadının başörtüsü için çıkarılmaktadır. Nasıl Türk toplumu o zamanlar başını açarken, dinine saygılıysa, şimdi de aynen öyle dinine, ibadetine bağlıdır. Demek ki bu iş dinle hiçbir şekilde alakalı değil. 80 yılını geride bırakmış bir ülkede bunun tartışması bile yapılmamalıdır. Ne yazık ki, anlamsız bir şekilde, kendi çıkarları için kadını ve onun saf dini inancını kullananlar başörtüsü olayının yapay bir şekilde zirveye tırmanmasına neden olmaktadırlar. Aynen 1925`de olduğu gibi. Ayrıca dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir ki, elde edilmiş haklar geri verilsin ve 80 yıl öncesine dönülsün. Aksine alınmış hakların üstüne daha iyisi, çağa uygun olanı eklenir. Bugün Hıristiyan dünyasında, hiç kimse kalkıp da Martin Luther`in yaptığı reformu geriye döndürmek için uğraşmıyor, aklına bile getirmiyor. Aksine dinlerini ve geleneklerini çağa uydurmaya çalışıyorlar. Bu başörtüsü olayı negatif olan diğer bir yanı modern görünümlü, laik Türkiye Cumhuriyeti`nde kadınları örtünenler, örtünmeyenler olarak ikiye ayırmaktadır. Ki Mustafa Kemal buna engel olmak için kılık kıyafet yasasını uygulanmıştır. Ancak bu sayededir ki, toplumun dini düşüncelerini etkilemek isteyenlere mani olunmak istenmiştir. Tıpkı Tevhid-i Tedrisat`ta (Öğretim Birliği) olduğu gibi. Toplum hemen hemen 60 yıldan beri çağdaş bir eğitimle eğitilmediği ve yıllardır yalan yanlış dini bilgilerle beyinleri doldurulduğu için, çağdışı zihniyetin tutkulusu politikacılar kendi çıkarları uğruna bu konuyu durmadan kaşımakta, yıllar öncesinde kapanmaya yüz tutan bu yarayı bilinçli bir şekilde yeniden açmaya çalışmaktadırlar. Bakınız İzmir`de oturan bir şair-filozof değerimiz, em. Jand. Kd. Albay-hukukçu Osman TÜRKOĞUZ, bağnaz odakların hazırladıkları tuzağa düşmemeleri için genç kızlarımızı, “Kızlarımıza son sözüm” başlıklı şiiri ile ne de güzel uyarıyor:
Kılık kıyafetle namuslu olunmaz/ Her çağda, her yerde ve her kılıkta/ En yiğit, en efendi, en fedakar sen idin/ At başından türbanı, Arap işi çarşafı/ Tesettürü at, kaldır gül yüzünden peçeyi/ At başından sıkma başı/ Ne çabuk unutuyorsun, gönlü yüce Türk kızı/Seninle kazandık biz/KURTULUŞ SAVAŞI`NI

Kaynakça: Atatürk Araştırma Dergisi, sayı 46, Mart 2000

Dr. med.Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz