DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Temel fıkralarına devam

Aşağa gitmek

Temel fıkralarına devam Empty Temel fıkralarına devam

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2008-09-07, 03:41

Bir “Demet” Temel fıkrası demiştim, ama o kadar çok geliyor ki bunları da
sizlerle paylaşmak istedim:

Kraliçe Elizabeth

Temel
İstanbul’a gelmiş, yürüyormuş. Bu arada 5 dakikada bir top atışları
duyulmaktaymış. Merak edip sormuş: “Hemşerim bu top atışları neyin nesi?” diye.
Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığı anlatılmış. Aradan
yarım saat geçmiş ve top atışları sürmekteymiş. Temel bir başkasına yine sormuş:
“Bu top atışları neden?” Aynı cevabı alınca söylenmış: “Ulan, yarım saattir bir
karıyı vuramadılar, be!”

Paraşütçü Temel

Temel, Nato’da
havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Komutan askerlere paraşütle nasıl
atlanacağını öğretmiş: “Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt
açılmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana ya dua
edeceksiniz.” Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker paraşüt açılmaz, ikinci ipi
çeker yine açılmaz. O sırada yere yavaş yavaş süzülen komutanının yanından
geçerken sorar: “Komutanım, komutanım.. O karının adı neydi?”

15
günlük oruç


Temel’in bir ineği varmış ve bir gün hastalanmış.
İneğinin iyileşmesi için sürekli Allah’a dua ediyormuş. Sonra bir ses duymuş.
“Ey Temel: ineğin’nin iyileşmesi için 15 gün oruç tut. Eğer oruç tutarsan, 15
günün sonunda ineğin iyileşecek.” Temel inanmış, oruca başlamış. 15 gün
bittikten sonra bakmış inekte değişen bir şey yok. Bİr gün olmuş, iki gün olmuş,
yok. En son üçüncü günün sabahı uyandığında ineğinin öldüğünü görmüş. Gökyüzüne
bakarak demiş ki: “Ey yukardaki, dediğini yaptım ama sen benim isteğimi
yapmadın. Ben de tuttuğum oruca karşılık önüzümdeki Ramazan’da 15 günlük orucumu
düşerim. Ha bir de bu ineğe karşılık kurban bayramındaki keseceğim kurbana
sayarım.”

Temel’in arabası

Temel, Dursun’a arabasının
öyküsünü anlatıyordu: “Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini
etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra
kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip,
dudaklarını ıslattı ve ’Benden ne istersen alabilirsin’dedi, ben de arabasını
aldım.” Dursun: “İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı.”


Temel usülü intihar

Dursun bir gün ormanda gidiyormuş.
Temel’i bir ağaca belinden bağlı şekilde bulmuş. “Ne yapıyorsun Temel” demiş
Dursun, Temel de “İntihar ediyorum” diye cevaplamış. Dursun, “Benim bildiğim
öyle intihar edilmez, o ipi beline değil boynuna bağlayacaksın” demiş. Temel
cevaplamış: “Onu da denedim, az daha boğuluyordum...”

Temel ve
sevgilileri


Temel’in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri
doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen
arkadaşı sorar: “Niye öğretmen de diğerleri değil?” diye. Temel de ona döner:
“Ula..” der, “Bilmez misin doktorlar ‘bugün git yarın gel’ der, santralci de ‘şu
an meşgul daha sonra tekrar deneyin’ der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha
tekrarlıyalım...”

Temel aldatılırsa

Temel, bir haftalığına
gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce karısını evde başka bir
erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı tabancasına davranan Temel,
yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur. Tabancayı tam kendi kafasına
doğrultmuşken, karısı haykırarak üzerine atlar: “Dur Temelim, kıyma kendine!..”
Temel, sinirden titreyerek haykırır: “Sus kaltak, sıra sana da gelecek!..”


100 hamsi

Dursun, Temel’e “Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi
yiyebilursun?” diye sorunca Temel, “100 tane yerim valla...” demiş. Dursun da
bunun üzerine, “Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi
oruçsuz yersin...” demiş ve başlamış gülmeye. Bu espri Temel’in çok hoşuna
gitmiş. Yolda Cemal’i görmüş ve hemen sormuş: “Usağum oruçlu oruçlu kaç hamsi
yiyebilursun?” Cemal, “50 tane yerim ben...” diyince Temel’in yüzü düşmüş: “Tüh
be usağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri
yapacaktum...”

*****

Ağlama duvarı

Kudüs’te
görevlendirilen bir gazeteci, Ağlama Duvarı’nın önünden her geçişinde, yaşlı bir
Musevi’nin orada öyle durup dua ettiğini fark etmiş. Bir hafta, iki hafta...
Sonunda adamla bir röportaj yapmaya karar vermiş. İzin alıp teybini açmış,
sormuş adama:

- Kendinizi biraz anlatır mısınız?

- Adım David,
Polonya Yahudisiyim. Yaşım 65. Smalla’da bir manav dükkânım var. Evliyim. İki
çocuğum Tel Aviv’de bir çiçek serasında çalışıyor...

- Sizi her gün
burada, Ağlama Duvarı’nın önünde, dua ederken görüyorum.

- Evet, her
sabah dükkânı açmadan buraya gelirim. Dünya barışı ve insanların kardeşliği için
dua ederim. Öğle tatilinde bu sefer insanların mutluluğu, acıların sona ermesi
için Yaradan’a yalvarırım. Akşam da, eve dönerken, bu kez dürüst ve iyi
insanların esenliği için dua ederim. Cumartesi günümü de burada, yine dua ederek
geçiririm.

- Ne güzel! Kaç senedir bunu sürdürüyorsunuz ?

-
İsrail’e göçtüğümden beri, yani 40 yılı geçti.

Gazeteci çok etkilenmiş,
heyecanla sormuş:

- 40 yıldır her gün dua ediyorsunuz. 40 yıldır
yılmadınız. Bugün nasıl bir duygu içindesiniz, neler
hissediyorsunuz?

Uzun uzun iç geçirmiş yaşlı Musevi, sonra da bezgin bir
sesle cevap vermiş:

“Vallahi artık bilemiyorum” demiş, “İçimde, sanki
duvara konuşuyormuşum gibi bir his
var...”


*****

Bakkal borcu

Adamın biri
bir topluluk önünde Bektaşi’yi küçük düşürmek istemiş. “Hiç borcun var mı?” diye
sormuş. Bektaşi, “Bakkala var” diye cevaplayınca adam, “Onu sormadım” diyip
sürdürmüş: “Namaz borcunu soruyorum...” Bektaşi biraz da sinirlenerek
cevaplamış: “Sen yanlız bakkal borcunu sor, tanrı sorar namaz
borcunu.”


*****


Azrail
gönderin


Bektaşi yolsuzluktan bıkmış, ellerini açıp dua etmiş:
“Allah’ım, şu canımı al da kurtar beni bu sefil dünyadan.” O sırada yanından
geçtiği binanın duvarları yıkılmış. Bektaşi canını zor kurtarmış, ellerini
havaya kaldırmış: “Allah’ım kırk yıldan beri ’bana biraz dünyalık ver’diye sana
dua ettim, beni dinlemedin. Şimdi hemen Azrail gönderdin...”


*****

Benden bir gün fazla

Bir bayram ziyaretinde
komşular başlamışlar Ramazan ile ilgili konuşmaya. Komşulardan biri üzüntüyle:
“Rahatsızlığım yüzünden bir gün oruç tutabildim sadece” demiş. Herkes durumunu
anlattıktan sonra sıra gelmiş Bektaşi’ye. Bektaşi, bir gün oruç tutana bakarak
başlamış lafa: “Arkadaş benden bir gün fazla tutmuş.”


*****

Hayattaki en güzel şeyler kanun dışı, ahlak dışı
ya da şişmanlatıcıdır.
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz