DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Basın özgürlüğünü savunacağız

Aşağa gitmek

Basın özgürlüğünü savunacağız Empty Basın özgürlüğünü savunacağız

Mesaj tarafından Rıza ZELYUT 2008-09-10, 11:37

Türkiye, gerçekten de zor bir dönemece girdi.
Siyasi iktidar; dışarıya karşı son derece yumuşak bir politika izlerken, içeride tam bir derebeylik havası estiriliyor. Dış ilişkilerde, her türlü ödün veriliyor ama içerideki muhalif grupların sesini kısmak için hem psikoolojik hem de bürokratik baskı sonuna kadar kullanılıyor. Bu durumu; hükümetin basınla olan ilişkilerinde de açık biçimde görmekteyiz. Son olarak, Başbakan Erdoğan'ın isim vererek Doğan Medya Grubu'na saldırması, bu susturma operasyonlarının bir devamı oldu.
***
Türkiye'de AKP'nin iktidara gelmesinden sonra basın kuruluşları, teker teker hükümet yandaşı şirketlere veya kişilere aktarılıyor. Bunun en açık örnekleri Star Grubu ile Sabah Grubu'nun tarafsız bölgeden AKP yandaşı haline getirilmeleridir. Ayrıca hükümet yandaşı yeni gazeteler ve televizyon kanalları hızla devreye sokuldu. Bugün bizim de içinde olduğumuz Türk Medya Yayın Grubu ile Doğan Yayın Grubu, tarafsız biçimde yayın yapmaya çalışmaktadır. Lakin iki grup üzerinde de AKP hükümetinin baskısı olduğunu herkes bilmektedir.
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin AKP hakkında verdiği 'kapatmama' kararından sonra daha da psikolojik olarak güçlenmiş ve tarafsız basını susturma işini başlatmıştır.
Çünkü; Başbakan'ın Doğan Grubu'nu suçlamak için kullandığı Deniz Feneri davası haberi; biraz gazetecilik tarafı olan her yayın kuruluşunun kullanması gereken haberdir. Başbakan Erdoğan; ucu AKP'ye de dayanan bu davayı haber yapanları susturmak peşine düşmüştür.
Böyle olunca da kavga, Doğan Grubu ile AKP hükümeti arasındaki çıkar kavgasından çıkmış; basın özgürlüğünü yok etme ve koruma kavgasına dönmüştür.

GAZETECİLER DİK DURMALIDIR
Geçmişte Doğan Grubu ile Çukurova Grubu arasında olmaması gereken çatışmalar ortaya çıkmış; Çukurova Grubu sıkıştırılmış; kurduğu şirketlerin bir kısmı elinden alınmıştır. Bu ortamda, Çukurova'ya bağlı Türk Medya'nın bir yazarı olarak; benim yapmam gereken temel iş bellidir: Basın özgürlüğünü her koşulda savunmak... Bu yüzden de Türk medyasının bir kanadını susturmaya kalkışan iktidarın karşısında yer almak... Kuşkum yok ki benimle birlikte çalışan diğer gazeteciler de aynı şeyleri düşünüyorlar.
Gün, siyasi iktidardan gelen baskıya karşı dik durma günüdür...
Gazeteci olmanın birinci şartı budur...
Aydın olmanın, toplum içine çıkabilmenin birinci şartı budur.
Bu yüzden de Doğan Medya Grubu'na yapılan saldırıyı kınıyorum.
Şimdi okurlarıma sesleniyorum: Lütfen; kendilerini Müslüman, dindar, dürüst gösteren o gazetelere bir göz atın... Bunlar; Almanya'da açılan Deniz Feneri davasının iddianamesini görmezden geliyorlar. Sadece, orada suçlananların açıklamalarını yayımlayarak gazetecilik değil savunma avukatlığı yapıyorlar.
Aynı gazetelerin Ergenekon davası ile ilgili tutumlarına bakın bir de... İpe sapa gelmez her iddiayı, her delilsiz suçlamayı sanki gerçekleşmiş gibi yayınlamadılar mı? İçeri alınmış, savunma olanağı bulunmayan insanları katil gibi göstermediler mi?
Peki; Alman savcının tamamen belgelere ve tanık ifadelerine dayanan bu iddianamesini neden görmezden geliyorlar? Çünkü; bunlar gazeteci değil; siyasetin emirerleridir. Bunlar; Türk basınının yüz karalarıdır. Ve basın özgürlüğünün çiğnenmesini de alkışlamaktadırlar.

MENDERES DE BÖYLEYDİ
Başbakan Erdoğan; ne yazık ki basını susturarak kendisini korumaya çalışmak gibi demokrasi dışı bir yola girmiş bulunuyor. Bu yol; sıkışan diktatörlerin ve başbakanların yoludur. Bu gidişin sonu hiç de iyi olmamıştır. Adnan Menderes'in 1957'den sonraki tavrı da böyleydi.
Sayın Başbakan; yolsuzluk iddialarını yazanları susturmaya çalışmak yerine; yolsuzluğa bulaşanları etkisiz hale getirirse daha doğru yapar. Biz burada; AKP içinden birilerinin bulaştığı yolsuzluk iddialarını sıralamak istemiyoruz. Lakin, partide çürüme başlamıştır. Sayın Başbakan bunu kabul etmelidir. Basını susturmak için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı devreye sokmak yerine; basına koz verecek çürük kesimleri neşterlemesi daha iyi olur.
En önemlisi de Ermenistan'a gösterilen sevginin yarısının da bu ülkedeki demokrat kesime gösterilmesidir. Haydi sevmesinler ama bu ülkede namuslu aydınların yaşama hakkı olmamalı mı?
Rıza ZELYUT
Rıza ZELYUT
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz