Güneydoğu yanıyor, Başbakan Deniz Feneri'ne bekçilik yapıyor!
1 sayfadaki 1 sayfası
Güneydoğu yanıyor, Başbakan Deniz Feneri'ne bekçilik yapıyor!
Güneydoğu’daki terör kalkışması 90’lı yılların en azgın seyrine giriyor, Başbakan’dan tık yok.
Bölgeden her gün şehit haberleri geliyor, Tayyip bey susuyor.
Bingöl’den Şemdinli’ye, Erzincan’dan Şırnak’a, Elazığ’dan Hakkâri’ye bütün bölgede son bir ayda onlarca vatan evladı toprağa düşüp şehadet şerbeti içiyor AKP iktidarı umursamıyor!
Yeni seçilen Genelkurmay Başkanı görevi devralır almaz soluğu Güneydoğu’da alırken hükümetin başı olan zatın böyle bir gündemi yok.
Tersine şehit cenazelerinde ağıtların yakılmasına ve feveranın dışa vurulmasına iktidarım zarar görmesin diye ceberrutluk yapıyor.
Hakızlık mı ediyorum?
Şehit cenazelerinin kaldırıldığı camilerin polis kordonuna alınması ve hükümete laf edenin yaka paça karakola götürülmesi de mi yalan?
Evet şairin dediği gibi vatan için kimimiz ölürken, kimimiz sadece bol hamasetli nutuklar atıyor.
Neredeyse her gün birkaç yiğit, yaşlarının ilkbaharında toprağa düşerken, birileri bunun üzerinden bile siyasi hesaplar yapıyor.
Ateş düştüğü yeri yakarmış!
Siz 20’lik bir fidanı toprağa vermenin ne demek olduğunu bilir misiniz?
Ben bilirim, çünkü yakın çevremden iki örnek var.
Peki AKP kesimi ve en önemlisi Başbakan biliyor mu acaba?
Hayır, peşinen; oğlu çürük raporlu, askere bile gitmedi. Nereden bilecek demeyelim, ama Tayyip beyin Güneydoğu bağlamında 6 yıldır hiçbir adım atmadığı ortada değil midir?
Sorarım size Deniz Feneri davası bağlamında günlerce feveran eden Başbakan böyle bir öfkeli tavrı bir kez olsun Güneydoğu için neden koymaz?
Yoksa Başbakan’ın öfkesinden nasiplenmek için vatan adına toprağa düşmenin anlamı ve yeri yok mudur?
Yoksa Tayyip beyin öfkesi sadece kendi siyasi klanına eleştiri getirenlere mi mahsustur?
Yanlış soruyorsam düzeltin; Tayyip bey mesela Aydın Doğan’a gösterdiği tepkiyi bir kez olsun PKK’ya neden göstermedi?
Yoksa bu ülke için Aydın Doğan PKK’dan daha mı tehlikelidir!
Hayır hayır, ben Aydın Doğan’ın avukatı değilim, altını çizmek istediğim husus Başbakan’ın takındığı tutumlardaki anlaşılmazlardır.
Evet maalesef Başbakanımız Tayyip bey günlerdir adeta yargıda soruşturulan Deniz Feneri Derneği’nin bekçisi görüntüsündedir.
İyi de Erdoğan’ın aldığı vekâlet bütün Türkiye adına mıydı yoksa siyasi cemaatinin çıkarlarını korumaya mı?
Buradan uyarıyorum:
Bir ülkenin başbakanı bu tür kapalı devre koruma tavırlarda ısrar eder ve öfkesini sadece bunlar için saçarsa gün gelir o ülkede vatan için ölecek adam bile bulamazsınız.
Farkında mısınız bilmiyorum, ama AKP ile beraber bazı şeyler santim santim aşınıyor.
Tayyip bey sen hep dersin ya; Baki kalan gök kubbede hoş seda diye!
Eski bir tanıdığın olarak sesleniyorum, bu seyirle tarihe hiç de hoş geçmeyeceksin haberin ola!
Şeyh Edebali’nin dediği gibi sen artık Bey’sin ve Bey gibi davranmalısın Tayyip bey!
Çok iyi bilirsin ki Osmanlı Sultanları nefsi bir an gaflete düşmesin diye önemli etkinlikler sürecinde, mehteranın bir bölüğüne “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah (cc) var” terennüm ettirirlerdi. Onlar öyle oldukları için cihan imparatorluğunu kurabildiler.
Bu mübarek ayda bütün kalbimle söylüyorum ki bugün senin sürekli olarak böylesine ikaza ve sarsılmaya ihtiyacın var.
Mehterandan ekip mi istersin, yoksa dalkavuk olmayan bir danışman heyetini mi oluşturursun bilmem ama yapman gereken kibrini ve mağrurluğunu gemlemendir!
Son bir şey, gel Tayyip bey şu ünlü öfkeni bir kez olsun lafla değil eylemle, şu terör eşkıyası ile ardındakilere göster!
Nişanlısına kavuşamayan, hayatını yaşayamayan, anne ve babasına nazlanamayan bıyığı terlememiş şehitler ordusu kabirlerinde ağlıyor haberin ola!
Yapma Tayyip bey, etme Tayyip bey bırak bu kibri, Saddam’a değil Şanlı Muhammedin’in(sav) Ömer’ine benze!
SUKUT...
Zahid Akman susuyor!
Dün bu sütunu okuyanlar hatırlar, Zahid Akman’la ilgili bir belge yayımlamış ve Akman’a sorular yöneltmiştik. Gün boyu bekledik Zahid beyden tık yok. Belgeli iddiayı dünkü yazımı okumayanlara hatırlatalım: 2000’li yılların başlarında Zahid Akman bir grup arkadaşıyla beraber Almanya’da toplu konut yapmak için kooperatif kuruyor. Belgelerde bu durum net olarak görülüyor. Ancak bu kooperatif aradan yıllar geçmesine rağmen ev yapmak için zerre bir teşebbüste bulunmuyor. Arsa alınmıyor, temel atılmıyor, dahası kooperatifin akıbeti de muğlak hale geliyor. Bunun üzerine kooperatife Kanal 7’nin haftalarca yaptığı propaganda sonucu katılan binlerce üye parasını geri istiyor, ama hiçbiri bu paradan bir kuruşunu bile alamıyor. Ortada büyük bir para var, lakin bunun nerede ve kimde olduğu belli değil. İşte dün bu konuyu belgelerle sunarak Zahid beye sorular sormuştuk. Zahid bey şu ana kadar cevap vermedi. Hayır hayır, Zahid Akman bu işi susarak geçiştiremezsin, Almanya’da olanları ve işin perde gerisindekileri anlatacaksın. Aksi takdirde iddiaları kabullenmiş olursun!
GÖREVLİ..
Genelkurmay kaldırdı, Başbakan ne yapacak!
Evet Genelkurmay Başkanlığı 28 Şubat sürecinden beri sürdürdüğü akreditasyonu gevşetti ya da büyük ölçüde kaldırdı. Artık Yeni Şafak ve Star gibi AKP’nin yarı resmi yayın organları da karargâha alınacaklar. Aslına bakarsanız bütün dünyada askerler bu tür akreditasyon uygulamalarını kurumsal özellikleri itibarıyla yaparlar. Öyle ya, asker kurumu sonuçta güvenlikle alakalıdır ve bu bağlamda bazı kısıtlamaların olması eşyanın tabiatı gereğidir. Bize göre akreditasyon bağlamında asıl sorgulanması gereken askerler değil, siyasilerdir. Türkiye’de ilk defa AKP ve Tayyip Erdoğan’la beraber sivil idare tarafından akreditasyon uygulanıyor. Mesela Başbakanlığa Yeniçağ ve Cumhuriyet gibi gazeteler alınmıyor. Dahası bu gazeteler Başbakan’ın ve hatta Cumhurbaşkanı’nın hiçbir seyahatine çağrılmıyor. Buna mukabil Vakit gibi malum bir gazete baş tacı ediliyor. Yıllar yılı TSK’yı akreditasyon noktasında hedef alanlar bir kez olsun bu konuda Başbakan’ı da eleştirebilir mi acaba?.. Göreceksiniz eleştiremeyecekler, çünkü onlar gazeteci değil görevli...
SIRADA NE VAR...
Petrol kaçakçılığını ortaya attı ve sustu!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat dün Aydın Doğan’ı hedef alarak onun yaptığını iddia ettiği kâğıt kaçakçılığını gündeme getirdi ve sorular sordu... İyi de iktidar soru sorma makamı değil, gereğini yapma yeri. Aydın Doğan’ın bir pisliği varsa hükümetsin, gereğini yapsana. Yok bunu yapmayıp çamur at izi kalsın ise amacın, haberin olsun artık kimse yutmuyor bunu. AKP lider kadroları bu tür şeyleri hep yapıyor. Amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı korkutmak. Eğer öyle olmasaydı Tayyip bey, hatırlayın iki sene önce TBMM’de yaptığı bir konuşmada dillendirdiği 38 milyar dolarlık petrol kaçakçılığının üstüne giderdi. Aradan iki sene geçti ortada zerre bir şey yok. Vallahi insaf. Yahu bu kaçakçılık işini afişe eden bu ülkenin Başbakan’ı, yani Tayyip bey! Dolayısıyla bildiği şeyler var demek ki. O zaman soralım neden gereğini yapmıyor... Yoksa petrol kaçakçılığı işini de kirli pazarlıklar yapmak için birilerine karşı elinde koz diye mi tutuyor? Değilse o zaman izah etsin, bizatihi kendisinin duyurduğu o yolsuzlukların üstüne neden gidilmiyor?
Bölgeden her gün şehit haberleri geliyor, Tayyip bey susuyor.
Bingöl’den Şemdinli’ye, Erzincan’dan Şırnak’a, Elazığ’dan Hakkâri’ye bütün bölgede son bir ayda onlarca vatan evladı toprağa düşüp şehadet şerbeti içiyor AKP iktidarı umursamıyor!
Yeni seçilen Genelkurmay Başkanı görevi devralır almaz soluğu Güneydoğu’da alırken hükümetin başı olan zatın böyle bir gündemi yok.
Tersine şehit cenazelerinde ağıtların yakılmasına ve feveranın dışa vurulmasına iktidarım zarar görmesin diye ceberrutluk yapıyor.
Hakızlık mı ediyorum?
Şehit cenazelerinin kaldırıldığı camilerin polis kordonuna alınması ve hükümete laf edenin yaka paça karakola götürülmesi de mi yalan?
Evet şairin dediği gibi vatan için kimimiz ölürken, kimimiz sadece bol hamasetli nutuklar atıyor.
Neredeyse her gün birkaç yiğit, yaşlarının ilkbaharında toprağa düşerken, birileri bunun üzerinden bile siyasi hesaplar yapıyor.
Ateş düştüğü yeri yakarmış!
Siz 20’lik bir fidanı toprağa vermenin ne demek olduğunu bilir misiniz?
Ben bilirim, çünkü yakın çevremden iki örnek var.
Peki AKP kesimi ve en önemlisi Başbakan biliyor mu acaba?
Hayır, peşinen; oğlu çürük raporlu, askere bile gitmedi. Nereden bilecek demeyelim, ama Tayyip beyin Güneydoğu bağlamında 6 yıldır hiçbir adım atmadığı ortada değil midir?
Sorarım size Deniz Feneri davası bağlamında günlerce feveran eden Başbakan böyle bir öfkeli tavrı bir kez olsun Güneydoğu için neden koymaz?
Yoksa Başbakan’ın öfkesinden nasiplenmek için vatan adına toprağa düşmenin anlamı ve yeri yok mudur?
Yoksa Tayyip beyin öfkesi sadece kendi siyasi klanına eleştiri getirenlere mi mahsustur?
Yanlış soruyorsam düzeltin; Tayyip bey mesela Aydın Doğan’a gösterdiği tepkiyi bir kez olsun PKK’ya neden göstermedi?
Yoksa bu ülke için Aydın Doğan PKK’dan daha mı tehlikelidir!
Hayır hayır, ben Aydın Doğan’ın avukatı değilim, altını çizmek istediğim husus Başbakan’ın takındığı tutumlardaki anlaşılmazlardır.
Evet maalesef Başbakanımız Tayyip bey günlerdir adeta yargıda soruşturulan Deniz Feneri Derneği’nin bekçisi görüntüsündedir.
İyi de Erdoğan’ın aldığı vekâlet bütün Türkiye adına mıydı yoksa siyasi cemaatinin çıkarlarını korumaya mı?
Buradan uyarıyorum:
Bir ülkenin başbakanı bu tür kapalı devre koruma tavırlarda ısrar eder ve öfkesini sadece bunlar için saçarsa gün gelir o ülkede vatan için ölecek adam bile bulamazsınız.
Farkında mısınız bilmiyorum, ama AKP ile beraber bazı şeyler santim santim aşınıyor.
Tayyip bey sen hep dersin ya; Baki kalan gök kubbede hoş seda diye!
Eski bir tanıdığın olarak sesleniyorum, bu seyirle tarihe hiç de hoş geçmeyeceksin haberin ola!
Şeyh Edebali’nin dediği gibi sen artık Bey’sin ve Bey gibi davranmalısın Tayyip bey!
Çok iyi bilirsin ki Osmanlı Sultanları nefsi bir an gaflete düşmesin diye önemli etkinlikler sürecinde, mehteranın bir bölüğüne “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah (cc) var” terennüm ettirirlerdi. Onlar öyle oldukları için cihan imparatorluğunu kurabildiler.
Bu mübarek ayda bütün kalbimle söylüyorum ki bugün senin sürekli olarak böylesine ikaza ve sarsılmaya ihtiyacın var.
Mehterandan ekip mi istersin, yoksa dalkavuk olmayan bir danışman heyetini mi oluşturursun bilmem ama yapman gereken kibrini ve mağrurluğunu gemlemendir!
Son bir şey, gel Tayyip bey şu ünlü öfkeni bir kez olsun lafla değil eylemle, şu terör eşkıyası ile ardındakilere göster!
Nişanlısına kavuşamayan, hayatını yaşayamayan, anne ve babasına nazlanamayan bıyığı terlememiş şehitler ordusu kabirlerinde ağlıyor haberin ola!
Yapma Tayyip bey, etme Tayyip bey bırak bu kibri, Saddam’a değil Şanlı Muhammedin’in(sav) Ömer’ine benze!
SUKUT...
Zahid Akman susuyor!
Dün bu sütunu okuyanlar hatırlar, Zahid Akman’la ilgili bir belge yayımlamış ve Akman’a sorular yöneltmiştik. Gün boyu bekledik Zahid beyden tık yok. Belgeli iddiayı dünkü yazımı okumayanlara hatırlatalım: 2000’li yılların başlarında Zahid Akman bir grup arkadaşıyla beraber Almanya’da toplu konut yapmak için kooperatif kuruyor. Belgelerde bu durum net olarak görülüyor. Ancak bu kooperatif aradan yıllar geçmesine rağmen ev yapmak için zerre bir teşebbüste bulunmuyor. Arsa alınmıyor, temel atılmıyor, dahası kooperatifin akıbeti de muğlak hale geliyor. Bunun üzerine kooperatife Kanal 7’nin haftalarca yaptığı propaganda sonucu katılan binlerce üye parasını geri istiyor, ama hiçbiri bu paradan bir kuruşunu bile alamıyor. Ortada büyük bir para var, lakin bunun nerede ve kimde olduğu belli değil. İşte dün bu konuyu belgelerle sunarak Zahid beye sorular sormuştuk. Zahid bey şu ana kadar cevap vermedi. Hayır hayır, Zahid Akman bu işi susarak geçiştiremezsin, Almanya’da olanları ve işin perde gerisindekileri anlatacaksın. Aksi takdirde iddiaları kabullenmiş olursun!
GÖREVLİ..
Genelkurmay kaldırdı, Başbakan ne yapacak!
Evet Genelkurmay Başkanlığı 28 Şubat sürecinden beri sürdürdüğü akreditasyonu gevşetti ya da büyük ölçüde kaldırdı. Artık Yeni Şafak ve Star gibi AKP’nin yarı resmi yayın organları da karargâha alınacaklar. Aslına bakarsanız bütün dünyada askerler bu tür akreditasyon uygulamalarını kurumsal özellikleri itibarıyla yaparlar. Öyle ya, asker kurumu sonuçta güvenlikle alakalıdır ve bu bağlamda bazı kısıtlamaların olması eşyanın tabiatı gereğidir. Bize göre akreditasyon bağlamında asıl sorgulanması gereken askerler değil, siyasilerdir. Türkiye’de ilk defa AKP ve Tayyip Erdoğan’la beraber sivil idare tarafından akreditasyon uygulanıyor. Mesela Başbakanlığa Yeniçağ ve Cumhuriyet gibi gazeteler alınmıyor. Dahası bu gazeteler Başbakan’ın ve hatta Cumhurbaşkanı’nın hiçbir seyahatine çağrılmıyor. Buna mukabil Vakit gibi malum bir gazete baş tacı ediliyor. Yıllar yılı TSK’yı akreditasyon noktasında hedef alanlar bir kez olsun bu konuda Başbakan’ı da eleştirebilir mi acaba?.. Göreceksiniz eleştiremeyecekler, çünkü onlar gazeteci değil görevli...
SIRADA NE VAR...
Petrol kaçakçılığını ortaya attı ve sustu!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat dün Aydın Doğan’ı hedef alarak onun yaptığını iddia ettiği kâğıt kaçakçılığını gündeme getirdi ve sorular sordu... İyi de iktidar soru sorma makamı değil, gereğini yapma yeri. Aydın Doğan’ın bir pisliği varsa hükümetsin, gereğini yapsana. Yok bunu yapmayıp çamur at izi kalsın ise amacın, haberin olsun artık kimse yutmuyor bunu. AKP lider kadroları bu tür şeyleri hep yapıyor. Amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı korkutmak. Eğer öyle olmasaydı Tayyip bey, hatırlayın iki sene önce TBMM’de yaptığı bir konuşmada dillendirdiği 38 milyar dolarlık petrol kaçakçılığının üstüne giderdi. Aradan iki sene geçti ortada zerre bir şey yok. Vallahi insaf. Yahu bu kaçakçılık işini afişe eden bu ülkenin Başbakan’ı, yani Tayyip bey! Dolayısıyla bildiği şeyler var demek ki. O zaman soralım neden gereğini yapmıyor... Yoksa petrol kaçakçılığı işini de kirli pazarlıklar yapmak için birilerine karşı elinde koz diye mi tutuyor? Değilse o zaman izah etsin, bizatihi kendisinin duyurduğu o yolsuzlukların üstüne neden gidilmiyor?
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz