DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Çete liderliğinden ressamlığa

Aşağa gitmek

Çete liderliğinden ressamlığa Empty Çete liderliğinden ressamlığa

Mesaj tarafından Rıza ZELYUT 2008-09-12, 08:48

Televizyonda ona bakarken kendinden geçiyordu. Kız, bir içim suydu çünkü. Buz pistinde bir rüzgar gibi dolaşıyor; perileri hatırlatıyordu. Kalçasının üstünden havalanan ince kumaş, kızın ne kadar güzel olduğunu yeniden ortaya çıkarıyordu. Gece yatağa girdikten sonra da bir süre onun zarif görüntüleri hayalinde canlanıyor; iç geçirip duruyordu.
Sabah olur olmaz emir subayı gazetelerini getiriyor; alelacele çişini yaptıktan sonra hemen sayfaları devirmeye başlıyordu. Ve aradığını da buluyordu: Bu kız, geceleyin televizyonda izlediği o güzeller güzeli Katarine Witt idi. Bu Alman kızına bayılıyordu. Kızın tek kusuru vardı, komonistliği... Ama olsundu; bu güzellik onda olduktan sonra her kusuru sineye çekilirdi.
Karar verdi: Resmini yapacaktı...
Gazetedeki insanı baştan çıkaran o fotoğrafı kesti; bir kartona yapıştırdı. Sonra resim tablasına, tuvalin yanına bıraktı.
İçinden öyle bir heyecan dalgası geçiyordu ki kendisini 11 Eylül gecesi duyduğu o heyacan benzeri bir havanın içinde bulmuştu.
HHH
O gece heyecanlıydı ama emindi kendisinden.
İşleri; iyi planlamışlardı. 2 yıl önce Haydar Saltık bir taslak ortaya çıkarmıştı. Bunun gerçekleştirilir hale dönüşmesi için MİT içindeki özel kanattan ve Ankara'daki Amerikan görevlilerinden yardımlar gelmişti. Türkiye; bir iç çatışma ortamına sürüklenecek; vatandaş bezdirilecek; 'Ah keşke asker duruma el koysa!' denilecek bir ortam yaratılacaktı. Bunun için bir gemiyle getirilen silahların yarısı devrimci gençlere, yarısı da ülkücülere iletilecekti. Kontrgerilla, gerekli durumda devreye girecek; iki taraftan adam öldürerek çatışmayı kızıştıracaktı. Bu planın imalat merkezi de Pentagon idi... Ordu içindeki Amerikancılar; MİT'in Amerikancı kanadı, Kontrgerilla artık bu amaç için çalışıyordu.
Başardılar da...
12 Eylül sabahı, radyoda Hasan Mutlucan kahramanlık türküleri okurken Kenan Evren demokrasiyi tekmelemiş; yönetime el koymuştu.
O gün ABD Başkanı Jimmy Carter, Washington'da Damdaki Kemancı müzikalini izliyordu. Kendisine Türkiye'de darbe yapıldığı haberini şöyle verdiler: 'Bizim çocuklar başardı!'
Evet; Amerikan çocukları yönetime el koymuşlardı. Kendilerine bir de unvan vermişlerdi: Milli Güvenlik Konseyi (MGK). Bu konsey belirttiğimiz üzere; çete örgütü olarak şekillenmişti. MGK adlı çetede şunlar bulunuyordu: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun.

ÇAĞIN CELLATLARI
Çeteci Evren ve adamları Türkiye'ye el koyduktan sonra asıp kesmeye başladılar. Yüzlerce insanın canını aldılar. On binlerce insana işkence yaptılar. Yüzbinlerce insanı perişan ettiler. Fakat; Avrupa ülkeleri bunlara hiç ses çıkarmadı. ABD ise beklendiği gibi kendi çocuklarını destekledi. Bu çeteciler özellikle Türkiye'deki solu kırıp geçirdiler. Ülkeyi; Suudi Arabistan çizgisinde bir din anlayışına teslim etmek için yoğun kampanyalar düzenlediler. Milli Kültür Politikası adı altında; milli çizgiyi yok ettiler. 'Türkleşme dinle başlar dinle tamamlanır!' diyerek; ulusal duygunun yerine din duygusunu oturttular. Rabıtatül Alem Örgütü ile gizli anlaşma yapıp imamlara Suudilerden para aldılar.
Çeteci Evren ve hempaları; sadece insanları asmakla öldürmekle kalmadılar; Türkiye'nin çağdaş değerlerini de ipe çektiler. Kenan Evren, Türkiye'yi dolaşıp gittiği her yerde Kuran'dan ayetler okuyarak ve din istismarcılığını başlatarak bugün Türkiye'yi yöneten siyasetçi tipinin önderi oldu. Sık sık 'Atatürk!' de diyen Kenan Evren; Atatürk'ü de ipe çeken bir kişi olarak öne çıktı.
Bu çeteciye sonraki siyasetçiler hiç dokunmadılar. Şili'den Yunanistan'a kadar her yerde darbeciler yargılanırken Türkiye'deki bu demokrasi düşmanları el üstünde tutuldular.
Onların elebaşısı da baktı ki darbe yapmakla prestij kazanmış; işi daha da ileri götürüp ressamlığa soyundu. Katarina Witt, en sevdiği model idi. Sonra Hande Ataizi de dahil sıraya başka kadınlar da girdi. Emel Sayın ve dönemin diğer güzel kadın sanatçıları onun için şarkılar okudular.
İşte 12 Eylül'ün bir sahnesi budur. Bu sahneyi yasaklayan bir siyasetçi hala Türkiye'ye gelebilmiş değil. Çeteyi kutsayan siyasetçinin çetelerden şikayet etmesine inanılır mı?
Rıza ZELYUT
Rıza ZELYUT
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz