TSK, 28 Şubat sürecinde ne idiyse bugün de aynıdır!
1 sayfadaki 1 sayfası
TSK, 28 Şubat sürecinde ne idiyse bugün de aynıdır!
Orgeneral Başbuğ’un çağrılısı olarak medya temsilcileriyle Genelkurmay karargâhındayız. Çağrılı olanlar içinde kamuoyunda AKP’nin yarı resmi yayın organı olarak bilinen ve Genelkurmay’a yeni akredite edilen Yeni Şafak ile Star gazetelerinin mensupları da var.
Basına sürekli servis
Orgeneral Başbuğ basın sohbetine Genelkurmay’ın medyayla ilgili yeni düzenlemelerini aktararak başlıyor.
Buna göre Genelkurmay 26 Eylül’den itibaren her cuma günü saat 11.00’de rutin olarak basını bilgilendirme toplantılarını yapacak ve bu toplantılara medyanın savunma muhabirleri katılacak.
Dahası, Genelkurmay bir iletişim kanalını açıp medyanın sorularına anında cevap vermeye çalışacak.
Orgeneral Başbuğ yeni uygulamayla ilgili bilgileri ayrıntılı olarak aktardıktan sonra başlangıç bölümünde özetle şu mesajları veriyor:
-TSK eleştiriye açık ama önyargıya karşı.
-TSK yorumdan haber çıkarılmasına karşı.
-TSK üzerinden medya dahil hiç kimse siyaset yapmamalı.
-TSK günlük olayların içine çekilmemeli.
-Akreditasyonla bir açılım yaptık. Bizim akreditasyon kriterimiz yok. Kriter basın meslek ilkeleridir.
Basın bildirileri adetini azaltacağız.
Genelkurmay Başkanı sohbetin girişinde bu mesajları verdikten sonra sorular faslına geçildi.
Orgeneral İlker Başbuğ’a sordum:
- “Akreditasyon uygulamanızda esnemeniz acaba Türk Silahlı Kuvvetleri’nde paradigma değişikliği anlamına mı geliyor? Mesela TSK’nın 28 Şubat sürecinde ortaya koyduğu hassasiyetlerinden vaz mı geçiliyor?
TSK’da paradigma değişikliği mi?
Orgeneral Başbuğ’un sorumuza cevabı net:
-” Akreditasyon zaman içinde genişleyebilir de, daralabilir de. Türk Silahlı Kuvvetleri 28 Şubat sürecinde ne idiyse bugün de aynı noktadadır, yani hassasiyetlerde farklılık söz konusu değildir. Evet laikliğe bakışımız dün de, bugün de aynıdır ve gelecekte de aynı olacaktır. Dolayısıyla akreditasyonun esnetilmesinin bu gibi şeylerle hiç alakası yoktur.
Milliyet’ten Sedat Ergin 27 Nisan’da verilen malum muhtırayı ve bu tür muhtıraların artık tarih olup olmadığını sordu.
Cevap yine net:
- “İhtiyaca göre hareket ederiz.”
Sedat Ergin kısa cevaptan tatmin olmayarak Genelkurmay Başkanı’na direkt olarak, siz bu muhtıraya nasıl baktınız sorusunu yöneltiyor:
Orgeneral Başbuğ:
-Benim şahsi bakışım olamaz. TSK’da emir-komuta sistemi var ve Genelkurmay’dan yayımlanan bildiri bütün TSK personelini bağlar. Yorum yapma hakkı yoktur.
Referans’tan Eyüp Can dine saygı konusunu soruyor.
Org. Başbuğ:
- “Din konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman hassas olmuştur. Bundan sonra da hassas olacaktır.”
Orhan Karataş değişen komutanlarla TSK’da bakışların farklılaşma olayını sordu.
Org. Başbuğ:
- “Askerlikte bu olmaz. TSK’nın temel bakışları bellidir ve her komutan buna uyar. Değişen sadece üslup olayıdır.”
Ertuğrul Özkök Ergenekon paşalarının Kandıra Cezaevi’nde TSK adına ziyaret edilmesini sordu.
Ergenekon ve ziyaret
Orgeneral Başbuğ:
- “Bu ziyaret silah arkadaşlığının gereğidir. Onlar bizim eski komutanlarımızdır. Ahde vefa, yani insani boyut var. Yargıya müdahale gibi bir kastımız asla yok. Bizim yargıya inancımız ve güvenimiz tamdır.”
Özkök ziyarete, neden TSK adına denildiğini soruyor.
Org. Başbuğ:
- “Onlar TSK’nın mensupları, ziyaret elbette TSK adına olacak”.
Peki neden başkası değil de Korgeneral Mendi?
Orgeneral Başbuğ:
- “O bölgenin en üst düzey komutanı olduğu için.”
Ziyaretten sonda Genelkurmay Başkanı ziyaretçi paşayla, yani Korgeneral Mendi ile konuştu mu?
Orgeneral Başbuğ:
- “Elbette konuştum. Bizim silah arkadaşları olarak moral bağlarımız var. Bu ziyareti bu çerçevede değerlendirin.”
Ergenekon’la ilgili kitaplar yazan Şamil Tayyar bu ziyaret yanlış kanaatlere zemin yarattı deyince Orgeneral Başbuğ şu karşılığı verdi:
- “Bunun müsebbibi biz değiliz. O kanaati yaratan medyadır.”
Sedat Ergin Genelkurmay’daki bilgisayarlardan bilgi sızmalarını soruyor.
Orgeneral Başbuğ:
- “Bilgi sızma olayları bütün dünyanın sorunu. Bu tür şeyler her yerde oluyor. Maalesef gelişen teknoloji güvenlik sorunlarına sebep olabiliyor. Ama bunlara rağmen olanları hafife almıyor ve her türlü önlemi alıyoruz.”
Soru sorma sırasını yine biz alıyor ve şunu soruyoruz:
-Genelkurmay başkanlığı devir teslim töreninde yaptığınız konuşmada cemaat olgusuna dikkat çektiniz. İlk kez böyle bir şeye şahit olundu. Ne demek istediniz?
Orgeneral Başbuğ:
- “Cemaatleşme olayının sosyal devletin yetersiziğiyle ortaya çıktığını vurgulamak için söyledim. Devlet sosyal anlamda eksik ve yetersiz olursa boşluğu cemaatler dolduruyor. Örneğin Konyalı bir genç Malatya’da üniversiteyi kazanır ve oraya gittiğinde kalacak yurt bulamazsa o genç cemaatlerin kucağına düşmüş olur. Dolayısıyla sosyal devlet işte bunu engelleyen devlettir. Söylemek istediğim öz itibariyle budur... Maalesef ekonomik çıkarlar için dinin kullanıldığı da vakıadır.”
Sınır ötesi harekat
Bir başka soru sınır ötesi harekât için tezkerenin çıkıp çıkmayacağı?
Orgeneral Başbuğ:
- “Bu konuda bir problem yok. Hükümetle TSK farklı düşünüyor değiller. Biz talebi resmen ilettik ve hükümet de herhalde bunun gereğini yerine getirecektir.”
Peki ya ABD Genelkurmay Başkanı’nın ziyaret gerekçesi?
Orgeneral Başbuğ:
-General Fullen ile saatlerce konuştuk. Gürcistan’ı, Karadeniz’i, Irak ve Afganistan’ı konuştuk. Bölücü örgütle mücadelemizi konuştuk. Aramızda bir sorun yok.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Paşa bu bölümde Irak ve Kerkük konularında ayrıntılara girerek değerlendirmeler yapıyor ve sözünü şöyle bağlıyor:
- “Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin güvenliği için gereken her şeyi yaparız.”
Gürcistan ve Montrö
Peki ya Türkiye’nin Gürcistan politikası?
Org. Başbuğ:
- “Türkiye bu konuyu dengeli götürdü.”
Tam bu noktada Montrö Anlaşması gündeme geldi.
Org. Başbuğ:
- “Biz Montrö’yü tarafsız olarak uyguluyoruz.”
İyi de savaş gemileriyle yardım götürmek olur mu?
Org. Başbuğ:
- “Montrö’ye bakın orada öyle bir kayıt var.”
NATO sadece güvenlik değil aynı zamanda politik kurum diyen Org. Başbuğ, AB için de şunu söylüyor:
- “TSK’nın AB için karşıt bir görüşü ve tavrı yok. Ama üniterlik ve ulus devlette hassasiyetimiz eşyanın tabiatı gereğidir.”
Genelkurmay Başkanı’na Cumhurbaşkanı’nın Ermenistan’a yaptığı ziyareti onaylayıp onaylamadığı da soruluyor.
Org. Başbuğ:
- “Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararlarıdır.”
terör ile mücadele teknikleri?
Ve ardından terör ile mücadele.
İlker Paşa abartısız bir saati aşkın bir süre içinde bu konuyu anlattı ve uzmanlığını konuşturdu.
1994’te bölgede tümgeneral rütbesiyle görev yapan Org. Başbuğ burada ayrıntılarını veremeyeceğim görüş ve bakışlarıyla terör meselesini bütün boyutlarıyla Türkiye’de en iyi bilen isimlerden başta gelenlerinden biri olduğunu ortaya koydu. PKK’nın ABD tarafından narko-terör kapsamına alınmasından dağa çıkışın engellenmesi ve mücadele tekniklerine kadar pek çok konu sohbetin ana malzemesiydi.
Sonuç olarak hükmümüz şudur:
Doğrudur, İlker Paşa diğer Genelkurmay başkanları gibi günü kurtarma peşinde değildir. Paşa sohbet boyunca bazı çevrelerin çizdiği sert imajlı postal profilinin aksine asker ve devlet adamlığının sentezini çağrıştıran görüntüler verdi... İltifat için söylemiyoruz, böyle bir Genelkurmay Başkanı hükümet için, özellikle de terör terörünü aşma bağlamında büyük şanstır. Dileriz AKP bu şansı iyi değerlendirir.
Basına sürekli servis
Orgeneral Başbuğ basın sohbetine Genelkurmay’ın medyayla ilgili yeni düzenlemelerini aktararak başlıyor.
Buna göre Genelkurmay 26 Eylül’den itibaren her cuma günü saat 11.00’de rutin olarak basını bilgilendirme toplantılarını yapacak ve bu toplantılara medyanın savunma muhabirleri katılacak.
Dahası, Genelkurmay bir iletişim kanalını açıp medyanın sorularına anında cevap vermeye çalışacak.
Orgeneral Başbuğ yeni uygulamayla ilgili bilgileri ayrıntılı olarak aktardıktan sonra başlangıç bölümünde özetle şu mesajları veriyor:
-TSK eleştiriye açık ama önyargıya karşı.
-TSK yorumdan haber çıkarılmasına karşı.
-TSK üzerinden medya dahil hiç kimse siyaset yapmamalı.
-TSK günlük olayların içine çekilmemeli.
-Akreditasyonla bir açılım yaptık. Bizim akreditasyon kriterimiz yok. Kriter basın meslek ilkeleridir.
Basın bildirileri adetini azaltacağız.
Genelkurmay Başkanı sohbetin girişinde bu mesajları verdikten sonra sorular faslına geçildi.
Orgeneral İlker Başbuğ’a sordum:
- “Akreditasyon uygulamanızda esnemeniz acaba Türk Silahlı Kuvvetleri’nde paradigma değişikliği anlamına mı geliyor? Mesela TSK’nın 28 Şubat sürecinde ortaya koyduğu hassasiyetlerinden vaz mı geçiliyor?
TSK’da paradigma değişikliği mi?
Orgeneral Başbuğ’un sorumuza cevabı net:
-” Akreditasyon zaman içinde genişleyebilir de, daralabilir de. Türk Silahlı Kuvvetleri 28 Şubat sürecinde ne idiyse bugün de aynı noktadadır, yani hassasiyetlerde farklılık söz konusu değildir. Evet laikliğe bakışımız dün de, bugün de aynıdır ve gelecekte de aynı olacaktır. Dolayısıyla akreditasyonun esnetilmesinin bu gibi şeylerle hiç alakası yoktur.
Milliyet’ten Sedat Ergin 27 Nisan’da verilen malum muhtırayı ve bu tür muhtıraların artık tarih olup olmadığını sordu.
Cevap yine net:
- “İhtiyaca göre hareket ederiz.”
Sedat Ergin kısa cevaptan tatmin olmayarak Genelkurmay Başkanı’na direkt olarak, siz bu muhtıraya nasıl baktınız sorusunu yöneltiyor:
Orgeneral Başbuğ:
-Benim şahsi bakışım olamaz. TSK’da emir-komuta sistemi var ve Genelkurmay’dan yayımlanan bildiri bütün TSK personelini bağlar. Yorum yapma hakkı yoktur.
Referans’tan Eyüp Can dine saygı konusunu soruyor.
Org. Başbuğ:
- “Din konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri her zaman hassas olmuştur. Bundan sonra da hassas olacaktır.”
Orhan Karataş değişen komutanlarla TSK’da bakışların farklılaşma olayını sordu.
Org. Başbuğ:
- “Askerlikte bu olmaz. TSK’nın temel bakışları bellidir ve her komutan buna uyar. Değişen sadece üslup olayıdır.”
Ertuğrul Özkök Ergenekon paşalarının Kandıra Cezaevi’nde TSK adına ziyaret edilmesini sordu.
Ergenekon ve ziyaret
Orgeneral Başbuğ:
- “Bu ziyaret silah arkadaşlığının gereğidir. Onlar bizim eski komutanlarımızdır. Ahde vefa, yani insani boyut var. Yargıya müdahale gibi bir kastımız asla yok. Bizim yargıya inancımız ve güvenimiz tamdır.”
Özkök ziyarete, neden TSK adına denildiğini soruyor.
Org. Başbuğ:
- “Onlar TSK’nın mensupları, ziyaret elbette TSK adına olacak”.
Peki neden başkası değil de Korgeneral Mendi?
Orgeneral Başbuğ:
- “O bölgenin en üst düzey komutanı olduğu için.”
Ziyaretten sonda Genelkurmay Başkanı ziyaretçi paşayla, yani Korgeneral Mendi ile konuştu mu?
Orgeneral Başbuğ:
- “Elbette konuştum. Bizim silah arkadaşları olarak moral bağlarımız var. Bu ziyareti bu çerçevede değerlendirin.”
Ergenekon’la ilgili kitaplar yazan Şamil Tayyar bu ziyaret yanlış kanaatlere zemin yarattı deyince Orgeneral Başbuğ şu karşılığı verdi:
- “Bunun müsebbibi biz değiliz. O kanaati yaratan medyadır.”
Sedat Ergin Genelkurmay’daki bilgisayarlardan bilgi sızmalarını soruyor.
Orgeneral Başbuğ:
- “Bilgi sızma olayları bütün dünyanın sorunu. Bu tür şeyler her yerde oluyor. Maalesef gelişen teknoloji güvenlik sorunlarına sebep olabiliyor. Ama bunlara rağmen olanları hafife almıyor ve her türlü önlemi alıyoruz.”
Soru sorma sırasını yine biz alıyor ve şunu soruyoruz:
-Genelkurmay başkanlığı devir teslim töreninde yaptığınız konuşmada cemaat olgusuna dikkat çektiniz. İlk kez böyle bir şeye şahit olundu. Ne demek istediniz?
Orgeneral Başbuğ:
- “Cemaatleşme olayının sosyal devletin yetersiziğiyle ortaya çıktığını vurgulamak için söyledim. Devlet sosyal anlamda eksik ve yetersiz olursa boşluğu cemaatler dolduruyor. Örneğin Konyalı bir genç Malatya’da üniversiteyi kazanır ve oraya gittiğinde kalacak yurt bulamazsa o genç cemaatlerin kucağına düşmüş olur. Dolayısıyla sosyal devlet işte bunu engelleyen devlettir. Söylemek istediğim öz itibariyle budur... Maalesef ekonomik çıkarlar için dinin kullanıldığı da vakıadır.”
Sınır ötesi harekat
Bir başka soru sınır ötesi harekât için tezkerenin çıkıp çıkmayacağı?
Orgeneral Başbuğ:
- “Bu konuda bir problem yok. Hükümetle TSK farklı düşünüyor değiller. Biz talebi resmen ilettik ve hükümet de herhalde bunun gereğini yerine getirecektir.”
Peki ya ABD Genelkurmay Başkanı’nın ziyaret gerekçesi?
Orgeneral Başbuğ:
-General Fullen ile saatlerce konuştuk. Gürcistan’ı, Karadeniz’i, Irak ve Afganistan’ı konuştuk. Bölücü örgütle mücadelemizi konuştuk. Aramızda bir sorun yok.
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Paşa bu bölümde Irak ve Kerkük konularında ayrıntılara girerek değerlendirmeler yapıyor ve sözünü şöyle bağlıyor:
- “Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin güvenliği için gereken her şeyi yaparız.”
Gürcistan ve Montrö
Peki ya Türkiye’nin Gürcistan politikası?
Org. Başbuğ:
- “Türkiye bu konuyu dengeli götürdü.”
Tam bu noktada Montrö Anlaşması gündeme geldi.
Org. Başbuğ:
- “Biz Montrö’yü tarafsız olarak uyguluyoruz.”
İyi de savaş gemileriyle yardım götürmek olur mu?
Org. Başbuğ:
- “Montrö’ye bakın orada öyle bir kayıt var.”
NATO sadece güvenlik değil aynı zamanda politik kurum diyen Org. Başbuğ, AB için de şunu söylüyor:
- “TSK’nın AB için karşıt bir görüşü ve tavrı yok. Ama üniterlik ve ulus devlette hassasiyetimiz eşyanın tabiatı gereğidir.”
Genelkurmay Başkanı’na Cumhurbaşkanı’nın Ermenistan’a yaptığı ziyareti onaylayıp onaylamadığı da soruluyor.
Org. Başbuğ:
- “Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararlarıdır.”
terör ile mücadele teknikleri?
Ve ardından terör ile mücadele.
İlker Paşa abartısız bir saati aşkın bir süre içinde bu konuyu anlattı ve uzmanlığını konuşturdu.
1994’te bölgede tümgeneral rütbesiyle görev yapan Org. Başbuğ burada ayrıntılarını veremeyeceğim görüş ve bakışlarıyla terör meselesini bütün boyutlarıyla Türkiye’de en iyi bilen isimlerden başta gelenlerinden biri olduğunu ortaya koydu. PKK’nın ABD tarafından narko-terör kapsamına alınmasından dağa çıkışın engellenmesi ve mücadele tekniklerine kadar pek çok konu sohbetin ana malzemesiydi.
Sonuç olarak hükmümüz şudur:
Doğrudur, İlker Paşa diğer Genelkurmay başkanları gibi günü kurtarma peşinde değildir. Paşa sohbet boyunca bazı çevrelerin çizdiği sert imajlı postal profilinin aksine asker ve devlet adamlığının sentezini çağrıştıran görüntüler verdi... İltifat için söylemiyoruz, böyle bir Genelkurmay Başkanı hükümet için, özellikle de terör terörünü aşma bağlamında büyük şanstır. Dileriz AKP bu şansı iyi değerlendirir.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz