Bülbül’ü altın kafese koymuşlar...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bülbül’ü altın kafese koymuşlar...
Bülbül’ü altın kafese koymuşlar...
Türkçe’mizde güzel bir deyim vardır: „ Bülbül’ü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş“
Bundan 48 yıl önce, Türk halkına bir altın kafesten bahsettiler. Bu altın kafes Avrupa`daki ülkelerdi. Bu kafese girmek için, birçokları işsizliği bahane ederek, bazıları da “bakalım bu altın kafesten dışarısı nasıl gözüküyor” diyerek, Avrupa`nın yollarını tuttular. Yıllar birbirini kovaladıkça, bu altın kafesin de hiç bir işe yaramadığını anlayan Türkler, altın kafes yerine, bir kafese konuldu ki, çıkabilirsen çık içinden...
Burada altın kafes yerine, bataklıktan bahsetsek yerinde olur! Başlangıçta çok güzel bir yermiş gibi görünen ve il yıllarda bataklık olarak algılanmayan bu yer zaman geçtikçe kendisinin gerçek yüzünü göstermeye başladı. Yıllar önce bu cennet gibi görünen bataklığa tek olarak gelenler, zamanla çoğaldılar yani evlendiler ve çocukları oldu. Yani omuzlarına yüklenen yük ağırlaşmaya başladı. Yük ağırlaştıkça, bataklık da kendisini daha bariz bir şekilde göstermeye başladı. Bu bataklıktan kurtulmak isteseler bile, çıkmaları mümkün olamamaktadır, çünkü her çırpınışta biraz daha batıyorlardı.
Bütün bunlar kafi gelmemiş gibi, yüreklerine bir de memleket hasreti çökmeye başladı. Doğduğu, büyüdüğü çevresini, hısım akrabasını, ve hatta sürdüğü tarlasını, ahırındaki hayvanlarını özlemeye başladı.
Ve yıllar sonra nasıl bir bataklığa girdiğini anladılar, ama iş işten geçmişti!
Bataklık bu bir kez içine düştün mü çıkmak oldukça zor...
Dr. Yüksel Cavlak
Türkçe’mizde güzel bir deyim vardır: „ Bülbül’ü altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş“
Bundan 48 yıl önce, Türk halkına bir altın kafesten bahsettiler. Bu altın kafes Avrupa`daki ülkelerdi. Bu kafese girmek için, birçokları işsizliği bahane ederek, bazıları da “bakalım bu altın kafesten dışarısı nasıl gözüküyor” diyerek, Avrupa`nın yollarını tuttular. Yıllar birbirini kovaladıkça, bu altın kafesin de hiç bir işe yaramadığını anlayan Türkler, altın kafes yerine, bir kafese konuldu ki, çıkabilirsen çık içinden...
Burada altın kafes yerine, bataklıktan bahsetsek yerinde olur! Başlangıçta çok güzel bir yermiş gibi görünen ve il yıllarda bataklık olarak algılanmayan bu yer zaman geçtikçe kendisinin gerçek yüzünü göstermeye başladı. Yıllar önce bu cennet gibi görünen bataklığa tek olarak gelenler, zamanla çoğaldılar yani evlendiler ve çocukları oldu. Yani omuzlarına yüklenen yük ağırlaşmaya başladı. Yük ağırlaştıkça, bataklık da kendisini daha bariz bir şekilde göstermeye başladı. Bu bataklıktan kurtulmak isteseler bile, çıkmaları mümkün olamamaktadır, çünkü her çırpınışta biraz daha batıyorlardı.
Bütün bunlar kafi gelmemiş gibi, yüreklerine bir de memleket hasreti çökmeye başladı. Doğduğu, büyüdüğü çevresini, hısım akrabasını, ve hatta sürdüğü tarlasını, ahırındaki hayvanlarını özlemeye başladı.
Ve yıllar sonra nasıl bir bataklığa girdiğini anladılar, ama iş işten geçmişti!
Bataklık bu bir kez içine düştün mü çıkmak oldukça zor...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz