Türk Kalp Vakfı almış başını gitmiş
1 sayfadaki 1 sayfası
Türk Kalp Vakfı almış başını gitmiş
Türk Kalp Vakfı’na 12-13 yıl önce Dr. Sumru Özbay’dan sağlıklı yaşam ve kilo verme önerileri almak üzere gitmiştim. Sumru Hanım’ın verdiği beslenme eğitimi sayesinde 6 ayda 14 kilo vermiştim.
Gerçi sonra koruyamadım ve yine indi çıktılarla yıllar geçirdim ama eğer ciddi bir diyete başlayacaksam hâlâ Sumru Hanım’ın önerilerini uyguluyorum.
Önceki hafta vakfın başkanı Çetin Yıldırımakın’ı gördüm. “Türk Kalp Vakfı çok büyük hamleler yaptı, vaktin olsa da bir kahvemizi içsen ve yaptıklarımızı yerinde görsen” dediğinde hiç tereddüt etmeden randevulaştım.
Bir öğle üzeri vakfın Şişli’deki merkezine gittim. Gerçekten çok şaşırdım. Çünkü Türk Kalp Vakfı gerçekten alıp başını gitmiş.
Yıllar önce girdiğim binanın yanındaki bina da alınmış, daha önce sadece kalp hastalıkları ile ilgili faaliyet gösteren vakıf dev bir sağlık merkezine dönüşmüş.
Yıldırımakın, kalp hastalıklarının Türkiye’de en önemli sağlık sorunu olduğunu söyleyerek “Burada hizmet verilen binlerce kişi sağlıklı teşhis, önerilen tedavi yöntemleri ve yeni yaşam biçimleri sayesinde şimdi sağlıklı ve mutlular” dedi.
Yıldırımakın, son yıllarda kadınlarda da kalp krizi riskinin arttığını ve vakfın kadınlara yönelik programlar uyguladığını da anlattı. Kadınlarda kalp krizi olmaz diye yayılmış söylentinin yanlış olduğunu vurgulayan Yıldırımakın “Türkiye’de bu sorun şaşırtıcı rakamlara ulaşıyor” dedi.
Kadınların yanı sıra vakıfta bir de “çocuk kalp merkezi” var. O kadar güzel döşemişler ki sanki bir oyun bahçesi gibi. Oraya getirilen kimi birkaç aylık bebek, kimi 7-8 yaşındaki çocukların elektroları sanki oyun oynuyormuş gibi çekiliyor.
Yıldırımakın çocuklardaki kalp riskinin de önemli olduğunu vurgulayarak “anne babaların çok dikkatli ve özenli olması gerektiğini” savunuyor ve “Aman çocuklarınızı ihmal etmeyin, beş dakikalık bir kontrol onların hayatlarını kurtarır” diyor.
Elbette Türk Kalp Vakfı ile ilgili yazılacak çok şey var. Ama kısaca diyorum ki kuruculuğunu Nezih Demirkent’in yaptığı bu vakıf gerçekten çok gelişmiş ve çok yararlı sağlık hizmetleri veriyor.
Sadece kalp diye düşünmeyin, her türlü sağlık sorununda vakfın çalışkan üyeleri ve personeli hizmet veriyor.
*****
Sis dağıldı ama THY toparlayamadı
Ankara dün sabah sise teslimdi. Tabii sisten uçaklarda çok etkilendi. Öğle saatlerine kadar olan tüm uçuşlar yapılamadı. Ondan sonrakiler ise en az birer saatlik gecikmelerle yapılabildi.
Ben de önceki gün gittiğim Ankara’dan dün döndüm. Sabah saatlerinde uçağa yetişme telaşı olmasın diye biletimi 13.00’e almıştım. Bir saat öncesinden alana geldim.
Bilgi ekranlarından “sis nedeniyle” oluşan gecikmeleri gördüm. Yapılacak bir şey yok doğal olarak. Allah’ın işine de karışacak değiliz ya.
Sonunda 13.00 uçağının yolcularını 12.30’da uçağa almaya başladılar. Kalkış saati de 12.50 gözüküyor. Yerimize oturduk, beklemeye başladık. Bekle bekle, uçak bir türlü kalkmıyor. Bunun da ötesinde iç havalandırma çalışmadığı için bunalmaya başladık.
Derken birkaç yolcu geldi. Anadolu kentlerinden zamanında gelemeyen yolcularmış. Beklemeye devam ediyoruz. Saat 13.30 oldu, hâlâ “tık” yok. Hosteslere soruyoruz “Yolcu bekliyoruz” diyorlar. İyi de zaten bu kadar gecikmesi olan uçakta hangi yolcu beklenir ki?
Tabii giderek sinirler gerildi. Herkes homurdanıyor. Önümdeki bebebekli kadın “Çocuğum fenalık geçirecek” diye hayıflanıyordu ki uçağa birden adeta yolcu baskını oldu. Belli ki başka bir kentten geciken uçağın yolcularını alıyoruz. Ama bu kez de aynı koltuğa bilet verilmişler çıktı ortaya. Müşteri hizmetleri sorunu çözemiyor. Bu kargaşada da 15 dakika kaybettik ve sonunda uçabildik. 30 yıldır THY ile uçuyorum. Ama son birkaç yıldaki kalite düşmesine hiç tanık olmamıştım. Üstelik şimdi bir de rekabet ortamı var. THY gözlediğim kadarıyla biraz adam sendeci yöntemle yönetiliyor.
Yolculara hiç saygı yok, bir sis THY organizasyonunu dağıtmaya yetiyor, insanlardan özür dilenmiyor.
Hoşunuza gitmiyor tabii ki bu durum.
*****
Çimento torbası
Fıkra Giray Ertuğrul’dan: İnşaat işçisi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş. Doktor muayene edip, işçinin külotunu indirmiş ve yüzü koyun masaya yatmasını istemiş. Adam denileni yapınca doktor içeriden getirdiği bir çekiçle 3-4 kere sertçe indirmiş işçinin kıçının ortasına. Sonra “Tamam” demiş “Şimdi tuvalete gidin.” Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan işçi “Sağol doktor bey..” demiş, “Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?..”
Doktor sakince “Bir şey yapmana gerek yok” demiş ve eklemiş: “Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!”
*****
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalarlar.
Goethe
Gerçi sonra koruyamadım ve yine indi çıktılarla yıllar geçirdim ama eğer ciddi bir diyete başlayacaksam hâlâ Sumru Hanım’ın önerilerini uyguluyorum.
Önceki hafta vakfın başkanı Çetin Yıldırımakın’ı gördüm. “Türk Kalp Vakfı çok büyük hamleler yaptı, vaktin olsa da bir kahvemizi içsen ve yaptıklarımızı yerinde görsen” dediğinde hiç tereddüt etmeden randevulaştım.
Bir öğle üzeri vakfın Şişli’deki merkezine gittim. Gerçekten çok şaşırdım. Çünkü Türk Kalp Vakfı gerçekten alıp başını gitmiş.
Yıllar önce girdiğim binanın yanındaki bina da alınmış, daha önce sadece kalp hastalıkları ile ilgili faaliyet gösteren vakıf dev bir sağlık merkezine dönüşmüş.
Yıldırımakın, kalp hastalıklarının Türkiye’de en önemli sağlık sorunu olduğunu söyleyerek “Burada hizmet verilen binlerce kişi sağlıklı teşhis, önerilen tedavi yöntemleri ve yeni yaşam biçimleri sayesinde şimdi sağlıklı ve mutlular” dedi.
Yıldırımakın, son yıllarda kadınlarda da kalp krizi riskinin arttığını ve vakfın kadınlara yönelik programlar uyguladığını da anlattı. Kadınlarda kalp krizi olmaz diye yayılmış söylentinin yanlış olduğunu vurgulayan Yıldırımakın “Türkiye’de bu sorun şaşırtıcı rakamlara ulaşıyor” dedi.
Kadınların yanı sıra vakıfta bir de “çocuk kalp merkezi” var. O kadar güzel döşemişler ki sanki bir oyun bahçesi gibi. Oraya getirilen kimi birkaç aylık bebek, kimi 7-8 yaşındaki çocukların elektroları sanki oyun oynuyormuş gibi çekiliyor.
Yıldırımakın çocuklardaki kalp riskinin de önemli olduğunu vurgulayarak “anne babaların çok dikkatli ve özenli olması gerektiğini” savunuyor ve “Aman çocuklarınızı ihmal etmeyin, beş dakikalık bir kontrol onların hayatlarını kurtarır” diyor.
Elbette Türk Kalp Vakfı ile ilgili yazılacak çok şey var. Ama kısaca diyorum ki kuruculuğunu Nezih Demirkent’in yaptığı bu vakıf gerçekten çok gelişmiş ve çok yararlı sağlık hizmetleri veriyor.
Sadece kalp diye düşünmeyin, her türlü sağlık sorununda vakfın çalışkan üyeleri ve personeli hizmet veriyor.
*****
Sis dağıldı ama THY toparlayamadı
Ankara dün sabah sise teslimdi. Tabii sisten uçaklarda çok etkilendi. Öğle saatlerine kadar olan tüm uçuşlar yapılamadı. Ondan sonrakiler ise en az birer saatlik gecikmelerle yapılabildi.
Ben de önceki gün gittiğim Ankara’dan dün döndüm. Sabah saatlerinde uçağa yetişme telaşı olmasın diye biletimi 13.00’e almıştım. Bir saat öncesinden alana geldim.
Bilgi ekranlarından “sis nedeniyle” oluşan gecikmeleri gördüm. Yapılacak bir şey yok doğal olarak. Allah’ın işine de karışacak değiliz ya.
Sonunda 13.00 uçağının yolcularını 12.30’da uçağa almaya başladılar. Kalkış saati de 12.50 gözüküyor. Yerimize oturduk, beklemeye başladık. Bekle bekle, uçak bir türlü kalkmıyor. Bunun da ötesinde iç havalandırma çalışmadığı için bunalmaya başladık.
Derken birkaç yolcu geldi. Anadolu kentlerinden zamanında gelemeyen yolcularmış. Beklemeye devam ediyoruz. Saat 13.30 oldu, hâlâ “tık” yok. Hosteslere soruyoruz “Yolcu bekliyoruz” diyorlar. İyi de zaten bu kadar gecikmesi olan uçakta hangi yolcu beklenir ki?
Tabii giderek sinirler gerildi. Herkes homurdanıyor. Önümdeki bebebekli kadın “Çocuğum fenalık geçirecek” diye hayıflanıyordu ki uçağa birden adeta yolcu baskını oldu. Belli ki başka bir kentten geciken uçağın yolcularını alıyoruz. Ama bu kez de aynı koltuğa bilet verilmişler çıktı ortaya. Müşteri hizmetleri sorunu çözemiyor. Bu kargaşada da 15 dakika kaybettik ve sonunda uçabildik. 30 yıldır THY ile uçuyorum. Ama son birkaç yıldaki kalite düşmesine hiç tanık olmamıştım. Üstelik şimdi bir de rekabet ortamı var. THY gözlediğim kadarıyla biraz adam sendeci yöntemle yönetiliyor.
Yolculara hiç saygı yok, bir sis THY organizasyonunu dağıtmaya yetiyor, insanlardan özür dilenmiyor.
Hoşunuza gitmiyor tabii ki bu durum.
*****
Çimento torbası
Fıkra Giray Ertuğrul’dan: İnşaat işçisi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş. Doktor muayene edip, işçinin külotunu indirmiş ve yüzü koyun masaya yatmasını istemiş. Adam denileni yapınca doktor içeriden getirdiği bir çekiçle 3-4 kere sertçe indirmiş işçinin kıçının ortasına. Sonra “Tamam” demiş “Şimdi tuvalete gidin.” Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan işçi “Sağol doktor bey..” demiş, “Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?..”
Doktor sakince “Bir şey yapmana gerek yok” demiş ve eklemiş: “Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!”
*****
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çalarlar.
Goethe
Can ATAKLI- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz