Gündemimiz gerçek gündem değil
1 sayfadaki 1 sayfası
Gündemimiz gerçek gündem değil
Bir çok kez yazdım. “Tartışmamız gereken gündem” ile “tartışmak zorunda kaldığımız gündem” çoğu kez birbiriyle örtüşmüyor. Bir iki hafta önce “Can Dündar ve Mustafa filmini” tartışıyorduk. Sonra Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen, CHP’nin türbanlı ve çarşaflı kadınları üye kabul edişi, bizzat Genel Başkanı’nın eli ile onlara rozet takılması olayını tartışmaya başladık.
Pekiyi neden bu iki gündemin birbirinden farklı? Yani neden tartışmamız gereken başka şeyler varken, “hiçbir anlamı olmayan konuları” tartıştığımızı söylüyorum? Çünkü ekonomiyi, tarımı, işsizliği, eşitsizliği, demokrasiyi, hukuku tartışmıyoruz. Daha iyi bir Türkiye’de yaşamamız için neler yapılması gerektiğini, daha iyi üretmek için, daha müreffeh bir ülkede yaşamak için neler yapılması gerektiğini hiç tartışmıyoruz. Onun yerine “değerleri” tartışıyoruz. “Kimin daha dindar olduğunu”, kimin daha Müslüman olduğunu “tartışıyoruz. Böyle olunca gündem de, söylenenler de “gerçeklerden, doğrulardan yani kısaca gerçek gündemden uzak” oluyor. Örnek mi istersiniz? Biri çıkıp “ben dindarım, beni seçin” diye oy alıyor. Diğeri ” ben laikim “ diye oy istemeye başlıyor. Ama bu arada ” halkın gerçek gündemi “ yok oluyor. Yani ekonomi, işsizlik, istihdam, açlık, eğitim” sorunları, bu “değerler tartışmasının” ortasında kalıyor, yok oluyor.
***
Siyasetçiler böyle yapar da başkaları durur mu? Onlar da kendi “gerçek dışı gündemlerini” yaratmaya başlıyor. Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin kararını okumadan ya da anlamadan, “Anayasa Mahkemesi, bu kararı ile türbanlıları ikinci sınıf gördü, onlardan korkulması gerektiğini söyledi” gibi sözler söylemeye başlıyorlar. Tabii amaç “Gerçek gündem” yerine “gerçek olmayan bir gündemi tartışmak”. “Gerçekler” yerine değerleri tartışmak.
Bir örnek daha vereyim. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı her yıl İnsani Gelişmişlik Raporu yayınlanıyor ve ülkeleri sıralıyor. 2002 raporunda yani 2001 krizinden sonra yapılan sıralandırmada Türkiye 173 ülke arasında 85’inci sırada. 2004 raporunda 177 ülke arasında 88’inci. 2007-2008 raporunda ise 177 ülke arasında 84’üncü sırada. Yani Türk insanını yoksulluğa iten 2001 krizinden hemen sonraki sıralamada Türkiye 85’inci iken, 2002’den bu yana yaşanan “muhteşem kalkınma hamlesine” karşın, 2008 raporunda 84’üncü sırada yer alıyor. Yani altı yılda sadece bir sıra yukarı çıkabilmiş.
***
Neden böyle dersiniz? Çünkü Rapor, ülkeleri sadece toplam milli gelire göre sıralamıyor. O geliri “insanlarına sağlık, eğitim hizmetleri olarak nasıl dağıttığı, insanları arasında kadınları ile erkekler arasında eşit dağıtıp dağıtmadığı temiz su sağlayıp sağlayamadığı, okul dönemine gelen kız ve erkeklerine eğitim hizmetini sunup sunamadığı” gibi ölçütlere göre sıralıyor. Yani “insanca yaşama olanağı verip vermediğine” göre sıralıyor. Pekiyi bu sıralama bizim gündemimizde yer alıyor mu? 2009 Raporunda hangi sırada yer alacağız acaba? İnsanlarımıza insanca koşulları nasıl sağlayacağımızı tartışıyor muyuz? Gündemimizde hiç bunlar yer alıyor mu?
Hayır. Bizim gündemimizde bunlar yok. Bizim gündemimiz “gerçek” değil, kurgu gündem ya da suni gündem.
Sakın bunun nedeni “siyasal sistemimiz” olmasın. Siyasal partilerimiz olmasın. Sakın bu sorunları tartışmak yerine “Anayasa Mahkemesi’ni tartışmamız” ya da “her zaman son anda acaba hangi parti, gerçek dışı bir gündem yaratacak ve oy alacak” beklentimiz olmasın. Bizi buna alıştırmaları olmasın. Yani sakın bunun nedeni, bize sunulan suni gündem olmasın.
Pekiyi neden bu iki gündemin birbirinden farklı? Yani neden tartışmamız gereken başka şeyler varken, “hiçbir anlamı olmayan konuları” tartıştığımızı söylüyorum? Çünkü ekonomiyi, tarımı, işsizliği, eşitsizliği, demokrasiyi, hukuku tartışmıyoruz. Daha iyi bir Türkiye’de yaşamamız için neler yapılması gerektiğini, daha iyi üretmek için, daha müreffeh bir ülkede yaşamak için neler yapılması gerektiğini hiç tartışmıyoruz. Onun yerine “değerleri” tartışıyoruz. “Kimin daha dindar olduğunu”, kimin daha Müslüman olduğunu “tartışıyoruz. Böyle olunca gündem de, söylenenler de “gerçeklerden, doğrulardan yani kısaca gerçek gündemden uzak” oluyor. Örnek mi istersiniz? Biri çıkıp “ben dindarım, beni seçin” diye oy alıyor. Diğeri ” ben laikim “ diye oy istemeye başlıyor. Ama bu arada ” halkın gerçek gündemi “ yok oluyor. Yani ekonomi, işsizlik, istihdam, açlık, eğitim” sorunları, bu “değerler tartışmasının” ortasında kalıyor, yok oluyor.
***
Siyasetçiler böyle yapar da başkaları durur mu? Onlar da kendi “gerçek dışı gündemlerini” yaratmaya başlıyor. Örneğin Anayasa Mahkemesi’nin kararını okumadan ya da anlamadan, “Anayasa Mahkemesi, bu kararı ile türbanlıları ikinci sınıf gördü, onlardan korkulması gerektiğini söyledi” gibi sözler söylemeye başlıyorlar. Tabii amaç “Gerçek gündem” yerine “gerçek olmayan bir gündemi tartışmak”. “Gerçekler” yerine değerleri tartışmak.
Bir örnek daha vereyim. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı her yıl İnsani Gelişmişlik Raporu yayınlanıyor ve ülkeleri sıralıyor. 2002 raporunda yani 2001 krizinden sonra yapılan sıralandırmada Türkiye 173 ülke arasında 85’inci sırada. 2004 raporunda 177 ülke arasında 88’inci. 2007-2008 raporunda ise 177 ülke arasında 84’üncü sırada. Yani Türk insanını yoksulluğa iten 2001 krizinden hemen sonraki sıralamada Türkiye 85’inci iken, 2002’den bu yana yaşanan “muhteşem kalkınma hamlesine” karşın, 2008 raporunda 84’üncü sırada yer alıyor. Yani altı yılda sadece bir sıra yukarı çıkabilmiş.
***
Neden böyle dersiniz? Çünkü Rapor, ülkeleri sadece toplam milli gelire göre sıralamıyor. O geliri “insanlarına sağlık, eğitim hizmetleri olarak nasıl dağıttığı, insanları arasında kadınları ile erkekler arasında eşit dağıtıp dağıtmadığı temiz su sağlayıp sağlayamadığı, okul dönemine gelen kız ve erkeklerine eğitim hizmetini sunup sunamadığı” gibi ölçütlere göre sıralıyor. Yani “insanca yaşama olanağı verip vermediğine” göre sıralıyor. Pekiyi bu sıralama bizim gündemimizde yer alıyor mu? 2009 Raporunda hangi sırada yer alacağız acaba? İnsanlarımıza insanca koşulları nasıl sağlayacağımızı tartışıyor muyuz? Gündemimizde hiç bunlar yer alıyor mu?
Hayır. Bizim gündemimizde bunlar yok. Bizim gündemimiz “gerçek” değil, kurgu gündem ya da suni gündem.
Sakın bunun nedeni “siyasal sistemimiz” olmasın. Siyasal partilerimiz olmasın. Sakın bu sorunları tartışmak yerine “Anayasa Mahkemesi’ni tartışmamız” ya da “her zaman son anda acaba hangi parti, gerçek dışı bir gündem yaratacak ve oy alacak” beklentimiz olmasın. Bizi buna alıştırmaları olmasın. Yani sakın bunun nedeni, bize sunulan suni gündem olmasın.
Süheyl BATUM- DEMİR ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 24
Yaş : 69
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 27/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz