'Son kullanma tarihi' gelen Başbakan
1 sayfadaki 1 sayfası
'Son kullanma tarihi' gelen Başbakan
Sevgili
okurlar geçtiğimiz haftanın en flaş olayı şüphesiz CHP’nin türban ve
çarşaf konusundaki yeni açılımıydı. Aslına bakarsanız CHP bunu sıradan
bir olay gibi geçiştirebilirdi. Ama her nedense bugüne kadar CHP ile
ilgili haberleri fazla öne çıkarmayan medyamız, işin üzerine o kadar
çok düştü ki ister istemez herkes bunu konuştu.
Dış basından tepkiler
Buna
karşın dünyanın en itibarlı yayın organlarında yayınlanan Türkiye ve
Erdoğan yorumları, üzerinde çok durulması gereken bir durum. Çünkü her
zaman olduğu gibi bu son birkaç yıldır da söylenenlere kulak tıkayan
medyamız, aynı şeyleri dış basın da söylemeye başlayınca kulaklarını
dikmek zorunda kaldı.
Erdoğan’a uluslararası eleştiri
İngiliz
The Economist Dergisi ve Reuters Ajansı’nın Erdoğan yorumları son
derece ilgi çekiciydi. Reuters yorumunu-eleştirisini çok ileri boyuta
taşıyarak Erdoğan’ın “son kullanma tarihinin geçmekte olduğunu” yazdı.
Bu, bugüne kadar bir Türk Başbakanı’na yöneltilmiş eleştirilerden biri
bence. Her ne kadar Başbakan cevap niteliğinde bazı sözler söylediyse
de söyledikleri bu gerçeği değiştirmiyor.
Reformlarda duraklama
Yabancı
medyanın en önemli eleştirilerden biri AKP iktidarının ilk yıllarındaki
AB heyecanındaki hayal kırıklığı. Aslına bakarsanız bunu daha ilk
günlerinden beri söyleyen çok oldu. Ama o günlerin heyecanı içinde AKP
gerçekten AB’yi istiyor sanılıyordu. AKP’nin aslında AB’yi sadece
“türban” konusunda kullanmak istediği gerçeği ne yazık ki özellikle
aydın çevrelerde görmezden gelindi.
Padişah yönetimi
Yine
dış basından gelen eleştiriler Erdoğan’ın demokrasiyi bir kenara
bıraktığı ve ülkeyi padişah gibi yönetmeye çalıştığı yönünde.
Erdoğan’ın kendisini ülkenin tek sahibi sandığını da bugüne kadar çok
kişi söyledi ve söylemeye devam ediyor, ama neyse ki dış basın yazdı da
dikkat çekti.
İran açıklaması baş ağrıtacak
Sevgili
okurlar Erdoğan’ın ABD’de yaptığı “İran’ın nükleer silah yapmasını
istemeyenler kendileri de yapmamalı” anlamına gelen sözlerinin Türkiye
adına sıkıntı yaratacağını yazmıştım. Her nedense o sırada çok az kimse
bu sözlerin üzerinde durmuştu. Ancak şimdi anlaşılıyor ki, unutuldu
gitti sanılan bu açıklama Batı ittifakı içinde ciddi bir sorun yaratmış.
Askerle anlaşma
Yine
en son geçen hafta AKP ile Silahlı Kuvvetler arasında kamuoyuna
açıklanmayan ve kararlılıkla devam eden bir anlaşma olduğunu yazmıştım.
İngiliz Economist Dergisi de AKP ile Silahlı Kuvvetler arasında varılan
anlaşmalardan söz ediyor. Sanıyorum Batı basını yazdığı için artık bu
iddia da ele alınacak hale gelecektir.
Liberallerin çark etmesi
Bu
arada, benim de sık sık yazdığım gibi AKP’nin kendini liberal gösteren
çevrelerden aldığı desteğin azaldığı Batı basınının da dikkatini
çekmiş. Tabii Batı basını bizdeki liberalleri liberal sandığı için
konuya daha yumuşak yaklaşmış. Oysa gerçeği biliyoruz ki bizdeki güya
liberaller bazı çıkarları zedelenmeye başladığı için AKP’den
uzaklaşıyor.
Ve tabii ki ekonomi
Batı basını
Erdoğan’ın ekonomik krizi hafife almasını da eleştiriyor. Tıpkı
bizlerin söylediği gibi global krizin henüz Türkiye’ye ulaşmadığını
belirten Economist ve Reuters, Erdoğan’ın krize karşı takındığı tavrı
garip ve yanlış buluyor.
İlhan Kesici konuşması
Sevgili
okurlar cumartesi günü yazdığım İlhan Kesici sohbetinin beklediğimin de
üzerinde bir ilgi gördüğünü söylemeliyim. Pek çok okur, kriz konusunda
bu kadar açık yüreklilik gösteren İlhan Kesici’yi benim aracılığımla
kutladıklarını belirttiler. Tabii okurlardan gelen şu eleştiriyi de
mutlaka yazmam gerek: “Ey İlhan Kesici, neredesin, bunları söylemek
için bugüne kadar niye bekledin, Meclis Kürsüsü’nü niye
kullanmıyorsun?” Hemen ekleyeyim, sanıyorum CHP’nin bütçe konuşmasını
Kesici yapacak.
Türban-çarşaf olayı
Şimdi tekrar
türban-çarşaf konusuna gelelim sevgili okurlar. Biliyorsunuz CHP’nin bu
yeni açılımına sıcak baktığımı yazmıştım. Elbette bazı okurlar ve hatta
yakın çevremdeki kişiler bile bu desteğe şaşırdıklarını söylediler.
Oysa şunu tekrar belirtmek isterim: “Bir siyasi parti toplumun hiçbir
kesimine düşman gözüyle bakamaz. Görüş, düşünce ve yaşam biçimine karşı
çıksa bile görmezden gelemez. Bu laiklikten taviz değildir.”
Lagendayk Bey de kızmış
İsminin
orjinal yazılışını yazmadım da okunuşunu yazdım bu ‘bey’in. Çünkü
orjinalinden bir şey anlaşılmıyor. AKP’nin hizmetinde Türkiye için her
şeyi söylemeyi kendine hak sayan bu Avrupalı bey “Türban tamam ama
çarşaf olmaz” demiş. Eee pes yani, kaç yıldır AKP’yi ayakta tutmak için
her yerde propaganda yapan bu Avrupalı bey bari buna karışmasın. Ayrıca
çarşafın ne olduğunu bildiğinden bile şüpheliyim ya, neyse.
Yerel seçim heyecanı
Sevgili
okurlar yerel seçimlere sadece 4 ay kaldı. Partilerin adayları,
propaganda yöntemleri ortaya çıkmaya başladı. Bu arada yapılan
anketlerde AKP’nin oylarının düştüğünün görülmesi hesapları da altüst
ediyor. Bir süre öncesine kadar pek çok yerde “Kesin AKP kazanacak”
diye düşünenler bile “Bu seçimler AKP için hayal kırıklığı olabilir”
demeye başladılar.
Büyük kentlerin önemi
Bundan
önce bir iki kere daha yazmıştım. Bu yerel seçimlerde partilerin oy
oranlarından bile daha önem kazanacak konu, bazı yerlerde alınacak
sonuçlar olacaktır. Örneğin, AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesi,
toplamda yüzde 50’nin üzerinde oy alsa bile seçim yorumlarını farklı
hale getirecektir. Aynı şekilde İzmir, Çankaya veya Kadıköy’ün CHP’den
gitmesi de benzer etki yapacaktır.
Büyük kentlerin adayları
Büyük
kentler içinde sadece Ankara adayının kim olduğunu biliyoruz. CHP
burada Murat Karayalçın’ı aday göstermeye karar verdi. Ankara’ya
zamanında iyi hizmetler veren Karayalçın seçilirse mutlaka yine iyi
işler yapacaktır, ama AKP’nin “PKK üzerinden yıpratma”ya girişeceğini
herhalde biliyordur. Karayalçın’ın en büyük handikapı da bu.
İstanbul çok tartışılacak
AKP
sanıyorum biraz da anketlerde düşme eğilimi gösterdiği için olacak
büyük kentlerdeki adaylarını yüreklice açıklayamıyor. Ankara’da Melih
Gökçek, İstanbul’da Kadir Topbaş henüz kesin değil. Gerçi hem 6 yıldır
iktidarda olan hem de büyümekten çok şişen her partinin bu tür
kargaşalar yaşaması çok normal.
CHP ne yapacak?
CHP
de Ankara dışındaki büyük kentlerde henüz bir karara varamadı. İstanbul
için ismi geçenleri biliyoruz ama karar henüz belli değil. Tabii karar
vermek de çok zor. Sanıyorum Baykal ve kurmayları da propaganda
döneminde etkili olacak, CHP’li olmayanların bile ilgisini çekecek bir
isim üzerinde uzlaşmakta hayli zorluk çekiyorlardır.
Hepinize iyi haftalar dilerim
***
Karanlığı lanetlemektense, bir mum yakın.
Konfüçyüs
okurlar geçtiğimiz haftanın en flaş olayı şüphesiz CHP’nin türban ve
çarşaf konusundaki yeni açılımıydı. Aslına bakarsanız CHP bunu sıradan
bir olay gibi geçiştirebilirdi. Ama her nedense bugüne kadar CHP ile
ilgili haberleri fazla öne çıkarmayan medyamız, işin üzerine o kadar
çok düştü ki ister istemez herkes bunu konuştu.
Dış basından tepkiler
Buna
karşın dünyanın en itibarlı yayın organlarında yayınlanan Türkiye ve
Erdoğan yorumları, üzerinde çok durulması gereken bir durum. Çünkü her
zaman olduğu gibi bu son birkaç yıldır da söylenenlere kulak tıkayan
medyamız, aynı şeyleri dış basın da söylemeye başlayınca kulaklarını
dikmek zorunda kaldı.
Erdoğan’a uluslararası eleştiri
İngiliz
The Economist Dergisi ve Reuters Ajansı’nın Erdoğan yorumları son
derece ilgi çekiciydi. Reuters yorumunu-eleştirisini çok ileri boyuta
taşıyarak Erdoğan’ın “son kullanma tarihinin geçmekte olduğunu” yazdı.
Bu, bugüne kadar bir Türk Başbakanı’na yöneltilmiş eleştirilerden biri
bence. Her ne kadar Başbakan cevap niteliğinde bazı sözler söylediyse
de söyledikleri bu gerçeği değiştirmiyor.
Reformlarda duraklama
Yabancı
medyanın en önemli eleştirilerden biri AKP iktidarının ilk yıllarındaki
AB heyecanındaki hayal kırıklığı. Aslına bakarsanız bunu daha ilk
günlerinden beri söyleyen çok oldu. Ama o günlerin heyecanı içinde AKP
gerçekten AB’yi istiyor sanılıyordu. AKP’nin aslında AB’yi sadece
“türban” konusunda kullanmak istediği gerçeği ne yazık ki özellikle
aydın çevrelerde görmezden gelindi.
Padişah yönetimi
Yine
dış basından gelen eleştiriler Erdoğan’ın demokrasiyi bir kenara
bıraktığı ve ülkeyi padişah gibi yönetmeye çalıştığı yönünde.
Erdoğan’ın kendisini ülkenin tek sahibi sandığını da bugüne kadar çok
kişi söyledi ve söylemeye devam ediyor, ama neyse ki dış basın yazdı da
dikkat çekti.
İran açıklaması baş ağrıtacak
Sevgili
okurlar Erdoğan’ın ABD’de yaptığı “İran’ın nükleer silah yapmasını
istemeyenler kendileri de yapmamalı” anlamına gelen sözlerinin Türkiye
adına sıkıntı yaratacağını yazmıştım. Her nedense o sırada çok az kimse
bu sözlerin üzerinde durmuştu. Ancak şimdi anlaşılıyor ki, unutuldu
gitti sanılan bu açıklama Batı ittifakı içinde ciddi bir sorun yaratmış.
Askerle anlaşma
Yine
en son geçen hafta AKP ile Silahlı Kuvvetler arasında kamuoyuna
açıklanmayan ve kararlılıkla devam eden bir anlaşma olduğunu yazmıştım.
İngiliz Economist Dergisi de AKP ile Silahlı Kuvvetler arasında varılan
anlaşmalardan söz ediyor. Sanıyorum Batı basını yazdığı için artık bu
iddia da ele alınacak hale gelecektir.
Liberallerin çark etmesi
Bu
arada, benim de sık sık yazdığım gibi AKP’nin kendini liberal gösteren
çevrelerden aldığı desteğin azaldığı Batı basınının da dikkatini
çekmiş. Tabii Batı basını bizdeki liberalleri liberal sandığı için
konuya daha yumuşak yaklaşmış. Oysa gerçeği biliyoruz ki bizdeki güya
liberaller bazı çıkarları zedelenmeye başladığı için AKP’den
uzaklaşıyor.
Ve tabii ki ekonomi
Batı basını
Erdoğan’ın ekonomik krizi hafife almasını da eleştiriyor. Tıpkı
bizlerin söylediği gibi global krizin henüz Türkiye’ye ulaşmadığını
belirten Economist ve Reuters, Erdoğan’ın krize karşı takındığı tavrı
garip ve yanlış buluyor.
İlhan Kesici konuşması
Sevgili
okurlar cumartesi günü yazdığım İlhan Kesici sohbetinin beklediğimin de
üzerinde bir ilgi gördüğünü söylemeliyim. Pek çok okur, kriz konusunda
bu kadar açık yüreklilik gösteren İlhan Kesici’yi benim aracılığımla
kutladıklarını belirttiler. Tabii okurlardan gelen şu eleştiriyi de
mutlaka yazmam gerek: “Ey İlhan Kesici, neredesin, bunları söylemek
için bugüne kadar niye bekledin, Meclis Kürsüsü’nü niye
kullanmıyorsun?” Hemen ekleyeyim, sanıyorum CHP’nin bütçe konuşmasını
Kesici yapacak.
Türban-çarşaf olayı
Şimdi tekrar
türban-çarşaf konusuna gelelim sevgili okurlar. Biliyorsunuz CHP’nin bu
yeni açılımına sıcak baktığımı yazmıştım. Elbette bazı okurlar ve hatta
yakın çevremdeki kişiler bile bu desteğe şaşırdıklarını söylediler.
Oysa şunu tekrar belirtmek isterim: “Bir siyasi parti toplumun hiçbir
kesimine düşman gözüyle bakamaz. Görüş, düşünce ve yaşam biçimine karşı
çıksa bile görmezden gelemez. Bu laiklikten taviz değildir.”
Lagendayk Bey de kızmış
İsminin
orjinal yazılışını yazmadım da okunuşunu yazdım bu ‘bey’in. Çünkü
orjinalinden bir şey anlaşılmıyor. AKP’nin hizmetinde Türkiye için her
şeyi söylemeyi kendine hak sayan bu Avrupalı bey “Türban tamam ama
çarşaf olmaz” demiş. Eee pes yani, kaç yıldır AKP’yi ayakta tutmak için
her yerde propaganda yapan bu Avrupalı bey bari buna karışmasın. Ayrıca
çarşafın ne olduğunu bildiğinden bile şüpheliyim ya, neyse.
Yerel seçim heyecanı
Sevgili
okurlar yerel seçimlere sadece 4 ay kaldı. Partilerin adayları,
propaganda yöntemleri ortaya çıkmaya başladı. Bu arada yapılan
anketlerde AKP’nin oylarının düştüğünün görülmesi hesapları da altüst
ediyor. Bir süre öncesine kadar pek çok yerde “Kesin AKP kazanacak”
diye düşünenler bile “Bu seçimler AKP için hayal kırıklığı olabilir”
demeye başladılar.
Büyük kentlerin önemi
Bundan
önce bir iki kere daha yazmıştım. Bu yerel seçimlerde partilerin oy
oranlarından bile daha önem kazanacak konu, bazı yerlerde alınacak
sonuçlar olacaktır. Örneğin, AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesi,
toplamda yüzde 50’nin üzerinde oy alsa bile seçim yorumlarını farklı
hale getirecektir. Aynı şekilde İzmir, Çankaya veya Kadıköy’ün CHP’den
gitmesi de benzer etki yapacaktır.
Büyük kentlerin adayları
Büyük
kentler içinde sadece Ankara adayının kim olduğunu biliyoruz. CHP
burada Murat Karayalçın’ı aday göstermeye karar verdi. Ankara’ya
zamanında iyi hizmetler veren Karayalçın seçilirse mutlaka yine iyi
işler yapacaktır, ama AKP’nin “PKK üzerinden yıpratma”ya girişeceğini
herhalde biliyordur. Karayalçın’ın en büyük handikapı da bu.
İstanbul çok tartışılacak
AKP
sanıyorum biraz da anketlerde düşme eğilimi gösterdiği için olacak
büyük kentlerdeki adaylarını yüreklice açıklayamıyor. Ankara’da Melih
Gökçek, İstanbul’da Kadir Topbaş henüz kesin değil. Gerçi hem 6 yıldır
iktidarda olan hem de büyümekten çok şişen her partinin bu tür
kargaşalar yaşaması çok normal.
CHP ne yapacak?
CHP
de Ankara dışındaki büyük kentlerde henüz bir karara varamadı. İstanbul
için ismi geçenleri biliyoruz ama karar henüz belli değil. Tabii karar
vermek de çok zor. Sanıyorum Baykal ve kurmayları da propaganda
döneminde etkili olacak, CHP’li olmayanların bile ilgisini çekecek bir
isim üzerinde uzlaşmakta hayli zorluk çekiyorlardır.
Hepinize iyi haftalar dilerim
***
Karanlığı lanetlemektense, bir mum yakın.
Konfüçyüs
Can ATAKLI- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz