3 büyük şehrin adayları ve şansları
1 sayfadaki 1 sayfası
3 büyük şehrin adayları ve şansları
AKP’de geri sayım sürüyor.
Hafta sonunu bulmadan büyükşehir adayları belli oluyor.
Başbakan’a göre aday belirleme yöntemi yapılacak olan temayül yoklaması.
Peki bu yoklamalardan kim mi çıkar?
Gerçekten belirleyici ahali olursa Ankara’da Melih Gökçek’in adaylığı yüzde 99 değil yüzde 100 olur.
Öyle, çünkü Gökçek başkentte hâlâ bir fenomen.
Ankara’da
Melih beyi aşabilecek tek siyasi isim Tayyip Erdoğan olabilir ki o da
malum Başbakan’dır, yani belediye başkanlığına aday değil.
Turgut Altınok olamaz mı diye sorarsanız vereceğim cevap şudur:
Altınok gerçekten dürüst, namuslu ve başarılı bir adamdır.
Dahası Tayyip beyin ona bir vefa borcu da var ama büyükşehire adaylığı çok zor.
Öyle, çünkü AKP’nin Murat Karayalçın’ı Turgut beyle geçme şansı hiç olamaz.
Gelelim AKP’nin İstanbul adayına?
Bir sürü isim zikrediliyorsa da şanslı olan yine Kadir Topbaş’tır.
Kadir beyi şanslı kılan da çelebi kişiliği, yolsuzlukla anılıyor olmaması ve Tayyip beye olan aşırı bağlılığıdır.
Topbaş’ın dezavantajı ise sağlığıyla ilgili olarak yapılan spekülasyonlardır.
AKP’nin İzmir adayı ise meçhuldür.
Partinin İzmir için aylardır aday aradığı gazetelere haber olmuştu.
Merkez
sağ tandanslı bir politikacıdan, başarılı bir işadamından ve tanınmış
bir sanatçıdan söz edildi, ama henüz sızan bir şey yok.
Bize göre AKP için sürprize en açık yer İzmir olacak.
Gelelim CHP’ye?
CHP Ankara’da bulabileceği en iyi adayı bulmuştur.
Hiçbir isim Murat Karayalçın’dan daha ideal olamazdı. Gökçek’le ancak o mücadele edebilir.
İzmir’de
ise mevcut başkanla CHP teşkilatının sorunları var. Baykal da henüz
kararsız. Aziz bey dürüst ancak karizması sorgulanıyor!
Dolayısıyla CHP, AKP’nin adayını görmeden İzmir’in adayını açıklamayacağa benziyor.
İstanbul adayının kim olacağına gelince?
İstanbul’u
almak CHP için silkiniş ve de AKP’nin çöküş sürecinin başlangıcı
olacaktır. Bunun için de uygun adayın belirlenmesi fevkalade önem
taşımaktadır. Biz CHP’nin İstanbul’da yeni açılımlar ekseninde bir aday
göstereceği kanaatindeyiz. Öyle, çünkü aksi takdirde yapılan
açılımların bir hükmü olmaz. Deniz bey merkez ve sağındaki seçmenin de
oy verebileceği ve adeta milli mutabakatın adayı olacak bir ismi ilan
edecek diye düşünüyoruz.
Peki böyle bir isim bulunabilir mi?
Bulunur.
Bulunması bir yana, bu isim aslında CHP’nin elinin altında!
MHP
ise malum Ankara’da Mansur beyi, İzmir’de İl Başkanı Musavat
Dervişoğlu’nu gösterecek. İstanbul içinse reklamcı Alinur’dan Haluk
Ulusoy’a kadar pek çok ismin adı geçiyor.
Gelelim şans ibresine:
Geçtiğimiz
seçimlere bakıldığında AKP Ankara ve İstanbul’da çok öndedir. Buna
mukabil CHP’nin de İzmir’de bariz bir üstünlüğü var.
Peki bu seçimde ne mi olur?
Ankara’da
500 bine yakın farkı Murat bey kapatabilir mi bilmem, keza İzmir’de CHP
lehine olan farkı AKP kapatabilir mi, onu da bilmem, ama İstanbul’da
var olan fark iyi bir adayla kapatılabilir. Benim seçimdeki genel
beklentim AKP ve ona alternatif olan diye siyah-beyaz misali bir
cepheleşmenin olacağıdır.
SAMİMİ GÖRÜŞ...
Cumhuriyet gazetesinden açıklama!
Cumhuriyet
gazetesi ekler sorumlusu Berat Günçıkan’dan açıklama geldi. Açıklamada
itiraf etmeliyim ki Cumhuriyet adına bizi sevindiren ifadeler var.
Bunları keyifle yayımlıyorum, zira Cumhuriyet gazetesi son süreçte
gerçekten milli ve dik duruyor. Tamam Günçıkan’ın şahsi görüşleri
sadece kendini bağlasa da ahali böylesi konjonktürde bunu gazeteye
fatura edebilir... Dolayısıyla biz Cumhuriyet böyle şeylerden yara
almasın isteriz. İşte Günçıkan’ın gönderdiği açıklamanın özeti: “Sizin
Bekir Sıtkı Gürel tarafından yanıltıldığınızı düşünüyorum. Evet ben
sizin yazınızdan sonra Güral’la telefonda görüştüm, ancak o ifadeleri
kullanmadım. Bana atfedilen o diyaloglar gazeteci diyaloğu olamaz.
Adeta örgüt sözcüsü gibi davranmayı ahlak dışı bulurum. Bayrağımız
bağımsızlığımızın simgesi ve özgürlüğümüzün timsalidir. Ben bayrağımıza
saygısızlık etmeyeceğim gibi kardeşi kardeşe kırdıran terörist Öcalan’ı
asla savunmam...” Bazılarımız; Berat hanım Google’a aylar önce giren o
malum sözleri sebebiyle Cumhuriyet yönetiminden zılgıt yedi, o da şimdi
viraj alıyor diyebilir. Hayır biz bu sözleri ve açıklamaları Berat
hanımın son samimi görüşü olarak kayda geçiriyoruz. Dün dündür, bugün
de bugün! Yarına Allah kerim!
ÖLÇÜ KAÇMASIN...
Kurban derisi ve CHP
Bakın
ben tahminle konuşmuyor, muhafazakâr medyada çalıştığım için yakından
biliyorum. Türkiye’de kurban derilerinin bir bölümü siyasal İslam’ın
finansmanında kullanılıyor. Dahası, vekâleten kesilen kurbanlar da
öyle. Dolayısıyla ben ısrarla derilerin Türk Hava Kurumu’na
verilmesinin gereğini haykırıyorum. Bunun için de samimi olan bütün
Müslümanları meçhul yerlere değil malum olana, yani Milli Havacılık
Sanayimize bağışta bulunmalarını öneriyorum. Ben öyle yapacağım... Bu
arada örtünme bağlamındaki açılımına destek olduğum CHP’nin bu konudaki
tutumu ya da esnemesini de tebessümle izliyorum. Hele hele bunun için
Yılmaz Ateş’in Vakit gazetesi gibi bir mevkuteye özel demeç vermesini
de yadırgıyorum. CHP özgürlükleri ve Müslümanlığı elbette savunacak,
ama savunulacak olan emperyalizmin İslam’ı değil Muhammed (as)’ın
İslam’ı olmalı. CHP açılım derken ölçüyü kaçırmamalı...
HATIRLATMA..
Erdoğan-Gül ayrılığının fotoğrafı ve alkış!
Adı:
Abdullah Karakuş. Milliyet Gazetesinin Başbakanlık Muhabiri. Başbakan
Erdoğan tarafından askeri yönetimlerde bile görülmeyecek bir metotla
aforoz edilip akreditasyon uygulanan, yani zenci statüsüne sokulan
gazeteci... İşte bu gazeteci iki gün önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
özel davetine icabet ederek Cumhurbaşkanlığı uçağı ile Türkmenistan’a
gitti. Evet yanlış okumadınız, Cumhurbaşkanı Gül, Tayyip Erdoğan’ın
kovduğu gazeteciyi sahiplendi ve uçağına davet etti. Önce bu tavrından
ötürü zaman zaman eleştirdiğimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah
Gül’ü alkışladığımızı hemen belirtelim. Doğruya doğru Abdullah bey
Tayyip Erdoğan’a kıyasla gerçekten daha esnek ve demokrat... Bu
vesileyle işaret edeceğimiz bir husus da Cumhurbaşkanı ile Başbakan
arasında sorun yok diyenlere bu fotoğrafı hatırlatmak olacaktır. Sahi
nedir bunun anlamı? Başbakan’ın alenen dışladığı, üstelik
Cumhurbaşkanlığı uçağına binmesi basın protokolü gereği mümkün olmayan
bir muhabirin Gül tarafından özel konuk olarak davet edilmesinin bir
mesajı yok mudur? Kör gözlerin merceğine!
Hafta sonunu bulmadan büyükşehir adayları belli oluyor.
Başbakan’a göre aday belirleme yöntemi yapılacak olan temayül yoklaması.
Peki bu yoklamalardan kim mi çıkar?
Gerçekten belirleyici ahali olursa Ankara’da Melih Gökçek’in adaylığı yüzde 99 değil yüzde 100 olur.
Öyle, çünkü Gökçek başkentte hâlâ bir fenomen.
Ankara’da
Melih beyi aşabilecek tek siyasi isim Tayyip Erdoğan olabilir ki o da
malum Başbakan’dır, yani belediye başkanlığına aday değil.
Turgut Altınok olamaz mı diye sorarsanız vereceğim cevap şudur:
Altınok gerçekten dürüst, namuslu ve başarılı bir adamdır.
Dahası Tayyip beyin ona bir vefa borcu da var ama büyükşehire adaylığı çok zor.
Öyle, çünkü AKP’nin Murat Karayalçın’ı Turgut beyle geçme şansı hiç olamaz.
Gelelim AKP’nin İstanbul adayına?
Bir sürü isim zikrediliyorsa da şanslı olan yine Kadir Topbaş’tır.
Kadir beyi şanslı kılan da çelebi kişiliği, yolsuzlukla anılıyor olmaması ve Tayyip beye olan aşırı bağlılığıdır.
Topbaş’ın dezavantajı ise sağlığıyla ilgili olarak yapılan spekülasyonlardır.
AKP’nin İzmir adayı ise meçhuldür.
Partinin İzmir için aylardır aday aradığı gazetelere haber olmuştu.
Merkez
sağ tandanslı bir politikacıdan, başarılı bir işadamından ve tanınmış
bir sanatçıdan söz edildi, ama henüz sızan bir şey yok.
Bize göre AKP için sürprize en açık yer İzmir olacak.
Gelelim CHP’ye?
CHP Ankara’da bulabileceği en iyi adayı bulmuştur.
Hiçbir isim Murat Karayalçın’dan daha ideal olamazdı. Gökçek’le ancak o mücadele edebilir.
İzmir’de
ise mevcut başkanla CHP teşkilatının sorunları var. Baykal da henüz
kararsız. Aziz bey dürüst ancak karizması sorgulanıyor!
Dolayısıyla CHP, AKP’nin adayını görmeden İzmir’in adayını açıklamayacağa benziyor.
İstanbul adayının kim olacağına gelince?
İstanbul’u
almak CHP için silkiniş ve de AKP’nin çöküş sürecinin başlangıcı
olacaktır. Bunun için de uygun adayın belirlenmesi fevkalade önem
taşımaktadır. Biz CHP’nin İstanbul’da yeni açılımlar ekseninde bir aday
göstereceği kanaatindeyiz. Öyle, çünkü aksi takdirde yapılan
açılımların bir hükmü olmaz. Deniz bey merkez ve sağındaki seçmenin de
oy verebileceği ve adeta milli mutabakatın adayı olacak bir ismi ilan
edecek diye düşünüyoruz.
Peki böyle bir isim bulunabilir mi?
Bulunur.
Bulunması bir yana, bu isim aslında CHP’nin elinin altında!
MHP
ise malum Ankara’da Mansur beyi, İzmir’de İl Başkanı Musavat
Dervişoğlu’nu gösterecek. İstanbul içinse reklamcı Alinur’dan Haluk
Ulusoy’a kadar pek çok ismin adı geçiyor.
Gelelim şans ibresine:
Geçtiğimiz
seçimlere bakıldığında AKP Ankara ve İstanbul’da çok öndedir. Buna
mukabil CHP’nin de İzmir’de bariz bir üstünlüğü var.
Peki bu seçimde ne mi olur?
Ankara’da
500 bine yakın farkı Murat bey kapatabilir mi bilmem, keza İzmir’de CHP
lehine olan farkı AKP kapatabilir mi, onu da bilmem, ama İstanbul’da
var olan fark iyi bir adayla kapatılabilir. Benim seçimdeki genel
beklentim AKP ve ona alternatif olan diye siyah-beyaz misali bir
cepheleşmenin olacağıdır.
SAMİMİ GÖRÜŞ...
Cumhuriyet gazetesinden açıklama!
Cumhuriyet
gazetesi ekler sorumlusu Berat Günçıkan’dan açıklama geldi. Açıklamada
itiraf etmeliyim ki Cumhuriyet adına bizi sevindiren ifadeler var.
Bunları keyifle yayımlıyorum, zira Cumhuriyet gazetesi son süreçte
gerçekten milli ve dik duruyor. Tamam Günçıkan’ın şahsi görüşleri
sadece kendini bağlasa da ahali böylesi konjonktürde bunu gazeteye
fatura edebilir... Dolayısıyla biz Cumhuriyet böyle şeylerden yara
almasın isteriz. İşte Günçıkan’ın gönderdiği açıklamanın özeti: “Sizin
Bekir Sıtkı Gürel tarafından yanıltıldığınızı düşünüyorum. Evet ben
sizin yazınızdan sonra Güral’la telefonda görüştüm, ancak o ifadeleri
kullanmadım. Bana atfedilen o diyaloglar gazeteci diyaloğu olamaz.
Adeta örgüt sözcüsü gibi davranmayı ahlak dışı bulurum. Bayrağımız
bağımsızlığımızın simgesi ve özgürlüğümüzün timsalidir. Ben bayrağımıza
saygısızlık etmeyeceğim gibi kardeşi kardeşe kırdıran terörist Öcalan’ı
asla savunmam...” Bazılarımız; Berat hanım Google’a aylar önce giren o
malum sözleri sebebiyle Cumhuriyet yönetiminden zılgıt yedi, o da şimdi
viraj alıyor diyebilir. Hayır biz bu sözleri ve açıklamaları Berat
hanımın son samimi görüşü olarak kayda geçiriyoruz. Dün dündür, bugün
de bugün! Yarına Allah kerim!
ÖLÇÜ KAÇMASIN...
Kurban derisi ve CHP
Bakın
ben tahminle konuşmuyor, muhafazakâr medyada çalıştığım için yakından
biliyorum. Türkiye’de kurban derilerinin bir bölümü siyasal İslam’ın
finansmanında kullanılıyor. Dahası, vekâleten kesilen kurbanlar da
öyle. Dolayısıyla ben ısrarla derilerin Türk Hava Kurumu’na
verilmesinin gereğini haykırıyorum. Bunun için de samimi olan bütün
Müslümanları meçhul yerlere değil malum olana, yani Milli Havacılık
Sanayimize bağışta bulunmalarını öneriyorum. Ben öyle yapacağım... Bu
arada örtünme bağlamındaki açılımına destek olduğum CHP’nin bu konudaki
tutumu ya da esnemesini de tebessümle izliyorum. Hele hele bunun için
Yılmaz Ateş’in Vakit gazetesi gibi bir mevkuteye özel demeç vermesini
de yadırgıyorum. CHP özgürlükleri ve Müslümanlığı elbette savunacak,
ama savunulacak olan emperyalizmin İslam’ı değil Muhammed (as)’ın
İslam’ı olmalı. CHP açılım derken ölçüyü kaçırmamalı...
HATIRLATMA..
Erdoğan-Gül ayrılığının fotoğrafı ve alkış!
Adı:
Abdullah Karakuş. Milliyet Gazetesinin Başbakanlık Muhabiri. Başbakan
Erdoğan tarafından askeri yönetimlerde bile görülmeyecek bir metotla
aforoz edilip akreditasyon uygulanan, yani zenci statüsüne sokulan
gazeteci... İşte bu gazeteci iki gün önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
özel davetine icabet ederek Cumhurbaşkanlığı uçağı ile Türkmenistan’a
gitti. Evet yanlış okumadınız, Cumhurbaşkanı Gül, Tayyip Erdoğan’ın
kovduğu gazeteciyi sahiplendi ve uçağına davet etti. Önce bu tavrından
ötürü zaman zaman eleştirdiğimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah
Gül’ü alkışladığımızı hemen belirtelim. Doğruya doğru Abdullah bey
Tayyip Erdoğan’a kıyasla gerçekten daha esnek ve demokrat... Bu
vesileyle işaret edeceğimiz bir husus da Cumhurbaşkanı ile Başbakan
arasında sorun yok diyenlere bu fotoğrafı hatırlatmak olacaktır. Sahi
nedir bunun anlamı? Başbakan’ın alenen dışladığı, üstelik
Cumhurbaşkanlığı uçağına binmesi basın protokolü gereği mümkün olmayan
bir muhabirin Gül tarafından özel konuk olarak davet edilmesinin bir
mesajı yok mudur? Kör gözlerin merceğine!
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz