CHP’nin kara çarşaf ve şalvar açılımlarına karşı çıktığım için Baykal’a kayıtsız şartsız bağlı yüzlerce CHP’liden hakaret ve aşağılama içeren yorumlar alıyorum.

İnternetten gelen elektronik mektuplara yanıt yazarak anlatıyorum derdimi de bizim gazetenin internet sitesinde, benim yazımın altına yazılan hakaretler karşısında çaresiz kalıyorum. Çünkü o yorumlara aynı platformda yanıt verme şansım yok.

Bu nedenle sadece dünkü yazımın altına yapılan aleyhte yorumlardan bazılarına yanıt verme ihtiyacı duydum...

Okuyun ve CHP’nin “kara çarşaf”a bile tahammüllü tabanının, karşı görüşe ne kadar saygılı (!) olduğunu görün:

***

Aydın Havası: CHP’lileri de kaçtırdın, küstürdün. Eeee, kim kaldı yanında?

Yanıt: Yanlış yaptığını düşündüğüm babam olsa, düşündüklerimi yazarım. Saygı duymayacağım kalabalıklarla birlikte olmaktansa, onurlu yalnızlığım bana haz verir! Size de tavsiye ederim.

Rızacan Gürel: Bu konudan asıl nemalanan siz oldunuz. Sırf prim yapmak için yazıyorsunuz. ‘Yazarlar ne yazdığı gibi düşünürler, ne de düşündüğü gibi yazarlar’ derler. Doğru.

Yanıt: CHP’nin kara çarşafa sahip çıkmasına muhalefet etmek, bir yazarı nemalandırmaz... Tam tersine, bu olayda çok sayıda okurumla ters de düşmüş olabilirim. Amacım “prim yapmak” olsaydı CHP yönetimine yakın durarak bir belediye başkanlığı kapardım! Yazarlar konusundaki tanımınıza gelince... Her yazarı aynı kefeye koyan okurlara ne derler peki?

Tuzsuz Light Bekir (AKP’li): N’oldu, CHP’lileri de kaybetmişsin? Ateş püskürüyorlar sana. İnsan kaybetmek mi, kazanmak mıdır asıl olan. Gazetecilik okullarında okutulmalısın tez elden!

Yanıt: Kına ister misin Tuzsuz? AKP’yi eleştirdiğim her yazımın altına yorum girerek beni “CHP yalakalığı” yapmakla suçlayan sen değil miydin? Gördüğün gibi CHP’nin yanlışlarını da dile getirebiliyormuşum! İnsan kaybetmek ya da kazanmak gibi bir derdim de hiçbir zaman olmadı. Çünkü babamdan, “dürüst olmayı başardığım sürece, yalnız kalmayacağımı” öğrendim!

Akredite Yorumcu: Ekibinizi mi dağıttınız? Güzel yazılar çıkarken çok sallama yazılar yazıyorsunuz!

Yanıt: Herhalde yazarların 10-15 kişilik danışman-asistan sekreter ordusuyla çalıştığını sanıyorsunuz... Oysa ben, telefonlarıma bile kendim bakacak kadar tek tabancayım. “Sallama yazı”dan kastınız, sizin beğenmediklerinizse... Beğendiklerinizin listesini gönderin, ona göre yazayım!

Saliha Tok: Sizi çok pohpohlamışlar ama kağıttan kaplansınız. Cesaretsiz, egolarını aşamayan, tek düze. Belki gerçekte hiç yoksunuz. Bir kez bile TV’de görmedik sizi. Ama fikir sahibi olmak gerekir oralara çıkmak için. Oysa siz ucuz olanı seçiyorsunuz.

Yanıt: Yazdıklarınızı özellikle ablamın okumasını istedim... Çünkü bana hep “Fazla cesursun, sen mi kurtaracaksın bu ülkeyi. Biraz alttan al” deyip duruyor. Gerçekte olup olmadığımı anlamak istiyorsanız buyurun gazeteye gelin. Her gün en az 1-2 kanaldan davet almama rağmen, televizyonlara çıkmıyorum. Bütün televizyoncu arkadaşlar da bunu bilir. Bu köşede tüm görüşlerimi özgürce dile getirme olanağım varken medya maymunu olmaya ihtiyacım yok!

Hanzade Toups: Baykal tutarsız, siz ondan da betersiniz!

Yanıt: Tutarsız olduğum konuları yazıp, beni rezil edin. Yazamazsınız, canınız sağ olsun!

Alp Cevizci: Ön yargılısınız... Önerilerinizi bekliyoruz karşı çıkmak en kolayı...

Yanıt: Yaygın ama yanlış bir beklenti içindesiniz. Gazetecinin görevi ayna tutmaktır. Eleştiri, ayna tutmanın ta kendisidir. Öneride bulunmak ise “siyaset yapmaya” girer. Buna rağmen, her yazımı sonuna kadar okursanız, tümüyle “önerisiz” olmadıklarını görürsünüz!

Ayfer San: Size bırakırsak yüzde 1 olur CHP. Gölge etme, başka ihsan istemez!

Yanıt: Bugüne kadar Atatürk ilkelerini savunduğunu öne süren bir partinin, kara çarşafa sarılmadığı zaman yüzde 1’e düşeceğini söylemenizi, gerçek CHP’lilere yapılmış saygısızlık olarak görüyorum!

Okan Erdem: Bu halk bundan anlıyor kardeşim. Baykal da gereğini yapıyor. Tayyip yapınca iyi de Baykal yapınca mı kötü?

Yanıt: Başbakan yapınca, ne zaman iyi dedim? Bu mantık, çağdaş bir insana yakışmamış. Yazık!

Harun Altun: Senin gibi dostu olanın, düşmana ne ihtiyacı var? CHP’li sevenlerini uzaklaştırdın kendinden. Bunu başarmak da zeka işi!

Yanıt: Haklısınız... Hiçbir zaman “takiye” yapacak kadar zeki olmadım. CHP’li sevenlerim, eğer CHP’den kişisel bir çıkar peşinde koşmuyorlarsa, ne dediğimi çok iyi anlıyorlar... Keşke siz de anlayabilseydiniz!

Dengir Şaban: Faşizan yazılar yazıyor bu adam yahu!

Yanıt: Çakma Şaban... Faşistliğin âlâsını yapan sensin... Eleştirdik ya gaz odasına gönderseydin bari!



***



GÜNÜN SORUSU

Yaşar Kemal’i dün devlet ricalinin karşısında izlerken ne hissetiniz?