Türkiye'nin çöken AB sevdası
1 sayfadaki 1 sayfası
Türkiye'nin çöken AB sevdası
Gerçeğe ulaşmak için şu üç soru üstünde biraz düşünelim:
Avrupa Birliği yöneticilerinin yaptığı Türkiye tarifi nedir?
AB yöneticileri; Türkiye'yi dünyada nereye koymaktadır?
AB için Türkiye'nin konumu nedir?
Soruların cevabını çok basit olarak yine Avrupalı yöneticilerin ağzından verelim:
-Türkiye; Avrupa dışında bir ülkedir.
-Türkiye, Avrupa'nın komşusudur.
-AB için Türkiye; iliştirilmiş ülkedir.
Özellikle son tespit; AB muktesabatına açıkça girmiştir. 'Türkiye AB'ye alınmasa bile Avrupa'ya sıkı biçimde bağlanması gereken ülkedir.'
Ne demektir bu?
-Türkiye, AB'ye alınmayacak ama sıkı biçimde AB'nin kontrolü altında tutulacaktır.
2004 yılı sonlarında AB'ye girdik diye bayram yapmaya başlamıştık. O sıralar biz, sürekli olarak; 'Bu AB bizi içine almaz; yaptığı şey; bizi kontrol etmek ve kendi çıkarı için kullanmaktır.' diye yazıyorduk.
Şu çok bilmiş liberal demokratlar ile Fethullahçılar, 'AB çok iyidir; AB yönetimi çok iyi niyetlidir. Biz görevimizi yapalım, hemen bizi içeri alacaklar!' diyerek kamuoyunu yönlendiriyorlardı.
Geldiğimiz nokta bellidir: Avrupa Birliği; Türkiye'ye hiçbir kapıyı açmamıştır; hiçbir umut vermemiştir. Buna karşın; kendi kötü niyetini Türkiye tarafına yıkmaktadır. Hala AB'nin kalemşorları bu kötü niyeti perdelemeye çalışmaktadırlar.
İşin acıklı tarafı daha başka: Türkiye bu AB hayali ile çok şey yitirdi: terör terörünün yeniden canlanması için gereken ortam yaratıldı. Terör suç olmaktan çıkartılıp bir demokrasi kuralı haline getirildi.
Kıbrıs; Türkiye'nin elinden alındı. Kıbrıs Rum kesimi; bütün Kıbrıs'ın tek hükümeti yapıldı. Böylece Türdkiye'nin güneyden kuşatılması tamamlandı. Akdeniz'deki Türkiye'nin çıkarları ortadan kaldırıldı.
4 yıl önce 'AB'ye girdik!' diyerek Ankara'da gündüz gözü havai fişek patlatanlar, neredeler?
Onlara; 'Büyük AB kahramanları!' diye yağ çeken şu bildik liberal çıkarcı tayfa nerede?
Kaybeden Türkiye oldu; kazan ise Yunanistan ve Kıbrıs Rumları....
Sanıyorum ki hükümet içinden bazı isimler de bu gerçeğin farkına vardılar ki AB'ye karşı artık daha dik durmaya başladılar. Bu tavır da gönüllü AB hizmetkarlarını sinirlendiriyor.
PAPADOPULOS GERÇEĞİ
Ben bu yazarı yazarken Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis; Lefkoşa'da idi...
Hem de iktidarı sallantıda iken...
Yunanistan ana muhalefet partisi milliyetçi sol PASOK Lideri Yorgo Papandreu da Lefkoşa'da. Ve Yunanistan Meclis'i de burada.
Lefkoşa'da üç günlük yas ilan edilmiş durumda.
Sebebi belli: Eski Kıbrıs Rum liderlerinden Papadopulos ölmüş; onu kaldırıyorlar.
Papadopulos, eli kanlı bir adamdı.
Türk kanı akıtmakla ünlü birisiydi.
AB'nin desteklediği ünlü Annan Planı'na 2004'te hayır dedirtmişti.
O günleri hatırlayın: Bu plana karşı çıkan Rauf Denktaş'a ise Başbakan Erdoğan etmediğini bırakmıyordu.
Sonuçta Papadopulos'un dediği oldu.
O zamana kadar iki devlet bulunan Kıbrıs'ta artık tek devlet var: Kıbrıs Devleti. Yani Rumlar; adanın tek hakimi oldular.
Bugün Güney Kıbrıs'taki Rumlar ağlıyor ama bu gözyaşları Papadopulos'un arkasından teşekkür gözyaşları... Bize Kıbrıs'ı verdin; tek devleti verdin; Türk devletini de ortadan kaldırdın; diyerek mutluluk gözyaşı döküyorlar.
Kostas Karamanlıs, bunca sıkışmışlığına karşın; Lefkoşa'ya gidip onun anısına hürmetlerini sunuyor.
Yunan muhalefeti de öyle...
Türkiye tarafı; Kıbrıs elimizden giderken; 'Son elli yılın en büyük dış politika zaferini kazandık!' diyordu. Halbuki zaferi kazanran Papadopulos idi...
Adam, Rumlardan gelen o saygıyı gerçekten hak etti.
KKTC'yi ortadan kaldırdı.
Hem de tek kurşun atmadan.
Kendisinin cumhurbaşkanı olduğunu kendisi bile kabul etmeyen Talat gibi bir Kıbrıslıyı da kullanarak adım adım hedefe doğru yürüdü.
Eski çeteci; kasap Papadopulos bugün büyük bir saygıyla uğurlanıyorsa, bize düşen de Rum milliyetçiliğinin nasıl ortak hareket ettiğini görmektir.
Umuyorum ki bu gerçeği Başbakan Erdoğan da artık görmeye başlamıştır.
Rauf Denktaş'a çok haksızlık ettiğimizi acaba anlayabiliyor muyuz?
Avrupa Birliği yöneticilerinin yaptığı Türkiye tarifi nedir?
AB yöneticileri; Türkiye'yi dünyada nereye koymaktadır?
AB için Türkiye'nin konumu nedir?
Soruların cevabını çok basit olarak yine Avrupalı yöneticilerin ağzından verelim:
-Türkiye; Avrupa dışında bir ülkedir.
-Türkiye, Avrupa'nın komşusudur.
-AB için Türkiye; iliştirilmiş ülkedir.
Özellikle son tespit; AB muktesabatına açıkça girmiştir. 'Türkiye AB'ye alınmasa bile Avrupa'ya sıkı biçimde bağlanması gereken ülkedir.'
Ne demektir bu?
-Türkiye, AB'ye alınmayacak ama sıkı biçimde AB'nin kontrolü altında tutulacaktır.
2004 yılı sonlarında AB'ye girdik diye bayram yapmaya başlamıştık. O sıralar biz, sürekli olarak; 'Bu AB bizi içine almaz; yaptığı şey; bizi kontrol etmek ve kendi çıkarı için kullanmaktır.' diye yazıyorduk.
Şu çok bilmiş liberal demokratlar ile Fethullahçılar, 'AB çok iyidir; AB yönetimi çok iyi niyetlidir. Biz görevimizi yapalım, hemen bizi içeri alacaklar!' diyerek kamuoyunu yönlendiriyorlardı.
Geldiğimiz nokta bellidir: Avrupa Birliği; Türkiye'ye hiçbir kapıyı açmamıştır; hiçbir umut vermemiştir. Buna karşın; kendi kötü niyetini Türkiye tarafına yıkmaktadır. Hala AB'nin kalemşorları bu kötü niyeti perdelemeye çalışmaktadırlar.
İşin acıklı tarafı daha başka: Türkiye bu AB hayali ile çok şey yitirdi: terör terörünün yeniden canlanması için gereken ortam yaratıldı. Terör suç olmaktan çıkartılıp bir demokrasi kuralı haline getirildi.
Kıbrıs; Türkiye'nin elinden alındı. Kıbrıs Rum kesimi; bütün Kıbrıs'ın tek hükümeti yapıldı. Böylece Türdkiye'nin güneyden kuşatılması tamamlandı. Akdeniz'deki Türkiye'nin çıkarları ortadan kaldırıldı.
4 yıl önce 'AB'ye girdik!' diyerek Ankara'da gündüz gözü havai fişek patlatanlar, neredeler?
Onlara; 'Büyük AB kahramanları!' diye yağ çeken şu bildik liberal çıkarcı tayfa nerede?
Kaybeden Türkiye oldu; kazan ise Yunanistan ve Kıbrıs Rumları....
Sanıyorum ki hükümet içinden bazı isimler de bu gerçeğin farkına vardılar ki AB'ye karşı artık daha dik durmaya başladılar. Bu tavır da gönüllü AB hizmetkarlarını sinirlendiriyor.
PAPADOPULOS GERÇEĞİ
Ben bu yazarı yazarken Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis; Lefkoşa'da idi...
Hem de iktidarı sallantıda iken...
Yunanistan ana muhalefet partisi milliyetçi sol PASOK Lideri Yorgo Papandreu da Lefkoşa'da. Ve Yunanistan Meclis'i de burada.
Lefkoşa'da üç günlük yas ilan edilmiş durumda.
Sebebi belli: Eski Kıbrıs Rum liderlerinden Papadopulos ölmüş; onu kaldırıyorlar.
Papadopulos, eli kanlı bir adamdı.
Türk kanı akıtmakla ünlü birisiydi.
AB'nin desteklediği ünlü Annan Planı'na 2004'te hayır dedirtmişti.
O günleri hatırlayın: Bu plana karşı çıkan Rauf Denktaş'a ise Başbakan Erdoğan etmediğini bırakmıyordu.
Sonuçta Papadopulos'un dediği oldu.
O zamana kadar iki devlet bulunan Kıbrıs'ta artık tek devlet var: Kıbrıs Devleti. Yani Rumlar; adanın tek hakimi oldular.
Bugün Güney Kıbrıs'taki Rumlar ağlıyor ama bu gözyaşları Papadopulos'un arkasından teşekkür gözyaşları... Bize Kıbrıs'ı verdin; tek devleti verdin; Türk devletini de ortadan kaldırdın; diyerek mutluluk gözyaşı döküyorlar.
Kostas Karamanlıs, bunca sıkışmışlığına karşın; Lefkoşa'ya gidip onun anısına hürmetlerini sunuyor.
Yunan muhalefeti de öyle...
Türkiye tarafı; Kıbrıs elimizden giderken; 'Son elli yılın en büyük dış politika zaferini kazandık!' diyordu. Halbuki zaferi kazanran Papadopulos idi...
Adam, Rumlardan gelen o saygıyı gerçekten hak etti.
KKTC'yi ortadan kaldırdı.
Hem de tek kurşun atmadan.
Kendisinin cumhurbaşkanı olduğunu kendisi bile kabul etmeyen Talat gibi bir Kıbrıslıyı da kullanarak adım adım hedefe doğru yürüdü.
Eski çeteci; kasap Papadopulos bugün büyük bir saygıyla uğurlanıyorsa, bize düşen de Rum milliyetçiliğinin nasıl ortak hareket ettiğini görmektir.
Umuyorum ki bu gerçeği Başbakan Erdoğan da artık görmeye başlamıştır.
Rauf Denktaş'a çok haksızlık ettiğimizi acaba anlayabiliyor muyuz?
Rıza ZELYUT- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 164
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : zelyut@gunes.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz