DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MEHMET ÂKİF'İN SIRLARI

Aşağa gitmek

MEHMET ÂKİF'İN SIRLARI Empty MEHMET ÂKİF'İN SIRLARI

Mesaj tarafından Hulki CEVİZOĞLU 2008-12-26, 10:25

MEHMET ÂKİF'İN SIRLARI

Yarın İstiklal Şairimizin ölüm yıldönümü.
Mehmet Akif Ersoy, 72 yıl önce 1936’da karaciğer kanserinden vefat etmişti.
Atatürk gibi o da kısa bir süre İttihat ve Terakki’ci olmuştu.

ÂKİF MISIR’A NİÇİN GİTTİ?..
Pek çok konuda
olduğu gibi, 72 yıl boyunca Mehmet Âkif Ersoy da, siyasal çekişmelerde
taraf yapılmak istenmiş, onun üzerinden oy avcılığı yapılmıştı.
Hani
deniyor ya, “Atatürk’ün arkasına gizlenmeyin” “Atatürk’ü kendi
çıkarlarınıza alet etmeyin” diye.. Son çıkan bir kitap, Mehmet Âkif’in
siyasete nasıl alet edildiğini gösteriyor.
Kubbealtı Yayınlarından çıkan “Mehmed Âkif, Hüzünlü Bir yolculuk” adlı kitabın yazarı Hicran Göze.
Şimdi bu eserden yararlanarak hem Âkif’i analım, hem de kimi tartışmalara açıklık getirelim.
Kasım
ayı sonunda Şapka Devrimi’nin yıldönümü nedeniyle yıllanmış bir iddia
da gündeme gelmişti: “İskilipli Atıf Hoca şapka giymediği için idam
edildi!..”
Bunun yalan olduğu Ceviz Kabuğu’nda belgeleriyle ortaya
konmuştu. Bu yalanı sürdürenler, Mehmet Âkif’i de örnek gösteriyor ve
“Âkif, Atatürk’ün Şapka Devrimi’ne karşı olduğu için Mısır’a gitti”
diyorlardı.
Yazar Hicran Göze’nin kitabı bu iddiayı şöyle çürütüyor:
“...
bütün bunlar onu aslâ devleti ile kavgaya sokmamış, ne şiir ne de nesir
olarak ağzından tek bir hakaret sözü çıkmıştı.(...) Mısır’a gidişi
belki de kendisini o kavgalarda taraf yaparak, kullanmak isteyenlerden
uzaklaşmak içindi. Üniversite profesörleri dâhil bütün memurların şapka
giymeye mecbur edildiği o günlerde Âkif, ’Kafanın içi mühim’diyerek
kasketi de, şapkayı da hemen giyivermişti.” (s.54)

ÂKİF’İN TÜRKÇE KUR’AN’INI KİM YAKTI?..
Mehmet
Âkif, Mustafa Kemal’in kendisinden istediği Kur’an-ı Kerim Meâli’ni
niçin vermemişti?.. “Kur’an Türkçe okunmasın” diye mi yakmıştı meâlini?
Hicran Göze’nin çok ilginç bilgilere yer verdiği kitabı bunun yanıtını şöyle veriyor:
“...
ezanın Türkçe olarak okunmasının pek çok karşı çıkışa rağmen iyice
yerleşmesi, Âkif’i Kur’an namına korkutmuş; kendisinin o çok güzel
meâlinin Kur’an’ın yerine geçebileceği endişesini artırmıştı. Çok
sevdiği talebelerinden, Neyzen Tevfik’in kardeşi, Pendik Bakteriyoloji
Enstitüsü Müdürü Baytar Şefik Kolaylı’nın 31 Aralık 1950 Pazar günü
Ankara Halkevi’nde yapılan Mehmed Âkif’i Anma Günü’nde, Âkif’ten
naklettiği bu sözler onun bu meâli vermemesine sebep olan
hassasiyetinin kaynağının ne olduğunu açıklamaktadır:
Tercüme güzel
oldu, hattâ umduğumdan daha iyi. Lâkin onun verirsem namazda okutmaya
kalkacaklar. Ben o vakit Allah’ımın huzûruna çıkamam ve Peygamber’imin
yüzüne bakamam.” (s.59)
Mehmet Âkif’in böyle bir endişesi olmuş.
Peki, onun Türkçe Kur’an’ını kim yaktı? Bunun yanıtını ararken bugüne
de ışık tutan çok ilginç bilgilerle karşılaşıyoruz:
“Ne yazık ki o
şâhane tercüme de dengesi bozuk, asabî bir kişi, Osmanlı
İmparatorluğu’nun son şeyhülislâmı, Kurtuluş Savaşı’nın aleyhinde
bulunan Mustafa Sabri’nin oğlu İbrâhim Sabri ve onun takdirini o zaman
çok doğru gören iki genç, Ekmeleddin İhsanoğlu ve yazdığı ’Âkif
Külliyatı’nın son cildinde, açıklamayacağına söz verdiği halde, bu
sırrı açıklayan Prof. Dr. İsmail Hakkı Şengüler tarafından Mısır’da bir
çamaşır leğeninin içinde yakılmış kül edilmişti. Hem de ölümünün
üzerinden 25 sene geçtikten sonra ve Âkif’i, ’benim tercümem Kur’an
yerine geçerse’diye korkutup o vasiyeti yaptıran tereddütlü arayışlar
son bulduğu hâlde...” (s.50)

BİRİ ECDÂDIMA SALDIRDI MI, BOĞARIM...
Bu
bilgileri paylaşıp, Âkif’in siyasete nasıl alet edildiğini gördükten
sonra, “Âkif’ci görünen kimi politikacı ve yetkililerin” onun
kemiklerini nasıl sızlattığına da bakalım.
Bugünlerde, Batı’lı
zâlimlerin komploları ile sözde Ermeni soykırım iddiaları için
atalarımıza küfrediliyor. Özür Dileme Kampanyaları düzenleniyor.
Cumhurbaşkanı Gül de, bunların yolunu açıyor. Oysa, Abdullah Gül’ün de
çok inandığı Âkif bakınız ne diyor:
“Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslâ sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım...
Boğamazsın ki!
Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele, hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.”
Son olarak Mehmet Âkif’i siyasal emellerine alet edenlere ve dini yozlaştıranlara söyledikleriyle veda edelim:
“Kadermiş! Öyle mi hâşâ, bu söz değil doğru:
Belânı istedin, Allah da verdi... doğrusu bu,
Çalış dedikçe şeriat(=din) çalışmadın, durdun,
Onun hesâbına bir çok hurâfe uydurdun!
Sonunda bir de tevekkül sokuşturup araya,
Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya!
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU
GÜMÜŞ ÜYE
GÜMÜŞ ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 46
Yaş : 66
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz