DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Amaç anayasal kurumları küçük düşürmek

Aşağa gitmek

Amaç anayasal kurumları küçük düşürmek Empty Amaç anayasal kurumları küçük düşürmek

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2008-12-29, 09:58

Amaç anayasal kurumları küçük düşürmek


Sevgili
okurlar; 2008’in son haftasına girdik artık. Bir yılı daha geride
bırakırken, önümüzdeki yılın belki de daha büyük sorunlarla yaşanacağı
kuşkusu ister istemez “psikolojimizi” bozuyor. Şimdiden hepinizin yeni
yılını kutlamak ve korktuğumuz gibi geçmemesini dilemek istiyorum.

Devletin tepesi karıştı

Geçen
haftayı yine büyük bir kargaşa içinde geçirerek tamamladık. Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın akla hayale sığmayan açıklamaları
öncelikle yargının ama aslında devletin tepesinin karışmasına neden
oldu. Görünen o ki, Özal tarafından atandığından bu yana laik
demokratik cumhuriyet ilkeleriyle pek barışık olmadığı bilinen Haşim
Kılıç önemli bir misyonu yerine getirmeye çalışıyor.

İktidarın temel hedefi

AKP
ikidarı geldiği günden beri devletin temel yapısıyla kavgalı. Asıl
amacın devletin bu temel yapısını ve kuruluş felsefesini yıpratmak
olduğu konusunda en azından benim bir şüphem yok. İktidar 6 yıl boyunca
her gün bir parça daha ele geçirdiği devlet yapısını tümden değiştirmek
adına çok büyük bir mesafe aldı.

Anayasal kuruluşlar

Sevgili
okurlar; iktidarın temel amacına karşı her şeye rağmen iyi işlediği
bilinen anayasal kuruluşlar en büyük engel. Çünkü bu anayasal
kuruluşlar, asıl görevleri olan devleti ve anayasal düzeni korumak
olduğundan, pek çok kere iktidarın ayağını tökezletti. İktidar ve
yandaşları yıllardır engel olarak gördükleri bu kuruluşları yıpratmak
için çok çaba harcadılar. Geçen süre içinde başta Anayasa Mahkemesi
olmak üzere, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Yüksek Seçimi Kurulu ve Türk
Silahlı Kuvvetleri ciddi biçimde yıpratıldı.

Sıra küçük düşürmede

Ancak
tüm bu yıpratmalara rağmen anayasal kuruluşlar kamuoyunun gözünde
saygınlığını korumayı başardı. Haşim Kılıç eliyle başlatılan yeni
operasyon ile ise bu kuruluşlar kamuoyunun gözünde de küçük düşürülmeye
çalışılıyor. Devletin temel yapısını koruma işlevini gören bu
kuruluşların görevlileri kamuoyunun belli bir kesiminin gözünde “bir
siyasi parti” gibi gösterilmek, iktidarı yıkmak isteyen güçlerin odağı
gibi sunulmak istenmekte.

Başarılı oldular

Ve
aslına bakarsanız anayasal kurumları küçük düşürme operasyonu başarıya
da ulaşmak üzere. Devleti oluşturan kavramlar hakkında hiçbir bilgisi
olmayan, ama sayısal demokrasiye dayanarak özgürlük, hukuk, eşitlik
mücadelesi verdikleri yalanını sürdürenlerin etkisinde kalan, sayısı
azımsanmayacak bir kitle, neye hizmet ettikleri konusunda artık
şüphelerin kalmadığı bir grup sözde aydının da itelemesiyle anayasal
kuruluşlara düşman haline getirildiler.

Kılıç istifa etmez

Sevgili
okurlar; Anayasa Mahkemesi’nin işlevini ve kendi hukukunu bir kenara
bırakarak sırf Başbakan Tayyip Erdoğan’a destek vermek amacıyla kendi
kurumunu kamuoyuna şikâyet etmeye kalkan Başkan Haşim Kılıç’ın istifa
etmesi gerektiğini söyleyenler var. Kılıç ise istifasını gerektiren bir
şey olmadığını söylüyor. Üzerine basa basa söyleyeyim ki kimse Haşim
Kılıç’ın istifa edeceğini düşünmesin. Çünkü böyle bir davranış bu
zihniyetin doğasına aykırı.

Yerini tut yeter

Bugün
iktidarı elinde tutan zihniyetin en temel özelliklerinden biri amaca
giden yolda her şeyi mübah saymak ve ne olursa olsun elde edilen mevki
ve makamları terk etmemektir. Bu zihniyetin ağababası Necmettin
Erbakan, siyasete atılmadan önce Odalar Birliği Başkanı idi ve
kaybettiği makamından ancak polis zoruyla çıkartılabilmişti.

Adalet ve vicdan duygusu

Çünkü
sevgili okurlar; Türkiye’nin başına oturan bu zihniyetin adalet ve
vicdan duygusu, alıştığımızın çok dışında. Böyle olunca devlet
terbiyesi, içine düşülen durumdan utanma, başarısızlık nedeniyle istifa
etme gibi kavramları asla umursamıyorlar. Önemli olan ele geçirilen
makamı tutabildiği kadar tutmaktır.

RTÜK Başkanı örneği

RTÜK
Başkanı’nın durumu bunu somut olarak anlatabilmek için verilebilecek en
güzel örneklerden biridir. RTÜK Başkanı, Almanya’da ortaya çıkarılan ve
vicdanları zedeleyen yolsuzluk davasının en önemli isimlerinden biri
olmasına rağmen bırakın istifa etmeyi tam tersine onu eleştirenlerin
üzerine yürümekten kendini alamıyor.

Rektör sorunu

Sevgili
okurlar; iktidarın bulunduğu konumu sürdürmek için her konuda gözünü
karattığının somut örneklerinden birini de geçen hafta YÖK marifetiyle
yaşadık. YÖK’ün iktidar güdümündeki yeni başkanı İstanbul
Üniversitesi’nde yapılan seçimlere rağmen birinci ve ikinci sıradaki
adayların yerini değiştirmekte bir sakınca görmedi.

Gül’ü rahatlamak

Buradaki
birinci amaç tabii ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü rahatlatmak. Gül bu
sayede ikinciyi birinci yapma sıkıntısından kurtulmuş oldu. Sistem
gereği, YÖK’ün ya da Cumhurbaşkanı’nın seçimdeki oy dağılımına bakmadan
karar vermesi yasal. Ama Türkiye’nin en köklü üniversitesi olan
İstanbul Üniversitesi’nde öğretim üyelerinin tercihini değiştirmeye
kalkmak en hafif deyimiyle ayıptır.

İşte biat kültürü

Yeri
gelmişken biat kültürüne de değinmek istiyorum. İstanbul
Üniversitesi’ni örnek alalım. Rektörlük yarışına 13 aday katıldı.
Bunlardan 12’si Atatürk ve Cumhuriyet ilkeleri çizgisinde. Sadece biri
bu tanımın dışında. 2 bin 500’ün üzerinde öğretim üyesi oy kullandı. 12
aday 2 binin üzerinde oy aldı, AKP yanlısı aday ise 467 oy kazandı.
Yani sonuçlar aslında İstanbul Üniversitesi’nin genel eğilimini
gösteriyor.

Neden birleşmediler?

Sevgili okurlar,
bu durumlarda, özellikle laik Atatürkçü, Cumhuriyet ilkelerine bağlı
kesimlerde hep aynı eleştiri yükseliyor. “Bu durumda neden
birleşilmedi?” İşte zaten işin püf noktası burada. Çağdaş bireylerde
biat kültürü yoktur. Orada gerçek anlamda demokrasi, hukuk, insan
hakları ve özgürlükler vardır.

Özgürlüğün korunması

Birinin
emriyle, birinin işaret etmesiyle davranmazlar. Oysa biat kültüründe
sorgulama, eleştiri, karşı çıkma, yeni fikir üretme yoktur. Nitekim
koskoca İstanbul Üniversitesi’nde çağa aykırı tek aday çıktı, tüm
taraftarları da ona oy verdi. Diğerleri ise kişisel özgürlüklerine
sonuna kadar sahip çıktıkları için oyları dağıttılar.

Kötü bir şey değil

Oyların
dağılması, sonuçta iktidarı aslında hak etmeyene verdiği için
eleştirilebilir. Biat kültürüne karşı gerçek özgürlüğün savunulması
kısa dönemler için hüsran yaratan sonuçlar doğursa da, gerçek ve doğru
eninde sonunda hak ettiği yeri bulur. Bu açıdan bakınca belki de biat
kültürünün ne olduğunun açığa çıkarılması adına bu gelişme olumludur
bile.

Kaçaznuni’nin raporu

Sevgili okurlar,
cumartesi günü Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni’nin 1923 yılında
Bükreş’teki Ermeni Taşnak Kongresi’ne sunduğu rapordan bir özet
sunmuştum. Kaçaznuni bu raporunda Türkler’e karşı savaş başlattıklarını
ve tehcir konusunda Osmanlı’nın haklı olduğunu belirtiyordu. Bu yazının
büyük ilgi gördüğünü söylemeliyim.

Çevireni yazmamışım

Ancak
o yazıda küçük bir ihmalim olduğunu fark ettim. Çünkü bu raporun ortaya
çıkmasını sağlayan kişi Mehmet Perinçek. Önceki yıl bu raporu Rus
arşivlerinden bulan Perinçek, yazıyı Rusça’dan Türkçe’ye çevirmiş ve
kitap haline getirmişti. Kitap geçen yıl Kaynak Yayınları’ndan piyasaya
çıkmıştı.

Valilere gözdağı

Sevgili okurlar, bu
hafta değinmek istediğim son konu Başbakan Erdoğan’ın, kendi yarattığı
yoksulluğun gizlenmesi amacıyla vali ve kaymakamlara verdiği gözdağına
değinmek istiyorum. Vatan Gazetesi’nin manşetinde yer alan ve
Türkiye’nin vicdanını sızlatarak büyük bir yardım kampanyası açılmasını
sağlayan Van’da üşüyen çocuklar haberi Başbakan’ı çok öfkelendirmiş.

Nerede bu valiler?

Başbakan
dün yaptığı konuşmada “Gitmişler bir yerde sobaları yanmadığı için
üşüyen çocuklar bulmuşlar. Benim orada valim var, kaymakamım var. Eğer
bu durumu bana haber vermezlerse ben nereden bileyim?” dedi. Önce
basını kasıtlı haber yapmakla suçladı, ama asıl valilere öfke saçtı.
Oysa benzer görüntüler Türkiye’nin pek çok yerinde hatta İstanbul’da
bile var.

Hepinize iyi haftalar dilerim.


***



Akıllı görünme çabası, çoğu zaman akıllı olmayı engeller.

La Rochefoucauld
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz