Gökçek olmadan AKP'nin Ankara'da şansı olur mu?
1 sayfadaki 1 sayfası
Gökçek olmadan AKP'nin Ankara'da şansı olur mu?
Gökçek olmadan AKP'nin Ankara'da şansı olur mu?
Tayyip Erdoğan’ın diğer liderlerden farkı kindar olmasına rağmen siyasi fayda adına gerektiğinde duygularını bastırabilmesidir.
Örneğin Tayyip bey ve ailesi Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını hiç mi hiç istememiştir.
Hal böyle iken siyasi zarar görürüm endişesiyle Abdullah beye yeşil ışık yakmıştır.
Buradan
hareketle Erdoğan’ın Ankara Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için de
aynı tavrı takınacağını söylemek yanıltıcı olmayacaktır.
Gelelim Ankara adayının hâlâ neden açıklanmadığına?
Belli ki kamuoyu araştırmaları hâlâ sürmektedir.
Muhtemeldir ki Tayyip bey tıpkı 2004 yılında yaptırdığı gibi Ali Babacan benzeri isimleri halka sorduruyor.
Başbakan’ın amacı birilerine ceza kesmek değil, partisi adına en çok oy alabilecek adayı bulmaktır.
Öyle, çünkü mart seçimleri Erdoğan için olmak ya da olmamak gibidir.
AKP için İstanbul ile Ankara’nın kaybedilmesi demek ANAP’ın 1989’da yediği türden bir şamar anlamını taşıyacaktır.
Peki AKP’nin Ankara’daki aday adayları kimler mi?
Zafer
Çağlayan’dan Binali Yıldırım’a, Ali Babacan’dan Rıfat Serdaroğlu’na,
Veysel Tiryaki’den Turgut Altınok’a kadar pek çok isim için özel
anketler yapılıyor.
Bunlardan bir tanesi Melih Gökçek’i geçerse o isim aday yapılacaktır.
Peki böyle bir ihtimal var mı?
Yansıyan sonuçlara göre yok.
Sevin veya sevmeyin Melih bey Ankara’da gerçek bir fenomendir ve azımsanmayacak ölçüde şahsi oyu vardır.
Dolayısıyla AKP’nin Gökçek’in dışında Karayalçın’la yarıştıracağı bir ismi bulması mümkün değildir.
Gelelim Melih Gökçek’in karizmasındaki son çiziklere!
Gökçek’in Kılıçdaroğlu karşısına çıkması içerik olarak değil ama usul açısından yanlış olmuştur.
Öyle, zira program formatında Gökçek peşin sanık, Kılıçdaroğlu da peşin savcı konumundaydı.
Sorarım size böyle bir programa çıkmak kendine kastetmek değil de nedir?
Evet Gökçek o tartışmada yumruk almıştır, ama yere düşmemiş, yani nakavt olmamıştır.
Üç aylık süre içinde yapacağı imaj atakları ile bu tartışmada kaybettiklerini pekâlâ toplayabilir.
Peki ya Tayyip bey Gökçek’in yerine başkasını gösterse ne mi olur?
1) Murat bey (Karayalçın) daha bugünden tebrikleri kabul etmeye başlar.
2) Gökçek’in Kılıçdaroğlu ve medyaya feda edildiği tescillenir.
3) Kemal Kılıçdaroğlu Tayyip Erdoğan sayesinde resmen efsaneye dönüşür.
4) AKP bu şekilde yolsuzluk ithamlarını kabullenerek psikolojik üstünlüğünü yitirir.
5) Tayyip Erdoğan Gökçek’i dışlayarak onun siyasi bir ejderhaya dönüşmesinin zeminini hazırlar.
GÖREV İCABI...
Haham ve Kurtlar Vadisi!
Duydunuz
mu ABD’de güya üç aylık kira borcu biriken ve para sıkıntısı çeken
Hamam Tuncay Güney’in imdadına Kurtlar Vadisi yetişti. Evet vadinin
patronajı Haham’ı senaryosuna dahil etti, yani dizisinde rol veriyor.
Bu fotoğraf bile Kurtlar Vadisi dizisinin artık neye hizmet ettiğini
gözler önüne seriyor. Diziyi yapan Pana Film reyting için yapıyoruz
diyebilir, lakin bu hadise öyle reytingle izah edilecek türden
değildir. Ortada yüzlerce insanın, üstelik orgenerallerin yargılandığı
bir dava vardır. Yani söz konusu olan ülke için hayati olan bir
yargılama ve de insanların hayatıdır. Dolayısıyla böylesine hassas bir
konuda olaya agresif biçimde müdahil olmak asla reytingle izah
edilemez. Belli ki bu dizinin yapımcılarına özel bir dezenformasyon
görevi verilmiştir. Hiç kuşkunuz olmasın Haham Güney’in para sıkıntısı
çektiği argümanı da böyle bir işi yapmak için üretilmiş bir yalandır.
PES DOĞRUSU
Ata uçağı düğün aracı mı?
Başbakanların
düğün törenlerine katılması kamu adına bir tasarruf değil, özel bir
etkinliktir. Dolayısıyla bunun için kamu araçlarının kullanılması kabul
edilebilir değildir. Tayyip Erdoğan önceki gün 18.45’te Ankara’dan
havalandı ve İstanbul’a indi. Orada sanatçı Cengiz Kurtoğlu’nun oğlunun
düğün törenine katıldı ve düğünün hemen ardından 22.30 gibi yine
Ankara’ya döndü. Yani Başbakan’ın İstanbul seferinde gözlendiği gibi
kamu adına zerre bir etkinlik yok. O zaman sormak lazım, böyle bir şey
yoksa Başbakanlığa ait Ata uçağını kullanmak neyin nesidir? Öyle ya o
uçak Tayyip Erdoğan’ın babasının malı değil, Başbakanlık aracıdır.
Sorarım size ekonomik krizin toplumu buhrana soktuğu bir süreçte bir
Başbakan nasıl böyle davranabilir. Kimin parasını savuruyorsunuz? O
uçağın İstanbul’a gidiş-dönüş maliyetiyle kaç fakirin karnı doyar?
Türkiye Erdoğan’ın çiftliği mi?
HÜCUM...
Seçim öncesi vergi cezası şantajı mı?
Seçime
doğru geri sayım başlamışken Maliye Bakanlığı kontrolörleri yine hücuma
geçti. Aydın Doğan’ın iki ayrı grubuna 75 trilyonluk ceza kesti. Hayır
cezaya bir şey demiyoruz da seçim öncesine denk gelmesi kafaları
karıştırmıştır. Yoksa bu cezalar Aydın Doğan’ı korkutmak ve hizaya
getirmek için midir? Olur mu öyle şey demeyin, geçmişte oldu.
Hatırlayın 22 Temmuz seçimleri arifesinde POAŞ’a vergi konusu gündeme
getirildi ve bu şekilde Doğan Medya Grubu susturularak adeta teslim
alındı. Bugün de aynı şey pekâlâ muhtemeldir. 2003 yılındaki bir konuyu
hemen seçim öncesinde cezalandırmanın başka izahı olamaz. Sorarım size
böyle bir anlayışla ülke yönetmenin adı nasıl demokrasi olabilir?
Türkiye’de adı konmamış yani fiili bir istibdat var.
Tayyip Erdoğan’ın diğer liderlerden farkı kindar olmasına rağmen siyasi fayda adına gerektiğinde duygularını bastırabilmesidir.
Örneğin Tayyip bey ve ailesi Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını hiç mi hiç istememiştir.
Hal böyle iken siyasi zarar görürüm endişesiyle Abdullah beye yeşil ışık yakmıştır.
Buradan
hareketle Erdoğan’ın Ankara Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için de
aynı tavrı takınacağını söylemek yanıltıcı olmayacaktır.
Gelelim Ankara adayının hâlâ neden açıklanmadığına?
Belli ki kamuoyu araştırmaları hâlâ sürmektedir.
Muhtemeldir ki Tayyip bey tıpkı 2004 yılında yaptırdığı gibi Ali Babacan benzeri isimleri halka sorduruyor.
Başbakan’ın amacı birilerine ceza kesmek değil, partisi adına en çok oy alabilecek adayı bulmaktır.
Öyle, çünkü mart seçimleri Erdoğan için olmak ya da olmamak gibidir.
AKP için İstanbul ile Ankara’nın kaybedilmesi demek ANAP’ın 1989’da yediği türden bir şamar anlamını taşıyacaktır.
Peki AKP’nin Ankara’daki aday adayları kimler mi?
Zafer
Çağlayan’dan Binali Yıldırım’a, Ali Babacan’dan Rıfat Serdaroğlu’na,
Veysel Tiryaki’den Turgut Altınok’a kadar pek çok isim için özel
anketler yapılıyor.
Bunlardan bir tanesi Melih Gökçek’i geçerse o isim aday yapılacaktır.
Peki böyle bir ihtimal var mı?
Yansıyan sonuçlara göre yok.
Sevin veya sevmeyin Melih bey Ankara’da gerçek bir fenomendir ve azımsanmayacak ölçüde şahsi oyu vardır.
Dolayısıyla AKP’nin Gökçek’in dışında Karayalçın’la yarıştıracağı bir ismi bulması mümkün değildir.
Gelelim Melih Gökçek’in karizmasındaki son çiziklere!
Gökçek’in Kılıçdaroğlu karşısına çıkması içerik olarak değil ama usul açısından yanlış olmuştur.
Öyle, zira program formatında Gökçek peşin sanık, Kılıçdaroğlu da peşin savcı konumundaydı.
Sorarım size böyle bir programa çıkmak kendine kastetmek değil de nedir?
Evet Gökçek o tartışmada yumruk almıştır, ama yere düşmemiş, yani nakavt olmamıştır.
Üç aylık süre içinde yapacağı imaj atakları ile bu tartışmada kaybettiklerini pekâlâ toplayabilir.
Peki ya Tayyip bey Gökçek’in yerine başkasını gösterse ne mi olur?
1) Murat bey (Karayalçın) daha bugünden tebrikleri kabul etmeye başlar.
2) Gökçek’in Kılıçdaroğlu ve medyaya feda edildiği tescillenir.
3) Kemal Kılıçdaroğlu Tayyip Erdoğan sayesinde resmen efsaneye dönüşür.
4) AKP bu şekilde yolsuzluk ithamlarını kabullenerek psikolojik üstünlüğünü yitirir.
5) Tayyip Erdoğan Gökçek’i dışlayarak onun siyasi bir ejderhaya dönüşmesinin zeminini hazırlar.
GÖREV İCABI...
Haham ve Kurtlar Vadisi!
Duydunuz
mu ABD’de güya üç aylık kira borcu biriken ve para sıkıntısı çeken
Hamam Tuncay Güney’in imdadına Kurtlar Vadisi yetişti. Evet vadinin
patronajı Haham’ı senaryosuna dahil etti, yani dizisinde rol veriyor.
Bu fotoğraf bile Kurtlar Vadisi dizisinin artık neye hizmet ettiğini
gözler önüne seriyor. Diziyi yapan Pana Film reyting için yapıyoruz
diyebilir, lakin bu hadise öyle reytingle izah edilecek türden
değildir. Ortada yüzlerce insanın, üstelik orgenerallerin yargılandığı
bir dava vardır. Yani söz konusu olan ülke için hayati olan bir
yargılama ve de insanların hayatıdır. Dolayısıyla böylesine hassas bir
konuda olaya agresif biçimde müdahil olmak asla reytingle izah
edilemez. Belli ki bu dizinin yapımcılarına özel bir dezenformasyon
görevi verilmiştir. Hiç kuşkunuz olmasın Haham Güney’in para sıkıntısı
çektiği argümanı da böyle bir işi yapmak için üretilmiş bir yalandır.
PES DOĞRUSU
Ata uçağı düğün aracı mı?
Başbakanların
düğün törenlerine katılması kamu adına bir tasarruf değil, özel bir
etkinliktir. Dolayısıyla bunun için kamu araçlarının kullanılması kabul
edilebilir değildir. Tayyip Erdoğan önceki gün 18.45’te Ankara’dan
havalandı ve İstanbul’a indi. Orada sanatçı Cengiz Kurtoğlu’nun oğlunun
düğün törenine katıldı ve düğünün hemen ardından 22.30 gibi yine
Ankara’ya döndü. Yani Başbakan’ın İstanbul seferinde gözlendiği gibi
kamu adına zerre bir etkinlik yok. O zaman sormak lazım, böyle bir şey
yoksa Başbakanlığa ait Ata uçağını kullanmak neyin nesidir? Öyle ya o
uçak Tayyip Erdoğan’ın babasının malı değil, Başbakanlık aracıdır.
Sorarım size ekonomik krizin toplumu buhrana soktuğu bir süreçte bir
Başbakan nasıl böyle davranabilir. Kimin parasını savuruyorsunuz? O
uçağın İstanbul’a gidiş-dönüş maliyetiyle kaç fakirin karnı doyar?
Türkiye Erdoğan’ın çiftliği mi?
HÜCUM...
Seçim öncesi vergi cezası şantajı mı?
Seçime
doğru geri sayım başlamışken Maliye Bakanlığı kontrolörleri yine hücuma
geçti. Aydın Doğan’ın iki ayrı grubuna 75 trilyonluk ceza kesti. Hayır
cezaya bir şey demiyoruz da seçim öncesine denk gelmesi kafaları
karıştırmıştır. Yoksa bu cezalar Aydın Doğan’ı korkutmak ve hizaya
getirmek için midir? Olur mu öyle şey demeyin, geçmişte oldu.
Hatırlayın 22 Temmuz seçimleri arifesinde POAŞ’a vergi konusu gündeme
getirildi ve bu şekilde Doğan Medya Grubu susturularak adeta teslim
alındı. Bugün de aynı şey pekâlâ muhtemeldir. 2003 yılındaki bir konuyu
hemen seçim öncesinde cezalandırmanın başka izahı olamaz. Sorarım size
böyle bir anlayışla ülke yönetmenin adı nasıl demokrasi olabilir?
Türkiye’de adı konmamış yani fiili bir istibdat var.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz