Gazze ve "evrensel" vicdan!
1 sayfadaki 1 sayfası
Gazze ve "evrensel" vicdan!
Gazze ve "evrensel" vicdan!
Dünkü yazımda “entelektüel vicdan” ve “milli vicdandan” söz
etmiştim... Bir de “evrensel vicdan” var! Daha doğrusu “evrensel
vicdansızlık” var... Her ülkenin, kendi öz çıkarlarına göre değişen,
“konjonktürel” vicdanlar var! Tıpkı “küreselleşme” gibi; “Küre” onlar;
“leşen” ve sömürülenler bizleriz! Bütün kendilerini bilen devletler,
kendi çıkarlarını bilirler, zamana, zemine göre değiştirmezler, ama
vicdanları kendi çıkarlarına göre değişir!
Gazze katliamı
Bu uzun “girişi” neden yaptım.
İsrail’in Gazze’de yaptığı, yüzlerce sivilin, kadın-erkek-bebek
ayırmaksızın acımasızca yaptığı gerçek katliam. “Nefis müdafaası”
derlerse, ilk aklıma gelen “İsrail’in orada ne işi var ki, nefis
müdafaası olsun?” diye sormak. Ama ne var ki, Arapların gafleti ve
birleşemeyip, topraklarını savunamayışları yüzünden, “vaat edilmiş
topraklara” yerleşmişler bunca yıl!
Bu, böyle olunca da, Oktay
Ekşi’nin dediği gibi, İsrail tamamen haksız mı?” “Evet” demek zor!
Çünkü Filistin’in Gazze şeridine egemen olan Hamas. İsrail’le 6 aydır
süren ” ateşkes “ anlaşmasının süresi bitince İsrail Başbakanı Ehud
Olmert kendi topraklarına yapılacak herhangi bir saldırıya hemen yanıt
vereceklerini baştan ilan etmişti. Hamas bunu önemsemeyip roketle
saldırıda bulununca elbet bir karşılık verilecekti! Fakat böylesine
acımasız, sivil halkı gözetmeyen bir katliamla mı?
Şurası muhakkak
ki, İsrail meşru savunma hakkını kötüye kullanıyor. Hamas yönetimini
değil Gazze’de yaşayan sivil ve masum insanları cezalandırarak tam bir
saldırgan ülke konumuna düştüğü gerçeği çıkıyor karşımıza... Fakat
İsrail, Batı dünyasında ” imtiyazlı “ bir konuma sahiptir. Bu gerçek
kâğıt üstünde görünmez, ama İsrail’in hukuk tanımaz eylemlerine karşı
gösterilen hoşgörü veya bunları görmezden gelme politikası, hemen her
olayda ortaya çıkar.
Dünya “vicdanı”, bu olaya tamamen objektif
bakıyor mu? Oktay Ekşi, gene doğru yazmış; “ İsrail hep haklıdır”...
İran’ın nükleer silahlanmasına karşı çıkılır, ama yıllardır İsrail’in
atom bombaları vardı: Amerika ve diğer ülkeler ses çıkarmazlar.
Uluslararası ilişkilerde, “çifte ölçülerin”, öz çıkarlara bağlı
“ölçülerin” sonu yoktur!
Evet, bu katliamın “uluslararası vicdanı”
sızlatması gerek! Ama böyle olamayacağını baştan yazdım! İsrail gene
yaptıklarıyla kalacak!
Dip notu
Arapların bu hallere gelmelerinde,
Türklere aynı topraklarda ettiklerini bulduklarını, ta başından kendi
topraklarını Musevilere sattıklarını, sonra da birlik olup İsrail’le
mücadele edemediklerini yazmak isterdim! Ama Basra harap olduktan sonra
neye yarar? Bakalım “evrensel vicdan”, şimdi nasıl harekete geçecek ve
acaba bizim “aşağılıkta imzaları bulunanların “ vicdanları sızlayacak
ve “özür” bildirisi yayımlayacaklar mı?
Gökçek olayı
Şu sıra Başbakan ve AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntısı büyük. Partisinin Ankara
adayı, İ. Melih Gökçek mi olacak? İşte mesele bu!
Bu husustaki
kararı kendi yönetim tarzının turnusol kâğıdı olacak. Kılıçdaroğlu’yla,
TV düellosunda “iplikleri pazara çıkan” ve kendisinden ikince el
otomobil satın alamayacağınız bir kişiye Türkiye’nin kalbi gene emanet
edilebilir mi? ODTÜ’ye yaptıkları bir tarafa, Ankara’nın, Paris’in
“Champs Elysee”si gibi klasik sembolü olan Atatürk Bulvarı’nı altüst
eden adam gene aynı mevkide kalır mı? Başbakan “kalır” derse pervasız
bir politikacı olduğu anlaşılacak!..
Dünkü yazımda “entelektüel vicdan” ve “milli vicdandan” söz
etmiştim... Bir de “evrensel vicdan” var! Daha doğrusu “evrensel
vicdansızlık” var... Her ülkenin, kendi öz çıkarlarına göre değişen,
“konjonktürel” vicdanlar var! Tıpkı “küreselleşme” gibi; “Küre” onlar;
“leşen” ve sömürülenler bizleriz! Bütün kendilerini bilen devletler,
kendi çıkarlarını bilirler, zamana, zemine göre değiştirmezler, ama
vicdanları kendi çıkarlarına göre değişir!
Gazze katliamı
Bu uzun “girişi” neden yaptım.
İsrail’in Gazze’de yaptığı, yüzlerce sivilin, kadın-erkek-bebek
ayırmaksızın acımasızca yaptığı gerçek katliam. “Nefis müdafaası”
derlerse, ilk aklıma gelen “İsrail’in orada ne işi var ki, nefis
müdafaası olsun?” diye sormak. Ama ne var ki, Arapların gafleti ve
birleşemeyip, topraklarını savunamayışları yüzünden, “vaat edilmiş
topraklara” yerleşmişler bunca yıl!
Bu, böyle olunca da, Oktay
Ekşi’nin dediği gibi, İsrail tamamen haksız mı?” “Evet” demek zor!
Çünkü Filistin’in Gazze şeridine egemen olan Hamas. İsrail’le 6 aydır
süren ” ateşkes “ anlaşmasının süresi bitince İsrail Başbakanı Ehud
Olmert kendi topraklarına yapılacak herhangi bir saldırıya hemen yanıt
vereceklerini baştan ilan etmişti. Hamas bunu önemsemeyip roketle
saldırıda bulununca elbet bir karşılık verilecekti! Fakat böylesine
acımasız, sivil halkı gözetmeyen bir katliamla mı?
Şurası muhakkak
ki, İsrail meşru savunma hakkını kötüye kullanıyor. Hamas yönetimini
değil Gazze’de yaşayan sivil ve masum insanları cezalandırarak tam bir
saldırgan ülke konumuna düştüğü gerçeği çıkıyor karşımıza... Fakat
İsrail, Batı dünyasında ” imtiyazlı “ bir konuma sahiptir. Bu gerçek
kâğıt üstünde görünmez, ama İsrail’in hukuk tanımaz eylemlerine karşı
gösterilen hoşgörü veya bunları görmezden gelme politikası, hemen her
olayda ortaya çıkar.
Dünya “vicdanı”, bu olaya tamamen objektif
bakıyor mu? Oktay Ekşi, gene doğru yazmış; “ İsrail hep haklıdır”...
İran’ın nükleer silahlanmasına karşı çıkılır, ama yıllardır İsrail’in
atom bombaları vardı: Amerika ve diğer ülkeler ses çıkarmazlar.
Uluslararası ilişkilerde, “çifte ölçülerin”, öz çıkarlara bağlı
“ölçülerin” sonu yoktur!
Evet, bu katliamın “uluslararası vicdanı”
sızlatması gerek! Ama böyle olamayacağını baştan yazdım! İsrail gene
yaptıklarıyla kalacak!
Dip notu
Arapların bu hallere gelmelerinde,
Türklere aynı topraklarda ettiklerini bulduklarını, ta başından kendi
topraklarını Musevilere sattıklarını, sonra da birlik olup İsrail’le
mücadele edemediklerini yazmak isterdim! Ama Basra harap olduktan sonra
neye yarar? Bakalım “evrensel vicdan”, şimdi nasıl harekete geçecek ve
acaba bizim “aşağılıkta imzaları bulunanların “ vicdanları sızlayacak
ve “özür” bildirisi yayımlayacaklar mı?
Gökçek olayı
Şu sıra Başbakan ve AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkıntısı büyük. Partisinin Ankara
adayı, İ. Melih Gökçek mi olacak? İşte mesele bu!
Bu husustaki
kararı kendi yönetim tarzının turnusol kâğıdı olacak. Kılıçdaroğlu’yla,
TV düellosunda “iplikleri pazara çıkan” ve kendisinden ikince el
otomobil satın alamayacağınız bir kişiye Türkiye’nin kalbi gene emanet
edilebilir mi? ODTÜ’ye yaptıkları bir tarafa, Ankara’nın, Paris’in
“Champs Elysee”si gibi klasik sembolü olan Atatürk Bulvarı’nı altüst
eden adam gene aynı mevkide kalır mı? Başbakan “kalır” derse pervasız
bir politikacı olduğu anlaşılacak!..
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz