Yahudi cesaret madalyalı İslam mücahidi
1 sayfadaki 1 sayfası
Yahudi cesaret madalyalı İslam mücahidi
Yahudi cesaret madalyalı İslam mücahidi
Adı: AJC (ABD Yahudi Kongresi)
1906’da New York’ta Yahudi bankerler tarafından kuruldu.
Misyonu: İsrail devletini kurmak ve Siyonizm’i dünyaya egemen kılmak.
Dünya
Musevi Örgütleri’nin çatısı olan AJC sadece Siyonist önderlere layık
gördüğü cesaret madalyasını kuruluşundan beri ilk kez bir Müslüman’a
verdi.
Peki kim midir bu Müslüman?
Bütün gençliğini “Kahrolsun İsrail” diye bağırarak geçiren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Adı: ADL (Anti Deformation Launge)
Yahudilerin ABD’deki bir diğer büyük örgütü.
Başkanı Abraham Foxman, Recep Tayyip Erdoğan’a üstün hizmet madalyasını takarken onu Musevilerin ebedi dostu olarak ilan etti.
Bu
sütunu izleyenler Foxman ismine yabancı değil, çünkü Abraham efendi bu
satırların yazarı ile hemşerisi Tayyip Erdoğan’ın yakın ilişkisini
bitiren adamdır.
2001 yılında, yani AKP’nin kuruluş aşamasında
Abraham Foxman İstanbul’a gelmiş, Erdoğan ve Gül ile gizlice buluşarak
Dünya Yahudi Cemaati’nin AKP’ye vereceği desteği taahhüt etmişti. İşte
bu gizli buluşma bu satırların yazarı tarafından kaleme alınarak o
dönem Ankara temsilciliğini yaptığı Star’a manşet yapılmış ve Erdoğan
da bu manşet üzerine bizi aforoz etmişti.
Soruyorum size, siyasal
İslamcı güruh tarafından Morrison lakabıyla onlarca yıl hedefe
oturtulan Süleyman Demirel’e bile verilmeyen bu Yahudi madalyalarının
bir önemi ya da anlamı yok mudur?
Varsa Tayyip Erdoğan’ın takındığı o sözde Filistin yanlısı tavır ve tutumlar hiç inandırıcı olabilir mi?
Ne
yani, Filistin’e sempati duyanların kakalarını bile izleyip tahlile
sokan İsrail, Tayyip Erdoğan takiye yapıyor da fark mı edemiyor acaba?
Güldürmeyin beni, AJC ve ADL birini bu biçimde madalyalarla kucaklamışsa onun misyonu ortada demektir.
Buradan
hareketle bu madalyaları alan birinin Gazze katliamı edebiyatlarını
yapmasının zerre bir değeri ve inandırıcılığı olamaz.
Bir insan hem Yahudi madalyalı hem de Hamas sevdalısı nasıl olabilir?
Gelelim Başbakanımızın Ortadoğu turuna:
Yapılan açıklamaya göre Erdoğan Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan’a gidecek!
İyi de Gazze’yi bombalayanlar bunlar değil ki!
Katliamı durduracaksan ya İsrail’e ya da sevgili Hasan Demir’in dün yazdığı gibi ABD’ye gitmen gerekmiyor mu?
Öyleyse çıkılan bu sefer tamamen gösterişe, yani hamasete endeksli olmuyor mu?
Aklınca
zerre yaptırım etkisi olmayan bu gezilerle Gazze katliamı bağlamında
toplumumuzda oluşan gazı alacak ve sempati toplayacak!
Hatırlayın benzer şeyleri Rusya’nın Gürcistan işgali sürecinde görmüştük!
Sahi Başbakanımızın büyük gürültülerle sunduğu Kafkas Paktı girişiminin sonucundan haberi olanınız var mı?
Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür öyle mi?
Yazık ya...
Koca bir ülkeyi yıllardır tiyatroyla yönetmenin tarihi vebalini de mi düşünmezler bunlar!
Sen
hamaseti ve nafile Ortadoğu turuna bırak da Gazze’de şehadete eren
bebelerin hatırına şu Yahudi madalyalarından birini iade etsene!
Hadi etsene!..
EMANET MESELESİ...
Pandar Paşa ve Bahçeli’nin istifası!
Telefonda
MHP’nin eski Genel Sekreteri Nursafa Pandar var. Şunları söylüyor
Pandar general: “Beni Sayın Bahçeli’ye öneren ve tanıştıran sayın
Sabahattin Çakmakoğlu’dur. Doğrudur, genel sekreterliğe geliş süreci
benim için sürpriz olmuştur. MHP’den istifa etmem ise odadan kovulmam
sebebiyle değil, seçim sonuçları sebebiyle kendimi başarısız görmemdir.
Ben seçimin ertesinde genel merkezde, sonuçlar, yani mağlubiyet ortada
hepimiz çekilmeliyiz dedim ve istifa dilekçemi verdim. Benimle beraber
sayın Süleyman Sazak da ayrıldı. Devlet bey hiç unutmam o gün, ben de
partiyi emanet edecek birini bulduğum an bir dakika beklemem
ayrılacağım demişti. Aradan yıllar geçti hâlâ ayrılmadı. Bunun
takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Devlet bey insan olarak mükemmeldir,
dürüsttür, ama siyaset ayrı iş. Görüyorsunuz belagatı yok.”
YARIŞ BAŞLIYOOOR...
Gökçek için geciken açıklama!
Bu
satırlar erken baskıya girdiğimiz için dün 14.00 sularında kaleme
alındı. Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre AKP’nin Ankara adayı bugün
açıklanacak. Peki kim midir bu aday? Özel bilgilerim ışığında
söylemeliyim ki bu isim kesinlikle Melih Gökçek’tir. Peki ama madem
Gökçek aday yapılacaktı onun günlerce böyle bir konuma sokulması doğru
mudur? Melih Gökçek gibi bir dönem Keçiören’de olmak üzere 4 dönem
Ankara’da başkanlık yapan ve gerçekten fenomen olan birine bu yapılan
haksızlık değil midir? AKP ve Tayyip Erdoğan’ın Gökçek’e karşı verdiği
güvensizlik görüntüsü abartmıyorum en az 5 puana tekabül etmekte ve
Melih bey işin başında adeta ezik ve mağlup gibi bir imajla yarışa
girmektedir. Peki bu hal onun yarışı kaybettiği anlamına mı geliyor?
Hayır... Göreceksiniz Ankara’da müthiş bir düello ve yarış olacak.
TASFİYE Mİ...
Sabah’ta, Erdoğan-Gül kavgası!
Ergun
Babahan’ın istifası Sabah Grubu’ndan Abdullah Gül’cüleri tasfiye
startıdır. Malum Babahan geçmişte yazılıp çizildiği gibi Sabah’a
Abdullah beyin tavassutuyla genel yayın yönetmeni olmuştu. Geçen zaman
içinde Sabah’ın Genel Müdürlüğü’ne Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat
Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak atanmıştı. İşte bu atama sonrasında
genel müdürle yayın müdürü arasında gizli bir çekişme oldu. Genel Müdür
Albayrak bir süre işleri Ergun’un alt kadrosuyla götürdü ve Babahan’ın
konumunu havada bıraktı. İş o hale geldi ki Ergun adeta kukla duruma
düştü ve bunun sonucu olarak da dün istifasını verdi. Bana sorarsanız
ortada sürpriz bir şey yok. Ergun ve onun gibiler AKP kesimi için Truva
Atı’dır ve bir süre kullanılıp atılırlar. Göreceksiniz diğer
gazetelerde de zaman içinde benzer şeyler olacak.
Adı: AJC (ABD Yahudi Kongresi)
1906’da New York’ta Yahudi bankerler tarafından kuruldu.
Misyonu: İsrail devletini kurmak ve Siyonizm’i dünyaya egemen kılmak.
Dünya
Musevi Örgütleri’nin çatısı olan AJC sadece Siyonist önderlere layık
gördüğü cesaret madalyasını kuruluşundan beri ilk kez bir Müslüman’a
verdi.
Peki kim midir bu Müslüman?
Bütün gençliğini “Kahrolsun İsrail” diye bağırarak geçiren Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Adı: ADL (Anti Deformation Launge)
Yahudilerin ABD’deki bir diğer büyük örgütü.
Başkanı Abraham Foxman, Recep Tayyip Erdoğan’a üstün hizmet madalyasını takarken onu Musevilerin ebedi dostu olarak ilan etti.
Bu
sütunu izleyenler Foxman ismine yabancı değil, çünkü Abraham efendi bu
satırların yazarı ile hemşerisi Tayyip Erdoğan’ın yakın ilişkisini
bitiren adamdır.
2001 yılında, yani AKP’nin kuruluş aşamasında
Abraham Foxman İstanbul’a gelmiş, Erdoğan ve Gül ile gizlice buluşarak
Dünya Yahudi Cemaati’nin AKP’ye vereceği desteği taahhüt etmişti. İşte
bu gizli buluşma bu satırların yazarı tarafından kaleme alınarak o
dönem Ankara temsilciliğini yaptığı Star’a manşet yapılmış ve Erdoğan
da bu manşet üzerine bizi aforoz etmişti.
Soruyorum size, siyasal
İslamcı güruh tarafından Morrison lakabıyla onlarca yıl hedefe
oturtulan Süleyman Demirel’e bile verilmeyen bu Yahudi madalyalarının
bir önemi ya da anlamı yok mudur?
Varsa Tayyip Erdoğan’ın takındığı o sözde Filistin yanlısı tavır ve tutumlar hiç inandırıcı olabilir mi?
Ne
yani, Filistin’e sempati duyanların kakalarını bile izleyip tahlile
sokan İsrail, Tayyip Erdoğan takiye yapıyor da fark mı edemiyor acaba?
Güldürmeyin beni, AJC ve ADL birini bu biçimde madalyalarla kucaklamışsa onun misyonu ortada demektir.
Buradan
hareketle bu madalyaları alan birinin Gazze katliamı edebiyatlarını
yapmasının zerre bir değeri ve inandırıcılığı olamaz.
Bir insan hem Yahudi madalyalı hem de Hamas sevdalısı nasıl olabilir?
Gelelim Başbakanımızın Ortadoğu turuna:
Yapılan açıklamaya göre Erdoğan Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan’a gidecek!
İyi de Gazze’yi bombalayanlar bunlar değil ki!
Katliamı durduracaksan ya İsrail’e ya da sevgili Hasan Demir’in dün yazdığı gibi ABD’ye gitmen gerekmiyor mu?
Öyleyse çıkılan bu sefer tamamen gösterişe, yani hamasete endeksli olmuyor mu?
Aklınca
zerre yaptırım etkisi olmayan bu gezilerle Gazze katliamı bağlamında
toplumumuzda oluşan gazı alacak ve sempati toplayacak!
Hatırlayın benzer şeyleri Rusya’nın Gürcistan işgali sürecinde görmüştük!
Sahi Başbakanımızın büyük gürültülerle sunduğu Kafkas Paktı girişiminin sonucundan haberi olanınız var mı?
Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür öyle mi?
Yazık ya...
Koca bir ülkeyi yıllardır tiyatroyla yönetmenin tarihi vebalini de mi düşünmezler bunlar!
Sen
hamaseti ve nafile Ortadoğu turuna bırak da Gazze’de şehadete eren
bebelerin hatırına şu Yahudi madalyalarından birini iade etsene!
Hadi etsene!..
EMANET MESELESİ...
Pandar Paşa ve Bahçeli’nin istifası!
Telefonda
MHP’nin eski Genel Sekreteri Nursafa Pandar var. Şunları söylüyor
Pandar general: “Beni Sayın Bahçeli’ye öneren ve tanıştıran sayın
Sabahattin Çakmakoğlu’dur. Doğrudur, genel sekreterliğe geliş süreci
benim için sürpriz olmuştur. MHP’den istifa etmem ise odadan kovulmam
sebebiyle değil, seçim sonuçları sebebiyle kendimi başarısız görmemdir.
Ben seçimin ertesinde genel merkezde, sonuçlar, yani mağlubiyet ortada
hepimiz çekilmeliyiz dedim ve istifa dilekçemi verdim. Benimle beraber
sayın Süleyman Sazak da ayrıldı. Devlet bey hiç unutmam o gün, ben de
partiyi emanet edecek birini bulduğum an bir dakika beklemem
ayrılacağım demişti. Aradan yıllar geçti hâlâ ayrılmadı. Bunun
takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Devlet bey insan olarak mükemmeldir,
dürüsttür, ama siyaset ayrı iş. Görüyorsunuz belagatı yok.”
YARIŞ BAŞLIYOOOR...
Gökçek için geciken açıklama!
Bu
satırlar erken baskıya girdiğimiz için dün 14.00 sularında kaleme
alındı. Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre AKP’nin Ankara adayı bugün
açıklanacak. Peki kim midir bu aday? Özel bilgilerim ışığında
söylemeliyim ki bu isim kesinlikle Melih Gökçek’tir. Peki ama madem
Gökçek aday yapılacaktı onun günlerce böyle bir konuma sokulması doğru
mudur? Melih Gökçek gibi bir dönem Keçiören’de olmak üzere 4 dönem
Ankara’da başkanlık yapan ve gerçekten fenomen olan birine bu yapılan
haksızlık değil midir? AKP ve Tayyip Erdoğan’ın Gökçek’e karşı verdiği
güvensizlik görüntüsü abartmıyorum en az 5 puana tekabül etmekte ve
Melih bey işin başında adeta ezik ve mağlup gibi bir imajla yarışa
girmektedir. Peki bu hal onun yarışı kaybettiği anlamına mı geliyor?
Hayır... Göreceksiniz Ankara’da müthiş bir düello ve yarış olacak.
TASFİYE Mİ...
Sabah’ta, Erdoğan-Gül kavgası!
Ergun
Babahan’ın istifası Sabah Grubu’ndan Abdullah Gül’cüleri tasfiye
startıdır. Malum Babahan geçmişte yazılıp çizildiği gibi Sabah’a
Abdullah beyin tavassutuyla genel yayın yönetmeni olmuştu. Geçen zaman
içinde Sabah’ın Genel Müdürlüğü’ne Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat
Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak atanmıştı. İşte bu atama sonrasında
genel müdürle yayın müdürü arasında gizli bir çekişme oldu. Genel Müdür
Albayrak bir süre işleri Ergun’un alt kadrosuyla götürdü ve Babahan’ın
konumunu havada bıraktı. İş o hale geldi ki Ergun adeta kukla duruma
düştü ve bunun sonucu olarak da dün istifasını verdi. Bana sorarsanız
ortada sürpriz bir şey yok. Ergun ve onun gibiler AKP kesimi için Truva
Atı’dır ve bir süre kullanılıp atılırlar. Göreceksiniz diğer
gazetelerde de zaman içinde benzer şeyler olacak.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz