Melih Gökçek'in yeniden aday yapılmasının ardındaki gerçek
1 sayfadaki 1 sayfası
Melih Gökçek'in yeniden aday yapılmasının ardındaki gerçek
Melih Gökçek'in yeniden aday yapılmasının ardındaki gerçek
Tayyip Erdoğan’ın kindar olduğu sır değildir. Demokrat Parti
teşebbüsünden ötürü Melih Gökçek’e kırılmanın ötesinde kızgınlık
duyduğu bilinmektedir.
İşte o kırılma günlerinden bir anekdot:
Yıl: 2001’in sonbaharı.
Cem Uzan’ın Star TV’sindeki televizyon programıma AKP’yi kurma hazırlığı yapan Tayyip Erdoğan’ı davet ettim.
Tayyip beyden Gökçek sitemi
Program öncesinde hemşerim ve yakın tanıdığım olan Erdoğan’dan bir sitem alıyorum:
- “Sen Melih’in Demokrat Parti hikâyesinden bir şey çıkacağını mı sanıyorsun?”
Evet o günlerdeki Erdoğan-Gökçek ilişkisinin seyri fevkalade gergindi.
Oysa aynı ikili 1991 seçimlerinden itibaren kurdukları dostluğu aralıksız 10 yıl sürdürüp gelmişlerdi.
Gökçek’in DP teşebbüsü kırılma oldu.
Aslında Melih beyin Demokrat Parti olayı Tayyip Erdoğan’ı direkt hedef alan bir girişim değildi.
Gökçek, Erdoğan’a izin verilmeyeceğini düşünerek ön almak istemişti.
Sonraki seyre gelince:
Melih bey 2002 genel seçimleri yapılmadan çok önce DP olayını tasfiye edip AKP’ye desteğini açıkladı.
Ancak bu teşebbüse rağmen Tayyip bey Gökçek’e mesafe koydu.
Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Ali Coşkun’un devreye girmesiyle Gökçek seçimlerden 7 ay sonra AKP’ye alındı.
2004’teki adaylığında da bugünkü kadar olmasa bile ciddi fırtınalar yaşandı.
Tayyip beyin kafasındaki aday AKP’nin kuruluş günlerinde adaylık için söz verdiği Turgut Altınok’tu.
2004’te de benzer şeyler olmuştu!
Ne var ki anketler Gökçek’i gösteriyordu.
O
döneme çok yakından tanık olmuş biri olarak söylemeliyim ki AKP o
günlerde de Melih beyin dışında aday aradı ve art arda kamuoyu
araştırmaları yaptırdı.
Turgut Altınok, Gökçek’in çok çok gerisine düşünce Ali Babacan için anketler yapıldı.
Keza çapraz araştırmalarla nabız tutuldu.
Gökçek’in aday yapılmaması ve bağımsız ya da MHP veya DYP adayı olarak çıkması durumunda AKP’nin durumu sorgulandı.
Görüldü ki Gökçek’i aşmak mümkün değil, mecburiyetten aday yapıldı.
Gökçek 2004 sonrasında güven bunalımını aşmak için Tayyip beye onlarca hamle yaptı.
Mesela son genel seçimlerde Ankara’da doğal tabanı olan MHP seçmenini küstürecek şekilde MHP aleyhine tutumlar sergiledi.
Keza AKP’nin kapatılmaması için konumunu aşarak ciddi gayretlere girdi.
5 yıllık uğraş ve güven seansı sonunda tablo geçtiğimiz Eylülden itibaren sanki Gökçek’in istediği bir noktaya gelir gibi oldu.
Melih bey derin bir oh çekmek üzereyken 2009 Mart’ına adaylık konusu gündeme oturdu.
Parti içi muhalefet ve anketler!
Gökçek önce Murat Karayalçın’ı gündeme sokarak muhalefette bir dev yarattı ve onu sadece kendisinin aşabileceği mesajını verdi.
Bütün Türkiye Ankara’da Gökçek banko AKP adayı derken Tayyip bey ANAR adlı şirkete anket siparişi verdi.
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu’yla yapılan malum tartışma gündeme geldi.
AKP’deki Gökçek muhalifleri ayağa kalkarak Tayyip beyin kapısını çaldı.
Tam bu süreçte Turgut Altınok da “Bu sefer de bana verilen söz yerine getirilmezse AKP’den ayrılırım” fısıltısını yaydı.
Erdoğan bunun üzerine Pollmark şirketine bir araştırma daha yaptırdı.
Alınan
araştırma sonuçları şüpheli bulununca partideki Gökçek muhalifleri
yüksek perdelerden tavır takınmaya ve alternatif aramaya başladılar.
20 Aralık itibarıyla Gökçek’in şansı neredeyse sıfırlanmıştı.
Tayyip bey bu sefer Denge Araştırma’ya diğer aday adayları ve Gökçek’le ilgili olarak mukayeseli anketler yaptırdı.
Zafer
Çağlayan’dan Turgut Altınok’a, Veysel Tiryaki’den Binali Yıldırım ve
tekrar Ali Babacan’a kadar pek çok isim görücüye sunuldu.
Sonuç, Gökçek muhalifleri için fiyaskoydu.
Himmet değil, güç
Araştırmalarda Melih beye alternatif olarak çıkarılanlar Gökçek’in sekiz misli gerisindeydi.
Aynı araştırma görevi ikinci kez Beşir Atalay’ın geçmişte ortak olduğu ANAR’a verildi.
Oradan da benzer sonuçlar çıktı.
Erdoğan
bunun üzerine bütün Gökçek muhaliflerini çağırarak işte tablo dedi ve
onları bu zorunluluğa, yani Gökçek’e evet demeye çağırdı.
Bu şekilde Melih Gökçek’in adaylık olayı AKP bünyesinde kabul edilmiş oldu.
Görüldüğü
gibi Melih Gökçek’in adaylığı ber himmetin değil onun tabanda olan
gücünün eseridir. Dolayısıyla Melih beyin bu adaylık olayında hiç
kimseye zerre bir minnet borcu yoktur.
Tersine Gökçek’in aday
yapılmaması için iki hafta seferberlik ilan edilmiş, ancak onsuz
olamayacağı görüldüğü için mecbur kalınmıştır. Hiç kuşkunuz olmasın
Melih beye biraz yakın oy alma ihtimali olan biri bulunsaydı, Gökçek
aday yapılmayacaktı.
Bir başka boyut ki bu da önemlidir:
Tayyip Erdoğan siyaseti iyi bilen ve okuyan liderdir.
Şayet
Gökçek’i aday yapmayıp AKP Ankara’yı kaybetseydi, Nisan ayında
karşısında imaj olarak ejderhaya dönüşmüş bir Gökçek’i bulurdu.
Erdoğan’ın ince hesabı
İşte Tayyip bey Melih Gökçek’i aday yaparak:
1) Partisinde en çok oy alma potansiyeli olan ismi seçmene sunmuştur.
2) Gökçek’in gelecekte kendi karşısına siyasi rakip olarak çıkmasını önlemiştir.
3)
AKP Ankara’yı alırsa bu, partinin başarısı olacak, kaybederse zaten
kuşku duyulan (!) Gökçek’in kaybı olacak ve bu şekilde Melih beyin
siyasi hayatı da bitmiş olacaktır. Evet Erdoğan’ın hesabı çok
boyutludur.
Peki ya bundan sonraki ilişki seyri mi?
Gökçek,
zorunlu olarak Başbakan olduğu için Tayyip beyin her dediğine evet
diyecektir, ama içindeki muhabbet kırıklığı ve güvensizlik derinleşerek
devam edecektir.
Öyle ya şu son iki hafta içinde yapılanlar yenilir yutulur türden değildir.
Ankara
gibi bir yerde üç dönem seçilen ve başkente gerçekten büyük hizmetler
veren birine bu yapılanlar asla sineye çekilir türden değildir.
Evet Gökçek’in aday olmasıyla Ankara müthiş bir seçim kampanyasına tanıklık edecek.
Melih bey ve onun gibi çok yakın dostum olan hemşerim Murat Karayalçın’a başarılar diliyorum...
Tayyip Erdoğan’ın kindar olduğu sır değildir. Demokrat Parti
teşebbüsünden ötürü Melih Gökçek’e kırılmanın ötesinde kızgınlık
duyduğu bilinmektedir.
İşte o kırılma günlerinden bir anekdot:
Yıl: 2001’in sonbaharı.
Cem Uzan’ın Star TV’sindeki televizyon programıma AKP’yi kurma hazırlığı yapan Tayyip Erdoğan’ı davet ettim.
Tayyip beyden Gökçek sitemi
Program öncesinde hemşerim ve yakın tanıdığım olan Erdoğan’dan bir sitem alıyorum:
- “Sen Melih’in Demokrat Parti hikâyesinden bir şey çıkacağını mı sanıyorsun?”
Evet o günlerdeki Erdoğan-Gökçek ilişkisinin seyri fevkalade gergindi.
Oysa aynı ikili 1991 seçimlerinden itibaren kurdukları dostluğu aralıksız 10 yıl sürdürüp gelmişlerdi.
Gökçek’in DP teşebbüsü kırılma oldu.
Aslında Melih beyin Demokrat Parti olayı Tayyip Erdoğan’ı direkt hedef alan bir girişim değildi.
Gökçek, Erdoğan’a izin verilmeyeceğini düşünerek ön almak istemişti.
Sonraki seyre gelince:
Melih bey 2002 genel seçimleri yapılmadan çok önce DP olayını tasfiye edip AKP’ye desteğini açıkladı.
Ancak bu teşebbüse rağmen Tayyip bey Gökçek’e mesafe koydu.
Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Ali Coşkun’un devreye girmesiyle Gökçek seçimlerden 7 ay sonra AKP’ye alındı.
2004’teki adaylığında da bugünkü kadar olmasa bile ciddi fırtınalar yaşandı.
Tayyip beyin kafasındaki aday AKP’nin kuruluş günlerinde adaylık için söz verdiği Turgut Altınok’tu.
2004’te de benzer şeyler olmuştu!
Ne var ki anketler Gökçek’i gösteriyordu.
O
döneme çok yakından tanık olmuş biri olarak söylemeliyim ki AKP o
günlerde de Melih beyin dışında aday aradı ve art arda kamuoyu
araştırmaları yaptırdı.
Turgut Altınok, Gökçek’in çok çok gerisine düşünce Ali Babacan için anketler yapıldı.
Keza çapraz araştırmalarla nabız tutuldu.
Gökçek’in aday yapılmaması ve bağımsız ya da MHP veya DYP adayı olarak çıkması durumunda AKP’nin durumu sorgulandı.
Görüldü ki Gökçek’i aşmak mümkün değil, mecburiyetten aday yapıldı.
Gökçek 2004 sonrasında güven bunalımını aşmak için Tayyip beye onlarca hamle yaptı.
Mesela son genel seçimlerde Ankara’da doğal tabanı olan MHP seçmenini küstürecek şekilde MHP aleyhine tutumlar sergiledi.
Keza AKP’nin kapatılmaması için konumunu aşarak ciddi gayretlere girdi.
5 yıllık uğraş ve güven seansı sonunda tablo geçtiğimiz Eylülden itibaren sanki Gökçek’in istediği bir noktaya gelir gibi oldu.
Melih bey derin bir oh çekmek üzereyken 2009 Mart’ına adaylık konusu gündeme oturdu.
Parti içi muhalefet ve anketler!
Gökçek önce Murat Karayalçın’ı gündeme sokarak muhalefette bir dev yarattı ve onu sadece kendisinin aşabileceği mesajını verdi.
Bütün Türkiye Ankara’da Gökçek banko AKP adayı derken Tayyip bey ANAR adlı şirkete anket siparişi verdi.
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu’yla yapılan malum tartışma gündeme geldi.
AKP’deki Gökçek muhalifleri ayağa kalkarak Tayyip beyin kapısını çaldı.
Tam bu süreçte Turgut Altınok da “Bu sefer de bana verilen söz yerine getirilmezse AKP’den ayrılırım” fısıltısını yaydı.
Erdoğan bunun üzerine Pollmark şirketine bir araştırma daha yaptırdı.
Alınan
araştırma sonuçları şüpheli bulununca partideki Gökçek muhalifleri
yüksek perdelerden tavır takınmaya ve alternatif aramaya başladılar.
20 Aralık itibarıyla Gökçek’in şansı neredeyse sıfırlanmıştı.
Tayyip bey bu sefer Denge Araştırma’ya diğer aday adayları ve Gökçek’le ilgili olarak mukayeseli anketler yaptırdı.
Zafer
Çağlayan’dan Turgut Altınok’a, Veysel Tiryaki’den Binali Yıldırım ve
tekrar Ali Babacan’a kadar pek çok isim görücüye sunuldu.
Sonuç, Gökçek muhalifleri için fiyaskoydu.
Himmet değil, güç
Araştırmalarda Melih beye alternatif olarak çıkarılanlar Gökçek’in sekiz misli gerisindeydi.
Aynı araştırma görevi ikinci kez Beşir Atalay’ın geçmişte ortak olduğu ANAR’a verildi.
Oradan da benzer sonuçlar çıktı.
Erdoğan
bunun üzerine bütün Gökçek muhaliflerini çağırarak işte tablo dedi ve
onları bu zorunluluğa, yani Gökçek’e evet demeye çağırdı.
Bu şekilde Melih Gökçek’in adaylık olayı AKP bünyesinde kabul edilmiş oldu.
Görüldüğü
gibi Melih Gökçek’in adaylığı ber himmetin değil onun tabanda olan
gücünün eseridir. Dolayısıyla Melih beyin bu adaylık olayında hiç
kimseye zerre bir minnet borcu yoktur.
Tersine Gökçek’in aday
yapılmaması için iki hafta seferberlik ilan edilmiş, ancak onsuz
olamayacağı görüldüğü için mecbur kalınmıştır. Hiç kuşkunuz olmasın
Melih beye biraz yakın oy alma ihtimali olan biri bulunsaydı, Gökçek
aday yapılmayacaktı.
Bir başka boyut ki bu da önemlidir:
Tayyip Erdoğan siyaseti iyi bilen ve okuyan liderdir.
Şayet
Gökçek’i aday yapmayıp AKP Ankara’yı kaybetseydi, Nisan ayında
karşısında imaj olarak ejderhaya dönüşmüş bir Gökçek’i bulurdu.
Erdoğan’ın ince hesabı
İşte Tayyip bey Melih Gökçek’i aday yaparak:
1) Partisinde en çok oy alma potansiyeli olan ismi seçmene sunmuştur.
2) Gökçek’in gelecekte kendi karşısına siyasi rakip olarak çıkmasını önlemiştir.
3)
AKP Ankara’yı alırsa bu, partinin başarısı olacak, kaybederse zaten
kuşku duyulan (!) Gökçek’in kaybı olacak ve bu şekilde Melih beyin
siyasi hayatı da bitmiş olacaktır. Evet Erdoğan’ın hesabı çok
boyutludur.
Peki ya bundan sonraki ilişki seyri mi?
Gökçek,
zorunlu olarak Başbakan olduğu için Tayyip beyin her dediğine evet
diyecektir, ama içindeki muhabbet kırıklığı ve güvensizlik derinleşerek
devam edecektir.
Öyle ya şu son iki hafta içinde yapılanlar yenilir yutulur türden değildir.
Ankara
gibi bir yerde üç dönem seçilen ve başkente gerçekten büyük hizmetler
veren birine bu yapılanlar asla sineye çekilir türden değildir.
Evet Gökçek’in aday olmasıyla Ankara müthiş bir seçim kampanyasına tanıklık edecek.
Melih bey ve onun gibi çok yakın dostum olan hemşerim Murat Karayalçın’a başarılar diliyorum...
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz