De ki, peki, Beki!
1 sayfadaki 1 sayfası
De ki, peki, Beki!
De ki, peki, Beki!
Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki sürpriz bir kararla görevinden ayrıldı.
***
De
ki; meslek hayatı boyunca hep dinci medya kuruluşlarında çalışan ve
“Başbakan’ın arabasının koltuğuna oturan tek kişi” olarak adlandıralan
Akif Beki istifa etti...
De ki; bundan sonra gazetelerin genel yayın yönetmenlerini arayıp muhabirleri, yazarları şikâyet edemeyecek...
De ki; yandaş gazetelerin manşetlerini belirleyemeyecek...
De ki; Başbakan’ın uçağına binecek dinci-liboş gazeteleri ve temsilcilerini saptayamayacak...
De ki; meslektaşlarını “bizden”, “bizden değil” diye fişleyemeyecek...
De ki; deneyimli Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyon belgelerini iptal edemeyecek...
De ki; AKP Yayın Holding’in muhabirlerine, yazarlarına muhalefeti yıpratmak için belge sızdıramayacak...
De ki; eski gazetesindeki meslektaşlarının, TRT’de program yapması için bastıramayacak...
De
ki; bakanlıklar başta olmak üzere bütün kamu kuruluşlarının basın ve
halkla ilişkiler birimlerine alınacak personeli “tavsiye” edemeyecek...
De
ki; Başbakan’ın aleyhine yazılan her yazı, yapılan her haber, çizilen
her karikatür için, Erdoğan’ın avukatlarına dava açmaları talimatı
veremeyecek.
De ki; iddia edildiği gibi sadece bir gazetenin, yani Sabah’ın başına geçecek...
***
Peki; Tayyip Erdoğan’ı ölümüne savunmaktan vazgeçecek mi?
Peki; “Dönmek istiyorum” dediği gazetecilik mesleğine, bu kez “içeriden” ağır darbeler indirmeyecek mi?
Peki;
yerine atanacak kişinin benzer uygulamalarına göz yummak zorunda
kalacağı için, meslek itibarını ayaklar altına almayacak mı?
Peki; yaptıracağı haberlerle, yazacağı ya da yazdıracağı yazılarla AKP’ye en az bugünkü kadar hizmet etmeyecek mi?
Peki; Başbakan’ın sevmediği ve ona ters soru soran gazetecileri bu kez “gazeteci” olarak yöneteceği kurumdan kovmayacak mı?
Peki; Başbakan’a hayatı boyunca “Peki” demeyecek mi?
Peki; bundan sonra da “Başbakan’ın arabasına binen tek kişi” olmayacak mı?
***
Beki; yine Başbakan’ın canı-ciğeri, kardeşi...
Beki; yine Başbakan’ın en yakını...
Beki; yine iktidar olanaklarını kullanacak...
Beki; yine AKP için canını dişine takarak mücadele edecek...
Beki; yine haksızlık ettiği yüzlerce meslektaşının arasına karışamayacak...
Ve...
Beki ve Beki gibiler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da asla gazeteci olamayacak!
***
YASAK!
YÖK, rektörlere bir genelge gönderek tüm akademisyenlerin, izin almadan sivil toplum örgütlerinde yönetici olmasını yasaklamış!
Yani;
artık bir profesör, doçent ya da araştırma görevlisi; bırakın Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği’ni “Hayvanserler Derneği”ne bile yönetici
olamayacak...
Türk Tabipleri Birliği, Baro, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği seçimlerine giremeyecek...
Yani; üniversitede çalıştığı sürece, susup oturacak...
Çünkü Kürtçe televizyona özgürlük tanıyan AKP; YÖK aracılığıyla hocaların ağızlarını bağladı.
Biz buna kısaca, “AKP tipi demokrasi” diyoruz!
***
GÜNÜN SORUSU
Başbakanlık Basın Sözcülüğü’ne bu kez Kanal 7’nin hangi yöneticisi atanacak?
***
Erdoğan, RTÜK Başkanı’nı neden bu kadar koruyor?
Dokunulmazlıkların
kaldırılması ne zaman gündeme getirilse, Başbakan Erdoğan şiddetle
karşı çıkıyor ve “O zaman bütün dokunulmazlıkları da kaldıralım”
diyor...
“Bütün dokunulmazlıklar”dan kastı ise; bürokratlara, yargı ve ordu mensuplarına tanınan bazı haklar...
Ama
bunu söyleyen Başbakan ne hikmetse, bu konuda herhangi adım atmadığı
gibi; aynı zamanda o dokunulmazlıkların bizzat uygulayıcısı oluyor...
Son örnek; RTÜK Başkanı...
Başbakan, yakın korumaya aldığı Zahid Akman’ın ve 12 bürokratın yargılanmasına izin vermedi.
Hem de Deniz Feneri’nden falan değil, sıradan bir usulsüzlük suçlamasından...
Sahi; Başbakan, RTÜK Başkanı’na neden bu kadar çok sahip çıkıyor?
Nasıl olsa bir gün öğreneceğiz ama umarım vakit geç olmaz!
Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki sürpriz bir kararla görevinden ayrıldı.
***
De
ki; meslek hayatı boyunca hep dinci medya kuruluşlarında çalışan ve
“Başbakan’ın arabasının koltuğuna oturan tek kişi” olarak adlandıralan
Akif Beki istifa etti...
De ki; bundan sonra gazetelerin genel yayın yönetmenlerini arayıp muhabirleri, yazarları şikâyet edemeyecek...
De ki; yandaş gazetelerin manşetlerini belirleyemeyecek...
De ki; Başbakan’ın uçağına binecek dinci-liboş gazeteleri ve temsilcilerini saptayamayacak...
De ki; meslektaşlarını “bizden”, “bizden değil” diye fişleyemeyecek...
De ki; deneyimli Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyon belgelerini iptal edemeyecek...
De ki; AKP Yayın Holding’in muhabirlerine, yazarlarına muhalefeti yıpratmak için belge sızdıramayacak...
De ki; eski gazetesindeki meslektaşlarının, TRT’de program yapması için bastıramayacak...
De
ki; bakanlıklar başta olmak üzere bütün kamu kuruluşlarının basın ve
halkla ilişkiler birimlerine alınacak personeli “tavsiye” edemeyecek...
De
ki; Başbakan’ın aleyhine yazılan her yazı, yapılan her haber, çizilen
her karikatür için, Erdoğan’ın avukatlarına dava açmaları talimatı
veremeyecek.
De ki; iddia edildiği gibi sadece bir gazetenin, yani Sabah’ın başına geçecek...
***
Peki; Tayyip Erdoğan’ı ölümüne savunmaktan vazgeçecek mi?
Peki; “Dönmek istiyorum” dediği gazetecilik mesleğine, bu kez “içeriden” ağır darbeler indirmeyecek mi?
Peki;
yerine atanacak kişinin benzer uygulamalarına göz yummak zorunda
kalacağı için, meslek itibarını ayaklar altına almayacak mı?
Peki; yaptıracağı haberlerle, yazacağı ya da yazdıracağı yazılarla AKP’ye en az bugünkü kadar hizmet etmeyecek mi?
Peki; Başbakan’ın sevmediği ve ona ters soru soran gazetecileri bu kez “gazeteci” olarak yöneteceği kurumdan kovmayacak mı?
Peki; Başbakan’a hayatı boyunca “Peki” demeyecek mi?
Peki; bundan sonra da “Başbakan’ın arabasına binen tek kişi” olmayacak mı?
***
Beki; yine Başbakan’ın canı-ciğeri, kardeşi...
Beki; yine Başbakan’ın en yakını...
Beki; yine iktidar olanaklarını kullanacak...
Beki; yine AKP için canını dişine takarak mücadele edecek...
Beki; yine haksızlık ettiği yüzlerce meslektaşının arasına karışamayacak...
Ve...
Beki ve Beki gibiler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da asla gazeteci olamayacak!
***
YASAK!
YÖK, rektörlere bir genelge gönderek tüm akademisyenlerin, izin almadan sivil toplum örgütlerinde yönetici olmasını yasaklamış!
Yani;
artık bir profesör, doçent ya da araştırma görevlisi; bırakın Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği’ni “Hayvanserler Derneği”ne bile yönetici
olamayacak...
Türk Tabipleri Birliği, Baro, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği seçimlerine giremeyecek...
Yani; üniversitede çalıştığı sürece, susup oturacak...
Çünkü Kürtçe televizyona özgürlük tanıyan AKP; YÖK aracılığıyla hocaların ağızlarını bağladı.
Biz buna kısaca, “AKP tipi demokrasi” diyoruz!
***
GÜNÜN SORUSU
Başbakanlık Basın Sözcülüğü’ne bu kez Kanal 7’nin hangi yöneticisi atanacak?
***
Erdoğan, RTÜK Başkanı’nı neden bu kadar koruyor?
Dokunulmazlıkların
kaldırılması ne zaman gündeme getirilse, Başbakan Erdoğan şiddetle
karşı çıkıyor ve “O zaman bütün dokunulmazlıkları da kaldıralım”
diyor...
“Bütün dokunulmazlıklar”dan kastı ise; bürokratlara, yargı ve ordu mensuplarına tanınan bazı haklar...
Ama
bunu söyleyen Başbakan ne hikmetse, bu konuda herhangi adım atmadığı
gibi; aynı zamanda o dokunulmazlıkların bizzat uygulayıcısı oluyor...
Son örnek; RTÜK Başkanı...
Başbakan, yakın korumaya aldığı Zahid Akman’ın ve 12 bürokratın yargılanmasına izin vermedi.
Hem de Deniz Feneri’nden falan değil, sıradan bir usulsüzlük suçlamasından...
Sahi; Başbakan, RTÜK Başkanı’na neden bu kadar çok sahip çıkıyor?
Nasıl olsa bir gün öğreneceğiz ama umarım vakit geç olmaz!
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz