"Absürd" -abes-saçmalıklar tiyatrosu!
1 sayfadaki 1 sayfası
"Absürd" -abes-saçmalıklar tiyatrosu!
"Absürd" -abes-saçmalıklar tiyatrosu!
Tiyatro sanatını biraz bilenler bilirler “Absürd”, yani “Abes- Saçmalıklar Tiyatrosu” bir piyesler türüdür.
“Ümraniye”,
nam-ı diğer “Ergenekon Davası” için en uygun ismi buldum: “Absürd-Abes
Tiyatrosu”. “Amaçların anlamsızlığı ve umutsuzluk temaları üzerine
şekillenen bir tiyatro türü. ” Absürd tiyatro “ bir çelişkiler,
karşıtlıklar ve karışıklıklar toplamının sahneye yansıtılması! Oyun
kişileri hiçbir yere ve ortama ait değillerdir, diyalog biçiminde
kurulmuş konuşmalar birbirini karşılamaz ya da neden-sonuç ilişkisiyle
ilerlemez, ana hatları çizilebilir bir olay dizisi yoktur, oyunlardaki
ilerleyişe rağmen dramatik anlamda bir gelişmeden söz etmek genellikle
imkânsızdır.
Veya Engerek-kon
“Ergenekon Davası” na bu ismi
bulmadan “Engerek-kon” davası diyecektim: Köşeye sıkıştırılmış, çatal
dilli engerek yılanının her tarafa saldırısı, “facianın piyesi”.
Ama
Ümraniye (Ergenekon) davasının en doğru özeti; “absürd tiyatro”,
“absürd-saçma ve abes” oyunudur. Ve ben ekleyeyim, toplumun kafasını
karıştırmak için, “abesle” meşgul etmek amaçlıdır. Televiyzon
kanallarındaki, gazetelerdeki Türkiye’nin “kamu” kafası hiçbir zaman bu
kadar karışmamış, karıştırılamamıştır!
Düşmanlara ne hacet; onlar
isteselerdi Türkiye’yi bu kadar karıştıramazlar ve bölemezlerdi!
“İsterselerdi” dedim, ama “istedikleri” muhakkak.
Artık
saçmalıktan, abesten öte feci ayrıntılar hangileri. Son dalgada
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranmasının,
mahkeme kararının gerekçesini mi? YÖK’ün eski Başkanı Kemal Gürüz’ün,
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç’ın, Harp
Akademilerı Komutanı Kemal Yavuz Paşa’nın hoyratça tutuklanmalarını,
bazı muvazzaf subayların “Karargâh Evleri’nde” (o nasıl evlerse)
buluştukları iddiasıyla tevkif edilmelerini mi? Daha önceki
tutuklamalar ve yüze yakın insanın haklarında iddia olmadan
tutuklanmalarından mı söz edeyim? “Ergenekon’un para kasası” Kuddusi
Okkır’ın göz göre göre “öldürülmesinden” sevgili Şener Eruygur Paşa’nın
şuurunu yarı kaybetmesi “abes ve saçmalıklar tiyatrosu” değil, gerçek
facialar!
Son olarak, geçmişteki Susurluk olayını Ergenekon’a
bağlamak, İbrahim Şahin’i daha bu konuda suçlu olduğu ispat edilmeden
ve “Gladyo’nun” tarihte ne olduğunu hatırlatmadan, orgeneraller, eski
YÖK Başkanı, emekli başsavcılarla aynı kefeye koyup “darbe ortamı”
hazırlamakla suçlamak. Bırakın, devletin ve ordunun en yukarı
mevkilerinde görev yapmış olan kişilerin ülkeyi kan gölüne çevirecek
böylesine tertipler içinde olmalarını düşünmek bile akla zarar,
“abesten, saçmadan” öte nedir? Ve İsmet Berkan’ın dile getirdiği “PKK
Ergenekon’dan çıktı” iddiası absürd ve onun sevdiği “akıl oyununa
nazire” “akılsızlık oyunu” değil mi?
Bu “absürd” tiyatronun
“Ümraniye Davası’nın baş kahramanı, kara kutusu! Bu tiyatronun
yazarları, senaristleri acaba neden bu olayın üzerine fazla gitmezler
ve sayın savcılar onu ciddiye alıp sorular yollar da, hükümet, Kanada
hükümetinden iadesini talep etmez? Ama gelin görün ki, absürd-facia
piyesleri arasında bir de komedi; gönderilen soruların neden yanlış ve
aslında doğru adrese, bu davanın en önde gelen savunucularından Yeni
Şafak Toronto muhabirinin evine gitmiş... Neden ve nasıl! Bizim
senaristler bunu neden hiç kaale almazlar!
Fakat saçmalıklar
bundan da ibaret değil. Bunun yazarları abesle iştigal ediyorlar, bizi
de uğraştırıyorlar diyeceğim, ama bu bir oyun değil!
Bu absürd
tiyatronun amacı, senaristlerin söylediklerinden ve yazdıklarından
belli, geçmişle hesaplaşma, TC’yi tasfiye, orduyu etkisiz hale
getirmektir ve de gericilere karşı yapılan 28 Şubat’ın rövanşıdır...
Cumhuriyet Mitingleri’ne karşı darbedir. Absürd tiyatro eserlerinden
Samuel Beckett’in ünlü piyesindeki gibi ” Godot’yu Beklerken “ bunları
da yazacağım!
Tiyatro sanatını biraz bilenler bilirler “Absürd”, yani “Abes- Saçmalıklar Tiyatrosu” bir piyesler türüdür.
“Ümraniye”,
nam-ı diğer “Ergenekon Davası” için en uygun ismi buldum: “Absürd-Abes
Tiyatrosu”. “Amaçların anlamsızlığı ve umutsuzluk temaları üzerine
şekillenen bir tiyatro türü. ” Absürd tiyatro “ bir çelişkiler,
karşıtlıklar ve karışıklıklar toplamının sahneye yansıtılması! Oyun
kişileri hiçbir yere ve ortama ait değillerdir, diyalog biçiminde
kurulmuş konuşmalar birbirini karşılamaz ya da neden-sonuç ilişkisiyle
ilerlemez, ana hatları çizilebilir bir olay dizisi yoktur, oyunlardaki
ilerleyişe rağmen dramatik anlamda bir gelişmeden söz etmek genellikle
imkânsızdır.
Veya Engerek-kon
“Ergenekon Davası” na bu ismi
bulmadan “Engerek-kon” davası diyecektim: Köşeye sıkıştırılmış, çatal
dilli engerek yılanının her tarafa saldırısı, “facianın piyesi”.
Ama
Ümraniye (Ergenekon) davasının en doğru özeti; “absürd tiyatro”,
“absürd-saçma ve abes” oyunudur. Ve ben ekleyeyim, toplumun kafasını
karıştırmak için, “abesle” meşgul etmek amaçlıdır. Televiyzon
kanallarındaki, gazetelerdeki Türkiye’nin “kamu” kafası hiçbir zaman bu
kadar karışmamış, karıştırılamamıştır!
Düşmanlara ne hacet; onlar
isteselerdi Türkiye’yi bu kadar karıştıramazlar ve bölemezlerdi!
“İsterselerdi” dedim, ama “istedikleri” muhakkak.
Artık
saçmalıktan, abesten öte feci ayrıntılar hangileri. Son dalgada
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranmasının,
mahkeme kararının gerekçesini mi? YÖK’ün eski Başkanı Kemal Gürüz’ün,
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç’ın, Harp
Akademilerı Komutanı Kemal Yavuz Paşa’nın hoyratça tutuklanmalarını,
bazı muvazzaf subayların “Karargâh Evleri’nde” (o nasıl evlerse)
buluştukları iddiasıyla tevkif edilmelerini mi? Daha önceki
tutuklamalar ve yüze yakın insanın haklarında iddia olmadan
tutuklanmalarından mı söz edeyim? “Ergenekon’un para kasası” Kuddusi
Okkır’ın göz göre göre “öldürülmesinden” sevgili Şener Eruygur Paşa’nın
şuurunu yarı kaybetmesi “abes ve saçmalıklar tiyatrosu” değil, gerçek
facialar!
Son olarak, geçmişteki Susurluk olayını Ergenekon’a
bağlamak, İbrahim Şahin’i daha bu konuda suçlu olduğu ispat edilmeden
ve “Gladyo’nun” tarihte ne olduğunu hatırlatmadan, orgeneraller, eski
YÖK Başkanı, emekli başsavcılarla aynı kefeye koyup “darbe ortamı”
hazırlamakla suçlamak. Bırakın, devletin ve ordunun en yukarı
mevkilerinde görev yapmış olan kişilerin ülkeyi kan gölüne çevirecek
böylesine tertipler içinde olmalarını düşünmek bile akla zarar,
“abesten, saçmadan” öte nedir? Ve İsmet Berkan’ın dile getirdiği “PKK
Ergenekon’dan çıktı” iddiası absürd ve onun sevdiği “akıl oyununa
nazire” “akılsızlık oyunu” değil mi?
Bu “absürd” tiyatronun
“Ümraniye Davası’nın baş kahramanı, kara kutusu! Bu tiyatronun
yazarları, senaristleri acaba neden bu olayın üzerine fazla gitmezler
ve sayın savcılar onu ciddiye alıp sorular yollar da, hükümet, Kanada
hükümetinden iadesini talep etmez? Ama gelin görün ki, absürd-facia
piyesleri arasında bir de komedi; gönderilen soruların neden yanlış ve
aslında doğru adrese, bu davanın en önde gelen savunucularından Yeni
Şafak Toronto muhabirinin evine gitmiş... Neden ve nasıl! Bizim
senaristler bunu neden hiç kaale almazlar!
Fakat saçmalıklar
bundan da ibaret değil. Bunun yazarları abesle iştigal ediyorlar, bizi
de uğraştırıyorlar diyeceğim, ama bu bir oyun değil!
Bu absürd
tiyatronun amacı, senaristlerin söylediklerinden ve yazdıklarından
belli, geçmişle hesaplaşma, TC’yi tasfiye, orduyu etkisiz hale
getirmektir ve de gericilere karşı yapılan 28 Şubat’ın rövanşıdır...
Cumhuriyet Mitingleri’ne karşı darbedir. Absürd tiyatro eserlerinden
Samuel Beckett’in ünlü piyesindeki gibi ” Godot’yu Beklerken “ bunları
da yazacağım!
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz