Geçmişe bakınca
1 sayfadaki 1 sayfası
Geçmişe bakınca
Geçmişe bakınca
Gaspçı Rum lider Hristofyas’ın “Kıbrıs Türklerini Anavatan
Türkiye’den koparmak” planına destek atışında bulunan içimizdeki birkaç
kendini bilmezin Rum tarafındaki itibarı gittikçe artmaktadır.
Klerides’in son kitabını Türkçeye çeviren Halluma adında bir kişi bu
kitabın girişinde hiç utanmadan, sıkılmadan, Allah’tan ve kulundan
korkmadan Klerides’e teşekkür ediyor, “kitabının işgal bölgesinde de
yayımlanmasına izin verdiği için”. Bu kendini bilmezlik karşısında
bugüne kadar basınımızda Halluma denilen bu kendini bilmeze “hizaya
gel” diyen çıkmadı. Hayretler içindeyim.
Başkaları, arkalarında üç
kişi bile yokken televizyonlara çıkıp devleti yere sermekte, “Türkiye
her işten sorumludur” tezini işlemekte, “Kıbrıslılar” olarak Kıbrıs
meselesinin Kıbrıslılar tarafından Türkiye’siz hallini hayal
etmektedirler. Bunlar geçmişi bilmeyen, tarih okumayan veyahut da
geçmişi de tarihi de bildikleri halde günlük çıkarları için Rum’a
hizmeti şiar edinmiş, satılmış kimseler olmalı.
Rum eğitimci
Papadakis’in Rum okullarında çocuklara okuttukları tarih kitaplarında
“Kıbrıslı” deyiminin “Yunanistan’ın Kıbrıs’taki uzantısı olan Rumları
kapsadığını”, Türklerin bu deyimin içinde olmadığını tespit ettiğimi
daha önce de yazmıştım. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için
Makarios’un yanında her şeyi yapmış olan, Türk düşmanı Spiros
Kipriyanu’nun dünyaya “bize Kıbrıslı Rum demeyiniz, biz Kıbrıs
milletiyiz” dediğini ve dünyayı böyle kandırdıklarını daha önce de
yazmıştım.
Şimdi önümüzde, Belge dergisinin 26 Mart-9 Nisan 1983
tarihli sayısında Patris ve Agon gazetelerinden alınan şu yazıya
bakalım: AKEL dün Galo Plaza raporu ile ilgili olarak yaptığı
açıklamada şunları belirtti: “antiemperyalist ulusal kurtuluş
savaşımızın hedefi değişmemiştir. Bu hedef Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak
etmek idi. Katıksız bir Enosis’i elde edebilmemiz için,
bağımsızlığımızı tamamlamamız, bütün adada karşılığında hiçbir bedel
verilmeden, üslerden arındırılmış bir Kıbrıs için inkâr edilemeyen self
determinasyon hakkımızı kullanabileceğimiz bir ortamı yaratmalıyız”.
“Katıksız
Enosis” - “bağımsızlığı tamamlamak” deyimleri Makarios’un da kullandığı
deyimlerdi. Anlamı Türklere herhangi bir hak verilmeksizin, Enosis’i
engelleyen garantilerden kurtulmaktır. Unutmayalım, Makarios
Bağlantısızlar Grubu’nu “Tam bağımsızlık için mücadele ediyorum”
diyerek peşine takmıştı. Tam bağımsız olabilmesi için tek başına Kıbrıs
milleti olarak algılanması ve bu milleti kaderini tayin hakkından
engelleyen (yani Enosis’i yasaklayan) garantilerden kurtulması
gerekmekteydi. 45 yıl sonra aynı noktadayız. Bizi bu felâketten bugüne
kadar KKTC’nin varlığı ve garantiler kurtarmıştır. “Kıbrıslılık”
âşıkları bu konulara eğilirlerse iyi olur. Geçmişi bilmeyenin geleceğe
hâkim olması beklenemez.
Gaspçı Rum lider Hristofyas’ın “Kıbrıs Türklerini Anavatan
Türkiye’den koparmak” planına destek atışında bulunan içimizdeki birkaç
kendini bilmezin Rum tarafındaki itibarı gittikçe artmaktadır.
Klerides’in son kitabını Türkçeye çeviren Halluma adında bir kişi bu
kitabın girişinde hiç utanmadan, sıkılmadan, Allah’tan ve kulundan
korkmadan Klerides’e teşekkür ediyor, “kitabının işgal bölgesinde de
yayımlanmasına izin verdiği için”. Bu kendini bilmezlik karşısında
bugüne kadar basınımızda Halluma denilen bu kendini bilmeze “hizaya
gel” diyen çıkmadı. Hayretler içindeyim.
Başkaları, arkalarında üç
kişi bile yokken televizyonlara çıkıp devleti yere sermekte, “Türkiye
her işten sorumludur” tezini işlemekte, “Kıbrıslılar” olarak Kıbrıs
meselesinin Kıbrıslılar tarafından Türkiye’siz hallini hayal
etmektedirler. Bunlar geçmişi bilmeyen, tarih okumayan veyahut da
geçmişi de tarihi de bildikleri halde günlük çıkarları için Rum’a
hizmeti şiar edinmiş, satılmış kimseler olmalı.
Rum eğitimci
Papadakis’in Rum okullarında çocuklara okuttukları tarih kitaplarında
“Kıbrıslı” deyiminin “Yunanistan’ın Kıbrıs’taki uzantısı olan Rumları
kapsadığını”, Türklerin bu deyimin içinde olmadığını tespit ettiğimi
daha önce de yazmıştım. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için
Makarios’un yanında her şeyi yapmış olan, Türk düşmanı Spiros
Kipriyanu’nun dünyaya “bize Kıbrıslı Rum demeyiniz, biz Kıbrıs
milletiyiz” dediğini ve dünyayı böyle kandırdıklarını daha önce de
yazmıştım.
Şimdi önümüzde, Belge dergisinin 26 Mart-9 Nisan 1983
tarihli sayısında Patris ve Agon gazetelerinden alınan şu yazıya
bakalım: AKEL dün Galo Plaza raporu ile ilgili olarak yaptığı
açıklamada şunları belirtti: “antiemperyalist ulusal kurtuluş
savaşımızın hedefi değişmemiştir. Bu hedef Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak
etmek idi. Katıksız bir Enosis’i elde edebilmemiz için,
bağımsızlığımızı tamamlamamız, bütün adada karşılığında hiçbir bedel
verilmeden, üslerden arındırılmış bir Kıbrıs için inkâr edilemeyen self
determinasyon hakkımızı kullanabileceğimiz bir ortamı yaratmalıyız”.
“Katıksız
Enosis” - “bağımsızlığı tamamlamak” deyimleri Makarios’un da kullandığı
deyimlerdi. Anlamı Türklere herhangi bir hak verilmeksizin, Enosis’i
engelleyen garantilerden kurtulmaktır. Unutmayalım, Makarios
Bağlantısızlar Grubu’nu “Tam bağımsızlık için mücadele ediyorum”
diyerek peşine takmıştı. Tam bağımsız olabilmesi için tek başına Kıbrıs
milleti olarak algılanması ve bu milleti kaderini tayin hakkından
engelleyen (yani Enosis’i yasaklayan) garantilerden kurtulması
gerekmekteydi. 45 yıl sonra aynı noktadayız. Bizi bu felâketten bugüne
kadar KKTC’nin varlığı ve garantiler kurtarmıştır. “Kıbrıslılık”
âşıkları bu konulara eğilirlerse iyi olur. Geçmişi bilmeyenin geleceğe
hâkim olması beklenemez.
Rauf DENKTAŞ- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 15
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz