Ergenekon tiyatrosunda yeni sahneler...

Bir şeyi kesinleştirelim.
Ergenekon, okyanus ötesinden desteklenmenin ötesinde iteklenen bir operasyondur.
Paxamericana’nın
itekleme gerekçesi, NATO’nun bugünkü konumunu ve Ortadoğu’nun yeniden
dizaynını sorgulayan TSK’ya karşı psikolojik harekât yapmak ve imajını
yere serip hazır ola geçmesini sağlamaktır.
Washington’a hedefleri
bağlamında payanda olan malum güruhun amacı da bazılarının iddia ettiği
gibi sadece 28 Şubat’ın intikamını almak değil, aynı zamanda Türkiye’yi
sadece polis kurumu bağlamında değil, topyekün ele geçirmede en büyük
engel olarak gördüğü TSK’nın çökertilmesidir.
AKP ve Tayyip Erdoğan için tablo çok daha boyutludur.
Ergenekon
senaryosu Erdoğan için öncelikle Büyük Britanya’nın yüzyıllar boyunca
koca Çin kıtasını afyonla uyutması misali Türk halkını uyutacak bir
konudur.
Öyle, çünkü Ergenekon’un ambalajı ulvidir.
Güya demokrasiyi amaçlar ve çetecilerle savaşı esas alır.
Dolayısıyla Ergenekon soruşturması çoğu zaman Tayyip Erdoğan’ın imdadına yetişen Hızır Peygamber misalidir.
İki seneye yakındır AKP ne zaman sıkışsa Hızır Peygamber, pardon Ergenekon tutuklamaları imdada yetişiyor.
İşsizlik, yoksulluk ve ekonomik buhran halkı galeyana mı getirdi?
Hemen bir Ergenekon operasyonu!
AKP’ye açılan kapatılma davası sürecinde olduğu gibi gündemin değişmesi mi gerekti?
Derhal bir Ergenekon operasyonu!
Deniz Feneri’nde zekât hırsızlığı yaptığı mahkeme kararıyla tescillenen AKP’nin dandik mücahitleri toplumda lanetlenir mi oldu?
Yine bir Ergenekon operasyonu!
Gazze’de
Filistinli bebeleri boğazlayan İsrail’in kınanması TBMM’de CHP
tarafından gündeme getirilip AKP tarafından reddedilince toplumda
infial mi oldu?
Acil bir Ergenekon
operasyonu!
Saadet Partililer yüzbinleri toplayıp İsrail’e karşı ortak bir ruh mu oluşturdu?
Hemen bir Ergenekon operasyonu!
Evet Ergenekon AKP için hem afyon, hem sığınak, hem de örtü vazifesini görüyor.
Bitmedi...
Bir
değerlendirmeye göre de üniformayı hedef alan bütün bu operasyonlarla
Cumhuriyet ve onun kurucusu ile de akıllarınca hesaplaşmış oluyorlar!
Ergenekon soruşturması ne zaman biter sorusuna gelince?
Bin
yıl sürer mi bilmem, ama bildiğim şey AKP var oldukça Ergenekon ya da
ona benzer sözde soruşturma kılıçlarının hep başlarda
sallandırılacağıdır!
Hayır hayır, söylemek istediğimiz elbette Ergenekon kapsamında gözaltına alınanların tamamının pirüpak oldukları değildir.
Tersine
biz de Susurluk’un uzantısı anlamında olan son soruşturmada pisliklere
bulaşmış bazı isimlerin olabileceğine inananlardanız.
İtirazımız basit bir rutin temizlik hadisesinin başka başka amaçlar için kullanılması olayıdır.
Emperyalizmi ve ona payanda olanları hedefleri bağlamında anlarım da Tayyip Erdoğan’ı anlamakta emin olun zorluklarım var.
Öyle, çünkü ben Erdoğan’ın hâlâ taammüden vatan hainliği yaptığı ve yapacağı kanaatinde değilim.
Öyleyse
soruyorum, TSK’yı katiller çetesi gibi sunmanın bu ülkeye ne yararı var
Sayın Başbakan? Görmüyor musunuz Ergenekon’un yaptığı sonuçta oraya
çıkıyor!

MUTEBER...
Susurluk prensi Mümtaz’er’i kimler kucaklıyor?
Mümtaz’er
Türköne’yi bilirsiniz. Adına Susurluk denen karanlığın ideoloğu ve
hatta prensidir. Prof. Orhan Kavuncu anlattı, Tansu Çiller’e
başkalarının hazırladığı sözde ziraat projelerini götürüp
danışmanlığının karşılığında dolaylı yollardan yüklü ödemeler alırdı.
(Var mısın Mümtaz bu konuyu şahitler eşliğinde açalım!) Mümtaz’er de bu
ödemelerin karşılığını çetecilik ideolojisini satarak öderdi. Abartıyor
muyum. Açın arşivlere bakın! İbrahim Şahin’in fikri peygamberi
Mümtaz’er’di. Sadece o mu? Tansu Çiller’e de, “Bu ülke için kurşun atan
da kurşun yiyen de şereflidir” sözünü ettiren, yani o konuşma metnini
yazan da Mümtaz’er’di... Peki bu karanlıklar prensi şimdi hapishanede
mi?.. Nerdeeee! Bir eli balda, bir eli yağda, pardon pardon bir eli
AKP’de, bir eli de Ergenekon çetecilerine(!) en büyük hücumu yapan
medyadadır... Evet yanlış okumadınız, dünün Susurluk prensi şimdi
AKP’nin en muteber adamıdır. AKP iktidarında bir ricayla, eski eşini
boşayıp okulda öğrencisiyken evlendiği şimdiki eşini önce kaymakam,
ardından da milletvekili yaptırdı. Bitmedi Mümtaz’er aynı zamanda
Ergenekon için en keskin yayınları yapan Zaman gazetesinin de en
muteber yazarıdır... Bu tablo Mümtaz’er’in becerisi mi, yoksa
diğerlerinin ilkesizliği mi, kararı siz verin!


YOL GÖSTERİCİ...
TRT bu tetikçiliğin hesabını zor verir
TRT,
tarihinde hiç bu kadar politize olmamış ve hiçbir iktidara bu denli
pravdalık yapmamıştı. Emin olun 12 Eylül öncesindeki İsmail Cem dönemi
bile politize olma bağlamında bugünün çok ama çok gerisindeydi. Bugün
TRT iktidarı desteklemiyor, ona zerre mübalağasız tetikçilik yapıyor.
Tevekkeli değilmiş Tayip bey İbrahim Şahin’i meğer ısrarla bunun için
istemiş! Halkın vergileriyle yayın yapan devletin kurumu bugün adeta
siyasal dinciliğin dergâhı haline gelmiştir. Pek çok siyasal dinciye
program yapma imkânı verilmiştir... Bitmedi, TRT buna ilaveten
dezenformasyona da figüranlıklar yapıyor. Son olarak Sabih Kanadoğlu
olayında görüldüğü gibi TRT devletin polisine yol gösteren, kanalize
eden pozisyon ve de misyondaydı. Keza açılan çukurlardan yapılan
yayınlarda da sadece TRT’nin olması manidardır. Öyle ya her yere
kamera ordusu götürülürken son çukur görüntülerinde niçin sadece TRT
vardır? Yoksa o silahlar o çukurdan çıkmadı mı? Baksanıza Osman
Pamukoğlu Paşa silahı ekranda gördüğünde “Bunlar çok yeni. Topraktan
çıkmışa benzemiyor” hükmünü vermiştir. Silahtan anlayan Paşa durduk
yerde niçin böyle bir söz etsin? Sonuç: Gün gelecek İbrahim Şahin kendi
yaptıklarının ve kendisine yapılanların izahını hukuk önünde emin olun
bir bir ortaya koyacaktır.

PES Kİ PES...
Sarızeybek’in korkunç iddiası!
Adı
Erdal Sarızeybek. Emekli albay. Güneydoğu kahramanı. “İhaneti Gördüm”
isimli müthiş eserin yazarıdır. Sarızeybek Albayı kamuoyumuz daha çok
Ali Kırca’nın programlarından tanıyor. Erdal Albay sadece vatansever
değil, aynı zamanda çok iyi bir kurmaydır. Birikimli ve belagat
sahibidir. Analiz kabiliyeti fevkalade yüksektir. İşte ülke sevgisi
tarih önünde tescilli olan bu yiğit adam, önceki gün akşam haberlerinde
Star TV’de Uğur Dündar’ın konuğu idi. Sarızeybek, milyonların önünde
Ergenekon savcısının kendisini çağırdığını ve “Seni general yapmadılar,
harcadılar diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aleyhine konuşmasını
istediğini” dillendirmiştir... Şimdi bu beyandan sonra ya Erdal Albaya
yalan söylediğinden ötürü tahkikat yapılmalı ya da Ergenekon’un savcı
heyeti gözden geçirilmelidir. Devletin savcısı, eski bir ordu mensubunu
nasıl olur da ülkenin Silahlı Kuvvetleri aleyhine yalan habere zorlar,
anlamak mümkün müdür?