DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yeni dalga: Büyük gözaltı!

Aşağa gitmek

Yeni dalga: Büyük gözaltı! Empty Yeni dalga: Büyük gözaltı!

Mesaj tarafından Altemur KILIÇ 2009-01-15, 09:26

Yeni dalga: Büyük gözaltı!

Önceki akşam TV kanalları “Ümraniye (Ergenekon) Davası” yorum ve
tartışmaları ile doldu taştı! Uygar tartışmalarda, hiç olmazsa, ortak
bir zemin olur ve tartışanlar, aynı frekansta olmasalar bile, aynı
dilde konuşurlar fakat artık ne ortak bir zemin, ne de ortak bir dil
kaldı. Türkiye’de “parazit” var!
Son yıllardaki “erozyonlarla,
ortak zemin” zaten altımızdan kaymaya başlamıştı. “Ümraniye selleri”
kalanı da silip süpürmekte! Kinleri köpürmüş, gözleri dönmüş olanlarla,
“adaletten ve hukuktan” söz etmeye çalışanların uzlaşmalarına artık
imkân yok. Bir tarafta hukuk ve adaletin üstünlüğünden söz edenlere,
son zamanlarda yapılanların, hukuka uymadığını -adilane olmadığını-
söylemeye çalışanlara, “ötekiler”, “liboş demagojisiyle” cevap
veriyorlar. “Susurluk’a, Gladyo’ya ve gömülü cephaneliklere” yeni
gelinler gibi sarılmışlar! YARSAV Başkanı -kendisi de savcı- sayın Ömer
Faruk Eminağaoğlu, onlara “hukuku” hatırlatıyor, kös kös dinliyorlar!
“Geçmişte, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de neler olmuştu” diyerek, bu davanın
bir intikam davası olduğunu itiraf ediyorlar. Geçmişten söz edilecekse,
27 Mayıs’ta ve sonrasında neler oldu! Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen,
“Bunlar benim de, yakın dostlarımın da başından geçti, ama bundan sonra
yapılması gereken, geçmişte olanların tekrarlanmamasına çalışmaktır!”
dedi. Oysa “Ümraniye Davası” Türkiye’yi karanlıklardan kurtaracağına,
intikam almayı körükleyecek ve kısırdöngü sonsuza, daha doğrusu TC’nin
“sonuna” kadar devam edecek!
Gözlerini, özellikle, orduya karşı
intikam bürümüş olanlara, bu sonu gelmez dalgalarda devletin, ordusunun
en yüksek mertebelerinde bulunmuş saygın kişilere yapılan hoyratça
muameleler hatırlatılınca; onlar, “itibarlı kişilerin, emekli
generallerin vb. dokunulmazlıkları olamaz” diyesiler. Haklılar. Hukuk
-yargı- önünde herkes eşittir ve Başbakan dâhil kimsenin ayrıcalığı,
dokunulmazlığı olamaz, olmamalıdır! Ne var ki, sadece onlara değil,
bütün vatandaşlara “dokunmanın” bir yolu, yöntemi vardır! Hele, aksi
sabit olana kadar masum ve saygın ve devletin yüksek mevkilerinde
bulunmuş olanlara “dokunmanın” da bir edebi olması gerekir!
27
Mayıs’ta da cumhurbaşkanlarına, başbakanlara, bakanlara, Genelkurmay
başkanlarına, kuvvet komutanlarına, hem de fazlaca “dokunulmuştu”. Ama
sonra, o “dokunanlara” ne oldu? Milletimizin “aklı” başına maalesef
biraz geç gelse de hafızası, hiç de zayıf değildir!

On birinci dalga
Kerametinin nereden, kimlerden
menkul olduğu malûm, Mahmut Övür adlı “sözde” bir gazeteci, önce Sabah
gazetesinin manşetinde, sonra da mâlum Taraf’ın, mâlum Neşe Düzel’ine
şecaat arz ederken, açıklamış ki; “11. dalga geliyor. Darbeci damar
medya da tasfiye olacak”... 90’ların ikinci yarısı ve 2000’lerde etkili
olmuş önemli siyasileri ve emekli askerleri, geçmişte Genelkurmay
başkanı olmuş bir ismi de kapsayacak. Türkiye büyük sarsıntılar
yaşamadan kendine gelemeyecek. Ergenekon süreci dalga dalga sürecek ve
Türkiye’yi değiştirecek. “Övür’e malûm mu oldu diyeceğim, ama o pek
abdala benzemiyor, bu sırada bunları pervasızca yazmasında bir maksat
var; “Büyük gözaltı terörünü” sürdürmek ve insanları sindirmek!

Ve ben
Son günlerde, birilerinden mesajlar
alıyorum. Mesela “Valizini topla, iki aya kalmaz seni de içeri
alacaklar. Koğuşlar berbat ve soğuk” diye... Eğer bu 11. dalgada,
gerçekten gene değerli Atatürkçüleri, cesur meslektaşlarımı toplarlar
da beni dışarıda bırakırlarsa çok üzülürüm!
Bu ilk içeri alınmam da
olmaz, tecrübem var. Yassıada’da, Balmumcu Cezaevi’nde toplam 9 ay
yattım. Hapisliğin, hele en güç şartlarda mahpusluğun ne olduğunu
bilirim. Yassıada’da yatarken, aylarca iddianame beklerken masum
olduğumdan, sonunda aklanacağımdan emindim! Sadece 36 yaşımdaydım;
endişem, küçük kızıma ne olacağı ve kendi geleceğimin nasıl olacağı
idi! Şimdi 85 yaşımdayım, kendi geleceğim hususunda korkum, endişem
yok! Eşimin sağlığından endişe ederim! Fakat asıl vatanımın, devletimin
geleceğinden endişeliyim! Ve bu yaşımda sıcak yatağımda öleceğime,
Atatürk’ün yolunda, Atatürkçülük davası uğruna, cezaevinin soğuk
koğuşunda şehit olmayı şeref sayarım!
Altemur KILIÇ
Altemur KILIÇ
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz