Fesat çekirdeği -çekirdek kadro-
1 sayfadaki 1 sayfası
Fesat çekirdeği -çekirdek kadro-
Fesat çekirdeği -çekirdek kadro-
Tuncay Güney’in, 2001 yılında polise verdiği ifadenin video ve ses
kayıtları, her halde Emniyet tarafından, basına -bu sefer açıkça-
“servis” edildi. Zamanlama mükemmel; kazılar ve bulunan
cephaneliklerle birlikte, eş zamanda!
Tuncay Güney, meczup mudur?
Deliliğinde bir maksat, bir metot mu, var? Kamunun akıl sağlığına ve
asıl ülkemize daha fazla zarar vermeden - adaletin de selameti
bakımından- bu teşhis muhakkak ve acilen konulmalı, fesat ve
tezviratına bir nokta konmalıdır.
Eğer mümkün olabilseydi
psikiyatrlar, psikologlar, bu adamı muayene koltuklarına yatırırlar, en
doğru teşhisi koyarlardı. Hatta televizyon ve videolardaki
görüntülerine, konuşmalarına bakarak bile, nasıl bir deli veya
“akıllı” bir deli olduğunu anlarlardı!
Teşhis: Sosyopat
Nitekim Psikolog Prof. Dr.
Acar Baltaş bu müşahedeyi yapmış, teşhisi koymuş; Güney bir “Sosyopat”
. Profesör şöyle diyor: “Sosyopatlara güvenilmez, başka insanlara
karşı duygudaşlık duymazlar, kendilerini olduklarından önemli görür,
gösterir. Çok kolay yalan söyler ve söylediklerine kendileri de
inanırlar. Güney’in sorgudaki rahatlığının yanı sıra bugüne dek verdiği
beyanatlara da baktığımızda onun için ’Sosyopat’ ifadesi doğrudur.
Konuşurken abartılı jest ve mimikler önemli ipuçları barındırır...
Güney’in polis sorgusundaki rahatlığı dikkat çekici! Elini çok sık
yüzüne götürmesi, gözünü sertçe ovması, boynunu kaşıması ve tüm bu
hareketleri yaparken de çok net ifadelerle konuşmasını sürdürmesi,
yalan söylediğinin göstergesi. Çünkü yalan söyleyen insanlarda el yüze
çok sık gider. Aynı şekilde, konuşmanın doğal akıcılığı sürerken
ellerin ani hareketlerle kullanılması, havaya sıçraması, söylediği
sözlerin altını çizmek istediğini de gösterir. Şu haliyle Güney, tek
kale oynuyor, ağzına geleni söylüyor.”
Ne var ki bugün gelinen
noktada, bu adamın ipe sapa gelmez karmaşık iddiaları, ciddi olarak ve
resmen, Ergenekon Davası iddianamesinin esasını ve mihrakını teşkil
ediyor ve savcılar Kanada’ya yazarak, bu adamdan cevaplar istiyorlar.
Ama tesadüfe bakın ki, bu talep mektubu yanlış, daha doğrusu, “doğru”
adrese Güney’in hamisi ve tezviratının organı Yeni Şafak’ın Kanada’daki
muhabirinin evine gidiyor. Yanlışlıklar, saçmalıklar komedisi içinde,
rezalet!
Medyanın hali
Ve Mesut Yılmaz’ın deyimiyle
“geçmişin hafriyatına” Susurluk’a vb.. takılan bir kısım medyamız da,
bu adamın 2001 yılında polise verdiği ifadeyi saatler ve sayfalarca
yayınlıyor! Güney “Ergenekon” un “çekirdekkadro” sunu açıklamış!
İddiasına göre çekirdek kadro şu: Eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral Necip Torumtay, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman
Koman, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Rasim Betir, Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya, emekli
Tümgeneral Nejat Müldür, emekli Tümgeneral Osman Özbek, emekli
Tuğgeneral Engin Hoş ve tabii, emekli Tuğgeneral Veli Küçük!
Tabii deli saçması, akla zarar bir iddia, bir hezeyan ama medyama göre adeta “hakikati” açıklama! Pes!
Bu
“abesle iştigaldir” diyoruz, ama acaba öyle mi? Yoksa bu
“açıklamalar”, Mahmut Övür’ün sözünü ettiği “11. Dalganın” habercisi
mi? Ve bu sefer tutuklanacak eski Cumhurbaşkanı kim? Bunlar bir şakaysa
da, artık “kaka” oldu. Eğer “Çekirdek kadroda” bu isimlerin bulunması
ciddiye alınırsa hayret? Fakat bana göre bu “çekirdek”, şu sırada
maksatlı olarak ortaya çıkarılmıştır ve “komplo” derinleşiyor. Ve
asıl hedefin ne oldugu anlaşılıyor; Orduya da “dokunarak”, T.C.’yi
kökünden değiştirmek!
Bir fıkra
Bu kadar ciddi bir konuda
“teşbihte hata olmaz”, kıssadan belki hisse çıkarılır diye bir fıkrayı
hatırlatayım. Adamın biri oynatmış; kendisini darı tanesi sanar tavuk,
horoz filan görünce köşu bucak kaçarmış... Akıl hastanesine koymuşlar
ve tedavi etmişler “darı” olmadığına, insan olduğuna ikna etmişler,
salıvermişler! Birkaç gün sonra adam doktorlara sığınmış, “Tavuklar
geliyor beni yiyecekler” diye... Doktor; “Yahu, sen darı değil, insan
olduğunu bilmiyor musun?” deyince adamın cevabı; “Doktor ben biliyorum
da, acaba tavuklar biliyor mu?”
Tuncay Güney’in, 2001 yılında polise verdiği ifadenin video ve ses
kayıtları, her halde Emniyet tarafından, basına -bu sefer açıkça-
“servis” edildi. Zamanlama mükemmel; kazılar ve bulunan
cephaneliklerle birlikte, eş zamanda!
Tuncay Güney, meczup mudur?
Deliliğinde bir maksat, bir metot mu, var? Kamunun akıl sağlığına ve
asıl ülkemize daha fazla zarar vermeden - adaletin de selameti
bakımından- bu teşhis muhakkak ve acilen konulmalı, fesat ve
tezviratına bir nokta konmalıdır.
Eğer mümkün olabilseydi
psikiyatrlar, psikologlar, bu adamı muayene koltuklarına yatırırlar, en
doğru teşhisi koyarlardı. Hatta televizyon ve videolardaki
görüntülerine, konuşmalarına bakarak bile, nasıl bir deli veya
“akıllı” bir deli olduğunu anlarlardı!
Teşhis: Sosyopat
Nitekim Psikolog Prof. Dr.
Acar Baltaş bu müşahedeyi yapmış, teşhisi koymuş; Güney bir “Sosyopat”
. Profesör şöyle diyor: “Sosyopatlara güvenilmez, başka insanlara
karşı duygudaşlık duymazlar, kendilerini olduklarından önemli görür,
gösterir. Çok kolay yalan söyler ve söylediklerine kendileri de
inanırlar. Güney’in sorgudaki rahatlığının yanı sıra bugüne dek verdiği
beyanatlara da baktığımızda onun için ’Sosyopat’ ifadesi doğrudur.
Konuşurken abartılı jest ve mimikler önemli ipuçları barındırır...
Güney’in polis sorgusundaki rahatlığı dikkat çekici! Elini çok sık
yüzüne götürmesi, gözünü sertçe ovması, boynunu kaşıması ve tüm bu
hareketleri yaparken de çok net ifadelerle konuşmasını sürdürmesi,
yalan söylediğinin göstergesi. Çünkü yalan söyleyen insanlarda el yüze
çok sık gider. Aynı şekilde, konuşmanın doğal akıcılığı sürerken
ellerin ani hareketlerle kullanılması, havaya sıçraması, söylediği
sözlerin altını çizmek istediğini de gösterir. Şu haliyle Güney, tek
kale oynuyor, ağzına geleni söylüyor.”
Ne var ki bugün gelinen
noktada, bu adamın ipe sapa gelmez karmaşık iddiaları, ciddi olarak ve
resmen, Ergenekon Davası iddianamesinin esasını ve mihrakını teşkil
ediyor ve savcılar Kanada’ya yazarak, bu adamdan cevaplar istiyorlar.
Ama tesadüfe bakın ki, bu talep mektubu yanlış, daha doğrusu, “doğru”
adrese Güney’in hamisi ve tezviratının organı Yeni Şafak’ın Kanada’daki
muhabirinin evine gidiyor. Yanlışlıklar, saçmalıklar komedisi içinde,
rezalet!
Medyanın hali
Ve Mesut Yılmaz’ın deyimiyle
“geçmişin hafriyatına” Susurluk’a vb.. takılan bir kısım medyamız da,
bu adamın 2001 yılında polise verdiği ifadeyi saatler ve sayfalarca
yayınlıyor! Güney “Ergenekon” un “çekirdekkadro” sunu açıklamış!
İddiasına göre çekirdek kadro şu: Eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, eski Genelkurmay Başkanı emekli
Orgeneral Necip Torumtay, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman
Koman, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Rasim Betir, Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya, emekli
Tümgeneral Nejat Müldür, emekli Tümgeneral Osman Özbek, emekli
Tuğgeneral Engin Hoş ve tabii, emekli Tuğgeneral Veli Küçük!
Tabii deli saçması, akla zarar bir iddia, bir hezeyan ama medyama göre adeta “hakikati” açıklama! Pes!
Bu
“abesle iştigaldir” diyoruz, ama acaba öyle mi? Yoksa bu
“açıklamalar”, Mahmut Övür’ün sözünü ettiği “11. Dalganın” habercisi
mi? Ve bu sefer tutuklanacak eski Cumhurbaşkanı kim? Bunlar bir şakaysa
da, artık “kaka” oldu. Eğer “Çekirdek kadroda” bu isimlerin bulunması
ciddiye alınırsa hayret? Fakat bana göre bu “çekirdek”, şu sırada
maksatlı olarak ortaya çıkarılmıştır ve “komplo” derinleşiyor. Ve
asıl hedefin ne oldugu anlaşılıyor; Orduya da “dokunarak”, T.C.’yi
kökünden değiştirmek!
Bir fıkra
Bu kadar ciddi bir konuda
“teşbihte hata olmaz”, kıssadan belki hisse çıkarılır diye bir fıkrayı
hatırlatayım. Adamın biri oynatmış; kendisini darı tanesi sanar tavuk,
horoz filan görünce köşu bucak kaçarmış... Akıl hastanesine koymuşlar
ve tedavi etmişler “darı” olmadığına, insan olduğuna ikna etmişler,
salıvermişler! Birkaç gün sonra adam doktorlara sığınmış, “Tavuklar
geliyor beni yiyecekler” diye... Doktor; “Yahu, sen darı değil, insan
olduğunu bilmiyor musun?” deyince adamın cevabı; “Doktor ben biliyorum
da, acaba tavuklar biliyor mu?”
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz