Aynanın arka yüzü
1 sayfadaki 1 sayfası
Aynanın arka yüzü
Aynanın arka yüzü
Bu hafta mutadım vechile “hafif” nostaljik “Pazar-lık” bir yazı
yazmayacağım. Türkiye’de yıllardır ikamet eden Amerikan asıllı, Türk
vatandaşı, siyasal bilimci Dr. Jim (Cem) Ryan’ın “Ergenekon” kapsamı
hakkındaki nefis analizini özetlemeye çalışacağım. Biz bu kapsamın
içinde bunalmış ve şaşırmışken Dr. Cem Ryan olaylara başka bir
perspektiften bakıyor: Lewis Carroll’un “Alis Harikalar Diyarında”
öyküsünde “Alis” “Harikalar Diyarına” aynanın arkasından bakar! Dr.
Ryan da “Harikalar Diyarı” Türkiye’deki Ergenekon olayına “aynanın
arkasından” bakıyor, alegori yapıyor!
Atatürk’ün yargılanması, Türkiye’nin çöküşü
Öykünün adı bu! Durum da bu. Atatürk yargılanıyor ve Türkiye çökertiliyor!
Ryan’a göre Ergenekon davasını bu öyküdeki çılgın kraliçe özetlemiş “Önce hüküm, sonra iddianame... Kweller yuvarlansın.”
Demokrasi,
sosyal adalet ve hukukta eşitlik adına, dinci kökenli AKP’nin
yüzlerce karşıtı, herkesin gözleri önünde içeri alınıyor. Bu
“Ergenekon” adında bir cadı avı! ABD yapımı! İspanya’daki
Engizisyonları hatırlatıyor. Bir tek onda Amerika’nın parmağı yoktu!
Dostoyevsky’nin
“Karamazof Kardeşler” romanında İsa dünyaya döner ve derhal Engizisyon
Mahkemesi tarafından tutuklanır, insanlara fazla özgürlük vermek
istediği için yargılanır! Engizisyon Başyargıcı, “Yarın seni suçlu
bulacağım ve yaktırtacağım. Bir zamanlar senin ayaklarını öpenler el
işaretimle ateşe odun taşıyacaklar, odun atmaya koşacaklar!” der.
Düşünün; modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk suçlu sandalyesinde ve
yakılmayı bekliyor!
Aynanın öteki tarafında yüze yakın insan
sabaha karşı baskınlarla tutuklanmış. Bazıları kişilik haklarından
yararlandırılmadan, haklarında iddianame okunmadan 18 aydan fazla
tutuklu kalmış... Bazıları cezaevinde haklarındaki iddiayı öğrenemeden
ölmüş. Evlerindeki belgelere ve bilgisayarlara el konmuş! Süreç sözde
gizli tahkikat gizli devam ediyor, ama herşey basına, kamuya
sızdırılıyor
Yargılama
Nihayet 2008 yılında
iddianame akıllara durgunluk veren 2500 sayfalık ve artı 150 bin
pageslik 450 dosya halinde açıklandı! Bir mutfak teknesi yoktu!
Belgeler, zabıtlar, tutanaklar, telefon dinleme kayıtları, gizli
tanıkların ifadeleri ve bir çoban salatası! Ve nihayet yargılama
başladı!
Cezaevi!
Sadece bu yargılamanın
mekânı, yeri, bütün saçmalıklar niyetin anlaşılmasına atılmasına yeter!
Fakat “Harikalar Diyarı Türkiye’de” bu mümkün olmaz! Bugün Türkiye’de
gün “Macbeth” piyesinde olduğu gibi “hakaniyette-hukukta faul var”.
İktidar partisi hukuk sisteminin büyük kısmını kontrol ediyor!
Silivri
Silivri
Cezaevi muazzam bir ceza fabrikası! Solzenitsin’e yakışan kocaman bir
“Gulag”! Nazi döneminin Auschwitz toplama kampını hatırlatıyor! Bir
zamanlar yoğurduyla meşhur Silivri’de millet adeta geviş getiriyor,
mayanın tutması bekleniyor!
Bu kocaman, yepyeni cezaevi Avrupa’daki
en büyük cezaevi. 11 bin mahkûmu alabilecek kadar büyük! Bu kadar
muazzam büyük bir tesisi kuranların 10 bin 900 tutuklu için planları
olmalı! Bu dava iktidar partisine yaradı. Dikkatleri iktidarın
yolsuzluk skandallarından ve ekonomık krizden başka tarafa çekiyor!
Atatürk ilkelerine bağlı yazarlar, gazeteciler, rektörler sendika
başkanları ve emekli subaylar... Bazıları seksen yaşlarında ve Mustafa
Kemal’in altın aydınlanma yıllarının varisleri! Şimdi tutuklu olanlar,
Atatürk’ün mirasının varisleri. Mustafa Kemal’in eserini emanet ettiği
her kuşaktan gençler!
Neden?
İktidar partisi
“Ergenekon” oyununu iki nedenle kullanıyor. Bush yönetiminin çılgın bir
projesi var: Türkiye’yi ılımlı İslam devleti yapmak projesi. AKP
iktidarı Amerika’nın itaatkâr bir aleti! İkinci neden; AKP’nin çok
kirli çamaşırları var ve bunları kurutmak için bir sis perdesi gerekli!
Buyrun sahneye “Ergenekon canavarı”!
Anayasa Mahkemesi 2008
başlarında AKP’nin laiklik karşıtı gelişmelerin odağı olduğuna
hükmetmişti... Tutuklamalar başladı! Sonra “Deniz Feneri” yolsuzluğu!
Ve tutuklamalar...
Anayasa’nın
değişmez maddeleri
Aynanın arkasındaki Türkiye’de iktidar partisinin tahammül edemediği bir Anayasa ve değişmez-değiştirilemez maddeleri var!
Ve
o isim “Atatürk”. Asker, kahraman, emperyalizm karşıtı. Siyasi ve
sosyal reformcu, entelektüel, dürüst... AKP iktidarının ondan nefret
etmesine şaşmamalı.
AKP sözcüsü Dengir Fırat, Atatürk devrimlerinin
millette travma yarattığından söz etmişti! Müstehzi bakışlı Fırat’ın
misyonu Atatürk kavramını yok etmek, ama adı yolsuzluğa karıştıgı için
Erdoğan onu genel başkan yardımcılığından almak zorunda kaldı!
Başka
ülkelerde politikacılar istifaya mecbur edilirler, ama “Harikalar
Diyarı Türkiye’de” değil! Şimdi suçlu sandalyesinde Atatürk var!..
Ve çöküş
Mustafa
Kemal Yüksek Engizisyon Yargıçları tarafından yargılanıyor!
Kastettiğimiz elbette Silivri’deki yargıçlar değil; siyaset, medya ve
bürokrasideki malum zihniyet sahipleri.
Bu yargılamada Savcı
Zekeriya Öz. Fakat bir başsavcı daha var: Başbakan Erdoğan! Hayret
verici siyasi bir füzyonla yargı iktidarla birleşmiştir. Erdoğan
Engizisyon Yargıçları’nın en başında. Dostoyevsky’nin kahkahalarla
güleceği bir durum!
Konumuza haftaya devam edeceğiz
Bu hafta mutadım vechile “hafif” nostaljik “Pazar-lık” bir yazı
yazmayacağım. Türkiye’de yıllardır ikamet eden Amerikan asıllı, Türk
vatandaşı, siyasal bilimci Dr. Jim (Cem) Ryan’ın “Ergenekon” kapsamı
hakkındaki nefis analizini özetlemeye çalışacağım. Biz bu kapsamın
içinde bunalmış ve şaşırmışken Dr. Cem Ryan olaylara başka bir
perspektiften bakıyor: Lewis Carroll’un “Alis Harikalar Diyarında”
öyküsünde “Alis” “Harikalar Diyarına” aynanın arkasından bakar! Dr.
Ryan da “Harikalar Diyarı” Türkiye’deki Ergenekon olayına “aynanın
arkasından” bakıyor, alegori yapıyor!
Atatürk’ün yargılanması, Türkiye’nin çöküşü
Öykünün adı bu! Durum da bu. Atatürk yargılanıyor ve Türkiye çökertiliyor!
Ryan’a göre Ergenekon davasını bu öyküdeki çılgın kraliçe özetlemiş “Önce hüküm, sonra iddianame... Kweller yuvarlansın.”
Demokrasi,
sosyal adalet ve hukukta eşitlik adına, dinci kökenli AKP’nin
yüzlerce karşıtı, herkesin gözleri önünde içeri alınıyor. Bu
“Ergenekon” adında bir cadı avı! ABD yapımı! İspanya’daki
Engizisyonları hatırlatıyor. Bir tek onda Amerika’nın parmağı yoktu!
Dostoyevsky’nin
“Karamazof Kardeşler” romanında İsa dünyaya döner ve derhal Engizisyon
Mahkemesi tarafından tutuklanır, insanlara fazla özgürlük vermek
istediği için yargılanır! Engizisyon Başyargıcı, “Yarın seni suçlu
bulacağım ve yaktırtacağım. Bir zamanlar senin ayaklarını öpenler el
işaretimle ateşe odun taşıyacaklar, odun atmaya koşacaklar!” der.
Düşünün; modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk suçlu sandalyesinde ve
yakılmayı bekliyor!
Aynanın öteki tarafında yüze yakın insan
sabaha karşı baskınlarla tutuklanmış. Bazıları kişilik haklarından
yararlandırılmadan, haklarında iddianame okunmadan 18 aydan fazla
tutuklu kalmış... Bazıları cezaevinde haklarındaki iddiayı öğrenemeden
ölmüş. Evlerindeki belgelere ve bilgisayarlara el konmuş! Süreç sözde
gizli tahkikat gizli devam ediyor, ama herşey basına, kamuya
sızdırılıyor
Yargılama
Nihayet 2008 yılında
iddianame akıllara durgunluk veren 2500 sayfalık ve artı 150 bin
pageslik 450 dosya halinde açıklandı! Bir mutfak teknesi yoktu!
Belgeler, zabıtlar, tutanaklar, telefon dinleme kayıtları, gizli
tanıkların ifadeleri ve bir çoban salatası! Ve nihayet yargılama
başladı!
Cezaevi!
Sadece bu yargılamanın
mekânı, yeri, bütün saçmalıklar niyetin anlaşılmasına atılmasına yeter!
Fakat “Harikalar Diyarı Türkiye’de” bu mümkün olmaz! Bugün Türkiye’de
gün “Macbeth” piyesinde olduğu gibi “hakaniyette-hukukta faul var”.
İktidar partisi hukuk sisteminin büyük kısmını kontrol ediyor!
Silivri
Silivri
Cezaevi muazzam bir ceza fabrikası! Solzenitsin’e yakışan kocaman bir
“Gulag”! Nazi döneminin Auschwitz toplama kampını hatırlatıyor! Bir
zamanlar yoğurduyla meşhur Silivri’de millet adeta geviş getiriyor,
mayanın tutması bekleniyor!
Bu kocaman, yepyeni cezaevi Avrupa’daki
en büyük cezaevi. 11 bin mahkûmu alabilecek kadar büyük! Bu kadar
muazzam büyük bir tesisi kuranların 10 bin 900 tutuklu için planları
olmalı! Bu dava iktidar partisine yaradı. Dikkatleri iktidarın
yolsuzluk skandallarından ve ekonomık krizden başka tarafa çekiyor!
Atatürk ilkelerine bağlı yazarlar, gazeteciler, rektörler sendika
başkanları ve emekli subaylar... Bazıları seksen yaşlarında ve Mustafa
Kemal’in altın aydınlanma yıllarının varisleri! Şimdi tutuklu olanlar,
Atatürk’ün mirasının varisleri. Mustafa Kemal’in eserini emanet ettiği
her kuşaktan gençler!
Neden?
İktidar partisi
“Ergenekon” oyununu iki nedenle kullanıyor. Bush yönetiminin çılgın bir
projesi var: Türkiye’yi ılımlı İslam devleti yapmak projesi. AKP
iktidarı Amerika’nın itaatkâr bir aleti! İkinci neden; AKP’nin çok
kirli çamaşırları var ve bunları kurutmak için bir sis perdesi gerekli!
Buyrun sahneye “Ergenekon canavarı”!
Anayasa Mahkemesi 2008
başlarında AKP’nin laiklik karşıtı gelişmelerin odağı olduğuna
hükmetmişti... Tutuklamalar başladı! Sonra “Deniz Feneri” yolsuzluğu!
Ve tutuklamalar...
Anayasa’nın
değişmez maddeleri
Aynanın arkasındaki Türkiye’de iktidar partisinin tahammül edemediği bir Anayasa ve değişmez-değiştirilemez maddeleri var!
Ve
o isim “Atatürk”. Asker, kahraman, emperyalizm karşıtı. Siyasi ve
sosyal reformcu, entelektüel, dürüst... AKP iktidarının ondan nefret
etmesine şaşmamalı.
AKP sözcüsü Dengir Fırat, Atatürk devrimlerinin
millette travma yarattığından söz etmişti! Müstehzi bakışlı Fırat’ın
misyonu Atatürk kavramını yok etmek, ama adı yolsuzluğa karıştıgı için
Erdoğan onu genel başkan yardımcılığından almak zorunda kaldı!
Başka
ülkelerde politikacılar istifaya mecbur edilirler, ama “Harikalar
Diyarı Türkiye’de” değil! Şimdi suçlu sandalyesinde Atatürk var!..
Ve çöküş
Mustafa
Kemal Yüksek Engizisyon Yargıçları tarafından yargılanıyor!
Kastettiğimiz elbette Silivri’deki yargıçlar değil; siyaset, medya ve
bürokrasideki malum zihniyet sahipleri.
Bu yargılamada Savcı
Zekeriya Öz. Fakat bir başsavcı daha var: Başbakan Erdoğan! Hayret
verici siyasi bir füzyonla yargı iktidarla birleşmiştir. Erdoğan
Engizisyon Yargıçları’nın en başında. Dostoyevsky’nin kahkahalarla
güleceği bir durum!
Konumuza haftaya devam edeceğiz
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz