DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TOPLUMA DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEK!..

Aşağa gitmek

TOPLUMA DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEK!.. Empty TOPLUMA DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEK!..

Mesaj tarafından Hulki CEVİZOĞLU 2009-01-20, 09:39

TOPLUMA DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEK!..
Yaşananları analiz etmek önemli.
Oynanan oyunları görebilmek
önemli. Bu çoğu zaman zordur. Ancak, zoru başarıp oynanan oyunların
arkasındaki sırrı görmek bile başınıza geleceğe çare olmuyor. Oyunu
durdurmuyor.
Bugün yaşananların ardındaki gerçekleri de herkes
görüyor, biliyor ama kimse önleyemiyor. Kim kimi niçin tasfiye ediyor;
tasfiye edilen aslında kişiler mi, yoksa Türkiye’nin geleceği mi;
istihbaratçılar arasındaki kavga mı; Türkiye’nin AB(D)’ye bağımlı
kalması mı, yoksa tüm dünyaya açılma kavgası mı?
Bugünü bugünden
değerlendirebilmek için “Kod Adı: 68” ve “Ey Türk İstikbâlinin Evlâdı”
adlı kitaplarıma mutlaka bakılmalıdır. Oradaki isimleri kaldırıp, bugün
adı geçenleri koyun ve okuyun.

“AĞACI DEVİRDİLER!..”
Muhaliflerin susturulduğu
bugünkü Türkiye’de, hukuk ve demokrasi ile ilgili eski Yargıtay Başkanı
Sami Selçuk’un sözlerine bakalım. Selçuk, bir yargı yılı açılışında
karşılaştırmalı olarak şunları söylemişti. Belki bugünlere ışık tutar:
-
İnsan yok edilebilir, ama teslim alınamaz. (Hemingway). Düşünceler
kurşuna dizilmez (Napoleon). Düşüncelerin, inançların açıklanmasını
yasaklama girişimleri dün olanaksızdı, bugün daha da olanaksızdır (S.
Selçuk).
- Sokrates’i yargılayan 502 yargıçtan hiçbirinin adını
bilmiyoruz. Ama 2398 yıldan beri ’hükümlü Sokrates konuşuyor’ (Faruk
Erem). Düşünce yasakları her zaman toplum zararınadır (S.Selçuk).
-
Ötekinin kökünü kazımak için yapılan her girişim, ötekinin yok
edilemezliğini kanıtlamaktadır (Baudrillard). Demokrasinin çokluk
ayırdına varılamayan dehası da işte burasıdır (S.Selçuk).
- Bir
meyve koparmak için ağacı devirdiler (Montesquieu). Topluma deli
gömleği giydiren böyle bir rejimde ve devlette insanlar maske takıp
sahte kimlik kartlarıyla dolaşmak zorundadır. Bireyler için tek
kurtuluş yolu ikiyüzlülüktür. Orada hiç kimse artık kendisi değildir.
Ortalıkta duyulan sesler slogan, yinelenen törenler kısır ritüellerdir.
Pastorize insanlardan oluşan bir toplumda fotokopilerle yığınlaşma
başlar. Örgütlenme yoktur. Çünkü farklılık yoktur. Bunun adı da
kültürel soykırımdır (S. Selçuk).
- Zorbalar saltanatlarını
sürdürmek için bölüyorlar. Sizler özgürlüğün saltanatını sürdürmek
istiyorsanız iktidarı bölünüz (Saint-Just). 1789 İnsan ve Yurttaşlık
Hakları Bildirisi’inde erkler ayrılığına yer vermeyen anayasaların
anayasa sayılamayacakları vurgulanmıştır (S. Selçuk).

UÇAN DAİREDEN VAHİY VE HUKUK..
Bu arada, gündem biraz yavaşlamışken, bir başka hukuki gelişmeyi paylaşmak istiyorum.
Mevlâna’nın
ruhunu taşıdığını ileri süren “Dünya Kardeşlik Birliği Vakfı Başkanı ”
Sahte peygamber “ olarak anılan Vedia Bülent Önsü Çorak ve üyeleri 7
yıl önce bir dava açmışlardı. Merkezleri dışında 12 şubenin aynı
dilekçeyle açtığı davanın 11’ini kazanmıştım. Bir tanesi ise, benim
sırasıyla atv, Show, Star, Flash TV ve Kanaltürk serüvenlerim nedeniyle
takip edemediğim için kaybettim. Toplam istenen para 455 milyar TL idi.
450 milyar liralık kısmını kazandım. 5 milyar liralık kısmını
kaybettim.
Uçan daireden vahiy aldıklarını ileri süren Dünya
Kardeşlik Birliği’nin Bilgi Kitabı adlı bir kitabı var. Bu kitap
hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu
Başkanlığı’nın raporu şöyle diyor (Başkan ve 15 profesör ve doçent
imzalı):
” Baştan sona çelişki ve tutarsızlıklarla dolu olduğuna
yüzlerce örnek gösterilebilecek ’Bilgi Kitabı’, din kitabı olmak bir
yana, hiçbir bilimsel, edebi ve felsefi düşünce niteliği de
taşımamaktadır. Halkımızın zihinlerini karıştıracak, onları hem İslâm
dışı, hem de akıl ve bilim dışı yönlere sevk edecek, böylece ülkemizde
din ve mezhep kavgaları yaratabilecek, dînî ve millî birlik ve
bütünlüğümüzü bozabilecek nitelikler taşıyan bu kitabın zararlı bir
yayın olduğuna karar verilmiştir.
Marmara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Raporu da benzer görüşte (4 profesör imzalı): “Kitabın
..fevkalade yanıltıcı, şaşırtıcı ve zihinleri bulandırıcı olduğu, aynı
zamanda halkımızın dini ve milli değerlerini saptırıcı, küçük düşürücü
ve devlet kurumunun yapısını değiştirici nitelikte olduğu
görülmektedir. Kitap akıl ve gerçek dışı birtakım imajinasyonlardan
ibarettir. Eserin bütünlüğü itibariyle,İslâm dininin temel ilkelerine
aykırı ve bazen de yanıltıcı, küçük düşürücü ifadelerle dolu olduğu;
başta büyük peygamberler ve ünlü velîler olmak üzere büyük önder
Atatürk’ün yazar tarafından kişisel amaçlarla yanlış yorumlanıp
çarpıtıldığı ve hatta kötüye kullanıldığı görülmektedir. Eserde görülen
akıl, bilim ve din dışı abartılı ve kasıtlı yorumların zaman zaman
laiklik ilkesini zedeleyecek ve anayasamızın öngördüğü milli birlik ve
beraberliğimizi zayıflatacak boyutlara ulaştığı görülmektedir.”
Benzer bir rapor da, 4 profesör ve doçent imzalı İzmir D. E. Üniversitesi İlahiyat Fakültesi raporu.
Takipsizlikten
kaybettiğimiz dava, Ceviz Kabuğu’nda adları hiç anılmadığı halde
Tekirdağ Şubesi’nin açtığı dava. Bu bilgi kitabına inandıkları için
dava açanlar şunlar: Mustafa Özgül, Bekir Güngör (aynı zamanda davayı
açan avukat), Cafer Çetin, Rasim Namuk, Sacit Tuğrul Üren.
Benimle
birlikte dava açılanlar ise şunlar: Satel Sabah Televizyon Prodüksiyon
A.Ş., Prof. Dr. Zekeriya Beyaz ve Cengiz Özakıncı.
Şimdi Türkiye’nin önünde böyle bir dava var. Uçan daireden vahiy almak serbest, onu haber yapmak yasak!..
Raporlar ortada, karar ortada.
Bu konuya devam edeceğim ama sıcak gündemden fırsat buldukça sizlerin görüşlerini de bekliyorum.
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU
GÜMÜŞ ÜYE
GÜMÜŞ ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 46
Yaş : 66
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz