Dünkü yemek, tek kelimeyle skandaldır!
1 sayfadaki 1 sayfası
Dünkü yemek, tek kelimeyle skandaldır!
Dünkü yemek, tek kelimeyle skandaldır!
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül dün yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarına bir
yemek verdi. Dünkü yazımda bu yemekte Ergenekon davasının herhangi bir
şekilde gündeme gelmesinin, “yargıya müdahale” ve “hukukun üstünlüğü
ilkesine darbe” anlamına geleceğini belirtmiştim.
Sonuçta yandaş
medyanın “demokrasi adına büyük adım” olarak gördüğü bu yemekli zirve
bitti ve sonuç beklediğimden çok daha kötü oldu.
Nedeni; yemekten sonra ilk açıklamayı yapan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçek’in sözlerinde gizli:
“Memleketin
sorunlarını görüştük. Her şeyin hukuk kuralları içinde olması
gerektiğini söyledik. Genel ilkeler üzerinde bir görüşme yaptık.”
***
O kısacık açıklamayı duyunca, “Eyvah” dedim...
Çünkü bu sözler, dün yenilen yemeğin “skandal” olarak tanımlanmasına yeter de artar bile!
Gelelim bu sözlerin analizine:
1) “Memleket sorunlarının görüşüldüğü bir zirve”de, yüksek yargı organlarının başkanlarının ne işi olabilir?
Onların olduğu bir ortamda sadece “yargı sorunları”nın görüşülmesi gerekmez mi?
“Memleket
sorunları” tanımlamasının içinde siyasi konular varsa bu, yargının
bizzat Cumhurbaşkanı’nın organizasyonuyla siyasi arenaya çekilmesi
anlamına gelmez mi?
2) Yargıtay Başkanı, “Her şeyin hukuk
kuralları içinde olması gerektiğini söyledik” diyor ya... Yargı
organlarının başkanları bunu söylemez; açacakları ve karara
bağlayacakları davalarla, hukuk dışına çıkanların yakasına yapışır!
3)
“Genel ilkeler üzerinde görüşülmesi” ise tam bir faciadır... Çünkü eğer
konuşma, ifade edildiği gibi sadece, “Hukukun üstünlüğü korunmalı ve
yargıya müdahale edilmemelidir”le sınırlı kaldıysa bile bu, devletin en
önemli koltuklarında oturan kişilerin “genel ilkeler”i bilmedikleri ya
da onlara uymadıkları anlamına gelir ki... Başlı başına skandaldır!
4)
Yargıtay Başkanı, açıkça sorulmasına karşın, “Ergenekon davasını
görüşmedik” diyemedi... “Güçler ayrılığı” ilkesinin gerçekten
uygulandığı demokrasilerde bu suçtur!
***
Yargıtay
Başkanı’nı dinledikten sonra, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılacak
yazılı açıklamayı beklemeye başladım. Çünkü bu sözlerin yalanlanmasını
umuyordum...
Ama ne yazık ki Köşk de benzer bir açıklama yaptı.
O
açıklamada, “Toplantıda dünyada ve bölgemizdeki önemli gelişmelerden
hareketle; ülkemizde yasama, yürütme ve yargıyı ilgilendiren birçok
konu, samimi bir atmsoferde ele alınmış ve karşılıklı görüşler
paylaşılmıştır” deniliyordu...
İyi de:
“Dünyadaki ve bölgedeki gelişmeler...”
“Ülkemizdeki
yasamayı ve yürütmeyi ilgilendiren sorunlar” yüksek yargı organlarının
başkanlarının görev ve sorumluluk alanına girmiyor ki!
Bu
açıklamayı yapanların, açıklamadaki ifadeyle bile “güçler ayrılığı”
ilkesine aykırı düştüklerini akıl edememesi, sizi de hüzünlendirmiyor
mu?
Ya yine aynı açıklamadaki, “Hukukun üstünlüğüne ve temel
ilkelerine titizlikle bağlı kalınmasının ve uygulamalarda usul
yasalarına azami özen gösterilmesinin Türkiye’yi daha da güçlü kılacağı
üzerinde etraflıca durulmuştur” sözlerine ne demeli?
Bu
cümleden, “Aslında biz hukukun üstünlüğünü hayata geçiremedik ve usul
yasalarına özen gösteremedik de o yüzden bugün bu kadar güçsüzüz”
anlamı çıkmıyor mu?
Böyle bir yaklaşım kabul edilebilir mi?
***
Neymiş;
Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 104. maddesine göre ‘erklerin düzenli ve
uyumlu çalışmasını gözetmekle’ görevliymiş de bu zirve o yüzden
yapılmış...
Cumhurbaşkanı erklerin düzenli çalışmasını elbette gözetmeli...
Sonra da gözlemleri sonucunda, hangi kurumun davranışından rahatsız oluyorsa onun başkanını çağırıp uyarmalı!
Ama bizim Cumhurbaşkanı öyle yapamıyor, bunun yerine Anayasa’da olmayan yeni bir “kurul” yaratıyor...
Yani yasaların ve Anayasa’nın dışına çıkarak, güçler ayrılığı ilkesinin çiğnenmesine neden oluyor...
İşin ilginci; koskoca hukuk adamları da bu davete katılarak, Cumhurbaşkanı’nın hatasının günahını ve sorumluluğunu paylaşıyor!
Biz de bu “yöneticilerle” demokrasiye ve gerçek bir hukuk devletine ulaşmaya çalışıyoruz...
Çok bekleriz!
*****
GÜNÜN SORUSU
Koskoca ABD, ilk kez bir zenciyi Başkan seçtikleri için bayram ediyor...
Biz ise bugüne kadar onlarca Kürt asıllı vatandaşımızı Cumhurbaşkanı ve Başbakan yaptık...
Bu durumda biz, “insan hakları ve demokrasi” kültüründe ABD’ye fark atmış olmuyor muyuz?
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül dün yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarına bir
yemek verdi. Dünkü yazımda bu yemekte Ergenekon davasının herhangi bir
şekilde gündeme gelmesinin, “yargıya müdahale” ve “hukukun üstünlüğü
ilkesine darbe” anlamına geleceğini belirtmiştim.
Sonuçta yandaş
medyanın “demokrasi adına büyük adım” olarak gördüğü bu yemekli zirve
bitti ve sonuç beklediğimden çok daha kötü oldu.
Nedeni; yemekten sonra ilk açıklamayı yapan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçek’in sözlerinde gizli:
“Memleketin
sorunlarını görüştük. Her şeyin hukuk kuralları içinde olması
gerektiğini söyledik. Genel ilkeler üzerinde bir görüşme yaptık.”
***
O kısacık açıklamayı duyunca, “Eyvah” dedim...
Çünkü bu sözler, dün yenilen yemeğin “skandal” olarak tanımlanmasına yeter de artar bile!
Gelelim bu sözlerin analizine:
1) “Memleket sorunlarının görüşüldüğü bir zirve”de, yüksek yargı organlarının başkanlarının ne işi olabilir?
Onların olduğu bir ortamda sadece “yargı sorunları”nın görüşülmesi gerekmez mi?
“Memleket
sorunları” tanımlamasının içinde siyasi konular varsa bu, yargının
bizzat Cumhurbaşkanı’nın organizasyonuyla siyasi arenaya çekilmesi
anlamına gelmez mi?
2) Yargıtay Başkanı, “Her şeyin hukuk
kuralları içinde olması gerektiğini söyledik” diyor ya... Yargı
organlarının başkanları bunu söylemez; açacakları ve karara
bağlayacakları davalarla, hukuk dışına çıkanların yakasına yapışır!
3)
“Genel ilkeler üzerinde görüşülmesi” ise tam bir faciadır... Çünkü eğer
konuşma, ifade edildiği gibi sadece, “Hukukun üstünlüğü korunmalı ve
yargıya müdahale edilmemelidir”le sınırlı kaldıysa bile bu, devletin en
önemli koltuklarında oturan kişilerin “genel ilkeler”i bilmedikleri ya
da onlara uymadıkları anlamına gelir ki... Başlı başına skandaldır!
4)
Yargıtay Başkanı, açıkça sorulmasına karşın, “Ergenekon davasını
görüşmedik” diyemedi... “Güçler ayrılığı” ilkesinin gerçekten
uygulandığı demokrasilerde bu suçtur!
***
Yargıtay
Başkanı’nı dinledikten sonra, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılacak
yazılı açıklamayı beklemeye başladım. Çünkü bu sözlerin yalanlanmasını
umuyordum...
Ama ne yazık ki Köşk de benzer bir açıklama yaptı.
O
açıklamada, “Toplantıda dünyada ve bölgemizdeki önemli gelişmelerden
hareketle; ülkemizde yasama, yürütme ve yargıyı ilgilendiren birçok
konu, samimi bir atmsoferde ele alınmış ve karşılıklı görüşler
paylaşılmıştır” deniliyordu...
İyi de:
“Dünyadaki ve bölgedeki gelişmeler...”
“Ülkemizdeki
yasamayı ve yürütmeyi ilgilendiren sorunlar” yüksek yargı organlarının
başkanlarının görev ve sorumluluk alanına girmiyor ki!
Bu
açıklamayı yapanların, açıklamadaki ifadeyle bile “güçler ayrılığı”
ilkesine aykırı düştüklerini akıl edememesi, sizi de hüzünlendirmiyor
mu?
Ya yine aynı açıklamadaki, “Hukukun üstünlüğüne ve temel
ilkelerine titizlikle bağlı kalınmasının ve uygulamalarda usul
yasalarına azami özen gösterilmesinin Türkiye’yi daha da güçlü kılacağı
üzerinde etraflıca durulmuştur” sözlerine ne demeli?
Bu
cümleden, “Aslında biz hukukun üstünlüğünü hayata geçiremedik ve usul
yasalarına özen gösteremedik de o yüzden bugün bu kadar güçsüzüz”
anlamı çıkmıyor mu?
Böyle bir yaklaşım kabul edilebilir mi?
***
Neymiş;
Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 104. maddesine göre ‘erklerin düzenli ve
uyumlu çalışmasını gözetmekle’ görevliymiş de bu zirve o yüzden
yapılmış...
Cumhurbaşkanı erklerin düzenli çalışmasını elbette gözetmeli...
Sonra da gözlemleri sonucunda, hangi kurumun davranışından rahatsız oluyorsa onun başkanını çağırıp uyarmalı!
Ama bizim Cumhurbaşkanı öyle yapamıyor, bunun yerine Anayasa’da olmayan yeni bir “kurul” yaratıyor...
Yani yasaların ve Anayasa’nın dışına çıkarak, güçler ayrılığı ilkesinin çiğnenmesine neden oluyor...
İşin ilginci; koskoca hukuk adamları da bu davete katılarak, Cumhurbaşkanı’nın hatasının günahını ve sorumluluğunu paylaşıyor!
Biz de bu “yöneticilerle” demokrasiye ve gerçek bir hukuk devletine ulaşmaya çalışıyoruz...
Çok bekleriz!
*****
GÜNÜN SORUSU
Koskoca ABD, ilk kez bir zenciyi Başkan seçtikleri için bayram ediyor...
Biz ise bugüne kadar onlarca Kürt asıllı vatandaşımızı Cumhurbaşkanı ve Başbakan yaptık...
Bu durumda biz, “insan hakları ve demokrasi” kültüründe ABD’ye fark atmış olmuyor muyuz?
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz